Vele-in şi/nâ leneżhebenne billeżî evhaynâ ileyke śümme lâ tecidu leke bihi ‘aleynâ vekîlâ(n)
Ve dilersek sana vahyettiğimizi senden de gidermeye muktediriz, sonra bize karşı onu koruyacak bir kimse de bulamazsın.
Yemin olsun ki, eğer dilersek Sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız (ayetleri kalbinden silip çıkarırız); sonra Bize karşı da (Sana sahip çıkacak) kendine bir vekil (koruyucu) da bulamazsın.
Andolsun eğer dilersek, sana vahyettiğimizi senden tamamen gideririz de, onun geri alınması için, bize karşı sana yardım eden bir vekil de bulamazsın.
Yemin olsun ki, sünnetimizin, düzenimizin yasaları içinde, irademizin tecellisine uygun olsa sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız. Sonra sen de bize karşı, bu konuda kendini savunacak bir hâmi, bir koruyucu bulamazsın.
Andolsun, eğer dilersek, sana vahyettiklerimizi gerçekten gideriveririz, sonra bunun için bize karşı bir vekil bulamazsın.
Yemin olsun ki, eğer dilesek, sana vahyettiğimiz Kur'an'ı kalblerden ve yazılı satırlardan gideririz; sonra onu kalblere ve satırlara geri çevirecek bize karşı, kendine bir vekil bulamazsın.
Eğer istesek, sana vahyettiğimizi (silip) gideririz. Sonra, Bize karşı senin için onu koruyacak hiçbir sahip bulamazsın.
Andolsun, dilesek sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız; sonra bu durumda sen de bize karşı hiçbir koruyucu bulamazsın.
Eğer biz dileseydik, sana vahiy etmiş olduğumuzu, herhalde silerdik; bir vekil bulamazdın sen bize karşı
Andolsun ki, eğer isteseydik sana vahyettiğimizin tamamını giderirdik (senin hafızandan silerdik) ve onun sana tekrar verilmesi için (bize hesap soracak) bir kimse de bulamazdın.
İstese idik sana vahy itdiklerimizi geri alırdık ve o vakit nezdimizde sana vekâlet idecek kimseyi bulamaz idin.
Dileseydik and olsun ki, sana vahyettiğimizi alıp götürürdük. Sonra bize karşı duracak bir vekil de bulamazdın.
Andolsun, dileseydik biz sana vahyettiğimizi tamamen ortadan kaldırırdık; sonra bu konuda bize karşı kendine hiçbir yardımcı da bulamazdın.
Gerçek şu ki, biz dilersek sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız; bundan sonra da sen bize karşı güvenip dayanacağın birini bulamazsın.
Hakikaten, biz dilersek sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız; sonra bu durumda sen de bize karşı hiçbir koruyucu bulamazsın.
Dilesek sana vahyettiğimizi geri alırız ve bize karşı her hangi bir koruyucu da bulamazsın
Yemin olsun ki, dilersek sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız; sonra bize karşı kendine bir vekil (koruyucu) bulamazsın.
Celâlim hakkı için dilersek sana vahyettiğimizi de tamamen gideriveririz, sonra bize karşı kendine bir vekîl de bulamazsın
Kasem olsun ki, eğer dilersek, sana vahyettiğimizi (Kur’ân’ı, hafızalardan/kalplerden ve yazılı satırlardan) tamamen gideririz sonra onun (geri getirilmesi) için bize karşı kendine bir vekil de bulamazsın.
Andolsun sana vahy etdiğimizi de, dilersek, muhakkak gideriveririz. Sonra bize karşı onu (geri getirmek için) kendine bir vekîl de bulamazsın.
Celâlim Hakkı için, eğer dilersek sana vahyettiğimizi (Kur'ân'ı) tamâmen ortadan kaldırırız; sonra onun (geri getirilmesi) için bize karşı kendine bir vekîl de bulamazsın.
Ve eğer dileseydik; elbette sana vahyettiğimizi de (Kur’an’ı da) senden (hafızandan) giderirdik, sonra da onun geri gelmesi için, bize karşı kendine bir vekil (bir yardımcı) da bulamazdın. *
Biz istersek sana vahyettiğimizi siler yok ederiz. Sende bizim bu yok etmemize karşı, kendine bir yardımcı (dayanak) bulamazsın.
Eğer Biz dileseydik o senin gönlüne bildirdiğimiz Kar’an’ı ne olursa olsun ortadan kaldırırdık da sonra sen Bize karşı bir yardımcı bulamazdın.
* Dileseydik sana vahiy ettiğimiz Kur/an/ı ortadan kaldırırdık, sonra sen bize karşı hiçbir vekil bulamazdın.
Andolsun Biz isteseydik sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırdık. Sonra da bu konuda bize karşı hiçbir yardımcı da bulamazdın.
Şüphesiz eğer dilersek, sana vahyettiğimiz şeyleri gerçekten gideriveririz de sonra bunun için bize karşı bir vekil de bulamazsın.
Nitekim, ey Muhammed; eğer dileseydik, sana vahiy yoluyla bildirdiğimiz her şeyi geri alabilirdik ve o zaman sen, onun sana tekrar verilmesi için bize hesap soracak bir kimse de bulamazdın.
Yemin olsun, eğer dilersek, sana vahyettiğimizi elbette gideririz! Sonra bize karşı sana vekîl bulamazsın.
Resulüm! Eğer istersek, sana öğrettiklerimizin hepsini bir çırpıda silebiliriz. Sonra, bu bilgileri geri almak için bize karşı hiçbir şey yapamazsın.
Biz dilersek sana vahiy ettiklerimizi tamamen gideririz de sen bize karşı bir yardımcı bulamazsın.
Dilersek sana vahyettiğimizi gideririz; sonra bize karşı kendin için hiçbir [vekil] (güven kaynağı) da bulamazsın.
Eğer dilersek sana vahiyle verdiğimiz bilgileri de ortadan kaldırırız. Sonra da sen Bize karşı hiçbir koruyucu bulamazsın.
Ve eğer dileseydik, sana ne ki vahyettiysek (hepsini) giderirdik; ve o zaman sen de seni Bize karşı kayıracak kimse bulamazdın. ¹⁰²
Eğer dileseydik, sana vahyettiğimizin tamamını elbette giderirdik. Sonra bize karşı, onu sana geri getirecek bir yardımcı da bulamazdın. 10/15-16, 42/15, 45/17-18
Andolsun ki, biz dilersek sana vahyettiğimizi (Kur'an'ı bile) ortadan kaldırırız. (Hafızalarınızdan siler atıveririz) Sonra (onu geri getirmek için) bize karşı kendine bir yardımcı da bulamazsın.
Eğer isteseydik o sana vahyettiğimizi giderirdik (silerdik). Ve sonra bize karşı (onu geri getirecek) bir vekil de bulamazdın.
Zât-ı akdesime andolsun ki, eğer dilesek, sana vahyetmiş olduğumuzu elbette gideririz, sonra senin için Bize karşı onunla (o giderileni iade için) bir vekil bulamazsın.
Eğer dileseydik sana vahyettiğimiz Kur'ân'ı hafızalardan ve sayfalardan giderirdik. Sonra, sen de onu ele geçirmek için karşımızda bir yardımcı da bulamazdın.
Andolsun, biz dilesek, sana vahyettiğimiz(ayetler)i tamamen gideririz; sonra onun (geri alınması) için bize karşı sana bir yardımcı bulamazsın.
Eğer dilesek sana vahiy iylediğimiz Kur'ân'ı götürirdik (size unutdırır ve kaldırırdık) sonra kendine bize karşı vekîl bulamazdın.
Eğer dileseydik, sana vahyettiğimizi elbette giderirdik. Sonra sen kendine, bize karşı bir vekil de bulamazdın.
Dileseydik, sana vahyettiklerimizi gideriverirdik; sen ise Bize karşı dayanacak bir vekil bulamazdın.
Yemin olsun, biz dilesek sana vahyetmiş olduğumuzu tamamen gideriveririz, sonra onu elde etmek için bizim katımızda kendine bir vekil de bulamazsın.
daħı eger dilersevüz giderevüz anı kim vaḥy eyledük saña andan bulmayasın senüñ içün aña üzerümüze iş sürici ya'nį girü döndürici.
Eger biz dilese‐y‐dük giderürdük ol nesneyi ki vaḥy eyledük saña. Andanṣoñra ṭapumazsın bizüm üstümüze vekīl, ḥıfẓ idici.
Əgər istəsəydik, sənə vəhy etdiyimizi (qəlbindən) çıxardıb aparardıq. Sonra Bizə qarşı özün üçün bir müdafiəçi (vəkil) də tapa bilməzdin. (Əgər Biz Qur’anı sənə unutdursaq, yenidən heç kəs onu sənin yadına sala bilməz).
And if We willed We could withdraw that which We have revealed unto thee, then wouldst thou find no guardian for thee against Us in respect thereof.
If it were Our Will, We could take away that which We have sent thee by inspiration:(2286) then wouldst thou find none to plead thy affair in that matter as against Us,-
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |