18 Nisan 2025 - 20 Şevval 1446 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
İsrâ Suresi 105. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vebilhakki enzelnâhu vebilhakki nezel(e)(k) vemâ erselnâke illâ mubeşşiran veneżîrâ(n)

Ve biz Kur'an'ı hak ve gerçek olarak indirdik, o da hak ve gerçek hükümlerle indi ve seni de ancak müjdeci ve korkutucu olarak gönderdik.

Biz Onu (Kur’an’ı) Hakk (her konuda gerçeğin ve Adil bir Düzenin temel esasları) olarak indirdik ve O (aynı zamanda) Hakk (Resulüllah) ile (beraber) inmiştir; (Ey Nebim!) Seni de sadece ve elbette bir müjde verici ve uyarıp-korkutucu olarak gönderdik.

Ve biz Kur'ân'ı apaçık bir gerçek ve sarsılmayan bir doğru olarak indirdik, O da bütün hakikatları içinde toplayarak indi ve seni de ancak uyarıcı ve müjdeci olarak gönderdik.

Biz, Kur'ân'ı, gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça bir düzen gerçekleştirecek bir kitap olarak indirdik. O, bütün hakikatleri içinde toplayarak bütün ihtiyaçları giderecek şekilde indi. Seni de, ancak rahmetimizi, merhametimizi, ihsanımızı, sevgimizi müjdeleyici ve sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan bir uyarıcı olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gönderdik.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 4/166.

Biz onu (Kur'an'ı) hak olarak indirdik ve o, hakla indi. Biz seni ancak bir müjdeleyici ve korkutucu olarak gönderdik.

Biz onu (Kur'an'ı) hak olarak indirdik ve o hak ile indi; seni de yalnızca bir müjde verici ve uyarıp-korkutucu olarak gönderdik.

Biz, bu Kur'an'ı hakkı tesbit için indirdik ve o hikmet ile indi. Seni de ancak itaatkârları müjdeleyici ve asileri korkutucu olarak gönderdik.

Biz bu Kur’anı hak ve hakikat ile dolu olarak indirdik. (İçinde hiçbir yanlış şey yoktur.) Ve hak bir şekilde indi. (Hiçbir şeytanî sorun içine karışmadı.) Seni de ancak uyarıcı ve müjdeleyici olarak gönderdik. (Hakikatleri korumaktan ancak Biz sorumluyuz.)

Biz Kur'ân'ı hak olarak indirdik; o da hakkı getirdi. Seni yalnız müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.

Hak olarak onu biz indirmişiz; hak olarak indi de, seni gönderdik ancak müjdeleyen, kocunduran olarak

Biz, Kur'an'ı, hakça bir düzeni gerçekleştirmek için indirdik. O da bütün hakikatleri ihtiva ederek (ihtiyaçlara cevap verecek şekilde) muhatabına ulaştı. Seni de (bu Kur'an ile) ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.

Bkz. 2/119, 25/56, 33/45, 34/28, 35/24, 48/8

Kur’ân’ı hak olarak inzâl itdik ve hakîkaten nâzil olmuşdur. Ve seni de neşr ve ihbâr içün gönderdik.

Kuran'ı ancak hak olarak indirdik ve o da indiği gibi hak olarak kaldı. Seni de yalnız müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.

Biz onu (Kur’an’ı) hak olarak indirdik ve o da hak ile indi. Seni de ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.

Biz Kur’an’ı sadece gerçeğin bilgisi olarak indirdik, o da (sana) yalnız gerçeği söyleyerek geldi; seni de ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.

Biz Kur'an'ı hak olarak indirdik; o da hakkı getirdi. Seni de ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.

Gerçekten onu biz indirdik ve o gerçek ile indi. Seni de ancak bir müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik

Biz bu Kur'an'ı hak olarak indirdik, O, bütün hakikatleri içinde toplayarak indi. Ey Peygamber! Biz seni ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.

Bunu da bihakkın indirdik ve bihakkın indi ve seni ancak sevabımızın müjdecisi ve azâbımızın habercisi olarak gönderdik

(Resûlüm!) Biz onu (Kur’ân’ı, sana) hak olarak vahyettik ve O (Kur’ân) hak olanı getirdi. Biz seni ancak bir müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.

Onu hakk ile indirdik. Ve hakk¹ ile indi. Seni, haber verici ve uyarıcı olmandan başka bir şey için göndermedik.

1- Değişmeksizin, gönderdiğimiz şekliyle.

Biz o (Kuranı) hak olarak indirdik ve o, hak olarak indi. Seni de (sevabın) bir müjdeci (sin) den, (azabın) bir haberci (sin) den başka bir (sıfatla) göndermedik.

Ve onu (Kur'ân'ı) hak ile indirdik; o da (emîn ellerde hiç değişmeden size) hak ile indi. (Ey Resûlüm!) Seni de ancak bir müjdeleyici ve (aynı zamanda) korkutucu olarak gönderdik.

Ve biz onu (Kur’an’ı) hak olarak indirdik. Ve (bu nedenle) Hak (ve hikmet) ile inmiş bulunmaktadır. (Ey Resulüm!) Biz seni de ancak (inanıp iyi işler yapanlara) müjdeleyici ve (inanmayıp zulüm ve kötülük yapanlara da) uyarıcı olarak gönderdik.

Biz onu (Tevrat’ı) hak üzere indirmiştik ve o (Kur’an) da hak olarak indi. Seni de yalnızca müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.

Biz Kur’an’ı gerektiği gibi bildirdik. O da gerektiği gibi bildirilenin kendisi oldu. Seni de ancak müjdeleyici, uyarıcı olarak gönderdik.

Biz, Kur/an/ı ancak hak ile inzâl ettik, o da ancak hak ile indi [¹]. Seni de ancak müjdeci, Allah azabıyle korkutucu gönderdik.

[1] Hikmete uygun indirdik, indirdiğimiz gibi kaldı. Hiç değişmedi.

(Ey Peygamber!) Biz Kur’an’ı hak olarak indirdik, o da hak olarak indi.⁴⁸ Biz seni yalnız müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.

48 “Hak olarak indi” demek, hak üzere, değişmez bir hakikat bir gerçek olarak indiğine işarettir. Ayrıca “Olması gerektiği gibi inmiştir” demektir. Bu... Devamı..

Biz onu (Kur'an'ı) hak olarak indirdik ve o hak ile indi. Seni de yalnızca bir müjde verici ve uyarıp korkutucu olarak gönderdik.

Biz onu hak ile, yani mutlak hakîkati ortaya koymak üzere, belli bir hikmet doğrultusunda indirdik; nitekim o da, hiçbir değişikliğe, tahrifâta uğramadan, tam istediğimiz gibi hak ile indi senin kalbine ve böylece seni,ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.

Bir de onu Hakk ile indirdik; o da Hakk ile indi. Seni ancak bir müjdeleyici ve uyarıcı olmak üzere gönderdik.

Biz Kuran’ı denge kurmak üzere indirdik. Bu görevle inmeye de devam etmektedir. Seni de tatlı-sert uyarılarda bulunman için görevlendirdik.

Hak olarak, biz onu hak ile indirdik! Seni de uyarıcı ve müjdeleyici olmanın dışında başka bir nedenle göndermedik!

Biz onu (Kur’an’ı), bir amaç ile indirdik; zaten o da gerçeği getirmiştir. Seni yalnızca müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.

Biz o (Kur’an’ı) hak olarak indirdik ve o da (sana) hak olarak ulaştı.¹ Seni de sadece bir müjdeci ve uyarıcı² olarak gönderdik.

1 Yani bozulmadan indirdiğimiz gibi hak ile indi. Nazmı da hak, manası da hak, inişi de haktır. Hak bir hikmet ile hakikaten hak bir Peygambere, inmiş... Devamı..

VE BİZ bu [vahyi] değişmeyen gerçeğe işaret olarak ¹²⁶ indirdik ve o da [sana, ey Peygamber] hak olarak ulaştı; ¹²⁷ çünkü Biz seni yalnızca bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik;

126 Lafzen, “hakla” yahut “hak üzere”.127 Yani, Hz. Peygamber eliyle, herhangi bir değişikliğe/tahrifata uğratılmaksızın, bir şey eklenip çıkarılmaksı... Devamı..

Biz bu Kuran’ı hak olarak indirdik. O da hak olarak indi.1 Sana gelince; biz seni ancak bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.2, 12/91, 10/108, 17/9, 22/119, 19/97

BİZ bu (vahyi) mutlak gerçeğe bir atıf olarak indirdik ve o da kaynağından indiği (gibi) aslî gerçekliğiyle (muhatabına) ulaştı;[²³³⁶] nitekim Biz seni, sadece müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.

[2336] Lafzen: “Biz onu hak ile indirdik, o da hak ile indi”. Ebu Ali el-Fârisî, bi’l-hakkdaki bâ edatına mea (birlikte) manası verir (Râzî). Bu durum... Devamı..

Biz onu hak olarak indirdik. (Ki o sana korunmuş olarak ulaştı. Başka hiçbir şey ona karışmadı) Seni de ancak (müminlere) müjdeci ve (kafirlere) uyarıcı olarak gönderdik.

Biz o(Kur’â)nı hak olarak indirdik ve o, hak ile inmiştir. Biz seni, bir müjdeleyici ve uyarıcı olmaktan başka biri olarak da göndermedik

Ve onu hak ile indirdik ve hak ile indi ve seni de ancak bir müjdeleyici ve bir korkutucu olarak gönderdik.

Biz Kur'ân'ı hak olarak indirdik. O da hakkın ve gerçeğin ta kendisi olarak indi. Seni de ey Resulüm, sadece rahmetle müjdelemen ve inanmayanları ise azapla uyarman için gönderdik. [4, 166]

Biz o(Kur'a)nı hak olarak indirdik ve o, hak ile inmiştir. Seni de ancak bir müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.

Biz, Kur'ân'ı hak ile inzâl itdik ve hak olarak nâzil oldı ve seni, ancak müjdeleyici ve korkudıcı olarak gönderdik.

Biz onu tümüyle gerçek olarak indirdik ve tümüyle gerçek olarak indi. Seni de sadece müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.

Hak olanı indirdik. O da hak olarak indi. Seni de ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.

Biz Kur'ân'ı hak ile indirdik; o da hak ile indi. Seni de Biz ancak bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.

Biz onu hak ile indirdik ve o hak ile indi. Seni de ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.

daħı ķur’ān ḥaķ içün indürdük anı, daħı ḥaķķ-ıla indi ya'nį ķur’ān, daħı viribimedük seni illā muştılayıcı daħı ķorķıdıcı.

Daḫı biz Ḳur’ānı indürdük ḥaḳḳ‐ıla. Ol ḥaḳḳ‐ıla indi. Daḫı biz seni gönder‐medük, illā muştılayıcı muṭī‘lere, daḫı ḳorḳudıcı ‘āṣīlere.

Biz (Qur’anı) haqq olaraq nazil etdik, o da haqq olaraq (heç bir dəyişikliyə uğramadan) nazil oldu. Səni də yalnız (mö’minlərə Cənnətlə) müjdə verən və (kafirləri cəhənnəm əzabı ilə) qorxudan sifəti ilə göndərdik.

With truth have We sent it down, and with truth hath it descended. And We have sent thee as naught else save a bearer of good tidings and a warner.

We sent down the (Qur´an) in Truth, and in Truth(2315) has it descended: and We sent thee but to give Glad Tidings and to warn (sinners).(2316)

2315 The Qur'an was sent down by Allah in Truth: it was not forged by any mortal. It has descended in Truth: it was not falsified or corrupted in the ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.