Verabbuke a’lemu bimen fî-ssemâvâti vel-ard(i)(k) velekad faddalnâ ba’da-nnebiyyîne ‘alâ ba’d(in)(s) veâteynâ dâvûde zebûrâ(n)
Ve Rabbin pek iyi bilir ne varsa göklerde ve yeryüzünde. Andolsun ki bazı peygamberleri bazısından üstün ettik ve Davud'a Zebur'u verdik.
Rabbin, göklerde ve yerde olan herkesi (ve her şeyi en küçük ayrıntısıyla) en iyi bilir. Andolsun Biz peygamberlerin bir kısmını bir kısmına faziletli (marifet, meziyetleri ve dereceleri değişik) kıldık ve Davud’a da Zebur (İlahi ahlâk kaideleri ve kasideler kitabı) verdik.
Çünkü göklerde ve yerde bulunan her varlığı, her bakımdan bilen senin Rabbindir; fakat şu da bir gerçektir ki, bazı peygamberleri bazısından üstün kıldık. Davûd'a da Zebûr'u verdik.
Rabbin göklerde ve yerde olanları daha iyi bilir. Andolsun biz peygamberlerin bazılarını bazılarına üstün kıldık. Davud'a da Zebur'u verdik.
Rabbin, göklerde ve yerde olan herkesi en iyi bilir. Andolsun, biz peygamberlerin bir kısmını bir kısmına üstün kıldık ve Davud'a da Zebur verdik.
Rabbin, göklerde ve yerde olan kimselerin hepsini en iyi bilendir, (onlardan dilediğine Peygamberlik verir.) Muhakka ki, biz, peygamberlerin bazısını (faziletçe) bazısına üstün kıldık. Dâvud'a da (ahir zaman peygamberinin faziletini bildiren) Zebûr'u verdik. (Bu âyet-i kerime, “Ebû Tâlib'in yetimi nasıl peygamber olabilir? diyen Kureyş kâfirlerini reddetmektedir.)
Ve Rabbin göklerdeki ve yerdeki herkesi çok daha iyi bilendir. Ve andolsun! Biz, peygamberlerin bir kısmını diğerlerinden üstün kıldık. (Örneğin) Davud’a (hem devleti, hem) Zebur’u verdik.
Rabbin, göklerde ve yerde olan herkesi en iyi bilendir. Gerçekten biz, peygamberlerin kimini kiminden üstün kıldık. Dâvûd'a da Zebûr'u verdik.
Tanrı bilir pek iyi göklerde, yerde olan her şeyi; peygamberlerden nicesini, üstün kıldık nicesine; Davud'a da Zebur verdik
Ve Rabbin göklerde ve yerde bulunan kimseleri çok iyi bilmektedir. Andolsun, peygamberlerden her birine diğerinden farklı olarak üstün nitelikler verdik. Tıpkı, Davud'a (rahmetimizin bir belirtisi olarak) Zebur'u verdiğimiz gibi.
Senin rabbin semâvâtda ve arzda olanları herkesden iyi bilür. Rasûlleri biri birinin fevkine is’âd iyledik Dâvûd’a Zebûr’ı virdik.
Göklerde ve yerde olan kimseleri Rabbin daha iyi bilir. And olsun ki peygamberleri birbirinden üstün kılmış ve Davud'a Zebur vermişizdir.
Hem Rabbin göklerde ve yerde kim varsa daha iyi bilir. Andolsun, peygamberlerin bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. Dâvûd’a da Zebûr’u verdik.[318]
Göklerde ve yerde olanları en iyi bilen senin rabbindir. Doğrusu biz peygamberlerin kimini kiminden üstün kıldık; Dâvûd’a da Zebûr’u verdik.
Rabbin, göklerde ve yerde olan herkesi en iyi bilendir. Gerçekten biz, peygamberlerin kimini kiminden üstün kıldık; Davud'a da Zebur'u verdik.
Rabbin göklerdekileri ve yerdekileri en iyi bilendir. Peygamberlerden bir kısmını diğerlerine üstün kıldık. Örneğin, Davud'a Zebur'u verdik
Rabbin göklerde ve yerde olan kimselerin hepsini en iyi bilendir. Andolsun ki biz, peygamberlerin kimini kimine üstün kıldık. Davud'a da Zebur'u verdik.
Hem rabbın Göklerde ve Yerde kim varsa hepsine a'lemdir, celâlim hakkı için Peygamberlerin de ba'zısını ba'zısına tafdıl ettik ve Davûda bir Zebûr verdik
Rabbin, göklerde ve yerde olan (bütün varlık) ları hakkıyla bilendir. Ve kasem olsun ki, biz, peygamberlerin kimini, kiminden üstün kıldık. Dâvûd’a da Zebûr’u verdik.
Göklerde ve yeryüzünde kimlerin olduğunu Rabb'in daha iyi bilir. Ant olsun ki Biz nebilerin kimini kiminden, kimi nitelikleriyle üstün kıldık. Dâvûd'a Zebûr'u verdik.
Rabbin göklerde ve yerde olan kimseleri en iyi bilendir. Andolsun ki biz peygamberlerin kimini kiminden üstün kılmışızdır. Dâvuda da Zebur verdik.
Rabbin, göklerde ve yerde olan kimseleri de en iyi bilendir. And olsun ki, peygamberlerin bazısını bazısına üstün kıldık; Dâvûd'a da Zebûr'u verdik.
Hem senin Rabbin, göklerde ve yeryüzünde kim (ve ne) varsa, onların hepsini de çok iyi bilmektedir. Ve gerçekten biz, peygamberlerden bazısını (bazı hususi sahalarda farklı özellik ve mucizelerle) bazısına tafdil ettik (daha fazla mucizeler, farklı nitelik ve özellikler bahşettik) Davud’a da Zebur’u verdik. *
Ayrıca Rabbin, göklerde ve yerde olan kimselerin hepsini en iyi bilendir. Biz, peygamberlerin (vahyin habercilerinin) bir kısmını diğer bir kısmından üstün tuttuk ve Davud’a içinde emirlerimizin bulunduğu sayfaları (zebur) verdik.
Senin çalabın yerlerde, göklerde olanları en iyi bilendir. Gerçekten Biz peygamberlerin kimini kiminden üstün kıldık. Davud’a da Zebur’u verdik.
Rabbin göklerde ve yerde kim varsa daha iyi bilir. Andolsun Biz peygamberlerin bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. Davud’a da Zebûr’u verdik.
Rabbin, göklerde ve yerde olan herkesi en iyi bilir. Şüphesiz biz peygamberlerin bir kısmını bir kısmına üstün kıldık ve Davud'a da Zebur verdik.
Hiç kuşkusuz Rabb’in, göklerde ve yerde olan bütün varlıkları her yönüyle ve en mükemmel şekilde bilmektedir. O, sonsuz ilim ve hikmeti uyarınca, insanlar arasından dilediğini seçip elçi olarak görevlendirir. Doğrusu Biz, Peygamberlerin bir kısmını diğerlerinden üstün kılmışızdır. Kimilerini görsel mûcizelerle, kimilerini de hikmet dolu kitaplarla destekleyip yücelttik. Nitekim, Davud’a da Zebur’u vermiştik. Ve işte sana da ey Muhammed, Kur’an gibi eşsiz bir mûcize gönderdik.
Sizin rabbiniz Yer ve Gökler’deki kimseleri de çok iyi bilir. And olsun Nebiyyler’in bir kısmını bir kısmına üstün kıldık! Davud’a da bir zebûr / kitap verdik.
Göklerde ve yerde bulunan tüm akıllıların görev ve konumlarını da en iyi Rabb'in bilir. Meselâ haberciler arasındaki derecelendirme işini yapan, meselâ Davûd'a Zebûr'u veren de Allah'tır.
Rabbin göklerde ve yerde olan her şeyi en iyi bilendir. Gerçekten biz Nebilerin kimini kiminden üstün kıldık! Davud’a da Zebur’u verdik! Kimi iktidar sahibi olup hükümdar oldu! Kimi çöllere düştü! Kimi öldürüldü! Kimi ülkesinden sürüldü! Kimi hastalıklarla uğraştı! Her Nebi’nin hayatı başka başkaydı! Her Nebi’nin başına gelenlere karşı sabrı, mücadelesi, azmi başkaydı! Her Nebi’nin samimiyetle yaptıkları katımızda değer kazanmıştır. Nebilerin hangi açıdan üstün olduklarını sadece Rabbin bilir. Bazı cahillerin bizim Nebi’miz sizin Nebi’nizden üstündü veya falanca Nebi filanca Nebi’den üstündü demeleri bir şey ifade etmez. Katımızda devlet kurup yönetenle devlet kuramayanlar arasında fark yoktur. Biz onların: "Rabbim elimden geleni yaptım! İşte görüyorsun! Artık sen bilirsin!" dediklerini biliyoruz.
Rabbin, göklerde ve yerde olan herkesi çok iyi bilendir. Yemin olsun ki biz peygamberlerin bir kısmını bir kısmına (farklı oldukları noktalarda) üstün kıldık; [*] Davud’a da Zebur’u verdik. [*]
Şüphesiz Rabbin göklerde ve yerde olan herkesi çok iyi bilir. Yemin olsun Biz Peygamberlerin her birine, birbirinden üstün özellikler verdik¹ ve Dâvût’a da Zebûr’u verdik.²
çünkü, göklerde ve yerde bulunan her varlığı her bakımdan bilen senin Rabbindir. Fakat şu da bir gerçektir ki, Biz bazı nebîlere diğerlerine göre daha büyük bir yücelik tevdî etmişizdir; ⁶³ tıpkı Davud’a [rahmetimizin bir belirtisi olarak] ilahî hikmetle dolu bir kitap verdiğimiz gibi. ⁶⁴
Çünkü senin Rabbin, göklerde ve yerde her kim varsa hepsini en iyi bilendir. Biz bazı nebileri farklı özelliklerle her birini diğerine göre faziletli kılmışızdır. Bu çerçevede Davud’a Zebur’u verdik. 2/253, 4/163...165, 27/16
Zira, göklerde ve yerde bulunan her varlığı Rabbin çok iyi bilmektedir; dahası Rabbin nebîlerden her birine diğerinden farklı olarak üstün nitelikler vermiştir: Nitekim, Dâvud’a (hükümdarlıkla birlikte) hikmet yüklü sayfalar verdiğimizi (hatırlayın).[²²⁸⁴]
Rabbin göklerde ve yerde olan kimseleri (kimlerin peygamberliğe layık olduğunu elbette) en iyi bilendir. Andolsun ki biz, (her birine ayrı bir özellik vererek) peygamberlerin kimini kimine üstün kıldık. Davud'a da Zebur'u verdik.
Rabbin, göklerde ve yerde olan kimseleri (yaptıklarıyla) en iyi bilendir Ve biz bazı nebilere bazılarından fazla verdik. Ve Davud’a da Zeburu verdik
Ve Rabbin göklerde ve yerde olanları pek ziyâde bilendir. Andolsun ki, peygamberlerin bazılarını bazıları üzerine tafdil ettik ve Dâvud'a Zebur'u verdik.
Hem senin Rabbin, göklerde ve yerde olan kim varsa hepsini pek iyi bilir. Biz nebîlerden bazısını bazısına üstün kıldık, nitekim Davud'a da Zebûr'u verdik. [2, 253; 33, 7; 42, 13]
Rabbin, göklerde ve yerde olan kimseleri daha iyi bilir (O, peygamber olmağa kimi layık görürse onu seçer). Andolsun ki biz, peygamberlerin kimini kimine üstün kıldık, Davud'a da Zebur'u verdik.
Rabbin, göklerde ve yerde olanı daha eyi bilir. Tahkîk biz insândan bir takımını bir takımı üzerine tafdîl itdik. Ve Dâvud'a Zebûr'ı virdik.
Göklerde ve yerdeki kimseleri en iyi Rabbin bilir. Biz, nebilerin kimini kiminden üstün kıldık ve Davud’a da Zebur’u verdik.
Rabbin, göklerde ve yerde olan kimseleri en iyi bilendir. Bazı peygamberleri de diğerlerinden üstün kılmışızdır. Davud'a Zebur verdik.
Göklerde ve yerde kim varsa, Rabbin onların hepsini pek iyi bilir. Peygamberlerden kimini Biz diğerlerinden üstün kıldık; Davud'a da Zebur'u verdik.
Rabbin, göklerdeki ve yerdeki kimseleri de daha iyi bilir. Yemin olsun, biz, peygamberlerin bir kısmını bir kısmına üstün kılmışızdır. Dâvûd'a da Zebur'u verdik.
daħı çalabuñuz bilürirekdür anı kim göklerdedür daħı yirde. daħı bayıķ artuķ eyledük bir nicesini peyġamberlerüñ bir nice üzere. daħı virdük dāvud’a zebur kitābın.
Ya‘nī seni yaradan Tañrı bilicidür göklerde olanları yirlerde olanları daḫı.Daḫı biz efḍal ḳılduḳ nebīlerüñ yaḫşısını, yaḫşı üstine. Daḫı biz virdükDāvūda Zebūrı.
(Ya Rəsulum!) Rəbbin göylərdə və yerdə olanları (Özünün bütün yaratdıqlarını) çox gözəl tanıyır. Biz peyğəmbərlərin bə’zisini digərlərindən üstün etdik və Davuda Zəbur verdik.
And thy Lord is best aware of all who are in the heavens and the earth. And we preferred some of the Prophets above others, and unto David We gave the Psalms.
And it is your Lord that knoweth best all beings that are in the heavens(2240) and on earth: We did bestow on some prophets more (and other) gifts than on others: and We gave to David (the gift of) the Psalms.(2241)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |