Kiltâ-lcenneteyni âtet ukulehâ velem tazlim minhu şey-â(en)(c) vefeccernâ ḣilâlehumâ neherâ(n)
Bu iki bağ, daima mahsul verirdi, veriminde noksan bulunmazdı, iki bağın arasında da bir ırmak akıtmıştık.
Her iki bağ da yemişlerini vermiş, ondan (verim bakımından) hiçbir şeyi noksan bırakmamış ve aralarında (çağlayan) bir ırmak da fışkırtıp (cennete çevirmiştik).
Bu iki bağ daima mahsül verirdi, veriminde de noksan bulunmazdı. İki bağın arasından bir de ırmak akıtmıştık.
İki bağın, ikisi de, ürünlerini, meyvalarını vermiş, hiçbir şey noksan bırakmamış, ikisinin ortasından bir de nehir akıtmıştık.
Her iki bağ da ürününü vermiş ve ondan bir şeyi eksik bırakmamıştı. Aralarından bir de ırmak fışkırtmıştık.
İki bağ da yemişlerini vermiş, ondan (verim bakımından) hiç bir şeyi noksan bırakmamış ve aralarında bir ırmak fışkırtmıştık.
İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş, hiç bir şeyi noksan bırakmamış, ikisinin ortasından bir de nehir akıtmışız.
İşte bu iki bağ, hiçbir şey eksiltmeden meyvelerini verdiler. Biz de ikisinin arasında bir nehir fışkırttık.
İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş, hiçbirini eksik bırakmamıştı. İkisinin arasından bir de ırmak fışkırtmıştık.
Her iki bahçenin de yemişleri ermişti, orda bir şey eksik değildi
İki bağın ortasında, bir de ırmak akıttık
Her iki bağ da meyvelerini vermiş ve ürünlerinden hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı. Bu iki bağın arasından bir de nehir fışkırtmıştık.
İki bağçede de meyveler yetişdi. Bu bağçelerin ortasından bir nehir geçirdik
Her iki bahçe de ürünlerini vermişlerdi, hiçbir şeyi de eksik bırakmamışlardı. İkisinin arasından bir de ırmak akıtmıştık.
Her iki bağ da meyvelerini vermiş ve ürünlerinden hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı. Bu iki bağın arasından bir de nehir fışkırtmıştık.
Bağların ikisi de yemişlerini verip hiçbir ürünü eksik bırakmamışlardı. İki bağın arasından bir de ırmak akıtmıştık.
İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş, hiçbirini eksik bırakmamıştı. İkisinin arasından bir de ırmak fışkırtmıştık.
Aralarına bir ırmak yerleştirdiğimiz için, her iki bağ da yemişini hiç esirgemeden cömertçe vermişti.
İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş, hiçbir şey noksan bırakmamış, ikisinin ortasından bir de nehir akıtmışız.
İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş, hiç bir şey noksan bırakmamış, ikisinin ortasından bir de nehir akıtmışız
(Kâfire ait olan) her iki bağ da meyvelerini vermiş ve ürünlerinden hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı. Bu iki bağın arasından bir de nehir fışkırtmıştık.
İki bahçenin ikisi de hiçbir şey eksik bırakmadan meyvelerini verdi. Ve aralarında bir nehir akıttık.
Bu iki bağ (her sene aleddevam) mahsulünü vermiş, bundan bir şey'i eksik bırakmamışdı. Onların arasından bir de ırmak fışkırtmışdık.
Her iki bağ da yemişlerini vermiş ve ondan hiçbirini eksik bırakmamıştı; ikisinin (o iki bahçenin) arasından bir de ırmak akıtmıştık.
O iki bağ daima yemişlerini verirdi, veriminde de noksan bulunmazdı. (Sulu tarım yapmaları için) İki bağın arasından bir de ırmak akıtmıştık.
O iki bahçe arasında bir ekin tarlası var ettik. Bu iki bahçe tam bir verimlilik içerisinde ürünlerini hiç eksiltmeden veriyordu. Çünkü (sulu tarım yapmaları için) iki bahçe arasından da bir nehir akıtmıştık.
İki bağın ikisi de ürününü verdi, hiçbir eksiklikleri de yoktu. İki bağın arkasından bir ırmakta akıttık.
32, 33. Onlara biri mü/min, diğeri kâfir olan iki adamı misal getir: Biz onlardan birine [⁵] iki üzüm bağı vermiş, bağlarını hurmalıklarla kuşatmış, o iki bağ arasında da ekin yetiştirmiştik. O iki bağın ikisi de mahsûllerini tamamıyle vermişti, onun hiçbir meyvesi eksik olmamıştı.
Her iki bağ da (cenneteyn) ürünlerini vermişler ve hiçbir şeyde eksiklik göstermemişlerdi. Çünkü ikisinin arasından bir nehir akıtmıştık.
İki bağ da yemişlerini vermişti, ondan (verim bakımından) hiç bir şeyi noksan bırakmamış ve aralarında da bir ırmak fışkırtmıştık.
Her iki bahçe de ürünlerini tastamam veriyor, bu konuda hiçbir eksiklik göstermiyorlardı ve bahçelerin tam ortasında, bir de ırmak akıtmıştık.
Bu iki bahçe yemişlerini verdi; hiçbir şeyi eksik bırakmadı. İkisinin arasından ırmak da akıttık.
Her iki bağın da tüm ağaçları hiç eksiksiz meyveye oturmuştu. her iki bağın içinde büngül büngül pınarlar akıtmıştık.
Her iki bağa meyvelerini vermiş ürünlerinden hiçbir şeyi eksik bırakmamıştık! İki bağın arasından nehir geçirmiştik! Böylece bağlarını her zaman bolca suluyorlardı.
O iki bağ da yemişlerini vermiş, hiçbirini eksik bırakmamıştı. İkisinin arasından bir de nehir fışkırtmıştık.
Bu iki bağ da ürünlerini (verim bakımından) eksiksiz vermişti. Biz de onların arasından bir ırmak fışkırtmıştık.
Bu her iki bahçe de beklenen ürünü veriyor, verimlerinde herhangi bir eksilme göstermiyorlardı; çünkü Biz her birinin içinden bir dere akıtmıştık.
Her iki bağ da ürünlerini tam veriyor, verimlilikte en küçük bir düşüş yaşanmıyordu üstelik bu iki bağın arasından bir de ırmak akıtmıştık. 13/3-4, 57/20
Her iki bağ da kendilerinden beklenen ürünü veriyor, verimlilikte en küçük bir düşüş yaşanmıyordu:[²³⁸⁸] üstelik her iki bağın arasından bir de dere akıtmıştık.
Her iki bağ da (her yıl olduğu gibi) yemişlerini vermiş, hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı, bu iki bağın arasında da bir ırmak akıtmıştık.
Her iki bağ da yemişini vermiş, ondan hiçbir şey eksik etmemişti. Aralarından bir de ırmak akıtmıştık.
O iki bağ da yemişlerini meydana getirmiş ve onlardan hiçbir şey noksan bırakmamıştı ve bunların arasında da bir ırmak akıtmıştık.
Her iki bağ da meyvesini verdi, hiçbir şeyi eksik bırakmadı. O iki bağın arasında da bir ırmak akıttık.
Her iki bağ da yemişini vermiş, ondan hiçbir şey eksik etmemişti. Aralarından bir de ırmak akıtmıştık.
Her ikisi de bir şey noksan olmamak üzere mahsûl yetişdirdi. İki bostanın arasından bir nehir akıtdık.
Bağların ikisi de ürününü vermiş, hiçbir kusuru da yok. İkisinin arasından akıttığımız bir de ırmak var.
Her iki bahçe de ürünlerini vermiş, hiç bir şeyi eksik bırakmamışlardı. İkisinin arasından da bir ırmak akıtmıştık.
Her iki bağ da hiçbir şeyi eksik bırakmadan ürününü veriyordu. Aralarından bir de ırmak akıtmıştık.
İki bağ da yemişlerini vermiş o adamdan hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı. İkisinin ortasından bir de nehir fışkırtmışız.
iki bostan getürdi yimişini daħı eksmedi andan [153b] nesene daħı aķıtduķ ol ikinüñ arasında ırmaķ.
Ol bostānlaruñ ikisi daḫı virdi yemişini, bir nesne eksüksüz. Daḫı aḳıtduḳaġaçları arasında ırmaḳlar.
O bağların hər ikisi öz barını verdi və bu bardan heç bir şey əskilmədi. Biz də onların arasından bir irmaq axıtdıq.
Each of the gardens gave its fruit and withheld naught thereof. And We caused a river to gush forth therein.
Each of those gardens brought forth its produce, and failed not in the least therein: in the midst of them We caused a river to flow.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |