Unzur keyfe faddalnâ ba’dahum ‘alâ ba’d(in)(c) velel-âḣiratu ekberu deracâtin veekberu tefdîlâ(n)
Bak da gör, onların bir kısmını nasıl bir kısmından üstün ettik; elbette ahiretteki yücelik, dereceler bakımından da daha büyüktür, üstünlük bakımından da daha büyük.
(İnsanlardan) Onlardan kimini kimine (kabiliyet ve servet yönünden) nasıl üstün tuttuğumuza bak ki (bu imtihan sırrıyla gerekli görülmüştür.) Muhakkak ahiret (bu imtihanı kazananlar için) dereceler bakımından daha büyüktür, üstünlük bakımından da daha büyüktür (ve hayırlıdır).
Baksana, biz insanların kimini, kiminden nasıl üstün kılmışızdır. Elbette ki, ahiretteki yücelik, dereceler bakımından da daha büyüktür, üstünlük bakımından da daha büyük.
Lütufta bulunarak, onların bir kısmını rızıkta, servette, güç ve kuvvette, sıhhatte, makam ve mevkide sıradan bir aklın kavrayamayacağı hikmetlere dayalı olarak diğerlerine nasıl üstün kıldığımızı düşün ve araştır. Andolsun ki âhiret daha büyük rütbeler ve makamlarla doludur, daha yüce ve daha çok üstünlükleri vardır.
Bak, nasıl bazılarını bazılarından üstün kıldık. Elbette ahiret dereceler yönünden de daha büyüktür, üstünlük bakımından da daha büyüktür.
Onlardan kimini kimine nasıl üstün tuttuğumuzu gör. Muhakkak ahiret dereceler bakımından daha büyüktür, üstünlük bakımından da daha büyüktür.
Bak, bir kısmını diğerine nasıl üstün kıldık (rızk ve mevkilerini değişik yaptık). Elbette âhiret, derece farkları yönünden daha büyüktür, faziletçe de daha yüksektir.
İşte bak, (bu rızık konusunda) kimilerini, diğerlerinden üstün kılmışız. Şüphesiz, ahiretin dereceleri ise, daha büyüktür, üstünlüğü de daha büyüktür.
Baksana, biz insanların kimini kiminden nasıl üstün kılmışız! Elbette ki âhiret, derece ve üstünlük farkları bakımından daha büyüktür.
Bak, biz nice insanların kimini, kimisinden üstün ettik, ahretteyse daha büyük dereceler, daha büyük artış var
Bak, onların kimini kimine (rızık ve makam bakımından) nasıl üstün kıldık. Muhakkak ahiret, ulaşılacak dereceler bakımından daha büyüktür, elde edilecek faziletler bakımından da daha üstündür.
Görüyor mısın nasıl insânları biri birinin fevkine çıkarıyoruz, âhiretde derecât daha büyük ve daha lütufkârâne olacakdır.
Onları birbirlerinden nasıl üstün kıldığımıza bir bak! Doğrusu ahirette daha büyük dereceler ve daha büyük üstünlükler vardır.
Bak nasıl, onların kimini kimine üstün kıldık. Elbette ahiretteki dereceler daha büyüktür, üstünlükler daha büyüktür.
Baksana, biz insanların kimini kiminden nasıl farklı kılmışızdır. Elbette âhiretteki dereceler ve farklılıklar daha büyük olacaktır.
Baksana, biz insanların kimini kiminden nasıl üstün kılmışızdır! Elbette ki ahiret, derece ve üstünlük farkları bakımından daha büyüktür.
İnsanları birbirinden nasıl üstün kıldığımıza dikkat et. Ahiretin dereceleri ve üstünlükleri daha büyüktür
Bak! Onların bir kısmını diğerine nasıl üstün kıldık! Elbette ahiret, hem dereceler bakımından daha büyüktür, hem de üstünlük bakımından daha büyüktür.
Bak bir kısmını diğerine nasıl tafdıl etmişiz ve elbette Âhıret derecatca da daha büyük, tafdılce de daha büyüktür
Bak, onların kimini kimine (rızık ve makam bakımından) nasıl üstün kıldık. Elbette âhiret, ulaşılacak dereceler bakımından daha büyüktür, elde edilecek faziletler bakımından da daha üstündür.
Bak! Onların bir kısmını bir kısmından daha fazla imkân sahibi kıldık. Elbette ahiret, dereceler ve imkân bakımından da daha büyüktür.
Baksan a, biz onların kimini kiminden nasıl üstün kıldık. Elbette âhiret, dereceler (farkları) i'tibariyle de daha büyükdür, üstün kılmak bakımından da daha büyükdür.
Bak, (rızıkta ve makamda) onların bazısını bazısından nasıl üstün kıldık! Elbette âhiret, hem dereceler i'tibâriyle daha büyük, hem de üstünlük i'tibâriyle daha büyüktür.
Baksana, (yetenek, gayret ve çalışmalarına göre) onların bir kısmını bir kısmı üzerine nasıl fazlalıklı kıldık! Elbette âhiret, (ulaşılacak) dereceler bakımından daha büyüktür, fazlalık bakımından da daha büyüktür.*
Dikkat et, biz onların bir kısmını (rızık ve nimet olarak) diğer bir kısmından üstün tutup fazla verdik. Ahiret nimetlerinin derecesi daha büyük ve dünyada verilenlerden daha üstündür.
Bak, Biz onları biribirinden nasıl da üstün kıldık. Şüphesiz öbür dünyada basamakların daha yüksekleri, üstünlüklerin de daha büyükleri vardır.
Baksana, onları nasıl birbirinden üstün tuttuk, âhirette daha büyük dereceler, daha büyük üstün tutmalar vardır.
(Rızık bakımından) onların kimini kimine üstün kıldığımıza bir bak! Ahiret ise elbette hem dereceler bakımından daha üstündür hem de faziletler/lütuf ve ihsanlar bakımından daha büyüktür.
Onlardan bir kısmını bir kısmına nasıl da üstün tuttuğumuzu gör! Muhakkak ahiret dereceler bakımından da daha yüce ve üstünlük bakımından da daha büyüktür.
Bak, insanları servet, güç, zeka ve yetenek bakımından nasıl da birbirlerinden üstün kıldık fakat bu gelip geçici nîmetleri elde etme uğruna âhireti terk etme! Çünkü âhiret, makâm olarak bunlardan çok daha yüce olduğu gibi, fazîlet bakımından da çok daha üstündür. O hâlde ey insanoğlu, bu yüce makâma ulaşmak istiyorsan, şu hikmet dolu öğütleri iyi dinle:
Bir bak, onları birbirine nasıl üstün kıldık? Elbette Âhiret, dereceler bakımından da en büyüktür, üstünlük olarak da en büyüktür.
Resulüm! insanları nasıl derecelendirdiğimize dikkat ediyor musun? Ahiret ise, daha çok dereceler ve daha çok tercihler ülkesidir...
Baksana: Biz insanların kimini kiminden nasıl üstün kılmışız. Her insanın aklı muhakemesi farklıdır. Olayları algılama gücü farklıdır. Sorumlulukları yerine getirme gücü farklıdır. Dünyada verilen zenginlikler farklıdır. İsteriz ki; farklılıklarını birbirleriyle paylaşarak toplumsal eşitliğe ulaşsınlar. Onları böyle deneriz. Dünyadaki hayatları bitince yaptıkları değerlendirilir. Yasalarımıza uygun davrananların dereceleri yükseltilir. Yasalarımıza karşı çıkanlar, yasalarımıza uymayanlar alçaltılır. Önemli olan dünyadaki farklılıklar değil, ahiret hayatındaki farklılıklardır. Çünkü orada kimi cennete giderken kimi de cehenneme gider.
Bak ki biz insanların kimini kiminden nasıl farklı yaratmışız! Elbette ahiret derece ve üstünlük farkları bakımından çok daha büyüktür.
(Dünyada) onları birbirlerinden nasıl üstün kıldığımıza bir bak. Âhiret, kesinlikle hem dereceler bakımından daha büyüktür, hem de üstünlük bakımından daha büyüktür.
Onların bazılarına [yeryüzünde] diğerlerine göre nasıl cömert davrandığımıza bir bak: fakat (unutma ki,) ahiret, paye olarak daha yüksek, erdem ve (manevî) zenginlik bakımından daha yücedir. ²⁵
Onları dünya nimetlerinden faydalanmada birbirlerine nasıl farklı ve üstün kıldığımıza bir bak! Ama ahiretteki üstünlük hem nitelik hem de nicelik olarak çok daha büyüktür. 6/165, 20/75, 43/32
(Bu dünyada) onların bir kısmını, diğerlerine nasıl üstün kıldığımıza bir bak; ama âhiretin payı hem nicelik olarak çok daha büyük, hem de (nitelik olarak) çok daha üstün ve değerlidir.[²²⁴⁸]
(Ey insan) Bak, biz (dünya ve ahirette) kulların kimini kiminden nasıl üstün kılmışızdır. (Kimi dünyada kimi de ahirette daha fazla nimete nail olmuştur, fakat) Elbette ki ahiret nimeti, derece ve üstünlük bakımından daha büyüktür.
Bak nasıl, onların kimine kiminden fazla verdik. Ve elbette ahretteki dereceler daha büyüktür, fazlalıklar da daha büyüktür.
Bak! Onların bazısını bazısı üzerine nasıl üstün kılmışızdır. Ve elbetteki ki, ahiret, dereceler itibariyle daha büyüktür ve üstünlük itibariyle de daha büyüktür.
Bak nasıl dünyada onların kimini kimine üstün kıldık! Elbette âhirette erişilecek daha büyük mertebeler, kazanılacak daha yüksek faziletler vardır.
Bak, (rızık bakımından) nasıl onların kimini kiminden üstün yaptık. Elbette ahiret, dereceler bakımından da daha büyük, üstünlük bakımından da daha büyüktür.
(Yâ Muhammed) Bunların birini diğeri üzerine (mü'mini kâfire) nasıl tafdîl iylediğimize nazar it. Âhiretde daha büyük derecelerde daha büyük tafdîl vardır.
Onlardan birini diğerine nasıl üstün kıldığımıza bak. Şurası kesin ki Ahiretteki dereceler daha büyük, üstünlükler daha belirgin olacaktır.
Onları birbirlerinden nasıl üstün kıldığımıza bir bak! Ahiretin üstünlük ve fazileti ise daha büyüktür.
Onları birbirine nasıl üstün kıldığımıza bir bak. Âhiretin ise mertebeleri de, üstünlükleri de daha yüksektir.
Bak nasıl, kimini kimine üstün kıldık! Ama âhiret, dereceler bakımından elbette daha büyük, lütuflandırma bakımından daha yücedir.
baķ nite artuķ eyledük bir nicesin anlaruñ bir nice üzere. daħı āħiret uluraķdur derecetdin yaña daħı uluraķdur [145b] artuķ eylemekdin yaña.
Gör yā Muḥammed, nice[sin] efḍal ḳılduḳ niçesi üstine. Daḫı āḫiretüñ men‐zilleri uluraḳdur.
(Ya Peyğəmbərim!) Bir gör (var-dövlət, cah-cəlal baxımından dünyada) onların birini digərindən necə üstün tutduq? Axirətdə isə (dünyadakından) daha yüksək dərəcələr, daha böyük üstünlüklər vardır!
See how We prefer one above another, and verily the Hereafter will be greater in degrees and greater in preferment.
See how We have bestowed more on some than on others; but verily the Hereafter is more in rank and gradation and more in excellence.(2201)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |