18 Nisan 2024 - 9 Şevval 1445 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Nahl Suresi 76. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vedaraba(A)llâhu meśelen raculeyni ehaduhumâ ebkemu lâ yakdiru ‘alâ şey-in vehuve kellun ‘alâ mevlâhu eynemâ yuveccihhu lâ ye/ti biḣayr(in)(s) hel yestevî huve vemen ye/muru bil’adli vehuve ‘alâ sirâtin mustekîm(in)

Ve Allah, gene iki kişiyi örnek getirir: Biri dilsizdir, hiçbir şeye gücü yetmez, sahibine bir yüktür, nereye yollasa hayırlı bir iş becerip gelemez. O, hiç adaletle emreden ve doğru yolu tutmuş olan adamla eşit olur mu?

Allah (yine) şu örneği de verdi: İki kişi (düşünün ki); bunlardan birisi dilsiz (gerekeni ve gerçekleri konuşmaktan aciz), hiçbir işe (kendi inisiyatifiyle) güç yetiremeyen (cesaret ve gayret göstermeyen çaresiz ve beceriksiz) ve her yönüyle efendisinin üzerine sadece bir yüktür ki, onu hangi yöne (ve göreve) gönderse (kendi başına) bir hayır (ve yararlı hizmet üretip) getiremez! Şimdi bu (kişi, eline imkân ve iktidar geçince) adaletle emreden (işlerini Hakka, hayra ve halka uygun yürüten) ve dosdoğru bir yol üzerinde (adil bir düzen istikametinde) hareket edenle, eşit olabilir mi?

[Not: Ayette geçen "Mevlâsı üzerinde ‘KELL’dir" ifadesi; Kur’an dışı bâtıl ve bozuk yönetimlerde güdükleşen bürokratların yararlı ve başarılı hizmetle... Devamı..

Ve Allah yine, size başka iki insan örneği daha veriyor: Biri dilsizdir, hiçbirşeye gücü yetmez, sahibine bir yüktür, nereye gönderse hayırlı bir iş becerip gelemez. Peki böyle biri doğru ve hakça olanın yapılmasını emreden ve kendisi de, dosdoğru yolda olan kimseyle bir tutulabilir mi?

Allah şu iki adamı da misâl verir. Bunlardan birisi dilsizdir, hiçbir şeye gücü yetmez, patronuna bir yüktür. Onu nereye gönderse faydalı bir iş yapamaz. Şimdi bu adamla, doğru muhkem, güvenli, mutedil yolda yürüyen islamî hayatı yaşayan kendisine ve başkalarına faydalı olan, insanlar arasında sosyal, siyasî, ekonomik ve idarî adâleti uygulayarak kamu düzenini sağlayan, adâletli olmayı emreden kimse eşit olur mu?

Allah bir de şu iki adamı örnek vermektedir: Biri dilsizdir, bir şeye gücü yetmez, efendisinin üzerine bir yüktür ve onu nereye gönderse bir iyilik getirmez. Şimdi bununla, adaleti emreden, kendisi de doğru bir yol üzere olan kimse bir olur mu?

Allah şu örneği verdi: İki kişi; bunlardan birisi dilsiz, hiç bir şeye gücü yetmez ve her şeyiyle efendisinin üstünde (bir yük), o, onu hangi yöne gönderse bir hayır getirmez; şimdi bu, adaletle emreden ve dosdoğru yol üzerinde bulunanla eşit olabilir mi?

Allah şu iki adamı da misal getirdi: Bunlardan biri dilsizdir, hiçbir şeye gücü yetmez; efendisine sade bir ağırlıktır, efendisi onu ne tarafa gönderse hiç bir hayra yaramaz. Hiç bu, adaletle emreden ve doğru yolda bulunan kimseye müsavi (eş) olabilir mi? (İşte hak dini gönderen, insanlara her türlü nimet ve rahmet ihsan eden Allah, hiç bir fayda ve zarara güçleri yetmiyen putlara ortak tutulabilir mi?)

Ve Allah iki adam örneğini de verir ki biri dilsizdir, hiçbir şeye gücü yetmez, efendisine bir yüktür, nereye yönlendirilse hiçbir kazanç getirmez. İşte o kişi ile, adaleti emreden (doğru iş yapan) dosdoğru bir yol üzere olan bir olurlar mı?

Allah şu iki kişiyi örnek veriyor: Biri, hiçbir şeye gücü yetmeyen, efendisine yük olan, bir yere gönderse bir iyilik getiremeyen bir dilsiz; şimdi bu, doğru yolda olarak adâletle iş yapan kimse ile bir olur mu?

Allah örnek verir iki kişiyi, birisi dilsizdir, gücü yetmez bir şeye; koruyana bir yüktür, nereye giderse iylik getirmez; birisi de adaletle buyurur, doğru yoldadır, bunlar bir midirler?

Allah bir de şu iki adamı örnek verir: Adamlardan biri dilsizdir, hiçbir şey yapamaz efendisine yüktür, gönderildiği hiçbir yerden başarı ile dönmez. Şimdi bu adamla, hakikati bilen, adaleti dile getirip gerçekleştiren, dosdoğru yol üzere ilerleyen kimse eşit olur mu?

Allâh size mesel darb itdi: Biri doğduğından beri dilsiz ve sağır olub efendisine bâr teşkîl iden ve nereye gitse fâide te’mîn idemeyen âdem ile ’adâletle emr iden ve doğrı yoldan giden bir âdem kâbil-i kıyâs mıdır?

Allah iki adamı misal veriyor: Biri hiçbir şeye gücü yetmeyen bir dilsiz ki efendisine yüktür, nereye gönderse bir hayır çıkmaz; bu, doğru yolda olan, adaletle emreden kimse ile bir olabilir mi?*

Allah, (şöyle) iki adamı da misal verdi: Onlardan biri dilsizdir, hiçbir şeye gücü yetmez, efendisine sadece bir yüktür. Nereye gönderse olumlu bir sonuç alamaz. Bu, adaletle emreden ve doğru yol üzere olan kimse ile eşit olur mu?

Yine Allah şu iki insanı örnek veriyor: Biri dilsizdir, elinden hiçbir şey gelmez, efendisinin sırtında yüktür, onu nereye gönderse yararlı bir sonuçla gelmez. Şimdi bununla adaleti emreden ve kendisi de dosdoğru yolda bulunan kimse bir olur mu?

Allah, şu iki kişiyi de misal verir: Onlardan biri dilsizdir, hiçbir şey beceremez ve efendisinin üstüne bir yüktür. Onu nereye gönderse bir hayır getiremez. Şimdi, bu adamla, doğru yolda yürüyerek adaleti emreden kimse eşit olur mu?

ALLAH şu iki adamı da örnek verir: Birisi bir şey yapacak yeteneğe sahip olmayıp tümüyle efendisine/sahibine bağımlıdır, onu ne işe koşsa bir şey beceremez. İşte böyle bir kişi ile doğru yol üzerinde bulunup adaleti uygulayan kişi hiç bir olur mu?

Bak 2:286.

Allah şu iki adamı da misal verdi: Bunlardan biri dilsizdir, hiçbir şeye gücü yetmez; efendisine bir yüktür. Onu nereye gönderse bir hayır getiremez. Şimdi, bu adamla, adaletle emreden ve doğru yolda bulunan adam eşit olur mu?

Allah şunu da bir temsil getirdi: iki kişi birisi dilsiz, hiç bir şeye kudreti yok, efendisine sade bir ağırlık, ne tarafa gönderilse hiç bir hayre yaramaz, hiç bu, adâletle âmir olan ve doğru bir yolda giden kimseye müsavi olabilir mi?

Allah (hakkı düşünüp anlayasınız diye size) şu iki adamı da misal olarak verir: (Onlardan) biri, hiçbir şeye muktedir olmayan dilsiz (bir köle) dir, o, efendisinin üzerine (adeta bir) yüktür, (efendisi) onu her nereye gönderse (hiç) bir hayır (lı netice de) getirmez. (Şimdi bir düşünün bakalım!) Bu kimse, adaleti emreden ve doğru yol üzere olan bir kimse ile hiç denk olur mu?

Allah, iki adamı da örnek verdi: Bunlardan biri dilsiz ve hiçbir şeye gücü yetmez; mevlasına¹ bir yüktür. Onu nereye gönderirse göndersin, bir iş beceremez. Bu adamla, adaleti emreden ve dosdoğru yolda olan eşit olur mu?

1- Veli, koruyucu, yardımcı, gözeten, destekleyici.

Allah (şu) iki kişiyi de misâl getirdi: Bunlardan biri dilsizdir, hiç bir şey beceremez ve o, efendisinin üstünde bir yükdür. O, bunu nereye gönderse hayır getirmez. Hiç bu, adaletle emreden, kendisi dosdoğru bir yol üzerinde bulunan kişi ile bir olur mu?

Allah, iki kişiyi de bir (başka) misâl olarak getirdi ki, bunlardan biri dilsizdir; hiçbir şeye gücü yetmez ve o efendisine (sâdece) bir yüktür; onu nereye gönderse bir hayır getirmez. Hiç o adam, adâleti emreden ve kendisi, dosdoğru bir yol üzerinde olan kimse ile bir olur mu (ki putları, nihâyetsiz ihsan ve kudret sâhibi ve hak kelâmıyla sizi doğru yola sevk eden Allah ile bir tutuyorsunuz)?

Yine Allah iki adamı misal olarak anlatıyor. İkisinden birisi dilsiz ve kendisi için hiçbir şeyi planlamaya gücü yetmiyor ve sahibine yük. Sahibi onu hangi işe yönlendirse bir işe yaramıyor. Birde doğru bir yol üzerinde olup, adaletli olmayı emreden diğer bir adam var. Şimdi o dilsiz ve sahibine yük olan köle ile adaleti emreden ve doğru yolda olan kişi eşit midir?

Yine Allah şu iki kimseyi örnek veriyor. Biri dilsizdir, hiçbir işe yaramaz. Bu kimse efendisine yüktür. Onu nereye gönderecek olsa beceremez. Şimdi bu kimse doğruluktan ayrılmıyan, kendisi de doğru yol üzerinde bulunan bir kimse ile bir olur mu?

Allah iki kişiyi misal getirmiştir: Biri dilsizdir, hiçbir şeye gücü yetmez [²], efendisine bârdır, onu nereye yollasa o, hiçbir şey görmeden döner gelir. İşte bu kimse, adalet ile emreden, doğru yol üzerinde bulunan kimse [³] ile bir olur mu? [⁴]

[2] Ne anlar, ne anlatır.[3] Söyler, halka yarar, nereye gitse iş görür kimse.[4] Bu mesel Zat-ı Bâri ile putlar hakkındadır, maamafih mü'minler ile k... Devamı..

Allah iki adamı da misal verir: Onlardan biri elinden hiçbir şey gelmeyen bir dilsizdir. O efendisinin sırtında sadece bir yüktür. Nereye gönderse olumlu bir sonuç alamaz/hayır getirmez. Bu, adaletle iş gören ve dosdoğru yol üzerinde olan kimse ile bir olur mu?

Allah şu örneği de veriyor: İki kişi; bunlardan birisi dilsiz, hiç bir şeye gücü yetmez ve her şeyiyle efendisinin üstünde bir yük' O, onu hangi yöne gönderse bir hayır da getirmez. Şimdi bu, adaletle emreden ve dosdoğru yol üzerinde bulunanla eşit olabilir mi?

Allah, konuyu biraz daha açıp geliştirmek için, size başka iki insan örneği veriyor: Birisi, hiçbir şeye gücü yetmeyen dilsiz ve aklı ermez bir köledir, efendisinin sırtında âdetâ bir yüktür. Öyle ki, sahibi onu nereye yollasa her şeyi alt üst eder, bozar, dağıtır, doğru dürüst bir iş beceremez. Şimdi bu adam, hem kendisi dosdoğru bir yolda yürüyen, hem de başkalarına doğruluğu ve adâleti emreden dürüst, akıllı ve güçlü bir kimseyle hiç bir tutulabilir mi? Siz bunlardan hangisi olmak isterdiniz? Hakikat karşısında dilsiz kesilen, kendisini yaratıp dünyaya gönderen Efendisi Allah’a başkaldıran, insanlığa hiçbir şey veremeyen hatta bir asalak gibi bütün insanlara yük olan mı? Adâlet, doğruluk ve dürüstlük adına ahmak bir kâfir mi; yoksa Allah’ın gösterdiği apaydınlık yolda ilerleyen, yeryüzünde Allah’ın istediği hayatın egemen olması için gayret gösteren insan mı? Seçimi erken yapmak gerekir, zira ecelin ne zaman geleceği bilinmez:

Allah iki adamı da misâl verdi:
Birisi, bir şeye güç yetiremeyen bir dilsizdir. O, kendi mevlasına / velîsine bir yüktür. Onu nereye yönlendirse, hayır getirmez.
O kimse ile doğru bir yol üzerinde olarak Adalet ile iş gören kimse eşit olur mu?

Şimdi bir de Allah'ın iki adam örneğine bakın. bu iki adamdan biri sağlam, diğeri hem dilsiz hem de beceriksizdir. Beceriksiz olanı sahibine hep sıkıntı olur, çünkü nereye gönderse kâr etmez. Şimdi böyle beceriksiz bir adam, doğruluktan ödün vermeden adaleti sağlamaya çalışan adamla bir olur mu?

Rabbiniz şu iki kişiyi de misal verir: Onlardan biri dilsizdir, hiçbir şey beceremez ve efendisinin üstüne bir yüktür. Onu nereye gönderse bir hayır getiremez. Şimdi bu adamla, doğru yolda yürüyerek adaleti emreden kimse eşit olur mu? Veya şöyle düşünün! Daima gerçekleri konuşan ile gerçeklere karşı dilsiz olup sürekli yalan konuşanlar bir olur mu? Allah gerçeklere karşı dilsiz olanları sevmez.

Allah şu iki adamı da örnek vermektedir: Onlardan biri dilsizdir, hiçbir şey beceremez ve efendisine bir yüktür. Onu her nereye gönderse hiçbir hayır (yarar) da getiremez. Bu kişi ile doğru yolda olarak adaleti emreden (diğer) kişi eşit olur mu hiç!

(Yine) Allah size; dilsiz, beceriksiz, efendisine yük olan ve efendisi onu nereye gönderse bir hayır getiremeyen kimse ile hak yol üzere olup da adaletle emreden kimseyi, örnek verdi. (Bir düşünün) bu iki kişi, hiç eşit olabilir mi?¹

1 71, 75 ve 76. âyetlerde Allah, kendisine müşriklerin eş olarak gördükleri put veya putlaştırılanları; köle, güçsüz, dilsiz, beceriksiz, hiçbir işe y... Devamı..

Ve yine Allah [size başka] iki insan örneği veriyor: Onlardan biri, hiçbir iş elinden gelmeyen bir dilsiz ⁸⁶ ki, efendisinin sırtında gerçek bir yük; öyle ki, beriki onu hangi işe koşsa ⁸⁷ olumlu bir sonuç alamıyor. Peki, işte böyle biri, doğru ve hakça olanın yapılmasını emreden ve kendisi de dosdoğru bir yolda yürüyen [bilge bir] kimseyle ⁸⁸ hiç bir tutulabilir mi?

86 Ebkem terimi, ister uzvî ister zihnî bir yetersizlikten dolayı olsun “doğru-düzgün konuşamayan”: yani, “kalın kafalı” yahut “aptal” anlamında “dils... Devamı..

Allah, şu iki adamı da örnek olarak veriyor: Birisi dilsiz, hiçbir şeye gücü yetmeyen ve üstelik sahibine de yük; sahibi onu hangi işe gönderse bir şey beceremez. Bununla, hak ve adaleti emreden ve dosdoğru bir yolda olan kimse eşit olur mu? 7/159-181, 16/90, 30/28, 38/28, 39/29

Yine Allah şu iki adamı da misal verir: Onlardan biri elinden hiçbir iş gelmeyen, iki lafı bir araya getiremeyen bir ahmak. Üstüne üstlük bir de efendisinin sırtında yük. Onu nereye gönderse başarılı bir sonuçla dönemez. Şimdi böyle biri, adâleti emreden ve kendisi de dosdoğru yolda olan kimseyle denk tutulabilir mi?[²¹⁶⁸]

[2168] Zımnen: Nimetin şükrü onu doğru kullanmaktır.

Allah şu iki kimseyi de örnek verir; ki biri dilsizdir hiçbir işe yaramaz, efendisine bir yüktür. Onu nereye gönderse bir hayır ile gelemez; -verilen işi halledemez- (İşte kafirler de böyledir, Rablerinin emirlerini yerine getirmezler) Böyle biri ile; doğru yolda olup adaletle emreden bir kimse (yani bir mümin) ile hiç eşit olur mu? (Müşrikler ahirete inanmazlar ve kıyamet ne zaman kopacak? diye sorup dururlar, oysa)

Allah, (şöyle) iki adamı da misal verdi: Onlardan biri dilsizdir, hiçbir şeye gücü yetmez, efendisine sadece bir yüktür. Nereye gönderse oradan bir hayır getirmez. . Bu, adaletle emreden(adil iş yapan) ve doğru yol üzere olan kimse ile bir olur mu?

Ve Allah Teâlâ iki kişiyi de mesel getirmiştir. Onlardan biri dilsizdir, hiçbir şeye kâdir olamaz ve o, efendisi üzerine bir yüktür, onu nereye gönderse bir hayır ile gelemez. Hiç bu, adâletle emreden ve kendisi doğru bir yol üzerinde bulunan kimseye müsavî olabilir mi?

Allah bir de şu temsili getiriyor: İki kişi var. Birisi dilsiz, hiçbir şey beceremez, efendisine sadece bir yük! Ne tarafa gönderse hiçbir işe yaramaz! Şimdi hiç bu zavallı ile, hakkı hakikati bilen, adaleti dile getirip gerçekleştiren, dosdoğru yol üzere ilerleyen bir insan eşit tutulabilir mi?

Ve Allah şu iki adamı da misal olarak anlattı: Birisi dilsizdir, hiçbir şey yapamaz, efendisinin üzerine bir yüktür. (Efendisi) onu nereye gönderse bir hayır getirmez (bir iş beceremez). Şimdi bu (adam), doğru yolda giderek adaleti emreden kimse gibi olur mu?

Allâh, iki racül ile darb-ı mesel ider: Biri dilsiz olub elinden bir şey gelmez. Efendisine siklet ve ağırlıkdır. Nereye gönderse hayırla dönmez. 'Adl ile emr iden ve doğrı yol üzerinde bulunan kimse bununla müsâvî olur mı?

Allah size iki kişilik bir benzetme daha yapıyor. Biri, dostuna yük olmuş bir dilsiz, hiç bir şey yapamaz, nereye gönderse bir iş beceremez. Diğeri, doğru bir yolda olup adil ve dengeli davranışlar istiyor. Bu iki kimse bir olur mu[*]?

[*] İlah(tanrı) diye tapılanlar işte bu dilsiz adam gibidir.

Allah şu iki adamı da örnek olarak veriyor: Birisi, dilsiz, hiçbir şeye gücü yetmeyen ve efendisine yük. Onu nereye gönderse hayır getirmez. Onunla; adaleti emreden ve dosdoğru bir yolda olan kimse eşit olur mu?

Allah şu iki adamın misalini de verdi: Onlardan biri dilsizdir, elinden hiçbir şey gelmez ve efendisine ancak bir yüktür; onu gönderdiği hiçbir yerden bir hayır getirmez. Bu kimse, adaleti emreden ve kendisi de dosdoğru bir yol üzerinde bulunan kimseyle bir olur mu?

Allah şöyle bir örnekleme de yaptı: İki adam; birisi dilsiz; hiçbir şeye gücü yetmez, efendisi/yöneticisi üstüne sadece bir yük. Efendi onu nereye gönderse hiçbir hayır getiremez. Şimdi bu adam, dosdoğru bir yol üzerinde bulunup adaletle emreden kişi ile aynı olur mu?

daħı urdı Tañrı bir meŝel eyledi beñdeş iki eri ol ikinüñ birisi dilsüz güci yitmez nesene üzere daħı ol aġırlıķdur arķa viricisi üzere ķaçan kim yönendüre anı getürmeye ħayr eylügi. berāber olur mı ol daħı ol kim buyurur 'adl eylemegi daħı ol yol üzeredür ŧoġru?

Daḫı Tañrı Ta‘ālā meẟel urdı iki kişi, birisi dilsüz, fehm eylemez güci yi‐tişmez bir nesneye. Ol aġırdur ḫocası üstine, ḳanḳı yire gönderse ḫayr ge‐türmez. Ol berāber olur mı ol kimse bile ki ‘adl ile buyurur, daḫı ol doġrı yol üstinedür?

Allah iki nəfər (Özü ilə bütlər) barəsində yenə belə bir məsəl buyurdu: (bu iki nəfərin) biri dilsizdir (laldır), heç bir şeyə gücü çatmaz. O öz ağasına bir yükdür, onu hara yollasa, xeyirlə qayıtmaz. O heç doğru yolda olub haqq-ədaləti əmr edən (insanları ədalətli işlər görməyə sövq edən) bir kimsə kimi ola bilərmi?!

And Allah coineth a similitude Two men, one of them dumb, having control of nothing, and he is a burden on his owner; whithersoever be directeth him to go, he bringeth no good. Is he equal with one who enjoineth justice and followeth a straight path (of conduct)?

Allah sets forth (another) Parable of two men: one of them dumb, with no power of any sort; a wearisome burden is he to his master; whichever way be directs him, he brings no good:(2108) is such a man equal with one who commands Justice, and is on a Straight Way?(2109)

2108 In the second Parable, one man is dumb; he can explain nothing, and he can certainly do nothing; he is only a wearisome burden to his master, no ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.