Kul kefâ bi(A)llâhi şehîden beynî vebeynekum(c) innehu kâne bi’ibâdihi ḣabîran basîrâ(n)
De ki: Benimle sizin aranızda tanık olarak Allah yeter; şüphe yok ki o, kullarından haberdardır, onları görür.
De ki: "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeterlidir (herkesin niyetini ve gayretini çok iyi bilmektedir); kuşkusuz O, kullarından hakkıyla Haberdardır, (her şeyi ayrıntılarıyla) Görendir."
De ki: Benimle sizin aranızda, tanık olarak Allah yeter. Şüphesiz O, kullarından haberdardır, onları görür.
De ki: "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Şüphesiz O kullarından haberdar olan, onları görendir."
De ki: 'Benimle aranızda şahid olarak Allah yeter; kuşkusuz O, kullarından gerçeğiyle haberdardır, görendir.'
De ki: “- Allah, sizinle benim aramda şâhid yeter. Muhakkak ki o, kullarının yaptığından haberdardır, bütün hallerini görendir.
De ki: “Benim ile sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Şüphesiz O, kullarını çok iyi gören ve onlardan çok iyi haberdar olandır.”
De ki: “Benimle sizin aranızda gerçek şâhit olarak Allah yeterlidir. Zira O, kullarını bilip görmektedir.”
Diyesin ki: «Sizinle aramızda, Allah yeter tanıklığa, O, gerçek kullarını bilir, görür!»
De ki: “Sizinle benim aramda şahit olarak Allah yeter. Çünkü O, kullarından hakkıyla haberdardır, onları hakkıyla görendir.”
Yine ânlara di ki: "Sizin ile benim beynimizde Allâh’ın şehâdeti kifâyet ider çünki Allâh ’ibâdının kâffe-i ahvâlinden haberdârdır her şeyi görir.
De ki: "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Doğrusu O, kullarını görür, haberdardır."
De ki: “Sizinle benim aramda şahit olarak Allah yeter. Çünkü O, kullarından hakkıyla haberdardır, onları hakkıyla görendir.”
Yine de ki: “Benimle sizin aranızda gerçek şahit olarak Allah kâfidir. O, kullarını çok iyi bilip görmektedir.”
De ki: "Benimle sizin aranızda ALLAH tanıktır. O, kullarından haber alır, görür."
De ki: "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Çünkü O, kullarının yaptığından haberdardır, yaptıklarını çok iyi görendir."
De ki: Allah sizinle benim aramda şâhid yeter, her halde o, kullarına habîr basîr bulunuyor
De ki: “Benimle sizin aranızda şâhit olarak Allah yeter. Şüphesiz O, kullarının bütün yaptıklarını hakkıyla bilendir, her şeyi hakkıyla görendir.”
De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter.” Kuşkusuz O, kulları için Her Şeyden Haberdar Olan'dır, Her Şeyi Gören'dir.
De ki: «Benimle sizin aranızda hakıykî şâhid olarak Allah yeter. Çünkü O, kullarının (her şeyinden) cidden haberdârdır, kemâliyle görendir».
De ki: “Benimle sizin aranızda şâhid olarak Allah yeter! Şübhesiz ki O, kullarından hakkıyla haberdardır, (onları) hakkıyla görendir.”
De ki: (Rabbimin bana vahiy yoluyla emrettiklerini size tebliğ ettiğime dair) benimle sizin aranızda şahit (hazır ve nazır olup haber verici) olarak Allah yeterlidir. O kullarının yaptığı her şeyden haberdar olan ve onları hep görendir.*
“Benim Allah’ın elçisi oluğuma, benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeterlidir. O kullarının yaptığı her şeyden haberdar olan ve onları hep görendir.”
De ki: "benimle sizin aranızda Allah’ın tanık olması yeter. Çünkü Allah kullarından bilgilidir, kullarını görücüdür."
De ki benimle sizin aramızda Tanrı/nın hakkıyle şahit olması elverir. Çünkü O, kullarının ahvalinden haberdardır, onları görür.
(Yine) De ki: “Sizinle benim aramda şahit olarak Allah yeter! Muhakkak ki O kullarından en iyi haberdar olandır ve onları en iyi görendir.”
De ki: “Benimle aranızda şahit olarak Allah yeter; kuşkusuz O, kullarından hakkıyla haberdardır, görendir.”
Yine de inatla itiraza devam ederlerse, onlara son olarak de ki: “Benimle sizin aranızda şâhit olarak, Allah yeter; elbette O, kullarının her hâlini bilmekte, her davranışını görmektedir.” O hâlde, kimin doğru yolda olduğu konusunda hüküm vermek için Allah’ın şâhitliğini esas almalı, doğrunun-eğrinin ölçüsünü yalnızca O’ndan, yani O’nun kitabından öğrenmelisiniz. Zira:
De ki:
“Benim ve sizin aramızda şahid olarak Allah yeter. Şüphesiz O, kullarını gören haberlidir”.
Resulüm sen sadece: " Aramızda şahit olarak Allah yeter, çünkü kullarının halini en iyi bilen ve gören odur " de, o kadar.
Onlara de ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Zira Allah insanların ne yaptıklarını bilir, gerçeğe şahitlik eder.”
De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Şüphesiz ki O, kullarından haberdardır, görendir.”
“Benimle sizin aranızda şâhit olarak Allah yeter. Şüphesiz O kullarından hakkıyla haberdardır, eksiksiz görendir.” de.
De ki: “Benimle sizin aranızda Allah’tan başkası tanıklık edemez; kullarından [onların kalplerinde olanı bütün açıklığıyla] görerek haberdar olan O’dur”.
De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Zira O, kullarının her halinden haberdardır ve görmektedir.” 10/61, 57/4, 58/7
De ki: “Benimle sizin aranızda (bütün bu olan bitenlere) şahit olarak Allah yeter: Çünkü O kullarıyla ilgili her habere (daha kaynağında) vâkıf olan, onların her hâlini bizzat görendir.”
(Ey Muhammed) De ki: (Ey kafirler istediğiniz kadar benim peygamber olduğumu inkar edin) Benimle sizin aranızda şahit olarak elbette Allah yeter. Çünkü O, kullarından haberdardır, yaptıkları her şeyi hakkıyle görmektedir. (Ben ancak sizi doğru yola davet ederim, içinizden kimin hidayete layık olduğunu bilemem)
De ki: Sizinle benim aramda şahit olarak Allah yeter. Kesinlikle O, kullarından hakkıyla haberdardır, onları hakkıyla görendir.
De ki: «Allah Teâlâ benimle sizin aranızda şahit olarak kifâyet eder. Şüphe yok ki, O, kullarından haberdardır (onları bihakkın) görücü bulunmaktadır.»
De ki: “Sizinle benim aramda şahit olarak Allah yeter! Doğrusu O kullarının bütün hallerini bilip görmektedir. ” [6, 19; 69, 44-46]
De ki: "Benimle sizin aranızda şahid olarak Allah yeter. O, kulları(nın halleri)ni haber alır, görür."
Sizinle benim aramda şâhid olarak Allâh kâfîdir. Allâh Te'âlâ kullarının ahvâlinden haberdârdır ve görir.
De ki “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Allah kullarının içini bilir ve onları görür.”
De ki:-Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O kullarından haberdardır.
De ki: Sizinle benim aramda şahit olarak Allah kâfidir. Çünkü O kullarından haberdardır ve onları görmektedir.
De ki: "Benimle sizin aranızda tanık olarak Allah yeter. O, kullarından haberdardır, onları görmektedir."
eyit “ŧap oldı Tañrı ŧanuķ aramda daħı arañuzda bayıķ ol oldı ķullarına ħaberlü görici.”
Eyit: Tañrı Ta‘ālā yitişür ṭanuḳ benümle sizüñ ortañuzda. Taḥḳīḳ ol Allāhḳullarınuñ ḥāllerini bilicidür, göricidür.
De: “Mənimlə sizin aranızda təkcə Allahın (peyğəmbərliyimin həqiqiliyinə) şahid olması kifayət edir. Şübhəsiz ki, O, bəndələrindən (bəndələrinin bütün əməllərindən) xəbərdardır, (onların gizlində və aşkarda nələr etdiyini) görəndir!”
Say: Allah sufficeth for a witness between me and you Lo! He is. Knower, Seer of His slaves.
Say: "Enough is Allah for a witness between me(2301) and you: for He is well acquainted with His servants, and He sees (all things).
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |