28 Nisan 2025 - 30 Şevval 1446 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Kehf Suresi 47. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Veyevme nuseyyiru-lcibâle veterâ-l-arda bârizeten vehaşernâhum felem nuġâdir minhum ehadâ(n)

Ve o gün dağları yerinden sökeriz ve görürsün ki yeryüzü dümdüz olmuş ve onları diriltiriz, haşrederiz, hiçbir tanesini bırakmayız.

(Kıyamette) Dağları (yerinden söküp) yürüteceğimiz gün, yeri çırılçıplak (dümdüz olmuş) görürsün (de şaşırıp kalırsın, artık) onları (bütün insanları haşredip) bir arada toplamışız da, içlerinden hiçbirini dışarıda bırakmamışızdır.

O gün dağları yerinden ayırıp yürütürüz de, yeryüzünü düz ve pürüzsüz görürsün; o gün kimseyi bırakmaksızın herkesi diriltip, mahşer alanına toplayacağız.

Dağları yürüteceğimiz, yerin, içindeki ağırlıkları ve ölüleri dışına atacağı, yeryüzünü çıplak göreceğin ve bütün insanları haşredip toplayacağımız gün, onlardan hiçbirini mahşerin dışında bırakmayacağız.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 20/105-107; 27/88; 101/5.

O gün dağları yürütürüz, yeri dümdüz görürsün, onların hepsini bir yere toplarız ve hiçbirini bırakmayız.

Dağları yürüteceğimiz gün, yeri çırılçıplak (dümdüz olmuş) görürsün; onları bir arada toplamışız da, içlerinden hiç birini dışarda bırakmamışızdır.

O kıyamet gününü hatırla ki, dağları yürüteceğiz ve arzı çırılçıplak göreceksin. İnsanları, hesap yerine toplamışız da onlardan hiç bir kimse bırakmamışız.

Dağları yürüttüğümüz, yeryüzünü çırılçıplak gördüğün ve onları mahşerde topladığımız gün, hiçbirini (toprak içinde) bırakmakla mağdur etmeyeceğiz.

Dağları yürüttüğümüz gün, yeryüzünü dümdüz görürsün. Hiçbirini bırakmaksızın insanların hepsini bir araya getiririz.

O gün biz dağları yürütürüz de, yeryüzünü apaçıkça görürsün, içlerinden hiçbirini bırakmadan, onları toparlarız

O gün dağları (yerlerinden) yürüteceğiz ve yeryüzünü çırılçıplak ve dümdüz göreceksin. Tek bir kişiyi gözardı etmeksizin tüm insanları (mahşerde) toplayacağız.

Bkz. 20/107, 101/5, 27/88, 101/5“Dümdüz göreceksin” ifadesi, “içindekileri dışarı atmış, açığa çıkarmış” demektir. Âyetin son cümlesindeki “tüm insanl... Devamı..

Dağları yürütdiğimiz gün arzın dümdüz oldığını göreceksin mahşerde tekmîl insânları cem’ ideceğiz bir dânesini unutmayacağız.

Bir gün dağları yürütürüz de yeri dümdüz görürsün. Hiçbirini bırakmaksızın diriltip bir araya toplarız.

Dağları yürüteceğimiz ve senin yeryüzünü çırılçıplak göreceğin günü bir hatırla. Biz onları mahşerde toplarız da içlerinden hiçbirini bırakmayız.

Bir gün dağları yürüteceğiz ve yeryüzünü dümdüz göreceksin. Hiçbirini geride bırakmaksızın onları da mahşerde toplarız.

(Düşün) o günü ki, dağları yerinden götürürüz ve yeryüzünün çırılçıplak olduğunu görürsün. Hiçbirini bırakmaksızın onları (tüm ölüleri) mahşerde toplamış olacağız.

Dağları silip götürdüğümüz ve yeri çıplak bıraktığımız gün onları toplarız; bir tanesini bile bırakmadan.

O kıyamet gününü hatırla ki, dağları yürüteceğiz ve yeryüzünü çırılçıplak göreceksin. Bütün insanları, mahşerde toplayacağız hiçbir kimseyi bırakmayacağız.

Düşün o günü ki dağları yürütürüz, Arzı görürsün çır çıplak ve onları hep mahşere toplamışızdır da hiç bir kimse bırakmamışızdır

(Kudretimizle) dağları (yerinden söküp) yürüteceğimiz (o kıyamet) gün (ü), yeri çırılçıplak (dümdüz olmuş) görürsün. Biz onlardan (mü’min, kâfir) hiçbirini bırakmaksızın hepsini (dirilterek) mahşerde toplarız.

O gün dağları yürüteceğiz. Ve yeryüzünü dümdüz görürsün. Hiç kimseyi bırakmaksızın onların tamamını¹ mahşerde toplarız.

1- Tüm ölüleri.

(Düşün) o gün (ü) ki biz dağları yürüteceğiz ve sen yeri (çırçıplak) bir çöl göreceksin. Onları da mahşerde toplamışızdır da içlerinden hiç birini bırakmamışızdır.

Öyle bir gün ki, dağları yürütürüz de yeri dümdüz görürsün; artık onların hiçbirini bırakmaksızın hepsini (mahşerde) toplamışızdır!

Ve (yerkabuğunda meydana gelecek çok şiddetli volkanik patlamalar nedeniyle) dağları (yerinden söküp) yürüttüğümüz gün, yeryüzünü düz ve çıplak görürsün ve (insanlardan) hiçbirini bırakmaksızın onları (tüm insanları diriltip) mahşerde toplamış olacağız.

O gün dağları biz yürütürüz, arzı da tamamen boş olarak görürsün. İnsanları diriltilmiş olarak bir araya toplarız ve onlardan hiçbirini (diriltirken) unutmayız.

O gün biz dağları yürüteceğiz. Sen yeri dümdüz göreceksin. Onları da derleriz de hiç birini bırakmayız.

O gün, dağları yerinden koparıp yürütürüz de yeri dümdüz görürsün. Onları da [²] toplarız, onlardan hiç birini bırakmayız.

[2] Mü'minleri de, kâfirleri de.

Dağları yürüttüğümüz/ortadan kaldırdığımız gün yeryüzünü dümdüz/çırılçıplak görürsün. Hiç kimseyi bırakmadan herkesi (diriltip) bir araya toplarız.

Dağları yürüteceğimiz gün, yeri çırılçıplak (içi boşaltılmış) görürsün; onları bir arada toplamışız da içlerinden hiç birini dışarıda bırakmamışızdır.

O Gün, dağları yerinden söküp hallaç pamuğu gibi atacağız; öyle ki, yerin paramparça edildiğini ve onun yerine yaratılan dünyanın (14. İbrahim: 48) dümdüz, çırılçıplak olduğunu göreceksin. Sonra da, bütün insanları yeniden dirilterek bir araya getirecek, bir tekini bile geride bırakmayacağız.

O gün Dağlar’ı yürütürüz; Yer’i dümdüz görürsün. Onları bir araya topladık; onlardan kimseyi bırakmadık.

O gün dağları yürüteceğiz. Yeryüzü dersen cascavlak olacak. Hiç kimseyi atlamadan insanları bir araya toplayacağız.

Dağları yürüteceğimiz ve senin yeryüzünü çırılçıplak göreceğin günü hatırla! Hayalinde canlandır. Biz insanları hesap günü toplarız. Hiçbirini bırakmayız. Hiç kimse hesap gününden kaçamaz. Yoksa onlar şöyle mi düşünüyor? Hesap günü toplanacak bunca insan arasında Allah bizi mi görecek? Aradan sıvışırız mı diyorlar? Hayır! Onlar o gün başlarında nöbetçiler olmasa bile kendiliklerinden hesaba doğru gelecekler. Bu bizim yasamızdır. Yasamızı değiştirebilecekler mi?

Dağları yürüteceğimiz gün yeryüzünü çıplak (dümdüz) görürsün. Hiçbirini bırakmaksızın onları (mahşerde) toplayacağız.

O dağları yürüteceğimiz gün, yeryüzünün içerisindekilerin yüze çıktığını ve Bizim, bir tanesini bile bırakmaksızın (tüm insanları) diriltip bir araya topladığımızı görürsün.¹

1 Bu âyet, “Dağları yürüteceğimiz (kıyamet) günü, yeri dümdüz görürsün. Biz hiçbirini bırakmaksızın (tüm insanları) diriltip bir araya toplarız.” diye... Devamı..

Çünkü, dağları ortadan kaldıracağımız o Gün yeryüzünü boş ve çıplak görürsün; [o Gün] kimseyi bırakmaksızın herkesi [diriltip] bir araya toplayacağız.

O gün dağları yerlerinden söküp yürüttüğümüzde yeryüzünün dümdüz olduğunu göreceksin ve o gün geride tek bir kişi bile bırakmadan insanların hepsini bir araya toplayacağız. 20/105...107, 52/10, 84/3, 6/51-94, 36/53

Ve dağları yürütüp düzleyeceğimiz o gün, yeryüzünü düz ve çıplak görürsün;[²⁴⁰⁰] nitekim geride bir tek kişi bırakmadan onların tümünü toplayacağız.

[2400] Bârizeten: “ortalıkta olan, açığa çıkan” anlamına gelir. Bu dilsel kökeninden dolayı bu ibâre “yeryüzünün içindekileri dışarı attığını görürsün... Devamı..

(Ey Muhammed, hatırla) O günü ki, o gün dağları yürütürüz. (Hallaç pamuğu gibi atarız) Ve sen yeryüzünü dümdüz (bir çöl haline gelmiş) görürsün. Hiçbirini geride bırakmaksızın, onların hepsini mahşerde toplarız.

Ve o gün dağları yürüteceğiz ve sen yer yüzünü çırılçıplak görürsün. Ve biz onların hepsini mahşerde toplarız da içlerinden hiçbirini bırakmayız.

Ve yâd et (o günü ki) dağları yürütürüz ve yeri apaçık görürsün. Ve onları haşretmiş oluruz. Artık onlardan bir ferdi bile terketmemişizdir.

Gün gelir, dağları yürütürüz, yerin dümdüz hale geldiğini görürsün. İşte bütün insanları mahşer meydanına topladık, eksik bıraktığımız bir tek kişi bile kalmadı. [20, 105-107; 27, 88; 101, 5]

(Yalnız kalıcı eylemlerin yarar sağlayacağı) O gün dağları yürütürüz; yeri al açık (çırılçıplak) görürsün (dağlar savrulup dümdüz olmuş, engebeler kalkmıştır) onları (hep bir yere) toplamışız, hiçbirini bırakmamışızdır.

(Yâ Muhammed) O gün ki biz dağları yürüdiriz. Arzı dümdüz görirsin. İnsânları haşr ider, toplarız ve onlardan bir kimseyi unudub kabirde bırakmayız.

Dağları yürüteceğimiz gün yeri çıplak (bitkisiz) bir halde göreceksin. Bir tek eksik bırakmadan onları bir araya toplamış olacağız.

O gün dağları yürütürüz de yeri dümdüz görürsün. Onlardan hiç birini bırakmadan, toplarız.

O gün dağları yürütürüz; yeri ise dümdüz görürsün. Hiçbirini eksik bırakmadan onları huzurumuzda toplarız.

Gün olur, dağları yürütürüz de yeryüzünü çırılçıplak görürsün. İnsanları huzurumuzda toplamış, içlerinden hiçbirisini hesap dışı bırakmamışızdır.

daħı ol gün yüridevüz ŧaġları daħı göresin yiri çıķmış görinür daħı dirdük anları pes ķomaduķ anlardan kimseyi.

Ẕikr eyle ol güni ki ḳoparur ṭaġları yirlerinden, daḫı göresin yir yüzinidümdüz olmış. Daḫı bir yire süre‐biz ḫalḳı anlardan bir kimesne ḳomaz‐biz.

O gün (qiyamət günü) dağları (yerindən qoparıb) hərəkətə gətirəcəyik. (O vaxt) yeri düzdüz görəcəksən, (mö’minləri və kafirləri) bir yerə toplayacaq, onların heç birini (kənarda) qoymayacağıq.

And (bethink you of) the Day when We remove the hills and ye see the earth emerging, and We gather them together so as to leave not one of them behind.

One Day We shall remove the mountains, and thou wilt see the earth as a level stretch,(2388) and We shall gather them, all together, nor shall We leave out any one of them.

2388 On the Day of Judgement none of our present landmarks will remain.


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.