Velâ takfu mâ leyse leke bihi ‘ilm(un)(c) inne-ssem’a velbasara velfu-âde kullu ulâ-ike kâne ‘anhu mes-ûlâ(n)
Bilmediğin şeyin üstünde durup ısrar etme; çünkü kulak da, göz de, gönül de, hepsi de sorumludur bundan.
Hakkında (gerekli ve yeterli) bilgin olmayan şeyin (aslını astarını bilmediğin mesele ve hadiselerin) ardına düşme (tartışmaya girme); çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan (her yaptığından) sorumludur, (cahilce iddia ve ithamlardan dolayı suçludur.)
Bilmediğin şeyin üstüne durup ısrar etme; çünkü kulak, göz ve kalp hepsi yaptıklarından sorumludur. Kıyamette yaptıklarından sorguya çekilecektir.
Hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyin ardına düşme. Şüphesiz kulak, göz ve kalb; bunların tümü ondan sorumludur.
Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme; çünkü kulak, göz ve kalb, bunların hepsi ondan sorumludur.
Hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyin ardınca gitme, çünkü kulak, göz ve kalb, bunların hepsi ondan sorumludur.
(Ve ey insan!) Bilmediğin bir işin ardına düşme. Çünkü kulak, göz, kalp, hepsi ondan sorumludur.
Bilmediğin şeyin ardına düşme! Çünkü işitme duyusu, görme duyusu ve gönül, bunların hepsi bundan sorguya çekilecektir.
Bilmediğin şeyin ardına düşme, kulak, göz, gönül, bunların da hepsinden sorulur
Bilmediğin şeye tâbi’ olma. Sâmi’anız, bâsıranız ve kalbiniz kâmilen mes’ûldürler.
Bilmediğin şeyin ardına düşme; doğrusu kulak, göz ve kalp, bunların hepsi o şeyden sorumlu olur.
Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.
Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.
Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.
Bilmediğin bir şeye inanıp ardına düşme, çünkü işitme, görme duyusu ve beyin, hepsi ondan sorumludur
Bir de hiç bilmediğin bir şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz, gönül, bunların her biri yaptıklarından sorumludurlar.
Bir de hiç bilmediğin bir şey'in ardınca gitme, çünkü kulak, göz, gönül, bunların her biri ondan mes'ul bulunuyor
(Ey insanoğlu!) Hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyin ardına düşme. (Görmediğin halde gördüm, duymadığın halde duydum, deme. Yalan yere şâhitlikte bulunma.) Şüphesiz kulak, göz ve kalp bunların tümü ondan (yaptıklarından) sorumlu tutulacaktır.
Hakkında bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme! Kuşkusuz kulak, göz ve fuad¹ bunların hepsi ondan sorumludur.²
Senin için hakkında bir bilgi haasıl olmayan şey'in ardına düşme. Çünkü kulak, göz, kalb: Bunların her biri bundan mes'uldür.
Hakkında bilgi sâhibi olmadığın bir şeyin ardına da düşme! Çünki kulak, göz ve kalb, bunların hepsi ondan mes'ûldür.
Bilginin olmadığı şeylerin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp bütün bunlardan (yapacağın yanlışlardan) sorumludur.
Bilmediğin bir işin ardına düşme. Çünkü kulak, göz, yürek, bunların hepsi sorumlu tutulacaktır.
Bilmediğin bir şeyin arkasına düşme. Çünkü kulak, göz, gönül hepsinden sahibi sorulacaktır.
Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme; çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.
Hakkında yeterli bilgin olmayan ve doğruluğunu tam olarak araştırmadığın bir şeyin ardından körü körüne gitme! Ne olursa olsun, sağlam ve inandırıcı delillere dayanmadan, hiçbir konuda kesin yargıda bulunma, hiç kimseyi asılsız söylentilere dayanarak suçlama! Çünkü araştırma yapıp gerçeği öğrenmen için Allah’ın sana bağışladığı kulak, göz ve gönül; bunların hepsi bu yaptığından sorumludur.
Senin için bilgi olmayan şeylerin ardına düşme / üzerinde durma!
Kulak, Göz ve Gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.
Seni ilgilendirmeyen şeylere kafanı takma. Çünkü, göz kulak ve kalp tek tek hesaba çekilip sorgulanacaktır ...
Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz, gönül ardına düştüğün şeyden sorumludur. Peşine düşeceğin şeylerin gerçeğini araştır. Hakkında kesin delil olmayan şeylerin üzerinde gereksiz şekilde durma! Unutma! Hakkında kesin delil olmayan şeyler hakkında ancak zanda bulunursun! Zanlarınız sizi doğru yola ulaştırmaz. Zanlarınızın peşine düşerseniz bilmediğiniz şeyin ardına düşerek haksızlık edersiniz. Bundan dolayı ağır sorumluluk altına girersiniz.
Hakkında bilgin olmayan şeyin peşine (biliyormuş gibi) düşme! [*] Şüphesiz ki işitme (duyusu), göz ve kalp, bütün bunlar o (kazandığı)ndan sorumludur. [*]
Bilmediğin şeyin ardına düşme, çünkü: kulak, göz ve kalp(lerin sahipleri) tüm (yaptıklarından) mutlaka sorumludur.
Bilmediğin şeyin ardına düşme; ⁴⁵ çünkü, işitme duyusu, görme duyusu ve kalp, bunların hepsi [Hesap Günü’nde] bundan sorguya çekilecektir!
Ve hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyin peşine düşme! Zira kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur. 7/33, 11/46, 29/8, 31/15, 40/42
Ve bilmediğin bir şeyin peşinden gitme![²²⁶⁷] Çünkü kulak, göz ve gönül; bütün bunlardan dolayı (hesap günü) sorumlu tutulacaktır.[²²⁶⁸]
Hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyin ardına düşme! (Görüp bilmediğin bir olay hakkında şehadette bulunma, bilmediğin bir konu hakkında indî hüküm vermeye kalkışma) Çünkü, kulak, göz, gönül (bunların) hepsinden (sahibi) sorumlu olur.
Senin için olmayan bir bilginin peşine düşme, çünkü kulak, görme ve gönül, bunların hepsi ondan (yaptıklarından) sorumludur.
Ve senin için kendisine bilgi olmayan bir şeyin arkasına düşme. Şüphe yok ki kulak, göz, gönül, hepsinden (sahibi) sorulmuş olacaktır.
Bilmediğin şeyin peşine düşme! Çünkü kulak, göz, kalb gibi azaların hepsi de sorguya çekilecektir. [49, 12]
Bilmediğin bir şeyin ardına düşme, çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi o(yaptığı)ndan sorumludur.
Bilmediğin şeyi "Biliyorum" dime. Kulak, göz ve kalb bundan mes'ûldür.
Bilgi sahibi olmadığın bir konuda konuşma[1]. Sende olan dinleme, görme (basiret) ve gönül özellikleri[2] ondan sorumlu tutulmanı gerektirir.
Bilmediğin bir şeyin ardına düşme; zira kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.
Bilmediğin şeyin peşine takılma. Çünkü kulak olsun, göz olsun, kalp olsun, hepsi bundan sorumlu tutulmuştur.
Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.
daħı ardca yürime anuñ kim olmadı aña bilmek. bayıķ ķulaķ daħı göz daħı göñül oldı andan şunlar degül oldı andan śorılmış.
Daḫı uyma sen bilmedügüñ nesneye. Taḥḳīḳ ḳulaḳlar ve gözler ve yüreklerbarça a‘żālardan ṣorulsa gerek.
(Ey insan!) Bilmədiyin bir şeyin ardınca getmə (bacarmadığın bir işi görmə, bilmədiyin bir sözü də demə). Çünki qular, göz və ürək–bunların hamısı (sahibinin etdiyi əməl, dediyi söz barəsində) sorğu-sual olunacaqdır.
(O man), follow not that whereof thou hast no knowledge. Lo! the hearing and the sight and the heart of each of these it will be asked.
And pursue not that of which thou hasth(2222) no knowledge; for every act of hearing, or of seeing or of (feeling in) the heart will be enquired into (on the Day of Reckoning).
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |