20 Nisan 2024 - 11 Şevval 1445 Cumartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Kehf Suresi 29. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vekuli-lhakku min rabbikum(s) femen şâe felyu/min vemen şâe felyekfur(c) innâ a’tednâ lizzâlimîne nâran ehâta bihim surâdikuhâ(c) ve-in yesteġîśû yuġâśû bimâ-in kelmuhli yeşvî-lvucûh(e)(c) bi/se-şşerâbu vesâet murtefekâ(n)

Ve de ki: Kur'an Rabbinizden hak ve gerçek olarak inmiştir, artık dileyen inansın, dileyen inkar etsin. Şüphe yok ki biz, zalimlere öyle bir ateş hazırladık ki etrafındaki duvarlar, onları çepeçevre kuşatır, susayıp su istedikleri zaman irin gibi bir su sunulur onlara ve bu su, yüzlerini bile yakıp kavurur, ne de kötü bir sudur ve orası, ne de kötü dayanılacak, oturulacak yerdir.

De ki: "Hakk Rabbinizdendir. (Allah’tan başkası, sizin için haklı ve hayırlı olacak dini ve düzeni bilemez ve gösteremez...) Artık (Hakk geldikten ve Kur’an’a davet edildikten sonra) isteyen iman etsin, isteyen inkâr etsin. Şüphesiz Biz zalimlere bir ateş hazırlamışız ki, onun duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır. Eğer onlar feryat edip yardım isterlerse, (erimiş maden misali) katı bir sıvı gibi yüzleri kavurup-yakan (pis ve acı) bir su ile (güya) yardım edilirler. (Oysa) O ne kötü (ve bayağı) bir içecektir ve ne kötü (ve aşağılayıcı) bir destektir!

De ki: Gerçekleri içeren bu Kur'ân, Rabbinizden gelmiştir. Artık dileyen inansın, dileyen inkâr etsin. Şüphe yok ki biz, zalimlere öyle bir ateş hazırladık ki, etrafındaki alev duvarlar onları çepeçevre kuşatır. Susayıp su istedikleri zaman kaynamış katran gibi bir su ikram edilir de, bu su yüzlerini bile kavurur gider. Ne kötü bir sudur o, ne kötü bir dayanacak koltuktur orası.

“- Toplumda hakça bir düzen gerçekleştirecek olan hak kitap, Kur'an Rabbiniz tarafından gelmiştir. Allah'ın sünnetine, düzeninin yasalarına uygun iradesinin tecellisi içinde, kendi iradesi ve tercihini isabetli kullanan İslâm'a ve Kur'ân'a iman etsin. Allah'ın sünnetine, düzeninin yasalarına uygun iradesinin tecellisi içinde, kendi iradesi ve tercihini isabetli kullandığını zanneden de bu hak dini inkâr etsin.” de. Biz inkâr ile isyan ile Kur'ân'ı hafife alan zâlimlere, duvarları, alevi, dumanı kendilerini saracak bir ateş hazırladık. Feryat edip yardım isteyecek olsalar, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile imdatlarına yetişilir. O ne kötü bir meşrubat ve orası insanların hür iradeleriyle tercih ettikleri ne kötü bir dost meclisi.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 47/15; 55/44.

De ki: "Hak Rabbinizdendir. Artık isteyen inansın, isteyen inkar etsin." Şüphesiz biz zalimlere duvarları kendilerini çepeçevre kuşatacak bir ateş hazırladık. Yardım istediklerinde kendilerine erimiş maden gibi yüzleri kavuran bir su ile kendilerine yardımda bulunulur. O ne kötü bir içecektir! Orası ne kötü bir duraktır.

Ve de ki: 'Hak Rabbinizdendir; artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin. Şüphesiz biz zalimlere bir ateş hazırlamışız, onun duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır. Eğer yardım isterlerse, katı bir sıvı gibi yüzleri kavurup-yakan bir su ile yardım edilirler. Ne kötü bir içkidir o ve ne kötü bir destektir.

(Ey Rasulüm), de ki: “- Kur'ân Rabbinizden gelen bir hakdır. Artık dileyen iman etsin, dileyen kâfir olsun. Çünkü biz, zalimler için böyle bir ateş hazırladık ki, onun kalın duvarları kendilerini kuşatmaktadır.” Onlar, susuzluktan imdad istedikçe, erimiş maden tortusu gibi kaynar su ile imdad edilirler ki, o, yüzleri kavurur. O ne fena içkidir ve o ateş de ne kötü konuklama yeridir!...

Ve de ki: “Hak ve doğru olan, Rabbinizden gelen bilgidir. Artık isteyen inansın, isteyen inkâr etsin. Çünkü Biz, zalimler için, sınırları kendilerini kuşatan bir ateş hazırladık. Yardım dileyecek olurlarsa, yüzleri kızartan, maden eriği gibi bir su ile imdatlarına gidilir. Ne kötü bir içecek ve ne kötü bir ortamdır o!

De ki: “Hak, Rabbinizdendir. Dileyen inansın, dileyen inkâr etsin. Biz, zâlimlere öyle bir cehennem hazırladık ki, onun duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır. Susuzluktan imdat dileyecek olsalar imdatlarına, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile cevap verilir. Ne fena bir içecek ve ne kötü bir kalma yeri!”

Diyesin ki: «Bu Tanrınız katından gelmiş olan bir haktır, istiyen inansın, istiyen inanmasın!»; etekleri zalimleri kaplayan bir ateş hazırladık, susuzluktan bağrışırlarsa, yüzleri kavuran katran gibi bir su verilir, o ne kötü içecek, ne de kötü dayanak

Ve de ki: “(Kur'an) Rabbinizden gelen bir Haktır. Artık dileyen iman etsin, dileyen küfre sapsın.” Biz zalimlere öyle bir ateş hazırladık ki, onun alevden duvarları kendilerini çepeçevre kuşatacaktır. (Susuzluktan) feryat edip yardım dilediklerinde, erimiş maden tortusu gibi yüzleri yakıp kavuran bir su ile kendilerine yardım edilecektir. O ne kötü bir içecektir! Orası ne kötü bir barınaktır!

Di ki: "Hakîkat Allâh’dan gelir inanmak isteyen inansun kâfir olmak isteyen olsun. Biz kâfirlere kendilerini her tarafdan ihâta idecek ateş hazırladık imdâd istedikleri vakit eritilmiş ma’den gibi sıcak su virecekler yüzlerini yakacakdır. Ne müdhîş su ve ne fenâ ikâmetgâh!

De ki: "Gerçek Rabbinizdendir." Dileyen inansın, dileyen inkar etsin. Şüphesiz zalimler için, duvarları çepeçevre onları içine alacak bir ateş hazırlamışızdır. Onlar yardım istediklerinde, erimiş maden gibi yüzleri kavuran bir su kendilerine sunulur. Bu ne kötü bir içecek ve cehennem ne kötü bir duraktır!

De ki: “Hak, Rabbinizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin.” Biz zalimlere öyle bir ateş hazırladık ki, onun alevden duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır. (Susuzluktan) feryat edip yardım dilediklerinde, maden eriyiği gibi, yüzleri yakıp kavuran bir su ile kendilerine yardım edilir. O ne kötü bir içecektir! Cehennem ne korkunç bir yaslanacak yerdir.[328]

Bu âyette, inanıp inanmama konusunda insanların tamamıyla hür irade sahibi oldukları vurgulanmaktadır. Yoksa, inanmamanın bir sorumluluk getirmeyeceği... Devamı..

Ve de ki: Gerçek, rabbinizden gelendir. Artık dileyen iman etsin dileyen inkâr etsin. Biz, zalimler için alevleri kendilerini çepeçevre kuşatan bir ateş hazırladık. (Susuzluktan) imdat dileyecek olsalar buna, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile cevap verilir. Ne fena bir içecek ve ne kötü bir barınak!

Ve de ki: Hak, Rabbinizdendir. Öyle ise dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin. Biz, zalimlere öyle bir cehennem hazırladık ki, onun duvarları kendilerini çepe çevre kuşatmıştır. (Susuzluktan) imdat dileyecek olsalar imdatlarına, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile cevap verilir. Ne fena bir içecek ve ne kötü bir kalma yeri!

De ki, "Bu gerçek senin Rabbindendir." Dileyen inansın, dileyen inkar etsin. Biz zalimler için onları çepeçevre saracak bir ateş hazırladık. Onlar her ne zaman feryad ederek yardım isteseler, derişik asit gibi yüzleri haşlayan bir su sunulur. Ne kötü bir içecek, ne kötü bir son!

Ve de ki: O hak Rabbimizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin. Çünkü biz zalimler için öyle bir ateş hazırlamışız ki, duvarları, çepeçevre onları içine alacaktır. Eğer feryad edip yardım isteseler, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile cevap verilir. O ne kötü bir içecek ve ne kötü bir dayanma yeri!

Ve de ki: o hak rabbınızdandır, artık dileyen iyman etsin, dileyen küfr, çünkü biz, zalimler için öyle bir ateş müheyyâ kılmışızdır ki sertakları kendilerini kuşatmaktadır ve eker istigase ederlerse erimiş cesed gibi bir su ile imdad edilirler, yüzleri civirir, o ne fena içki ve o ne fena kurultay!

(Resûlüm! O müşriklere) De ki: “Hak (olan bu Kur’an), Rabbinizdendir. (Ben tebliğ vazifemi yerine getirdim, sizi tek hak din olan İslâm dinine davet ettim.) Artık dileyen (cüz’î irâdesini haktan yana kullanarak) îmân etsin, dileyen (hakkı) inkâr etsin. Biz (imtihân gereği, insanların hak-bâtıl tercihlerinde, cüz’î irâdelerine müdahalede bulunup da îmân etmeleri için zorlayacak değiliz, ancak şunu unutmasınlar ki; cüz’i irâdeleri ile küfrü/inkârı tercih eden) zâlimlere (kâfirlere) öyle bir ateş hazırladık ki, onun alevden duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır. (Susuzluktan) feryat edip yardım dilediklerinde, (müstahak oldukları üzere) kendilerine (ancak) erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile yardım edilir! O ne kötü bir içecektir (ve o ateş) ne kötü bir ağırlanma yeridir.

De ki: “Hakk¹ Rabb'inizdendir. O halde dileyen iman etsin, dileyen küfretsin.” Kuşkusuz Biz, zalimler için bir ateş hazırladık. Çadır gibi onları kuşatan. Eğer yardım isterlerse, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su yağdırılır. O ne kötü bir içecektir! Ve ne kötü bir barınma yeridir.

1- Gerçeği kesin olarak bildiren mesaj.

De ki: «O (Kur'an) Rabbimizden (gelen bir) hakdır. Artık dileyen îman etsin, dileyen gâvur olsun. Hakıykat biz, zaalimlere öyle bir ateş hazırladık ki (etrafını saran) dıvar (lar) ı çepçevre kendilerini kuşatmış (kuşatacak) dır. Eğer onlar (susuzlukdan) feryâd ve istimdâd ederlerse (kaynamış ve) kalın bir mâyi'a benzeyen, yüzleri kavuran bir su ile imdâd olunacaklardır. O, ne fena içecekdir! (O ateş) ne kötü bir dayanakdır!

Ve (onlara bir tehdîd olarak) de ki: “Hak Rabbinizdendir; artık dileyen böylece îmân etsin, dileyen de inkâr etsin!” Çünki biz, zâlimler için öyle bir ateş hazırlamışızdır ki,(çadırın etrâfındaki) duvarı (gibi alevden perdeler) onları çepeçevre kuşatmıştır. Ve (onlar)yardım isterlerse, erimiş ma'den gibi yüzleri haşlayan bir su ile kendilerine yardım edilir. O ne kötü içecektir! Ve (o Cehennem) ne kötü bir kalma yeridir!

Deki “Gerçekler (doğrular) yalnızca Rabbinin belirledikleridir. Dileyen bu doğrulara iman etsin, dileyende reddedip inkâr etsin. (Ama şunu unutmayın ki) Biz inkâr ederek kendilerine zulmedenler için içerisine girdiklerinde, oluşturacağı dalgaların onları çepe çevre kuşatacağı bir ateş hazırladık. Onlar orada (susuzluklarını gidermek için) yardım istediklerinde, erimiş maden gibi yüzleri dağlayan su onlara verilecektir. O su ne kadar kötü bir içecek ve orası ne kadar kötü kalınacak yer.

De ki: "Doğru olan, Allah’ın bildirdiğidir." Artık isteyen inansın, istemeyen tanımasın. Çünkü Biz tanımazlar için öyle bir ateş düzdük ki onları dört bir yanından saracaktır. Onlar yardıma çağırdıkça da kendilerine erimiş maden gibi bir su verilecek, bu su onları kavuracaktır. O ne kötü içecek, o ne kötü yerdir!

Onlara de ki: hak Rabbiniz tarafındandır [¹]. Dileyen inansın, dileyen gâvur olsun bize ne!. Biz zalimlere öyle bir ateş hazırladık ki onun etrafına çekilen kalın perdeleri [²] kendilerini kaplar. Eğer susuzluktan feryat ederlerse onların feryadına zeytin yağı tortusu [³] gibi bir su verilir ki ağızlarına götürürken yüzlerini kavurur. Bu, ne fena içecektir! O, ne fena kurulacak yerdir!

[1] Kur'an veya hüküm Allah'tandır, havadan değildir. Veya Kur'an, Rabbiniz tarafından hak bir sözdür.[2] Veya kalın duvarları, ateşten duvarları, çad... Devamı..

(Yine) De ki: “Hak/gerçek Rabbinizdendir. Artık dileyen inansın, dileyen inkâr etsin! Biz zalimlere duvarları çepeçevre içine alan bir ateş hazırladık. Onlar (susuzluktan) yardım istediklerinde, onlara erimiş maden gibi (sıcaklığı) yüzleri kavuran bir su ile yardım edilir, O ne kötü bir içecektir! Ne kötü bir konaklama/yaslanma yeridir.

Ve de ki: “Hak Rabbinizdendir; artık dileyen iman etsin, dileyen küfre sapsın. Şüphesiz biz zalimlere bir ateş hazırlamışız ve ateş çadırları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır. Eğer onlar yardım isterlerse, maden eriyiği gibi yüzleri kavurup yakan bir su ile suvarılırlar. O pek de kötü bir içkidir ve pek de kötü bir dayanaktır.

İslâm’ın kendilerine muhtaç olduğunu zanneden bu câhillere de ki: “İşte size Rabb’inizden, hakîkatin ta kendisi olan Kur’an geldi! Artık dileyen ona inansın, dileyen inkâr etsin. Ama şunu bilsinler ki:
Gerçekten Biz, hakkı inkâr eden bu zâlimlere, çevrelerini duman ve alevden duvarlarla kuşatan korkunç bir ateş hazırladık; öyle ki, onlar feryat edip su istediklerinde, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan kaynar bir su içirilecek onlara. Ne kötü bir içecek; ne kötü bir barınak! Öte yandan:

De ki:
-“Gerçek / Hakk rabbinizdendir; artık dileyen kimse iman etsin, dileyen kimse inkâr etsin!
Biz, duvarları onları çepeçevre kuşatmış bir ateşi Zâlimler için hazırladık.
Yardım yağmuru isterlerse, Yüzler’i yakıp kavuran Asit Yağmuru gibi bir su ile yardım edilir(!).
Ne kötü İçecek!
Bir destek yardımı olarak kötü oldu.

De ki: " Doğru olan, Rabb'inizden gelenlerdir. Bundan böyle isteyen inanır, isteyen inkar eder. " Biz inkarcılar için duvarları ateş tuğlasıyla örülmüş bir fırın hazırladık. Oradakiler su dedikçe yüzleri buruşturan katran gibi su verilir,. Artık iç içebilirsen, dayan dayanabilirsen bu berbat yere.

Seninle tartışanlara de ki; "Gerçekler sizin dediğiniz gibi değildir. Gerçekler Rabbimizin katındadır. Gerçek ancak Rabbimizin bildirdiklerindedir. Artık dileyen kendi yalanlarına inanır. Dileyen Rabbimin bildirdiklerine inanır! Allah’a inananlar Allah’tan bir bilgi olmadan boşu boşuna tartışıp durmazlar. Allah’a inananlar ancak Allah’ın bildirdiklerine inanırlar. Allah size mağarada kaç kişi olduğunu bildirdi mi? Onların mağarada ne kadar süre kaldıklarını bildirdi mi? Hayır! Niye atıp tutuyorsunuz o zaman? Niçin bilmediğiniz konularda tartışıyorsunuz o zaman?” Biz zalimlere öyle bir ateş hazırladık ki, onun alevden duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır. Ateş içinde yanarken yardım edin diye feryat ederler. Ateşte kavruldukça su diye bağırırlar. Onlara maden eriyiği gibi yüzleri yakıp kavuran bir su verilir. O ne kötü bir içecektir! Cehennem ne korkunç bir yerdir.

De ki: “Hak (gerçek), Rabbinizdendir.” [*] Öyle ise dileyen iman etsin; dileyen inkâr etsin! [*] Biz, zalimlere öyle bir ateş hazırladık ki (ateşten) duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır. Yardım dileyecek olsalar, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile yardım edilir. Ne fena bir içecektir o ve ne kötü bir kalma yeridir orası!

Yûnus 10:32’de belirtildiği gibi bu ayette de ilahi gerçeklerin ötesinde geriye sapkınlıktan başka bir şey kalmayacağına işaret edilmektedir.,Benzer m... Devamı..

Ve: “Mutlak doğru (olan bu Kur’an,) Rabbinizdendir. Artık dileyen (ona) îman etsin, dileyen (de onu) inkâr etsin.” de. Şüphesiz Biz, duvarları içerisindekileri çepeçevre kuşatacak olan cehennemi, zâlimler için hazırladık. Eğer onlar, orada feryat edip yardım isterlerse, onlara erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile yardım edilir. O ne kötü bir içecek ve (cehennem) ne kötü bir makamdır.

Ve de ki: “(Bu) hak, Rabbinizden [gelmiş]tir: Artık ona dileyen inansın, dileyen reddetsin”. Gerçek şu ki, Biz, [sunduğumuz hakikati teperek kendi kendilerine] yazık edenler ³⁹ için dalga dalga yükselen alev katmanlarıyla ⁴⁰ onları çepeçevre kuşatacak bir ateş hazırladık; öyle ki, onlar su istediklerinde ergimiş kurşunu andıran ve yüzlerini kavuran bir su verilecek onlara: ne korkunç bir sudur o ve ne kötü bir duraktır orası!

39 Râzî, ez-zâlimûn (lafzen, “zalimler”) ifadesini böyle tefsir etmektedir.40 Bizim, çeviride “dalga dalga yükselen alev katmanları” ifadesiyle aktard... Devamı..

Ve de ki: – Hak Rabbinizden gelen Kuran’dır, artık dileyen iman edip mümin olsun, dileyen inanmasın kâfir olsun. Ama şunu iyi bilsin ki bu mesaja karşı yanlışta ısrar eden zalimler için kendilerini alevden duvarların çepeçevre kuşattığı bir ateş hazırladık. Susuzluktan kavrulup su istediklerinde kendilerine suratlarını yakıp kavuran demir eriği gibi bir su sunulacak. Ne kötü bir içecektir o ve ne korkunç bir yerdir orası. 2/176-213, 10/108, 17/105...107

Ve de ki: “Mutlak hakikate (atıf olan bu mesaj) Rabbinizdendir:[²³⁸⁰] Artık isteyen iman etsin, isteyen inkâr etsin!”[²³⁸¹] İşin gerçeği Biz, (nefislerine kıyan) o zalimler için kendilerini kat kat sarıp sarmalayacak bir ateş hazırladık;[²³⁸²] öyle ki, onlar susayıp da su istediklerinde, suratlarını kavuran yanık yağ tortusu gibi bir su sunulur: ne berbat bir içecektir o ve ne fena bir konaktır orası...

[2380] Veya: “mutlak hakikate (atıf olan bu mesaj) Rabbinizden size ulaşmış bulunuyor.” [2381] İlâhî bilgi, insanın iradesiyle seçme yeteneğini yok... Devamı..

(Ey Muhammed, onlara) De ki: Hak Rabbinizdendir. (Size getirdiğim Kur'an ve ondaki Ashab-ı Kehf gibi kıssalar gerçeğin ta kendisidir.) Artık dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin. Kuşkusuz biz zalimler için, -hudutları kendilerini çepeçevre kuşatan- bir ateş hazırladık. Eğer onlar susuzluktan feryâd edecek olurlarsa kendilerine, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su verilir. O ne fena bir içecektir, orası (cehennem) ne kadar kötü bir kalınacak yerdir!

De ki: "Bu gerçek, Rabbinizdendir. Artık dileyen inansın, dileyen inkâr etsin. " Çünkü biz zâlimlere öyle bir ateş hazırladık ki, (ateş) çadırı onları kuşatmıştır. Eğer (susuzluktan) feryâd edip yardım isteseler erimiş mâden gibi yüzleri haşlayan bir su ile kendilerine yardım edilir! O ne kötü bir içecektir ve ne kötü bir dayanacak(koltuk)dur!

Ve de ki: «Hak Rabbinizdendir. Artık kim dilerse imân etsin ve kim dilerse inkâr eylesin.» Şüphe yok ki, Biz zalimler için bir ateş hazırlamışızdır. Onun perdeleri kendilerini kuşatmıştır. Ve eğer istimdatta bulunacak olurlarsa katran gibi bir su ile imdat olunurlar ki, yüzleri kavurur. O ne fena içki, ne fena rahat edilecek bir yer!

De ki: “İşte Rabbiniz tarafından gerçek geldi. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin. ”Şu da bir gerçektir ki Biz o zalimlere, duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmış olan müthiş bir ateş hazırladık. Eğer susuzluktan feryad edecek olurlarsa kendilerine erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su verilir. O ne fena bir içecektir ve cehennem ne fena bir barınaktır! [47, 15; 55, 44]

De ki: "Bu gerçek, Rabbinizdendir. Artık dileyen inansın, dileyen inkar etsin." Çünkü biz zalimlere öyle bir ateş hazırladık ki, çadırı onları kuşatmıştır. Eğer (susuzluktan) feryad edip yardım isteseler erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile kendilerine yardım edilir! O ne kötü bir içecektir ve ne kötü bir dayanacak(koltuk)dur!

Başka bir tefsîre göre dumanı veya duvarı

Di ki: "Hak ve doğrı rabbinizdendir. İsteyen îmân itsün ve isteyen küfür itsün. Biz zâlimler içün cehennemi izhâr itdik ki onun divarları onları ihâta ider. Onlar su isteseler zeytunyağı tortusı gibi bir su virilür, içerken yüzlerini (pek sıcak oldığından) kavurır. Ne fenâ meşrûb ve ne fenâ mekândır.

De ki "Bu doğrular Rabbinizdendir. İmanı tercih eden inanıp güvensin, görmezlikten gelmeyi tercih eden de kâfir olsun[1]. Yanlış yapanlar için perdesi kendilerini kuşatacak[2] bir ateş hazırladık. Yardım isterlerse onlara, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su verilir. Ne kötü içecektir o; ne kötü yerdir orası!

[*] Müteşabih Bakara 2/81

De ki: -Hak Rabbinizdendir. Dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin. Biz zalimler için, duvarları kendilerini çepeçevre kuşatan bir ateş hazırladık. Yardım isterlerse, onlara erimiş maden gibi yüzleri kavuran bir su ile yardım edilir. O, ne kötü biriçecektir, ne kötü bir dayanaktır.

De ki: Hak, Rabbinizden gelendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin. Zalimler için Biz bir ateş hazırladık ki, duvarları onları çepeçevre kuşatmıştır. Su için feryat edecek olsalar, feryatlarına, erimiş maden gibi, yüzleri kavuran bir suyla cevap verilir. Ne kötü bir içecektir o! Ve yerleşilecek ne fena bir yerdir orası!

Ve de ki: "Hak, Rabbinizdendir. Artık dileyen inansın, dileyen inkâr etsin." Biz, zalimler için öyle bir ateş hazırladık ki, çadırı/duvarı/dumanı onları çepeçevre kuşatmıştır. Eğer yardım dileseler, erimiş maden gibi yüzleri pişiren bir su ile yardımlarına koşulur. O ne kötü içecek, o ne kötü sığınak/dayanak!

daħı eyit “ḥaķdur çalabuñuzdan pes her kim diler ise įmān getürsüñ daħı her kim diler ise kāfir olsun.” bayıķ biz yaraķladuk žālimler içün od ķapladı anları anuñ ḥıyātı. daħı eger feryād irmek isteyeler feryād irinileler śu-y-ıla erimiş baķır gibi bişürür yüzleri. ne yavuz oldı içesi nesene daħı ne yavuz oldı tekye uracaķ yirdin yaña!

Eyit yā Muḥammed: Ḥaḳ budur, sizi yaradan Tañrıdan. Kim ki dile‐se mü’min olsun, kim ki dilese kāfir olsun. Taḥḳīḳ biz yaraḳladuḳ ẓālimlerebir od ki ḳaplamışdur anları cehennemüñ perdeleri ve eger ṣu isteseler,meded isteseler, meded yitişür, ṣu virilür anlara ḳaṭrān gibi. İssisinden yüzlerigöyündürür. Ne ḳatı yaman içmekdür ol, daḫı ne yaman varacaḳ yirdür ol.

Və de: “Haqq Rəbbinizdəndir. Kim istəyir inansın, kim də istəyir inanmasın (kafir olsun). Biz zalımlar üçün elə bir atəş hazırlamışıq ki, onun pərdələri (dumanları) onları bürüyəcəkdir. (Cəhənnəmin qalın divarları zalımları əhatə edəcəkdir). Onlar imdad istədikdə onlara qətran (yaxud yaradan axan irin-qan) kimi üzlərini büryan edən bir su ilə kömək ediləcəkdir. O, nə pis içki, o (Cəhənnəm) necə də pis məskəndir!

Say: (It is) the truth from the Lord of you (all). Then whosoever will, let him believe, and whosoever will, let him disbelieve. Lo! We have prepared for disbelievers Fire. Its tent encloseth them. If they ask for showers, they will be showered with water like to molten lead which burneth the faces. Calamitous the drink and ill the resting place!

Say, "The truth is from your Lord": Let him who will believe, and let him who will, reject (it):(2371) for the wrong-doers We have prepared a Fire whose (smoke and flames), like the walls and roof of a tent, will hem them in: if they implore relief they will be granted water like melted brass, that will scald their faces, how dreadful the drink! How uncomfortable a couch to recline on!

2371 Our choice in our limited Free will involves a corresponding personal responsibility. We are offered the Truth: again and again it is pressed on ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.