Yevme ned’û kulle unâsin bi-imâmihim(s) femen ûtiye kitâbehu biyemînihi feulâ-ike yakraûne kitâbehum velâ yuzlemûne fetîlâ(n)
O gün, herkesi, her topluluğu, uydukları kişilerle beraber çağıracağız. Gerçekten de kitabı, sağ eline verilenler, çekirdekteki kıl kadar bile zulüm görmeden kitaplarını okuyacaklar.
(Ahirette) Her insan grubunu imamlarıyla (bağlı oldukları ve peşine takıldıkları lider takımı, hocaları, evliyaları, üstadları ve tağutlarıyla) çağıracağımız (hesap) günü, artık kimin kitabı (amel tutanağı) sağ eline verilirse, onlar kitaplarını (sevinçle ve şerefle) okuyacaklar ve zerre kadar haksızlığa uğratılmayacaklardır... (Ama hainler, nankörler ve kâfirler ise pişman ve perişan olacaklardır.)
O gün her toplumu, uydukları kişilerle beraber çağıracağız. Gerçekten de kitabı sağ eline verilenler, tutanaklarını sevinçle okuyacaklardır. Bununla birlikte, kimseye de kıl kadar haksızlık yapılmayacaktır.
Her insan grubunu önderleriyle çağıracağımız gün, kimlere kitapları sağ yanlarından verilirse onlar kitaplarını okurlar ve bir iplikçik kadar bile haksızlığa uğratılmazlar.
Her insan-grubunu imamlarıyla çağıracağımız gün, artık kimin kitabı sağ eline verilirse, onlar kitaplarını okuyacaklar ve bir 'hurma çekirdeğindeki iplikçik kadar' bile haksızlığa uğratılmazlar.
(Ey Rasûlüm), bütün insanları peygamberleriyle çağıracağımız kıyamet gününü hatırla... O gün (amellerinin) kitabı sağ eline verilenler, işte onlar kitablarını (sevinçle) okuyacaklar ve kıl kadar zulme uğratılmıyacaklar.
Her grup insanı önderleriyle çağırdığımız gün(ü düşün!) O gün kimin kitabı sağ eline verilirse, işte onlar kitaplarını okurlar ve en küçük bir haksızlığa uğramazlar.
O gün bütün insanları, öncüleriyle birlikte çağıracağız; defterleri sağ yanından sunulmuş olanlar, okurlar defterlerin, zerre denli zulmolunmaz onlara
Biz o gün bütün insanları önderleri ile birlikte (huzurumuza) çağıracağız. Kimin kitabı (Hard Diski) sağ taraftan verilirse, onlar kitaplarını sevinerek okurlar (seyrederler) ve zerre kadar haksızlığa uğramazlar.
Bir gün başlarında imameleri oldığı halde tekmîl akvâmı da’vet ideceğiz. Herkesin sağ eline defter-i a’mâlini vireceğiz, herkes okuyacak. Kimse zerre kadar haksızlık görmiyecekdir.
Bir gün bütün insanları önderleriyle beraber çağırırız. O gün kitabı sağından verilenler, işte onlar kitablarını okurlar. Onlara kıl kadar haksizlik edilmez.
Bütün insanları kendi önderleriyle birlikte çağıracağımız günü hatırla. (O gün) her kime kitabı sağından verilirse, işte onlar kitaplarını okurlar ve kıl kadar haksızlığa uğratılmazlar.[321]
Her insan topluluğunu önderleriyle birlikte çağıracağımız o günde kimlerin amel defterleri sağından verilirse işte onlar amel defterlerini okuyacaklar ve en küçük bir haksızlığa uğramayacaklar.
Her insan topluluğunu önderleri ile birlikte çağıracağımız o günde kimlerin amel defteri sağından verilirse, onlar, en küçük bir haksızlığa uğramamış olarak amel defterlerini okuyacaklar.
Her bir halkı önderleriyle birlikte çağırdığımız gün, kitabı sağından verilenler kitaplarını okurlar ve en ufak bir haksızlığa uğratılmazlar.
Kıyamet günü bütün insanları önderleriyle çağıracağız. O gün, kimin amel defteri sağ eline verilirse, işte onlar kitaplarını okuyacaklar ve en küçük bir haksızlığa uğratılmayacaklar.
Günün birinde her sınıf insanları imamlarile çağıracağız, o gün her kime kitabı sağ elile verilirse işte onlar kitablarını okuyacaklar ve kıl kadar zulmedilmiyecekler
O (hesap) gün (ünde), her milleti/topluluğu, *imamlarıyla birlikte (manevi huzurumuza) çağıracağız. (Hesap neticesinde) kitabı sağ tarafından verilenler, işte onlar kitaplarını (sevinçle) okurlar ve hurma çekirdeğindeki ince lif kadar bile haksızlığa uğratılmazlar.
O gün, bütün insanları imamlarıyla¹ çağırırız. O gün kimin kitabı² sağından³ verilirse, işte onlar kendi kitaplarını okurlar⁴ ve kıl kadar haksızlığa uğratılmazlar.
(Hatırla) o gün (ü) ki insan sınıflarından her birini biz imamlarıyle çağıracağız. Artık kimin kitabı sağından verilirse onlar kitablarını en küçük haksızlığa uğratılmaksızın (kendileri) okuyacaklardır.
O gün her sınıftan insanları imamlarıyla birlikte çağırırız. Artık, kimin kitâbı sağından verilirse, işte onlar kitablarını (sevinerek) okurlar ve kıl kadar haksızlığa uğratılmazlar.
Her toplumu (dünyada iken rehber edinip izinde gittikleri) önderleriyle çağırdığımız gün, amel defterleri (sicilleri) sağdan verilecek olanlar, işte onlar, sicillerini (sevinçle) okuyacak olanlardır. Bununla birlikte kimseye en ufak bir haksızlık yapılmayacaktır.
Hesap günü, bütün insanları önderleri ile huzura çağırırız. Kimin kitab’ı sağ tarafından verilmiş ise, içinde en ufak bir haksızlığın olmadığı kitaplarını okuyanlar bunlardır.
O gün bütün insanları önderleriyle birlikte çağıracağız. Kimin kitabı sağ eline verilirse bu gibiler kitaplarını okuyacaklar, en ufak bir kıyıcılığa bile uğramıyacaklardır.
O gün herkesi pişüvalarıyle beraber çağıracağız. Onlardan her kimin Kitabı sağ eline verilirse onlar Kitaplarını sevine sevine okurlar. Kıl kadar haksızlığa uğramazlar.
Her insan grubunu imamlarıyla çağıracağımız gün, artık kimin kitabı sağ eline verilirse, onlar kitaplarını okuyacaklar ve onlar, bir hurma çekirdeği üzerindeki küçücük bir tomurcuk (zerre) kadar bile zulme uğratılmazlar.
O gün, her topluluğu dünyada iken peşinden gittiği, desteklediği önderleriyle birlikte hesap vermek üzere huzurumuza çağıracağız. İşte o an, ameldefteri sağ eline verilen bahtiyâr müminler, kendilerine cenneti müjdeleyen bu defterlerini sevinç içerisinde okuyacaklar ve o büyük mahkemede, hiç kimseye zerre kadar haksızlık yapılmayacak. Çünkü her insan, ancak ne yapmışsa onu görecek:
Bütün insanları önderleriyle çağırdığımız gün kimin kitabı sağından verildiyse, işte onlar kitaplarını okurlar; kıl kadar haksızlığa uğratılmazlar.
Gün gelecek, bütün insanları öncüleriyle birlikte çağıracağız. Kitabı sağından verilenler, sicillerini bizzat kendileri okuyacaklar. Kimseye kıl kadar haksızlık edilmeyecek.
Biz her topluluğu önderleriyle birlikte hesaba çağıracağız. O gün yaşam defterleri sağından verilenler gururla okuyacaklar. Dünyada yaşarken inanarak yasalarımıza uydukları için mükâfata kavuşacaklar.
Her insan topluluğunu imamıyla (önderiyle) [*] çağıracağımız o günde, kimin kitabı (amel defteri) sağından verilirse, [*] onlar kitabını okuyacaklar [*] ve en küçük bir şekilde haksızlığa uğratılmayacaklardır.
Bütün insanları önderleriyle¹ çağıracağımız o (kıyamet) günü, kitabı sağ eline verilenler kitaplarını okurlar. Ve onlar, kıl kadar bile haksızlığa uğratılmazlar.
[ama] gün gelecek, bütün insanları huzurumuza çağıracağız [ve onları, yaşarken] davranışlarına yön veren bilinçli eğilimlerine, seciyelerine göre [yargılayacağız]: ⁸⁴ sicilleri sağ ellerine verilecek olanlar, ⁸⁵ işte bunlar, tutanaklarını [sevinçle] okuyacak olanlardır. Bununla birlikte kimseye kıl kadar haksızlık yapılmayacaktır: ⁸⁶
O gün, biz bütün insanları önderleriyle birlikte çağıracağız. Kitabı sağından verilenler, işte onlar kitaplarını okuyacaklar ve en küçük bir haksızlığa uğramayacaklar. 4/41, 69/18...24, 84/7-8, 90/18
Bir gün gelecek, bütün insanları, (eylemlerine) önderlik eden (tasavvur ve bilinç)leriyle[²³⁰⁶] huzurumuza çıkarıp (hesap soracağız); artık kimlerin karnesi sağ ellerine verilirse, işte onlar karnelerini (sevinç içinde) okuyacaklar ve onlara zerre kadar[²³⁰⁷] haksızlık edilmeyecek.
Her insan topluluğunu önderleri ile birlikte çağıracağımız o günde, kimin amel defteri sağından verilirse, onlar amel defterlerin (sevinç içinde) okurlar, zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar. (Yapmış oldukları güzel amellerin sevaplarını, amel defterlerinde yazılı bulurlar)
Bütün insanları kendi önderleriyle birlikte çağıracağımız günü hatırla. (O gün) Her kime kitabı sağından verilirse, işte onlar kitaplarını okurlar ve onlara kıl kadar zulme uğramazlar.
Bir gün bütün insanları imamlarıyla çağıracağız, artık onlardan her kimin kitabı sağ eline verilirse işte onlar kitaplarını okurlar ve onlar bir zerre kadar bile zulme uğramazlar.
Gün gelir, her sınıftan insanları, tâbi oldukları önderlerine nisbet ederek çağırırız. Kimin hesap defteri sağından verilirse işte onlar defterlerini emin olarak okur ve kıl kadar olsun, haksızlığa uğratılmazlar. [10, 47; 36, 12; 18, 49; 45, 28;29]
Her milleti, imamıyla (eylemlerini saptayan defteriyle veya izlediği önderiyle) çağırdığımız gün, kimlerin Kitabı sağından verilirse işte onlar, Kitaplarını okurlar ve en ufak bir haksızlığa uğratılmazlar.
Herkesi kendi imâmlarıyla (mahşere) da'vet iylediğimizde defter-i a'mâli sağ tarafından virilenler onı mesrûrâne okurlar ve kıl kadar zulüm olunmazlar.
Her insanı önderiyle birlikte çağıracağımız gün, kitabı (defteri) sağından verilenler kitaplarını okurlar, onlara kıl kadar haksızlık yapılmamış olur.
Bütün insanları, liderleriyle birlikte çağırdığımız gün, kimin kitabı sağından verilirse, işte onlar kitablarını okurlar ve onlara en küçük bir haksızlık yapılmaz.
O gün bütün insanları önderleriyle birlikte çağırırız. Kitabı sağdan verilenler, en küçük bir haksızlığa uğratılmadan kitaplarını okurlar.
Gün olur, insan gruplarından herbirini kendi önderiyle çağırırız. O gün kitabı kendisine sağdan verilenler, kitaplarını okuyacaklar ve bir kıl kadar haksızlığa uğratılmayacaklar.
ol gün kim ķıġıravuz her ādemįleri įmāmları-y-ıla pes her kim [148b] virinile nāmesi śaġ eline şunlar oķıyalar nāmelerini daħı žulm olınmayalar ħurma çekürdeginüñ yivindegi çöpçe.
Ol günde ki da‘vet ider‐biz her kişiyi dīni bile. Pes her kimüñ ki bitigi viril‐se ṣaġ eline, pes anlar oḳurlar bitiglerini, daḫı anlara hīç ẓulm olmaz.
Bir gün (qiyamət günü) bütün insanları öz imamları (ardınca getdikləri rəhbərləri, yaxud peyğəmbərləri və ya əməl dəftərləri) ilə birlikdə (hüzurumuza) çağıracağıq. Əməl dəftərləri sağ əllərinə verilənlər onu oxuyar (şad olarlar). Onlara tük (xurma çərdəyinin yarığındakı tel) qədər haqsızlıq edilməz.
On the day when We shall summon ill men with their record, whoso is given his book in his right hand such will read their book and they will not be wronged a shred.
One day We shall call together all human beings with their (respective) Imams:(2266) those who are given their record in their right hand will read it (with pleasure), and they will not be dealt with unjustly in the least.(2267)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |