30 Nisan 2025 - 2 Zi'l-ka'de 1446 Çarşamba

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Kehf Suresi 28. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vasbir nefseke me’a-lleżîne yed’ûne rabbehum bilġadâti vel’aşiyyi yurîdûne vecheh(u)(s) velâ ta’du ‘aynâke ‘anhum turîdu zînete-lhayâti-ddunyâ(s) velâ tuti’ men aġfelnâ kalbehu ‘an żikrinâ vettebe’a hevâhu vekâne emruhu furutâ(n)

Sabah, akşam, rızasını dileyerek Rablerine dua edenlerle beraber sabret ve dünya yaşayışının ziynetini dileyenlere uyup ayırma gözlerini onlardan ve bizi anmamaları için gönüllerine gaflet verdiğimiz heva ve heveslerine uymuş ve işi hadden aşıp taşmış kişiye itaat etme.

Sen de, sabah akşam, (her zaman) O’nun rızasını dileyerek, Rablerine dua edenlerle birlikte (olmaya, hizmet ve ibadet üzerinde durmaya) sabret. Dünya hayatının (geçici ve çekici) süsünü isteyerek gözlerini onlardan (Allah dostlarından) ayırıp kaydırma! (Sakın) Kalplerini, Bizi zikretmekten gaflete düşürdüğümüz, kendi ‘hevâ ve heveslerine’ tâbi olan (ve nefsi arzularına tapan) ve (her) işinde aşırılığa kayan (ve ölçüyü kaçıran) kimselere uyma! (Ki bunun sonu hasarettir.)

Ve Rabbinin hoşnutluğunu umarak, sabah akşam O'na yalvarıp yakaranlarla birlikte, sen de başına gelecek sıkıntı ve zorluklara katlan. Dünya hayatının cazibesine kapılarak gözlerini onlardan ayırma. İyi ve güzel olan ne varsa, hepsini terkedip yalnızca bencil arzuları peşine düştüğü için, kalbini bizi hatırlamaya karşı duyarsız kıldığımız kimseye de uyma, zaten o işinde sınırı aşmıştır.

Sabah erken ve akşama doğru Rablerine kulluk, ibadet ve dua edenlerle, onun rızasını isteyenlerle birlikte olmaya sen de, bizzat sabrederek gayret et. Dünya hayatının cezbedici güzellikleriyle, ihtişamıyla, ilgilenerek gözlerin onlardan ayrılmasın. Kalbini, aklını övünç kaynağımız Kur'an'dan, bizi anmaktan, zikretmekten, Kur'ân'ı tebliğden gâfil kıldığımız, şahsî arzu ve ihtiraslarına uyan, ifrat ve tefrit planları yapan, planları fayda sağlamayan kimselerin göstermelik hoşgörü taleplerini, senin şeriatine aykırı isteklerini kabul etme, onlara boyun eğme.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 6/52; 20/131.

Allah'ın rızasını isteyerek sabah ve akşam Rabblerine dua edenlerle beraber sen de sabret. Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan ayırma. Kalbini bizi anmaktan alıkoyduğumuz, arzularına uymuş ve işi de aşırılık olan kimseye uyma.

28.Bu ayeti kerimenin iniş sebebi de daha önce En`am suresinin 52-53. ayeti kerimelerinin iniş sebebi olarak açıklanan olaydır. Bu ayeti kerimede geçe... Devamı..

Sen de sabah akşam O'nun rızasını isteyerek Rablerine dua edenlerle birlikte sabret. Dünya hayatının (aldatıcı) süsünü isteyerek gözlerini onlardan kaydırma. Kalbini bizi zikretmekten gaflete düşürdüğümüz, kendi 'istek ve tutkularına (hevasına)' uyan ve işinde aşırılığa gidene itaat etme.

Sabah ve akşam Allah'ın rızasını dileyerek Rablerine dua eden kimselerle beraber nefsini sabırlı tut; dünya hayatının süsünü arzu edip de gözlerini onlardan (o Rablerine dua edenlerden) başkasına (dünya ehline) çevirme. Bizi anmak hususunda kalbine gaflet verdiğimiz kimseye itaat etme ki, o, keyfinin ardına düşmüş ve işi de, haddini aşmak olmuştur.

Kendini, sabah-akşam, Rabbinin rızasını isteyerek Rablerine dua edip yalvaranlarla beraber tut. Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan ayırma. İşi boş, isabetsiz, azgınlık olan, heva ve hevesinin peşinde koşan, kalbini zikrimizden gafil bıraktığımız kişiye sakın sakın uyma!

Sabah akşam Rabblerine O'nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte candan sabret! Dünya hayatının süsünü arayarak gözlerini onlardan ayırma! Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, kötü arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimseye boyun eğme!

Sabah, akşam Allahın hoşnutluğun dileyen kimselerle birlikte, sen dahi sabredesin, dünya dirliğinin süslerine kapılıp da, yüz çevirme onlardan; bizi anmaktan yüreğini habersiz kılmış olduğumuz, kendi havasına uymuş kimseye, işi batak olana boyun eğme sen»

Ve Rablerinin hoşnutluğunu umarak sabah akşam O'na dua eden (mazlum, dışlanmış, ezilmiş, fakir ve fakat erdemli kimse)lerle beraber sen de candan sabret ve dünya hayatının cazibesine kapılıp da sakın gözlerini onların üzerinden ayırma! (İyi ve güzel olanı terk ederek yalnızca) bencil arzularının peşine düştüğü için kalbini zikrimize karşı duyarsız kıldığımız, işinde aşırı giden kimseye uyma!

Sırf Rablerinin hoşnutluğunu umarak sabah akşam O'na yalvaran fakirleri, mazlumları, yoksulları ve zayıf mü’minleri inkârcılar istiyor diye yanından u... Devamı..

Sabah akşam Allâh’a du’â idenlere inzârını atf idüb ânlara karşu sabırlı ol ve dünyânın agniyâsının hâtırı içün ânlardan yüz çevirme ve kalbini bize karşı lâkayd tutub temâyülâtına tâbi’ olanlara ve tekmîl ef’âlinde ifrâta gidenlere itâ’at itme.

Sabah akşam Rablerinin rızasını dileyerek O'na yalvaranlarla beraber sen de sabret. Dünya hayatının güzelliklerini isteyerek gözlerini o kimselerden ayırma. Bizi anmasını kendisine unutturduğumuz ve işinde aşırı giderek hevesine uyan kimseye uyma.

Sabah akşam Rablerine, O’nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte ol. Dünya hayatının zînetini arzu edip de gözlerini onlardan ayırma. Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, boş arzularına uymuş ve işi hep aşırılık olmuş kimselere boyun eğme.

Rızâsını dileyerek sabah akşam rablerine dua edenlerle olmak için elinden gelen çabayı göster. Dünya hayatının çekiciliğine meylederek gözlerini onlardan çevirme! Bizi anmaktan kalbini gafil kıldığımız, kötü arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimseye boyun eğme!

Sabah akşam Rablerine, O'nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte candan sebat et. Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan çevirme. Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, kötü arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimseye boyun eğme.  

 Bazı Kureyş ileri gelenleri Hz. Peygamber’den Allah’a ve Resûl’üne candan bağlı, fakat maddi bakımdan fakir müminleri yanından kovmalarını istemişler... Devamı..

Rab'lerinin rızasını dileyerek sabah akşam kulluk edenlerle birlikte olmaya çalış. Dünya hayatının çekici materyallerini arzu edip de gözlerini onlardan ayırma. Kalbini mesajımızdan gafil kıldığımız ve hevesine uyarak işlerini karıştıran kimseleri izleme.

Nefsince de, sabah akşam rızasını isteyerek Rablerine yalvaranlarla beraber candan sabret. Sen dünya hayatının süsünü isteyerek onlardan gözlerini ayırma. Kalbini, bizi anmaktan gafil kıldığımız, nefsinin kötü arzusuna uymuş ve işi hep aşırılık olan kimseye uyma.

Nefsince de o kullarla beraber sabret ki sabah akşam (her vakıt) rablarına duâ eder cemalini isterler, sen Dünya ziynetini arzu ederek onlardan gözlerini ayırma ve o kimseye itaat etme ki kalbini zikrimizden gafil bırakmışız, keyfinin ardına düşmüş ve işi haddini aşmak olmuştur

Rablerinin rızasını dileyerek, sabah akşam (O’na) dua edip yalvaran (Ashâb-ı Suffe ve diğer fakir müslüman) larla birlikte sen de candan sabret ve gözlerini o (fakir müslüma) nlardan ayırma. (Üstünlüğün, şan ve şerefin zenginlikte olduğunu zanneden, kibirlenip fakirleri hor gören, geçici) dünya hayatının süsünü isteyen, (ısrarla hakkı inkâr etmesi sebebiyle) kalbini zikrimizden gafil bıraktığımız, hevâ ve hevesinin peşinden koşan ve işi gücü taşkınlık olan kimseye (sunmuş olduğu *teklife) uyma.

* Kureyş’in ileri gelen müşrikleri bir araya geldiler ve Hz. Peygamber’e [sallallahu aleyhi vesellem], “Söylediklerine îmân etmemizi istiyorsan, şu fa... Devamı..

Sabah akşam¹ O'nun yoluna yönelerek, Rabb'ine çağrıda bulunanlarla beraber olmada sabırlı ol. Dünya hayatının çekiciliğine kanarak gözlerini onlardan ayırma. Kalbini² zikrimizden gafil kıldığımız³, tutkularına uymuş, işi aşırılık olan kimseye boyun eğme. ⁴

1- Her zaman, sürekli, gün boyu. 2- Kavrama ve düşünme yetisini. 3- Öğütlerimizi umursamayanları. 4- Toplumun ileri gelenlerinin beğenisi için, ... Devamı..

Sabah, akşam Rablerine, (sırf) Onun cemâlini dileyerek, düaa edenlerle beraber candan sabr (u sebat) et. Dünyâ hayaatının zînetini arzu edib de gözlerini onlardan ayırma. Kalbine bizi anmakdan gaflet verdiğimiz, hevâ ve hevesine uymuş, işinde haddi aşmış kimselere boyun eğme.

Sabah-akşam O'nun rızâsını (ve cemâlini müşâhede etmeyi) dileyerek, Rablerine yalvaranlarla berâber nefsini sabırlı tut; dünya hayâtının ziynetini arzu edip de gözlerini onlardan (o yalvaranlardan) ayırma; ve (isyanları sebebiyle) kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, nefsinin arzusuna uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimseye itâat etme!

Ve Rablerinin rızasını (hoşnutluğunu) isteyerek sabah akşam O’na dua edenlerle beraber sen de sabret ve dünya hayatının cazibesine kapılıp da sakın onları gözden çıkarma! Ve gönlünü zikrimize (Kur’an’a) karşı duyarsız bulduğumuz, arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kişiye uyma.*

(*) Kureyş’in ileri gelen ailelerine mensup müşrikler, Hz. Peygamber’in fakir müminlerle birlikte bulunmasından rahatsızlık duyduklarını, bu insanları... Devamı..

Sabah akşam Rablerinin rızasını gözeterek, dua edip, O’na kulluk edenlerle birlikte nefsinin isteklerine karşı diren (sabret). Yalnızca dünyanın aldatıcı süslerini isteyenlerden tarafa gözlerini dikme/ imrenme ve kalplerini bizi anmaktan alıkoyduğumuz ve Allah’a karşı kulluk görevine aldırış etmeyerek, yalnızca arzularının isteklerine tabi olanlara, kesinlikle itaat etme.

Erte akşam çalaplarının dilediğini elde etmek için yalvaranlarla birlikte sen kendin de katlan. Dünya yaşayışının görünüşlerine kapılıp da sakın gözlerini onlardan ayırma, gönüllerini Bizi anmaktan alıkoyduklarımıza, dürtülerine uyup da işinde azıtmış kimselere uyma.

Sabah, akşam, Rablerinin yüzünü, rızasını kastederek O/na ibadet edenlerle beraber kendini sabırlı kıl. Dünya diriliğinin debdebesine kapılarak, onlardan gözlerini ayırma. Gönlünü zikrimizden gafil kıldığımız, hevesine uymuş, hâli harap olmuş kimselere ita/at etme.

(Ey Peygamber!) Sabah akşam Rablerinin rızasını/cemalini [vechehu] dileyerek O’nu çağıranlarla beraber sen de sabret/gayret et. Dünya hayatının ziynetini/süsünü arzulayıp da gözlerini o kimselerden çevirme/ayırma! Kalbini Biz’i anmaktan gafil/duyarsız kıldığımız, nefsinin arzularına uyan ve işinde aşırıya giden kimseye tabi olma!

Sen de sabah akşam O'nun rızasını isteyerek Rablerine dua edenlerle birlikte olmaya sabret. Dünya hayatının (aldatıcı) süsünü isteyerek gözlerini onlardan kaydırma. Kalbini bizi zikretmekten gaflete düşürdüğümüz, kendi hevasına uyan ve işinde aşırılığa gidene itaat etme.

Rab’lerinin hoşnutluğunu arzu ederek, sabah akşam O’na yalvaran yoksul, ezilmiş, gariban, fakat gönülleri imanla dopdolu o fedâkâr insanlarla birlikte candan sabret, onların dertlerine, sevinçlerine ortak ol ve sakın dünya hayatının göz kamaştırıcı câzibesine kapılıp da, gözlerini onların üzerinden bir an olsun ayırma! Bencil arzularının kölesi olan,bu yüzden yüreğini Kur’an’da dile getirdiğimiz öğüt ve uyarılarımıza, yani Zikrimize karşı duyarsız kıldığımız ve işi gücü zulüm, haksızlık vetaşkınlık olan kimselere sakın itaat etme! Yoksul ve zayıf müminleri yanından uzaklaştırdığın takdirde sana iman edeceklerini söyleyen bu kendini beğenmiş kâfirlerin teklifine uymayı aklından bile geçirme!

O’nun yüzünü / rızasını isteyerek, Akşamleyin ve Sabah Erken Vakitler rabb’lerine dua edenlerle birlikte sabret! Dünya Hayatı’nın süsünü isteyerek onlardan gözünü ayırma! Kalbini bizim zikrimizden gâfil kıldığımız, hevâsına uymuş, işi taşkınlık (ifrat-tefrıt) olmuş kimseye itaat etme!

Dişini sık, Allah'ın rızasına erebilmek için sabah akşam Rab'lerine yalvarıp duranları yalnız bırakma. Dünya hayatının gösterişine tama ederek, gözlerini onlardan kaçırıp durma. Adımızı ağzına almaktan mahrum ettiğimiz, duygularının esiri olmuş, işin ayarını kaçırmış kimselere itaat etme.

Allah’ın rızasını dileyerek sabah akşam dua edenlerle birlikte ol! Onlarla birlikte sen de Rabbinin huzurunda saf tut! Duanı yap! Yanlışlarından, eksikliklerinden dolayı af dile! Dünya hayatının ziynetlerini arzu edip gözlerini inananlardan ayırma! Kalbiyle Allah’a yönelmeyen, yasalarımıza uymayarak cahilce hayat yaşayan, boş arzularına uyup işi gücü hak yemek, günah işlemek, zulüm yapmak olan, yasalarımıza karşı yasalar çıkarıp insanlar üzerine hâkimiyet kuranlara boyun eğme!

O’nun rızasını isteyerek Rablerine sabah akşam dua edenlerle birlikte olmaya devam et! Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan çevirme! Arzusuna uymuş ve işi gücü aşırılık olduğu için kalbini bizi hatırlamaktan habersiz kıldığımız kimseye boyun eğme! [*]

Buradaki mesaj, “sebep-sonuç” ilişkisi içerisinde kişinin hevasına uyduğu, işinin aşırılık içerdiği, bu yüzden de kalbinin Yüce Allah’ın zikrinden hab... Devamı..

(Ey Muhammed!) Sen, sabah akşam Rablerine sadece Onun rızasını kazanmak isteyerek duâ edenlerle birlikte sabret. Dünya hayatının güzelliklerini isteyerek sakın onlardan gözlerini ayırma. Nefsinin kötü arzularına uyması ve işi hep aşırılık olması sebebiyle kalbini Bizi anmaktan gafil kıldığımız, kimse(ler)e itaat etme.

Ve Rablerinin hoşnutluğunu umarak sabah akşam O’na yalvarıp yakaranlarla birlikte sen de sabret; ve dünya hayatının cazibesine kapılıp da sakın gözlerini onların üzerinden ayırma; ³⁶ Ve iyi ve güzel olan ne varsa hepsini terk edip ³⁷ [yalnızca] bencil arzularının peşine düştüğü için kalbini zikrimize karşı duyarsız kıldığımız ³⁸ kimseye aldırma.

36 Bu ayet hk. bir açıklama için bkz. 6:52 ve ilgili 41. not.37 Lafzen, “İşi (emr) [iyi ve doğru olanı]n sınırlarını aşmak [ya da “tecavüz etmek”] ola... Devamı..

Rablerinin rızasını isteyerek sabah akşam ona yalvaranlarla birlikte olmaya devam et! Dünya hayatının çekiciliğine aldanıp onlardan yüz çevirme. Hevasının peşinden gittiği için işi gücü aşırılık olan bundan dolayı kalbini zikrimiz Kuran’dan gafil bırakan kimseye sakın uyayım deme! 18/46, 25/43, 28/60, 42/36, 43/33...35

Ve Rablerinin rızasını arzu ederek, sabah akşam[²³⁷⁷] O’na yalvarıp yakaran kimselerle birlikteliğe kendini alıştır! Dünya hayatının çekiciliğine aldanıp da sakın onları gözden çıkarma![²³⁷⁸] Ve ayartıcı arzularına uyarak, işi gücü aşırı uçlarda dolaşmaya döktüğü için, (akleden) kalbi kendisini zikrimize karşı duyarsızlaşan kimselere de uyma![²³⁷⁹]

[2377] Yani: “daima..” [2378] Yani: ‘Etrafında kenetlenen yoksul ama samimi kimseleri’ (Krş: 6:52). [2379] Veya çoğunluk kıraatıyla: “..kalbini ... Devamı..

Sabah akşam Rablerinin rızasını dileyerek dua edenlerle beraber sen de (müşriklerin eziyetlerine) katlan. Dünya hayatının zevkinden başka bir şey düşünmeyen kimselere (müşriklerin elebaşlarına) iltifat etme. (Onları doğru yola davet edeceğim diye, onların isteği üzerine) Yoksul müminleri (meclisinden) uzaklaştırma. Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, hevâ ve hevesine uyan ve haddini aşan kimselerin arzusunu yerine getirme.

Sabah akşam Rablerine, O’nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte sabret. Dünya hayatının zînetini arzu edenlere de gözlerini dikme. Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, boş arzularına uymuş ve işi hep aşırılık olmuş kimselere boyun eğme.

Ve nefsince de sabret, o kimseler ile beraber ki, sabah ve akşam Rablerine dua ederler, O'nun cemalini dilerler ve dünya hayatının ziynetini dileyerek onlardan gözlerini çevirme ve o kimseye uyma ki, Bizim zikrimizden kalbini iğfâl etmişizdir ve hevâsına tâbi olmuştur ve işi de israftan ibaret bulunmuştur.

Rablerine, sırf O'nun rızasını ve cemaline kavuşmayı umdukları için, sabah akşam yalvaranlarla beraber olmakta sebat et. ! Dünya hayatının süslerini arzulayarak sakın gözlerini onlardan başkasına kaymasın. Kalbini Bizi zikretmekten gafil bıraktığımız, heva ve hevesine uyan ve işi hep aşırılık olan kimselere itaat etme! [6, 52; 20, 131]

Âyetin nüzul sebebiyle ilgili olarak En’âm, 52 âyetindeki notumuza bakınız.

Nefsini, sabah akşam, rızasını isteyerek Rablerine yalvaranlarla beraber tut (onlarla beraber bulunmağa candan sabret). Gözlerin, dünya hayatının süsünü isteyerek onlardan başka yana sapmasın. Kalbini bizi anmaktan alıkoyduğumuz keyfine uyan ve işi, hep aşırılık olan kişiye itaat etme.

(201) Yahut: Kalbinin, kendisini, bizi anmaktan alıkoyduğu. (202) En'âm Sûresinin 52 nci âyetinde de işâret edildiği üzere bazı Kureyş ileri gelenleri... Devamı..

Yalnız rablerinin rızâsını isteyerek akşam ve sabah du'â ve 'ibâdet idenlerle nefsini sabırlı it ve hayât-ı dünyânın zînetini isteyerek onlardan gözini diğeri tarafına çevirme. Ve bizim, kalbini gaflete düşürdiğimiz ve hevâsına tâbi' ve işi hakdan nükûl olan kimseye itâ'at itme. [³]

[3] 'Uyeyne bin Hısn el-Ferâzî İslâm'dan evvel bir gün nezd-i risâletpenâha gelerek ve orada bulunan fukarâ-yı ashâbı göstererek: "Yâ Muhammed bunları... Devamı..

Rablerinin yüzlerine bakmasını isteyerek sabah akşam ona yalvaranlarla birlikte sen de sabret[*]. Dünya hayatının çekiciliğine kapılıp gözlerini onlardan ayırma. Gönlünü zikrimize (Kur’an’a) karşı ilgisiz bulduğumuz, arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kişiye uyma.

[*] Bkz: Bakara 2/45 ve dipnotu

Sabah, akşam Rab'lerinin rızasını dileyerek O'na dua edenlerle beraber sen de sabret. Dünya hayatının süslerini isteyip, gözünü onlardan ayırma. Kalbini zikrimizden gafil kıldığımız, arzularına uymuş ve işi taşkınlık olan kimseye itaat etme!

Sabah akşam Rablerinin rızasını dileyerek Ona dua edenlerle beraber sabret. Dünya hayatının tantanasını arzulayarak onlardan gözünü ayırma. Bizi anmaktan kalbini gafil bıraktığımız, heveslerine uyan ve işi aşırılık olan kimseye itaat etme.(5)

(5) 6:52-3 ve açıklamasına bakınız.

Benliğini, sabah-akşam yüzünü isteyerek rablerine yalvaranlarla beraber tut. İğreti dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan kaydırıp uzaklaştırma. Ve sakın, kalbini bizim zikrimizden/Kur'anımızdan gafil koyduğumuz, boş arzularına uymuş kişiye boyun eğme. Böylesinin işi hep aşırılıktır.

daħı ķatlandur gendüzüñi anlaruñ-ıla kim oķırlar çalabı’larına irtecek daħı giceye yaķın dilerler yüzini ya'nį rıżāsın. daħı döndürme [153a] iki gözüñi anlardan dilerken sen bezeġin yaķın dirligüñ daħı boyun virme aña kim ġāfil eyledük göñlin, añmaġumuzdan; daħı uydı nefsi dilegine daħı oldı işi anuñ orandan geçmiş.

Daḫı ṣabr itdür nefsüñe ol kişiler bile, du‘ā iderler Tañrı Ta‘ālāya gicede vegündüzde, isterler Tañrı Ta‘ālānuñ rıżāsın. Daḫı gözüñi yumma, olardanisteyici olduġuñ ḥālde bezenmegini dünyā dirliginüñ. Daḫı ol kimseye uymaki yüregini ġāfil itdük bizüm ẕikrümüzden. Daḫı hevāsına uydı ve anuñ işibāṭıldur.

Səhər-axşam Rəbbinin rizasını diləyərək Ona ibadət edənlərlə birlikdə özünü səbirli apar (nəfsini qoru). Fani dünyanın bər-bəzəyini arzu edib nəzərlərini onlardan (yoxsul mö’minlərdən) çevirmə. Qəlbini Bizi (Qur’anı) xatırlamaqdan qafil etdiyimiz, nəfsinin istəklərinə uyan və (hər) işində ifrata varan bir kimsəyə itaət etmə!

Restrain thyself along with those who cry unto their Lord at morn and evening, seeking His countenance; and let not thine eyes overlook them, desiring the pomp of the life of the world; and obey not him whose heart We have made heedless of Our remembrance, who followeth his own lust and whose case hath been abandoned.

And keep thy soul content with those who call on their Lord morning and evening, seeking(2369) His Face; and let not thine eyes pass beyond them, seeking the pomp and glitter of this Life; no obey any whose heart We have permitted to neglect the remembrance of Us, one who follows his own desires, whose case has gone beyond all bounds.(2370)

2369 Cf. 6:52 and n. 870. The true servants of Allah are those whose hearts are turned to Him morning, noon, and night, and who seek not worldly gain,... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.