Vemâ nursilu-lmurselîne illâ mubeşşirîne vemunżirîn(e)(c) veyucâdilu-lleżîne keferû bilbâtili liyudhidû bihi-lhakk(a)(s) vetteḣażû âyâtî vemâ unżirû huzuvâ(n)
Ve biz, peygamberleri ancak müjdeci, korkutucu olarak göndeririz. Kafir olanlar, hakkı batılla gidermek için çalışırlar, çekişirler, ayetlerimizi ve kendilerine verilen korkulu haberleri alaya alırlar.
(Oysa) Biz elçileri, müjde vericiler ve uyarıcılar olmak dışında (başka bir amaçla) göndermeyiz. Kâfirler ise, Hakkı bâtıl ile geçersiz kılmak için mücadeleye girişmektedirler. Onlar Benim ayetlerimi ve uyarıldıklarını (azabı) alay konusu edinmektedirler.
Biz peygamberleri ancak müjdeciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Bizden gelen gerçekleri örtbas edenler ise, gerçekleri anlamsız ve boş şeylerle yerinden kaydırıp, çürütmek için uğraşıp dururlar. Ayetlerimizi ve kendilerine yapılan uyarıyı alay konusu edinirler.
Biz Rasulleri ancak rahmetimizin, merhametimizin, ihsanımızın ve sevgimizin müjdeleyicileri, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcılar olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevlendirir, göndeririz. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirler ise, hakkı, Kur'ân'ın getirdiklerini bâtılla ortadan kaldırmak için bâtıl bir metot kullanarak mücadeleye devam ediyorlar. Onlar âyetlerimizi, Kur'ân'ı, ilkelerimizi ve uyarıldıkları konuları, tehdidi alay konusu haline getiriyorlar.
Biz peygamberleri ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak göndeririz. İnkar edenler ise hakkı batılla ortadan kaldırmak için mücadele ediyorlar. Ayetlerimi ve uyarıldıkları şeyi de alaya alıyorlar.
Biz elçileri, müjde vericiler ve uyarıcılar olmak dışında (başka bir amaçla) göndermeyiz. İnkâr edenler ise, hakkı batıl ile geçersiz kılmak için mücadele ediyorlar. Onlar benim ayetlerimi ve uyarıldıklarını (azabı) alay konusu edindiler.
Halbuki biz, peygamberleri ancak (iman edenleri cennetle) müjdeleyici ve (kâfirleri cehennem'le) korkutucu olmak üzere göndeririz. Küfredenler ise, hakkı (Kur'ân'ı), bâtıl ile kaydırıp gidermek için mücadele ediyorlar. Âyetlerimizi ve korkutuldukları azabı da eğlence yerine tuttular.
Biz peygamberleri, ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. O kâfirler ise, boş ve yanlış bir ideoloji ile hakkı ezmeye çalışıyorlar. Ayetlerimizi ve korkutuldukları azabı alaya alıyorlar.
Biz peygamberleri, sadece müjdeleyici ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kâfir olanlar ise hakkı yerinden kaydırıp ortadan kaldırmak için bâtıl uğruna mücâdele verirler. Âyetlerimizi ve kendilerine yapılan tehditleri de alay konusu edinirler.
Peygamberleri ancak göndeririz müjdeleyen, kocunduran olarak, kâfirler gerçeği bâtılla batırmakçin uğraşıyor; benim âyetlerimle kocundurulan şeyi, eğlenceye alırlar
Biz, peygamberleri; sadece (cenneti) müjdeleyici ve (azaba karşı) uyarıcılar olarak göndeririz. İnkârcılar ise hakkı batılla ortadan kaldırmak için mücadele ederler. Onlar, benim ayetlerimi ve kendilerine yapılan uyarıları alaya alırlar.
Teblîgât icrâsına me’mûr rasûller gönderdik. Kâfirler hakîkati setr içün bâtıl delîller îrâd idiyorlar, âyâtımız ve kendilerine haber virilen mücâzât ile istihzâ itdiler.
Biz peygamberleri ancak müjdeci ve uyarıcı olarak göndeririz. Oysa inkarcılar hakkı batılla ortadan kaldırmak için çekişirler. Ayetlerimizi ve kendilerine yapılan uyarmaları alaya alırlar.
Biz, peygamberleri ancak müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. İnkâr edenler ise, hakkı batılla çürütmek için mücadele ederler. Âyetlerimizi ve kendilerine yapılan uyarıları alaya alırlar.
Biz resulleri, sadece müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kâfir olanlar ise, bâtıla dayanarak hakkı ortadan kaldırmak için mücadele verirler. Onlar, âyetlerimi ve kendilerine yapılan uyarıları alaya almışlardır.
Biz resulleri, sadece müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kâfir olanlar ise, hakkı bâtıla dayanarak ortadan kaldırmak için bâtıl yolla mücadele verirler. Onlar âyetlerimizi ve uyarıldıkları şeyleri alaya almışlardır.
Biz, elçileri ancak müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak gönderdik. Kafirler, gerçeği sahte ve yanlış ile ortadan kaldırmak için gayret ediyor. Ayetlerimi (işaret ve mucizeleri) ve uyarıldıkları şeyleri alaya aldılar.
Halbuki biz peygamberleri ancak müjdeciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kâfir olanlar ise hakkı, batılla ortadan kaldırmak için mücadele ediyorlar. Onlar, âyetlerimizi ve korkutuldukları azabı da alaya almışlardır.
Halbuki biz gönderdiğimiz Peygamberleri ancak mübeşşir ve münzir olmak üzere göndeririz, küfredenler ise hakkı bâtılla kaydırmak için mücadele ediyorlar âyetlerimizi ve kendilerine edilen inzârı eğlence yerine tuttular
Biz peygamberleri ancak, müjdeleyici ve uyarıcı olarak göndeririz. İnkâr edenler ise hakkı, bâtılla ortadan kaldırmak için mücadele ediyorlar. (Ayrıca onlar) âyetlerimi ve uyarıldıkları şeyleri de alaya alıyorlar.
Biz, resulleri ancak haberdar ediciler ve uyarıcılar olarak göndeririz¹. Gerçeği yalanlayan nankörler ise Hakk'ı Batıl ile ortadan kaldırmak için mücadele ediyorlar. Ve onlar, ayetlerimizi ve uyarıldıkları şeyleri alaya alıyorlar.
Biz, peygamberleri (mü'minlere) müjde verici, (kâfirleri azabı ilâhî ile) korkutucu kimseler (olmak) dan başka (bir sıfat) la göndermeyiz. Kâfir olanlar ise hakkı baatıl ile yerinden kaydırmak için mücâdele eder (ler), âyetlerimizi ve tehdîd edildikleri (cehennemi) bir maskaralık edindiler onlar.
Hâlbuki (biz) peygamberleri ancak müjdeleyiciler ve (aynı zamanda, Allah'ın azâbı ile) korkutucular olarak göndeririz. İnkâr edenler ise bâtıl (bir yol) ile mücâdele eder ki, hakkı onun vâsıtasıyla ortadan kaldırsınlar. Hem (onlar) âyetlerimi ve tehdîd edildikleri şeyleri alaya alırlar.
Oysa biz (gönderdiğimiz) elçileri, müjde vericiler ve uyarıcılar olmak dışında (başka bir amaçla) göndermeyiz. İnkâr etmiş olanlar ise, hakkı batıl ile geçersiz kılmak için mücadele ediyorlar. Ve onlar benim ayetlerimi ve uyarıldıklarını (azabı) alay konusu edindiler.*
Biz elçileri yalnızca müjdeciler ve uyarıcılar olarak gönderdik. Gerçekleri inkâr edenler hakkı (Allah’ın ayetlerini) hükümsüz kılabilmek için, batıl yollarla mücadele vermekte ve ayetlerimiz ve uyarıldıkları (cennet, cehennem, yeniden yaratılma, hesap verme gibi) konularla alay etmektedirler.
Biz elçileri yalnız müjdeleyiciler, uyarıcılar olarak göndeririz. Tanımazlar ise doğruyu iğri ile çürütmek için çekişirler, belgelerimizi, kendilerine yapılan uyarmaları eğlence yerine koyarlar.
Biz, gönderdiğimiz peygamberleri ancak müjde edici, Allah azabıyle korkutucu olmak üzere gönderdik. Kâfirler hakkı, yaygara ile [³] çürütmek için bâtıl olan şey ile yaygara ederler, âyetlerimizi, peygamberlerin kendilerini korkuttukları azabı eğlenceye alırlar.
Biz elçileri ancak müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. İnkâr edenler ise, hakkı batılla çürütmek/ortadan kaldırmak için mücadele ederler. Onlar ayetlerimizi ve uyarıldıkları şeyleri de alay konusu yaparlar.
Biz peygamberleri ancak müjdeci ve uyarıcı olarak göndeririz. Küfre sapanlar ise, hakkı batıl ile geçersiz kılmak için mücadele ederler. Onlar benim ayetlerimi ve uyarılıp korkutuldukları (azabı) alay konusu edinirler.
Oysa Biz elçileri azap melekleri olarak değil, ancak müjdeleyici ve uyarıcılar olarak göndeririz. Buna karşılık inkârcılar, varlık yasalarıyla taban tabana zıt; hikmet ve adâletten yoksun bâtıl inanç ve ideolojilere dayanarak, asılsız ve temelsiz iddialarla, çirkin oyunlarla gerçeğin, doğrunun ve hakkın ta kendisi olan bu dini devirip yok etmek için mücâdele ediyorlar. Bununla da kalmayıp, ayetlerimizi ve kendilerine yapılan uyarıları alaya alıyorlar. O hâlde:
Gönderilmiş (Rasûl)ler’i ancak müjdeleyiciler ve uyarı yapıcılar olarak gönderdik. İnkâr etmiş olanlar, Hakk’ı boşa çıkarmak için Bâtıl’ın yanında mücadele ediyor. Bizim âyetlerimizi ve uyarıldıkları şeyleri alay konusu edindiler.
Biz elçileri sadece müjdeci ve uyarıcı olarak gönderiyoruz. İnkarcılar ise hep ipe sapa gelmez şeylerle karşılık vererek gerçeği bastırmak istiyorlar. Benim sözlerimi, ve yapılan uyarıları alaya alıyorlar.
Elçilerimizi ancak müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. İnkâr edenler ise yalanlarıyla gerçekleri çürütmek için mücadele verir. Ayetlerimizle uyardıklarımızı alaya alırlar.
Biz, elçileri sadece müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. [*] kâfir olanlar ise gerçeği [batıl]la gidermek için mücadele ederler. [*] Onlar ayetlerimle ve uyarıldıkları şeylerle alay etmişlerdir. [*]
Biz Peygamberleri, sadece müjdeleyiciler ve korkutucular olarak göndeririz. Kâfirler ise, hakkı bâtılla ortadan kaldırmak için mücadele ederler ve âyetlerimi ve uyarıldıkları şeyleri, alaya alırlar.
Fakat Biz, mesaj-taşıyıcılarını yalnızca müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz; hakkı inkara şartlanmış olanlarsa [onlara karşı] asılsız iddialarla, güya hakkı çürütmek, hükümsüz kılmak için tartışır, mesajlarımızı ve uyarılarımızı alay konusu yaparlar.
Oysa biz elçileri sadece müjdeciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Gerçeği örtbas eden kâfirler ise aslı esası olmayan batıl inanç ve iddialara sarılarak hakikati Kuran’ı geçersiz kılmak için mücadele ederler ve ayetlerimizi ve uyarılarımızı hafife alarak alay ederler. 2/119, 6/48-130, 36/11, 34/38
Oysa Biz elçilerimizi (azap getirsinler) diye değil, yalnızca müjdeci ve uyarıcı olarak göndeririz.[²⁴⁰⁹] İnkârda direnenlerse, aslı faslı olmayan iddialarla hakikati geçersiz kılmanın kavgasını vererek âyetlerimizi ve uyarılarımızı alay konusu ederler.
Biz peygamberleri sadece (müminleri, cennet ile) müjdeleyici ve (kafirleri, azap ile) uyarıcı olarak göndeririz Kafirler (azap uyarılarından ibret alıp imana gelecekleri yerde) hakkı batıl ile ortadan kaldırmak için mücadele ederler de, ayetlerimizi ve kendilerine yapılan uyarıları alaya alırlar.
Biz Resulleri sadece müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. İnkâr edenler ise hakkı bâtılla yoketmek için mücâdele ediyorlar. (Onlar), âyetlerimle ve uyarıldıkları şeylerle alay ediyorlar.
Ve Biz peygamberleri göndermeyiz, ancak mübeşşirler, münzirler olarak göndeririz. Kâfir olanlar ise bâtılâne mücadelede bulunurlar ki, onunla hakkı iptal etsinler ve onlar Bizim âyetlerimizi ve korkutulmuş oldukları şeyleri eğlence ittihaz ettiler (onlar ile istihzâda bulundular).
Halbuki Biz resulleri azap getirmeleri için değil, sadece iman edenleri Allah'ın rahmetiyle müjdelemeleri, inkâr edenleri ise bekleyen tehlikeleri haber verip uyarmaları için göndeririz. Kâfirler ise hakkı batılla ortadan kaldırmak için mücadele verirler. Onlar bütün âyetlerimizi, bütün uyarmalarımızı hep alay konusu yaparlar.
Biz elçileri sadece müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. İnkar edenler, hakkı batılla gidermek için mücadele ediyorlar. (Onlar), ayetlerimle ve uyarıldıkları şeylerle alay ettiler.
Biz nâsa rasûlleri, ancak onları sevâb ile müjdelemek ve 'azâb ile korkutmak içün göndeririz. Kâfirler, hakkı izâle itmek içün bâtıl ile mücâdele iderler. Âyetlerimi ve korkuduldukları 'azâbı oyuncak ider ve masharaya alırlar.
Biz elçileri sırf müjdeciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Onları görmezlikten gelenler (kafirler), ayetlerimi ve yapılan uyarıları eğlenceye alır, uydurma şeylerle (batıl ile), o gerçeği (hakkı) ortadan kaldırmaya çalışırlar.
Peygamberleri ancak müjdeci ve uyarıcı olarak göndeririz. Kafirler, batıl ile hakkı ortadan kaldırmak için mücadele ederler. Ayetlerimizi ve kendilerine yapılan uyarıları alay konusu yaparlar.
Oysa Biz peygamberleri ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak göndeririz. Fakat inkâr edenler hakkı bâtıl ile gidermek için mücadele ederler; Benim âyetlerimi ve korkutuldukları azabı alaya alırlar.
Biz, elçileri sadece müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Küfre sapanlar ise bâtıla yapışarak onunla hakkı kaydırmak için uğraşıyorlar. Onlar, ayetlerimi ve uyarıldıkları şeyleri eğlence edindiler.
daħı viribimezüz viribinilmişleri ya'nį yalavaçları illā muştılayıcılarken daħı ķorķıdıcılarken. daħı ŧartışur anlar kim kāfir oldılar bāŧılıla [155a] tā bāŧıl eyleyeler anuñ- ile ḥaķķı daħı duttılar āyetlerümi daħı anı kim ķorķıdınıldılar yañśuya.
Daḫı göndermezüz peyġamberleri illā beşāret eylemeg‐içün mü’minlere, daḫıḳorḳutmaġ‐ıçun kāfirleri. Daḫı çekişür kāfirler bāṭıl‐ıla gidermeg‐içün anuñbile ḥaḳḳı. Daḫı benüm āyetlerümi ki Ḳur’āndur, daḫı ol nesneyi kiḳorḳdılar anlar anuñ bile masḫaralıġa alurlar.
Biz peyğəmbərləri yalnız (mö’minlərə Cənnətlə) müjdə verənlər və (kafirləri cəhənnəm əzabı ilə) qorxudanlar (xəbərdar edənlər) olaraq göndərdik. Kafirlər isə batil (sözləri) ilə haqqı (Qur’anı) yalana çıxartmaq məqsədilə (Peyğəmbərlə boş-boşuna) mübahisə aparırlar. Onlar Mənim ayələrimi və (Peyğəmbər vasitəsilə) qorxudulduqları əzabı məsxərəyə qoyurlar.
We send not the messengers save as bearers of good news and warners. Those who disbelieve contend with falsehood in order to refute the Truth thereby. And they take Our revelations and that wherewith they are threatened as a jest
We only send the messengers to give Glad Tidings and to give warnings:(2400) But the unbelievers dispute with vain argument, in order therewith to weaken the truth, and they treat My Signs as a jest, as also the fact that they are warned!
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |