18 Nisan 2024 - 9 Şevval 1445 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
İsrâ Suresi 48. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Unzur keyfe darabû leke-l-emśâle fedallû felâ yestatî’ûne sebîlâ(n)

Bak da gör, sana nasıl örnekler getirip de saptılar ve artık bir yol bulmaya güçleri yetmeyecek onların.

(Dikkat et) Sana nasıl örnekler (kafa karıştırıcı şeytani misaller) vererek saptıklarına bir bak, artık onların (İslam ve insanlık adına hayırlı) bir yola (girmeye iz’an ve vicdan) güçleri yetmemektedir.

Baksana, onlar seni kimlere benzettiler de saptılar. Artık bir yol bulmaya güçleri yetmeyecek onların.

İbret nazarıyla bak, senin için ne türlü benzetmeler yaptılar. Bu yüzden başlarına buyruk hareket ederek hak yoldan uzaklaştılar, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih ettiler, artık doğru yola ulaşabilecekleri bir çıkış yolu da bulamayacaklar.

Bak sana nasıl örnekler verdiler de saptılar. Artık bir yol (bulmay)a güç yetiremezler.

Sana nasıl örnekler vererek saptıklarına bir bak, artık onların bir yola güçleri yetmemektedir.

Bak, seni nelere nisbet ettiler (şairdir, sahirdir, mecnundur dediler) de nasıl dalâlete düştüler! Artık hak yolu bulmağa güçleri yetmez.

İşte bak; senin için nasıl örnekler verdiler! Onun için öyle saptılar ki yol bulamıyorlar.

Baksana, senin için ne türlü benzetmeyi yaptılar! Bu yüzden öylesine saptılar ki, artık doğru yolu bulamayacaklardır.

Bak, seni nelere benzeterek saptılar, artık doğru yolu bulamazlar

(Ey Resul!) Bak, senin için (sihirbaz, kâhin, mecnun gibi) ne türlü benzetmeler yaptılar da saptılar. Artık onların doğru yolu bulmaya güçleri kalmamıştır.

Bkz. 25/9

Bak sana meseller darb idiyorlar lâkin dalâletdedirler hak yolunı bulamıyacaklardır.

Sana nasıl misaller verdiklerine bir bak! Bu yüzden sapmışlardır, artık bir yol da bulamamaktadırlar.

Bak, senin için ne türlü benzetmeler yaptılar da saptılar. Artık (doğru) yolu bulamazlar.

Bak işte, senin hakkında ne türlü benzetmeler yapıyorlar! Böylece yoldan saptılar, bir daha da doğru yolu bulamıyorlar.

Baksana; senin için ne türlü benzetmeler yaptılar! Bu yüzden, (öyle bir) saptılar ki, artık (doğru) yolu bulamayacaklardır.

Dikkat et, seni nasıl da tanımlayarak sapıyorlar ve artık bir daha yol bulamazlar

Bak senin için nasıl misaller verdiler de bu yüzden nasıl sapıklığa düştüler! Artık hak yolu bulmaya güçleri yetmez.

Biz pek âlâ biliyoruz seni dinlerken ne suretle dinliyorlar? Birbirleriyle fısıldaşırlarken de ve o zalimler derlerken de: başka değil, sırf bir sihirli adama tâbi' oluyorsunuz

(Resûlüm! O müşriklerin) senin için ne türlü benzetmeler yaptıklarına (sana yakıştırdıkları kötü sıfatlara) bir bak. (Senin hakkında; “o bir sihirbazdır, kâhindir ya da mecnundur diyorlar.) Onlar (senin hakkında söyledikleri bu sözler ile daha da) saptılar. Artık onlar (hidâyete ulaşmak üzere gayret sarf etmedikleri müddetçe, doğru) yolu bulamazlar.

Seni neye benzettiklerine¹ bir bak! Bu yüzden sapkınlaştılar. Artık, bir daha doğru yolu bulamazlar.

1- Mecnun, kâhin, sihirbaz, şair vs.

Bak, sana nasıl misâller getirib sapdılar. Artık onlar bir yol (bulmıy) a güc yetiremiyeceklerdir.

Bak, senin için (şâir, sihirbaz ve kâhin diyerek) nasıl misâller getirdiler de bu yüzden dalâlete düştüler; artık (hakka giden) bir yola güçleri yetmez.

Onları bekle gör ki, senin için daha ne misaller anlatacaklar. Artık onlar doğrulardan sapmış olup, hakikate ulaşmak için kendilerine asla bir yol bulamayacaklar.

Bak, seni kimlere benzettiler! Onlar bir kere sapıtmışlardır, artık yollarını bulmıya güçleri yetmiyecektir.

Baksana: Seni kimlere benzettiler [⁷] de sapıttılar, onların doğru yol bulmaya güçleri de yoktur.

[7] Şair dediler, kâhin dediler, sâhir dediler, mecnûn dediler.

(Ey Peygamber!) Bak, senin için ne benzetmeler [emsâl]²⁵ yaptılar da sapıttılar. Artık doğru yolu bulamazlar.

25 Hz. Peygamber’e şair, kâhin, sihirbaz, deli vb pek çok yakıştırmalar yaptılar.

Sana nasıl örnekler (kötü sıfatlar) vererek saptıklarına bir bak! Artık onların (doğru) yolu bulmaya güçleri yetmemektedir.

Ey Muhammed! Bak; zâlimler, gerçeği çarpıtmak için senin hakkında kimi zaman büyücü, kimi zaman büyülenmiş, bazan zeki bir düzenbaz, bazan deli, bazan da şâir diyerek nasıl saçma ve anlamsız örnekler getirdiler de doğru yoldan iyice saptılar; bu bakış açısıyla, bir daha da doğru yola gelemezler!

Bir bak, sana nasıl Misâller verdiler?
Sapıttılar; artık yol bulamazlar.

Senin için neler uyduruyorlar görüyor musun? İyice sapıttılar, artık çaresizler...

Baksana! Seni nelere benzetiyorlar! Bu yüzden öyle saptılar ki artık doğru yolu bulamayacaklardır.

Baksana; senin için ne türlü benzetmeler yapıp saptılar; (doğru) yolu bulamazlar.

Bak, seni nelerle mukayese ederek, nasıl da sapkınlığa düştüler. Artık onlar, hak yolu asla bulamazlar.¹

1 Bk. (Furkan: 9)

Seni benzettikleri şeye bak [ey Peygamber!] Bir kere yoldan çıkmış bunlar ve bu yüzden [hakka çıkan] bir yol da bulacak durumda değiller artık!

Şunlara bak, sana neler yakıştırıyorlar öyle! Ve öyle bir sapıyorlar ki, artık doğru yolu bulmalarına imkân yok. 10/90...93, 23/25, 25/41, 51/52

Şunların seni neye benzettiklerine bir bak hele! Ve sonuçta öyle bir sapıttılar ki, bir daha doğru yolu bulacak (muhakeme) gücünü asla kendilerinde bulamayacaklar.[²²⁷⁹]

[2279] Bkz: 25:9.

(Ey Muhammed) Bak o müşrikler, senin için (şair, sihirbaz, kâhin ve mecnun gibi birbirini tutmaz) ne benzetmeler yaptılar da bu yüzden sapıklığa düştüler, artık onlar doğru yolu bulmaya güç yetiremezler.

Bak, senin için ne misaller veriyorlar ve böylece saptılar. Artık (doğru) yolu bulamaya güç yetiremezler.

Bak senin için nasıl misaller irad ettiler, artık onlar sapıtmış oldular, artık onlar doğru bir yola (gitmeğe) güç yetiremezler.

Bak Resulüm, seni nelere kıyas ettiler (gâh şair, gâh büyücü, gâh kâhin, gâh mecnûn dediler) de nasıl dalâlete düştüler? Hem öyle sersemleştiler ki artık yol bulacak halleri kalmadı.

Bak, nasıl misaller verdiler (seni şa'ire, büyücüye, kahine ve mecnuna benzettiler) de şaştılar. Artık bir daha yolu bulamazlar.

(Yâ Muhammed) Senin içün nasıl meseller darb iderek dalâlete düşürdüklerine ve hakka yol bulamadıklarına nazar it.

Baksana seni nelere benzettiler de sapıttılar. Artık bir çıkış yolu bulamazlar.

Sana nasıl örnek verdiklerine bir bak! Bu sebeple onlar sapıtmışlardır. Artık yol da bulamazlar.

Seni benzettikleri şeye bak! Onlar öyle bir saptılar ki, bir daha da yollarını bulamıyorlar.

Bak nasıl örnekler verdiler sana, nasıl sapıttılar. Artık hiçbir yola varamazlar.

baķ nite urdılar saña meŝelleri pes azdılar pes [147a] güçleri yitmezler yola.

Gör niçe urdılar saña meẟelleri, pes azdılar ḥaḳdan, yol ṭapmadılar.

Bir gör (müşriklər) səni kimlərə bənzətdilər (sənə şair, kahin, sehrbaz, məcnun, divanə və s. dedilər)! Onlar yoldan azdılar və bir daha doğru yolu tapa bilməzlər!

See what similitudes they coin for thee, and thus are all astray, and cannot find a road!

See what similes they strike for thee: but they have gone astray, and never can they find a way.(2233)

2233 Note that the word used is "Sabilan" "a way", not "the way". In going astray they have lost the way: but never can they find any means of getting... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.