Velevlâ iż deḣalte cenneteke kulte mâ şâa(A)llâhu lâ kuvvete illâ bi(A)llâh(i)(c) in terani enâ ekalle minke mâlen ve veledâ(n)
Bağına girdiğin zaman Allah, neyi dilerse o olur, kuvvet, ancak Allah'ındır deseydin ya. Beni malca, evlatça senden düşkün gördün ama.
"(Sana bahşedilen o güzel) Bağına girdiğin zaman, ’Maşaallah, Allah’tan başka kuvvet (ve kudret sahibi) yoktur’ demen gerekmez miydi? Eğer beni mal ve çocuk bakımından senden daha az (güçte) görüyorsan (ne bileceksin;)"
Bağına girdiğinde, Allah neyi dilerse o olur. Güç, kuvvet sadece Allah'ındır deseydin ya. Beni malca ve evlatça kendinden düşkün gördün ama,
“Keşke bağına girdiğinde, Mâşallah-Allah'ın sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olan her şey olur. Güç ve kuvvet yalnız Allah'ın izni ve yardımıyla işe yarar, deseydin. Beni kendinden fakir ve oğullarımı az görüyorsan eğer, şunu bil ki...” dedi.
Bağına girdiğin zaman: "Maşallah (Allah'ın dilediği olmuş), kuvvet ancak Allah'tandır" demeli değil miydin? Eğer beni mal ve evlat bakımından senden daha az görüyorsan;
'Bağına girdiğin zaman, 'Maşaallah, Allah'tan başka kuvvet yoktur' demen gerekmez miydi? Eğer beni mal ve çocuk bakımından senden daha az (güçte) görüyorsan,'
Kendi bağına girdiğin zaman; “- Bu Allah'dandır, benim kuvvetimle değil, Allah'ın kuvveti ile olmuştur” deseydin ya!... Eğer beni, malca ve evlâtça kendinden az görüyorsan,
Bağına girdiğinde, neden “Maşaallah! Bütün kuvvet, yalnızca Allah’ındır,” demedin! Eğer beni mal ve evlat yönünden daha küçük görüyorsan:
“Bağına girdiğinde, her ne kadar sen beni mal ve çocuk bakımından daha az görüyorsan da, ‘Allah dilemiş! Her güç Allah iledir' demeli değil miydin?”
Sen bahçene girerken: «Allah dilemiş vermiş, kuvvet ancak Allahındır» demeliydin, beni sen, kendinden malca, oğulca, uşakça daha az görüyorsan?
39-40-41. “Her ne kadar beni kendinden mal ve evlat bakımından zayıf görüyorsan da bahçene girdiğin zaman ‘Maşaallah (Allah'ın dilediği olur), bütün güç sadece Allah'ındır' demen gerekmez miydi? Belki Rabbim senin bağından daha hayırlısını bana verir, (seninkinin) üstüne gökten yakıp yıkan bir afet gönderir de kaygan bir toprak kesiliverir. Veya bağının suyu çekilir de ondan artık büsbütün ümidini kesersin.”
39, 40. Bağçene girdiğin vakit niçün "MâşâAllâh lâ kuvvete illâ bi(A)llâh" (Allâh’ın istediği olur kuvvet ânındır) dimiyorsın. Vâkı’â sen beni fakir evlâdımı kalîl göriyor isen de olabilür ki Allâh bana senin bağçenden daha hayırlı bir şey virir ve senin üzerine semâdan belâ yağdırır ve günün birinde bağçelerin kurı bir toprak olur.
37,38,39,40,41. Kendisiyle konuştuğu arkadaşı ona: "Seni topraktan, sonra nutfeden yaratanı, sonunda de seni insan kılığına koyanı mı inkar ediyorsun? İşte O benim Rabbim olan Allah'tır. Rabbime kimseyi ortak koşmam. Bahçene girdiğin zaman, her ne kadar beni kendinden mal ve nüfus bakımından daha az buluyorsan da: "Maşallah! Kuvvet ancak Allah'a mahsustur!" demen gerekmez mi? Rabbim, senin bahçenden daha iyisini bana verebilir ve seninkinin üzerine gökten bir felaket gönderir de bahçen yerle bir olabilir. Yahut suyu çekilir bir daha da bulamazsın" dedi.
39,40. “Bağına girdiğinde ‘Mâşaallah! Kuvvet yalnız Allah’ındır’ deseydin ya!. Eğer benim malımı ve çocuklarımı kendininkilerden daha az görüyorsan, belki Rabbim bana, senin bağından daha iyisini verir. Seninkinin üzerine de gökten bir afet indirir de bağ kupkuru ve yalçın bir toprak hâline geliverir.”
39-40. Keşke bağına girdiğinde, ‘Mâşal¬lah! Güç yalnız Allah’ındır’ deseydin! Eğer malca ve evlâtça beni kendinden güçsüz görüyorsan, ben de rabbimin, senin bağından daha iyisini bana vereceğini umuyorum. Allah senin bağına gökten âfetler gönderir de bağ boş ve kaygan bir zemin haline gelebilir.
«Bağına girdiğinde: Mâşâallah! Kuvvet yalnız Allah'ındır, deseydin ya! Eğer malca ve evlâtça beni kendinden güçsüz görüyorsan (şunu bil ki):»
"Bağına girerken, 'Bu ALLAH'ın bir bağışıdır (Maşallah), kuvvet ancak ALLAH iledir (La kuvvete illa billah)' demen gerekmez miydi? Senden daha az para ve çocuğa sahip olduğumu görüyor olabilirsin ama
"Kendi bağına girdiğin zaman: "Bu Allah'dandır, benim kuvvetimle değil, Allah'ın kuvveti ile olmuştur, deseydin ya! Her ne kadar beni, malca ve evlatça kendinden az görüyorsan da."
Bağına girdiğin vakıt «maşaallahu la kuvvete illa billah» dese idin olmaz mıydı? eğer malca, evlâdca beni kendinden az görüyorsan
39-40. Bağına girdiğin zaman, “MâşâAllah lâ kuvvete illâ billah” (bütün bu nimetlerin asıl sahibi ve bana bunca nimetleri bahşeden Allah’tır, Allah’tan başka mutlak güç ve kudret sahibi yoktur) demen gerekmez miydi? Eğer malca ve evlatça beni kendinden güçsüz görüyorsan (şunu iyi bil ki), belki Rabbim senin bağından daha iyisini bana verir, senin bağının üzerine de gökten yıldırımlar gönderir (de, o böbürlenerek çok beğenmiş olduğun bağın/bahçen) kupkuru bir toprak hâline döner.
Her ne kadar beni mal-mülk ve evlat bakımından eksik görüyorsan da bahçene girdiğin zaman: “Allah ne dilerse o olur, Allah'tan başka hiçbir güç yoktur.” deseydin ya!
«Bağına girdiğin zaman Maaşâallah, Allah (ın yardımın) dan başka hiçbir kuvvet yokdur demeli değil miydin? Malca ve evlâdca beni kendinden az (ve aşağı) görüyorsan,
“Bağına girdiğin zaman: 'Mâşâallah! Kuvvet ancak Allah'(ın yardımı) iledir!' demen gerekmez miydi? Her ne kadar beni malca ve evlâdca kendinden daha az görsen de!”
“Ve her ne kadar beni kendinden mal ve evlat bakımından zayıf görüyorsan da, (sana bahşedilen o güzel ve çok verimli) bahçene girdiğin zaman ‘Allah’ın dilediği olur, bütün güç sadece Allah’ındır’’ demen gerekmez miydi?
“Hâlbuki bahçene girdiğinde, her ne kadar beni, mal ve evlat bakımından az görsen de “Allah’ın dediği olur. Güç ve kuvvet yalnızca Allah’ındır” demen gerekmez miydi?
Bağına girerken Allah dilemiş vermiş, gücü yeten yalnız Odur demeliydin. Eğer sen beni malca, çoluk çocukça kendinden aşağı buluyorsan,
39, 41. «— Bağına girdiğin zaman, «Maaşallah lâ kuvvet-i illâ billah» [²] demeliydin. Beni kendinden daha az mal ve evlât sahibi görüyorsan olabilir ki Rabbim bana senin bağından daha iyisini verir, senin bağının üzerine de gökten bir belâ [³] gönderir de orası ayak kayacak dümdüz bir yere döner. Yahut bağının suyu çekilir de onu istemeye [⁴] asla gücün yetmez».
“Keşke bahçene [cennet] girince (böbürleneceğine), Allah’ın dediği olur [Maşaallah!], kudret ve kuvvet yalnız Allah’ındır, deseydin ya! Gerçi sen beni kendinden mal ve nüfus/çocuk bakımından daha az görüyorsun ama.”
“Sen neden bağına girdiğin zaman, “Maşallah! Allah'tan başka kuvvet yoktur” demedin ki? Eğer beni mal ve çocuk bakımından senden daha az (güçte) görüyorsan…”
“Bahçene girerken, bir kula yaraşan tavrı göstererek, ‘Mâşaallah! Allah istemiş, dilemiş, ne güzel yaratmış! Bütün güç ve kudret, yalnızca Allah’ın elindedir!’ demen gerekmez miydi? Gerçi Rabb’imin sana bahşettiği nîmetlerle şımarıp beni mal ve evlatça kendinden küçük görüyorsun ama;
“Mal ve evlat bakımından beni kendinden daha az görsen de, bahçene girdiğinde ‘Maşallah! Allah katındakinden başka güç- kuvvet yoktur’ deseydin olmaz mıydı?”.
Sen, bağına girerken, maşallah / Allah'ın dediği olur, Allah'tan başka güç ve kudret sahibi yoktur demeliydin. Gerçi sana göre ben, mal ve evlat itibariyle daha güçsüzüm ama,
"Bağına girdiğinde Maşallah ne kadar güzel! Allah bağımı her türlü kötülükten korusun! Güç ve kuvvet yalnız Allah’ındır deseydin! Eğer malca ve evlâtça beni kendinden güçsüz görüyorsan şunu bil ki,"
39,40. Bahçene girdiğinde “Maşallah! Kuvvet yalnızca Allah’a aittir.” deseydin ya! “Malca ve evlatça beni kendinden güçsüz görüyorsan, (şunu bil ki) belki Rabbim bana senin bahçenden daha iyisini verir; oraya (bahçene) gökten yıldırımlar gönderir ve kupkuru bir toprak hâline gelir.
(Devamla): “Her ne kadar beni mal ve çocuk bakımından kendinden daha az (güçte) görüyorsan da bahçene girince maşaallah, Allah’tan başka güç (ve kuvvet) sahibi yoktur’ demen gerekmez miydi?”
Ve [devamla,] “Yazık, ⁴⁶ keşke bahçene girerken ‘Allah’ın dilediği [olur, çünkü] yaratıcı güç ancak Allah’ın elindedir’ deseydin! Mal ve evlatça, gördüğün gibi, senden daha güçsüz isem de
–Yazık keşke bahçene girdiğinde böbürleneceğine “Maşallah, Allah ne güzel dileyip yaratmış O’nun gücü ve kuvveti olmadan hiçbir şey olmaz” deseydin ya. Her ne kadar sen beni kendinden mal ve evlat bakımından küçük görüyorsan da. 28/60-61, 43/46...56
Oysa senin bağına girerken, (O’nun hayata müdahil olduğunu görüp): ‘Bu, Allah’ın tercih edip yaratmasıyla olur; Allah’ın gücü kudreti olmadan hiçbir şey olmaz’[²³⁹⁵] diye düşünmen gerekmez miydi?[²³⁹⁶] Gördüğün gibi mal ve evlat bakımından senden daha güçsüzsem de,
Bağına girdiğin zaman sen: "Allah’ın dileği olur; kuvvet yalnız Allah'ındır" demeli değil miydin? Eğer beni malca ve evlatça kendinden aşağı görüyorsan (şunu bil ki)
Bağına girdiğin zaman: Mâşâallah (Allâh dilemiş de olmuş), kuvvet yalnız Allâh iledir! demen gerekmez miydi? Mal ve evlatça, gördüğün gibi, senden daha güçsüz isem de...
«Bağına girdiğin zaman, 'Maşallah, lâ kuvvete illâ billah' demeli değil mi idin, eğer beni malca ve evlatça daha az görüyorsan?»
“Benim servetimin ve çoluk çocuğumun sayısının seninkinden daha az olduğunu düşündüğüne göre, bağına girdiğinde: “Maşaallah! Allah ne güzel dilemiş ve yapmış! Ondan başka gerçek güç ve kuvvet sahibi yoktur. ” demeli değil miydin?
Bağına girdiğin zaman: Maşaallah (Allah dilemiş de olmuş), kuvvet yalnız Allah iledir! demen gerekmez miydi? Gerçi sen beni malca ve evlatça senden az görüyorsun ama
"Bostanına girdiğin zamân "MâşâAllâh lâ kuvvete illâ billah" disen olmaz mı idi? Eğer sen beni mal ve evlâd cihetinden kendinden noksan görir isen"
Beni mal ve evlat yönünden senden aşağı görüyorsan gör ama bahçene girdiğinde keşke şöyle deseydin: Allah ne güzel yapmış! Buna Allah’tan başka kimsenin gücü yetmez.
Her ne kadar beni kendinden mal ve evlat bakımından az görüyorsan da, bahçene girdiğin zaman 'Allah'ın dilediği olur, bütün güç sadece Allah'ındır.' demen gerekmez miydi?
“Keşke bağına girdiğin zaman 'Mâşaallah, Allah dilemiş de lütfetmiş; güç ve kuvvet ancak Allah'ındır' deseydin! Gerçi sen beni servetçe de, evlât sayısı bakımından da kendinden aşağıda görüyorsun.
"Bağına girdiğinde, "Mâşallah, kuvvet yalnız Allah'tandır!" desen olmaz mıydı? Gerçi sen beni, malca ve evlatça senden basit görüyorsun ama,
39-40. “daħı nişe ol vaķt kim girdüñ bostanuña eyidmedüñ oldur kim diledi Tañrı ķuvvet yoķdur illā Tañrı-y-ıla? eger görürseñ beni ben eksügirekven senden maldın yaña daħı oġlandın yaña ola kim çalabum vire baña yigrek bostanuñdan daħı viribiye anuñ üzere oķlar ya'nį ıldırım gökden pes ola ya'nį bostan yir yüzi ŧayıncaķ.”
Daḫı niçün sen bostānuña girdükde eyitmedi‐sen ki Tañrı Ta‘ālā her nedilese olur. Ḳuvvet yoḳdur, illā Allāh ‘ināyeti bile, eger sen beni eksük gör‐señ senden mālda ve oġulda, ḳızda.
Bağına girdiyin zaman barı: “Maşallah (Allahın istədiyi kimi oldu), qüvvət (və qüdrət) yalnız Allaha məxsusdur!” – deyəydin! Əgər məni özündən daha az mal-dövlət və övlad sahibi görürsənsə,
If only, when thou enteredst thy garden, thou hadst said: That which Allah wilteth (will come to pass)! There is no strength save in Allah! Though thou seest me as less than thee in wealth and children.
"Why didst thou not, as thou wentest into thy garden, say: ´(Allah)´s will (be done)! There is no power but with Allah.´ If thou(2380) dost see me less than thee in wealth and sons,
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |