Vece’alnâ ‘alâ kulûbihim ekinneten en yefkahûhu vefî âżânihim vakrâ(an)(c) ve-iżâ żekerte rabbeke fî-lkur-âni vahdehu vellev ‘alâ edbârihim nufûrâ(n)
Ve onların kalpleri üzerine, Onu (Kur’an’ı) kavrayıp anlamalarını engelleyen kabuklar, kulaklarına da bir ağırlık bırakmışızdır. Sen Kur'an'da Rabbini "bir ve tek" (İlah olarak) andığın (tapınılacak, sığınılacak ve sadece O’nun hükümleri esas alınacak yegâne ZAT şeklinde inanıp açıkladığın) zaman, (münafıklar ve kalbi marazlılar) 'nefretle uzaklaşır vaziyette' gerisin geriye kaçıp kaytarmaktadır.
Anlamamaları için gönüllerine perdeler gerer, kulaklarına ağırlık veririz ve sen, Kur'an'da, Rabbini, bir olarak andın mı yüz çevirirler, uzaklaşırlar senden.
Gönüllerine anlamalarına engel perdeler çeker, kulaklarına ağırlık koyarız ve sen Kur'ân'da Rabbinden, tek olarak bahsettin mi yüz çevirirler, uzaklaşırlar senden.
Kur'ân'ı anlamalarını engellemek için, kafalarına, kalplerine örtüler koyarız, kulaklarına ağırlık veririz. Sen Kur'an'da, Rabbinin birliğini, bir tek olduğunu hatırlatarak anlattığında, onlar, canları sıkılmış bir vaziyette gerisin geri dönüp giderler.*
Onu anlayamamaları için kalplerine örtüler, kulaklarına da bir ağırlık koyarız. Kur'an'da Rabbini tek olarak andığın zaman nefretle arkalarını dönüverirler.
Ve onların kalbleri üzerine, onu kavrayıp anlamalarını engelleyen kabuklar, kulaklarına da bir ağırlık koyduk. Sen Kur'an'da sadece Rabbini 'bir ve tek' (ilah olarak) andığın zaman, 'nefretle kaçar vaziyette' gerisin geriye giderler.
Ve kalblerinin üzerine, Kur'ân'ı anlamalarına engel perdeler geçiririz, kulaklarına da bir ağırlık veririz. Rabbini, Kur'ân'da tek (eşsiz) olarak andığın zaman da, ürkerek arkalarını döner giderler.
Anlamasınlar diye kalplerine kılıflar geçirmişiz, kulaklarına ağırlıklar koymuşuz. Çünkü sen Rabbini Kur’anda yalnız olarak zikrettiğin zaman sırtlarını dönüp kaçarlar.
Âhirete inanmayanlar Kur'ân'ı anlarlar diye kalplerine örtüler ve kulaklarına da ağırlık koyduk. Çünkü, Kur'ân'da Rabbini yalnız andığın zaman, onlar canları sıkılarak arkalarını dönerler.
«Onu anlamasınlar» diye gönüllerine örtü, kulaklarına da ağırlık verdik, sen Kur'anda Tanrının birliğini anarken, iğrenerek arkaların dönerler
Onların kalplerini (kötü niyetlerinden dolayı) onu anlamalarına mâni olacak şekilde bir kılıfla kaplarız ve kulaklarının işitme yeteneğini zayıflatırız. Bu yüzden, Kur'an okurken ne zaman Rabbinin tek bir ilah olduğundan söz etsen nefretle arkalarını dönüp giderler.*
Kuran'ı anlarlar diye kalblerine örtüler ve kulaklarına da ağırlık koyduk. Kuran'da Rabbini bir tek olarak andığın zaman, onlar ürkerek ardlarına dönerler.
Kur’an’ı anlamamaları için kalpleri üzerine perdeler, kulaklarına da ağırlık koyarız. Kur’an’da (ibadete lâyık ilâh olarak) sadece Rabbini andığın zaman arkalarına dönüp kaçarlar.[317]*
Ayrıca, onu anlamamaları için kalplerine bir kapalılık ve kulaklarına bir ağırlık veririz. Sen, Kur'an'da Rabbinin birliğini yâdettiğinde onlar, canları sıkılmış bir vaziyette, gerisin geri dönüp giderler.
Ve onu anlamalarını engellemek için kalplerine kabuklar, kulaklarına da ağırlık koyarız.* Rabbini yalnızca Kuran'da andığın zaman nefretle geriye dönerler***
Ve kalblerinin üzerine, Kur'ân'ı anlamalarına engel perdeler geçiririz ve kulaklarına bir ağırlık veririz. Rabbini Kur'ân'da bir tek olarak andığın zaman da ürkerek arkalarına döner kaçarlar.
Ve kalblerinin üzerine onu iyi anlamalarına mani' kabuklar geçiririz ve kulaklarına bir ağırlık veririz
Kur'an'ı anlamalarına engel olsun diye, kalplerine perde, kulaklarına bir ağırlık koyduk. Sen, Kur'an'da Rabb'inin tekliğini andığın zaman, nefretle arkalarını dönüp kaçarlar.
(Evet) onların kalbleri üzerine, onu (Kur'ânı) iyice anlamalarına (engel), perdeler gerer, kulaklarına bir ağırlık veririz. Sen Kur'anda Rabbini bir tek olarak andığın vakit onlar ürkek ürkek arkalarını çevirirler.
Ve kalblerinin üzerine (kendilerinin de istediği gibi) onu iyice anlamasınlar diye perdeler çekeriz, kulaklarına da bir ağırlık (koyarız)! Çünki Kur'ân'da Rabbini bir olarak zikrettiğin vakit, (onlar) nefret ederek arkalarını dönüp giderler.
Onların kalplerine, anlamalarını engelleyen bir örtü ve kulaklarına da bir ağırlık koyduk. Sen Kuran da yalnızca Rabbini andığında, nefretle arkalarını dönüp giderler.
Onu anlamamaları için kalpleri üzerine perdeler, kulaklarına işitmemek için ağırlık koyduk. Kur/an/da Rabbini bir tek olarak zikrettiğin zaman onlar nefret ederek dönüp giderler.
Ve onların kalpleri üzerine, onu (Kur'an'ı) kavrayıp anlarlar diye (engelleyen) kılıflar ve kulaklarına da bir ağırlık koyduk. Sen Kur'an'da Rabbinin birliğini andığın zaman, gerisin geriye dönüp uzaklaşırlar.*
İnsanın özüne yerleştirdiğimiz yasalar gereğince, onların kalplerine, onu anlamalarına engel kılıflar geçirir, kulaklarına da onu duymalarına engel ağırlıklar koyarız. İşte bu yüzden, Kur’an okuma esnasında, ne zaman Rabb’inden eşi ve ortağı olmayan bir tek ilâh olarak söz etsen, taptıkları ilâhların sahte olduğunun anlaşılacağı, buna bağlı olarak şeytânî düzenlerinin yıkılacağını bildiklerinden, ürkerek sırtlarını dönüp giderler. Sonra da, güya açığını yakalayıp sana karşı koz olarak kullanmak için, seni Kur’an okurken gizli gizli dinlerler:
Ve o (Kur’an’ı) anlamamaları için Biz onların kalplerine bir kapalılık, kulaklarına da bir ağırlık veririz.1 Ve sen, Kur’an’da sadece Rabbini andığın zaman onlar, derhal (sana) sırt dönüp gerisin geriye giderler.2*
Kuran’ı anlamak istemeyenler kalplerinin üzerine perde gererler. Kulakları ile dinlemek istemezler. Sen Kuran’da Rabbinin tekliğini dillendirdiğinde, nefretle arkalarına dönüp kaçarlar. 19/73, 38/1...10, 41/44
(akleden) kalplerinin üzerine onu anlamalarını engelleyen bir kapak, kulaklarına ise bir tıkaç yerleştiririz.[2277] Bu yüzden sen ne zaman Kur’an (okuma ânın)da Rabbini birleyerek ansan,[2278] nefretle gerisingeri dönüp uzaklaşırlar.*
Ve onların kalpleri üzerine, onu iyice anlayamamaları için perdeler ve kulakları içine de bir ağırlık kıldık ve Kur'an'da rabbini bir olarak andığın zaman nefret ederek arkalarını dönüp giderler.
Ve kalplerinin üzerine onu iyi anlamalarına mani kılıflar geçirir, kulaklarına da ağırlıklar koyarız. Sen Kur'ân'da Rabbini tek olarak andığın zaman, nefretle arkalarını dönüp giderler. [39, 45]
Kalblerine -onu anlamalarına engel olacak- kabuklar, kulaklarına da bir ağırlık koyarız. Kur'an'da yalnız Rabbini andığın zaman (tek Tanrı inancından hoşlanmadıkları için) arkalarına dönüp kaçarlar.*
Sanki kalplerinin üstüne örtüler ve kulaklarına ağırlıklar koymuşuz gibi olurlar. Kur’ân’da Rabbini tek olarak andığında, nefretle sırtlarını dönerler[*].*
Onu anlarlar diye kalplerine örtüler, kulaklarına da ağırlık koyduk. Kur'an'da Rabbini tek olarak andığın zaman nefretle ardlarına dönerler.
Kalplerine, onu anlamalarını önleyen bir örtü geçirir, kulaklarına da bir ağırlık veririz.(7) Sen Kur'ân'da Rabbini tek olarak andığın zaman da onlar arkalarını döner, nefretle kaçar giderler.*
Kalpleri üzerine, onu anlamamaları için kabuklar geçiririz, kulaklarına da bir ağırlık koyarız. Rabbini yalnız Kur'an'da andığın zaman/Kur'an'da yalnız O'nu andığın zaman, nefretle geriye dönüp kaçarlar.
daħı ķılduķ göñülleri üzere örtüler ya'nį kim anlamayalar anı daħı ķulaķlarında aġırlıķ. daħı ķaçan añdun çalabuñı ķur’ān’da yaluñuz iken yüz döndürdiler arķaları üzere ķalıcılar iken.
(Qur’anı) anlamasınlar deyə, onların qəlblərinə pərdə çəkib qulaqlarına əngəl qoyduq (kar etdik). Sən Qur’anda Rəbbini bir tək tanrı olaraq andığın zaman onlar nifrət əlaməti olaraq arxalarını çevirib gedərlər.
And We place upon their hearts veils lest they should understand it, and in their ears a deafness; and when thou makest mention of thy Lord alone in the Qur’an, they turn their backs in aversion.
And We put coverings over their hearts (and minds) lest they should understand the Qur´an, and deafness(2231) into their ears: when thou dost commemorate thy Lord and Him alone in the Qur´an, they turn on their backs, fleeing (from the Truth).*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |