Yetevârâ mine-lkavmi min sû-i mâ buşşira bih(i)(c) eyumsikuhu ‘alâ hûnin em yedussuhu fî-tturâb(i)(k) elâ sâe mâ yahkumûn(e)
Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı topluluktan gizlenir; onu (kız çocuğunu) aşağılanarak tutacak (ve bekletecek) mi, yoksa (diri diri) toprağa mı gömecek? (gibi bağnaz ve bâtıl düşünceler içinde debelenir.) Bakınız hele, verdikleri hüküm ne (kadar) kötü ve çirkindir!
Müjdelendiği kötü şey yüzünden, kavminden gizlenmeye çalışır. O çocuğu horlukla elinde mi tutacak, yoksa toprağa mı gömecek, bunu düşünür. Dikkat edin, izledikleri düşünce tarzı, ne kadar da kötüdür.
Kendisine verilen bu kötü haberden dolayı kavminden gizlenir. Onu, aşağılık duygusu içinde yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün? Yazıklar olsun, verdikleri hüküm ne kadar kötüdür.
Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı topluluktan gizlenir. Aşağılığa katlanıp onu tutsun mu yoksa toprağa mı gömsün? Bak ne kadar kötü hüküm veriyorlar!
Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı topluluktan gizlenir; onu aşağılanarak tutacak mı, yoksa toprağa gömecek mi? Bak, verdikleri hüküm ne kötüdür?
Verilen müjdenin bıraktığı kötü tesirle utanıp kavminden gizleniyor; acaba o çocuğu zillet ve horluğa katlanarak saklayacak mı, yoksa toprağa mı gömecek? Bak ki, hüküm verdikleri şeyler ne kötü!...
Müjdelendiği şeyin kötülüğünden dolayı kavminden kaçmaya başlar. Ne yapacağını şaşırır. Zillet üzere o kız çocuğunu tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün? İşte ne kötü bir yargıda bulunuyorlar!
Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu, aşağılık duygusu içinde yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün! Bakınız ki verdikleri hüküm ne kadar kötüdür!
Müjdelenen şeyin kötülüğünden, halktan saklanırlar da, onu horluk içinde sağ mı bırakmak? Yoksa diri diri gömmek mi gerek? iyi bilin, hükümleri ne kötüdür onların
Kendisine verilen kötü müjde yüzünden halktan gizlenmeye çalışır. Aşağılanmaya katlanarak onu alıkoysun mu, yoksa toprağa mı gömsün diye düşünür. Baksana, ne kötü hüküm veriyorlar!
Bu yeni felâketden dolayı akrabâsından saklanıyor "Bunı muhâfaza idüb zilleti kabûl mi itmeli yoksa toprağın içine mi gömmeli?" diyor. Bu ne bâtıl muhâkemedir.
Kendisine verilen kötü müjde yüzünden, halktan gizlenmeye çalışır; onu utana utana tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün? Ne kötü hükmediyorlar!
Kendisine verilen kötü müjde (!) yüzünden halktan gizlenir. Şimdi onu, aşağılanmış olarak yanında tutacak mı, yoksa toprağa mı gömecek? Bak, ne kötü hüküm veriyorlar!
(Aklınca) verilen müjdenin kötülüğünden dolayı halktan gizlenir. Böyle bir alçaltıcı duruma rağmen onu yanında mı tutsun yoksa toprağa mı gömsün! Görün işte, ne kötü yargıda bulunuyorlar!
Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu, aşağılık duygusu içinde yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün! Bakın ki, verdikleri hüküm ne kadar kötüdür!
Kendisine müjdelenen 'kötülükten' utanarak halkından kendini gizlemeye çalışır. Şimdi onu utana utana tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün! Ne kötü yargıda bulunuyorlar.
Kendisine verilen müjdenin kötülüğü, dolayısıyla kavminden gizlenir. Şimdi acaba o çocuğu zillet ve horluğa katlanarak saklayacak mı? Yoksa toprağa mı gömecek? Dikkat edin verdikleri hüküm ne kötüdür!
Verilen müjdenin sui te'siriyle kavminden gizleniyor, hakaret üzere onu tutacak mı? Yoksa toprağa mı gömecek? Bak ne fena hukümler veriyorlar
Kendisine verilen, (kendince) utanç verici bu müjde yüzünden, kavminden gizlenir (insanların içine çıkamaz olur). “Şimdi (kavmi tarafından) aşağılanmaya katlanıp onu (kız çocuğunu) evinde mi tutsun, yoksa (diri diri) toprağa mı gömsün!” (diye, evine kapanıp, kara kara düşünmeye başlar). Bak, ne kötü hüküm veriyorlar!
Verilen müjdenin te'siriyle kavmden gizlenir. O (doğa) nı (sağ bırakıb) hakaaretle mi tutacak, yoksa onu toprağa mı gömecek (kendi kendine düşünür) Bak, hükmedegeldikleri (bu) şey ne kötüdür!
Kendisine verilen (müjden)in (kendince) kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu zillet altında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün(2) (diye düşünür)! Bak, hükmediyor oldukları şey ne kötüdür!
Kendisi ile müjdelendiği şeyin (ona göre) kötülüğünden dolayı, halktan gizlenmeye çalışır. (Kız çocuğu oldu diye) horlanmayı göze alıp onu tutacak mı; yoksa onu toprağın içinde gizleyip saklayacak mı (diri diri toprağa mı gömecek)? İyi bilin ki, (kız erkek ayrımı yapmak ve kız çocukları diri diri gömmekle) hükmettikleri şey ne kadar (çirkin ve) kötüdür!
Aldığı müjdenin kötülüğünden dolayı, toplumdan gizleyip, bu rezaleti evinde tutsun mu? Yoksa onu toprağa mı gömsün? Verdikleri karar ne kadar kötü değil mi?
kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kimseciklerin gözüne görünmez. Onu utana utana alıkoysun mu, yoksa toprağa gömsün mü? Şu düşündüklerine bakın ne kötü.
Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı topluluktan gizlenir (ve düşünmeye başlar); onu aşağılanarak tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün? İyi bilin ki, verdikleri hüküm pek de kötüdür!
Kendisine verilen bu “utanç verici”müjde yüzünden insanların içine çıkamaz olur, evine kapanıp kara kara düşünmeye başlar; şimdi bu “alçaklığa” katlanıp onu evinde mi tutsun, yoksa onurunu kurtarmak için kızını diri diri toprağa mı gömsün!
Bakın, ne kötü hüküm veriyorlar!
Müjdelendiği şeyin kötülüğünden dolayı Kavim’den gizleniyor. Utanma pahasına onu tutsun mu; yoksa Toprağa mı gömsün? Dikkat edin! Hüküm verdikleri / uyguladıkları şey ne kötüdür!
Verilen kötü haberin utancından, göze görünmüyorlar. Zavallıyı ah edip sineye mi çekse yoksa toprağa mı gömse arasında gidip geliyorlar. Şu yargının iğrençliğine bakın!...
Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı toplumdan gizlenir. Kız babası olduğu için utanır. Verilen kız çocuğuna karşılık aşağılık duygusu yaşar. Sonra düşünür; aşağılanmış olarak kızı yaşatayım mı, yoksa onu öldürüp toprağa gömeyim mi? Ne kötü şeyler düşünüyorlar? Ne kötü hükümler veriyorlar?
Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı toplumdan gizlenir. Onu, aşağılık duygusu içinde yanında mı tutsun yoksa onu toprağa mı gömsün! Dikkat edin! Verdikleri hüküm ne kadar kötüdür!
...kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı insanlardan gizlenir. (Şimdi ne yapsın?) Onu, utanarak yanında mı tutsun, yoksa toprağa gömerek öldürsün mü? Şunu iyi bilin ki, onların verdikleri hüküm çok kötüdür.
kendisine verilen bu kötü müjdeden ötürü -bu zillete/bu küçük düşmeye rağmen, şimdi onu acaba tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün [diye düşünerek]- kıyı bucak insanlardan kaçar. Yazıklar olsun, izledikleri düşünce tarzı ne kadar kötü! ⁶⁶
Ve kendisine verilen bu kötü haberden dolayı halkın içine çıkamaz. Şimdi bu utançla çocuğu tutmalı mı, yoksa onu diri diri toprağa mı gömmeli? Dikkat edin ne iğrenç bir hüküm veriyorlar! 16/57-58, 17/40, 19/88...93, 37/149, 43/15...19, 52/39, 53/21...23
Kendisine müjdelenen şeyin onda oluşturduğu kötümser duygulardan dolayı, toplumdan kaçıp köşe bucak saklanacak delik arar: şimdi onu zillete katlanma pahasına tutsun mu, ya yoksa toprağa mı gömsün? Görüyorsunuz değil mi; ne berbat akıl yürütüyorlar.[²¹³⁸]
Kendisine verilen kötü müjde yüzünden halktan gizlenmeye çalışır; horluğa katlanarak onu sağ mı bıraksam, yoksa onu toprağa mı gömsem? diye düşünür. Verdiği hükme bakın, onlar ne kötü hüküm veriyorlar.
Kendisine verilen O kötü müjde(!) yüzünden kavminden gizlenir. Şimdi onu (kız çocuğu yüzünden), aşağılanmış olarak yanında mı tutsun yoksa onu toprağa mı gömsün? Bak, ne kötü hüküm veriyorlar!
Müjdelendiği şeyin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu zillet üzere tutacak mı, yoksa onu toprağa mı gömecek? diye düşünürdü. Bak ne fena şey ile hükmediyorlar!
Müjdelendiği bu kötü haberin etkisiyle utanıp eşinden dostundan saklanmaya çalışır. Şimdi ne yapsın: Hor, hakir, itilip kakılan bir bela olarak onu hayatta mı bıraksın, yoksa toprağa mı gömsün, ne yapsın? diye kara kara düşünür! Dikkat ediniz, ne fena hükümlerdi verdikleri bu hükümler!
Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. (Şimdi ne yapsın) onu, hakaretle tutsun mu yoksa onu toprağa mı gömsün! Bak, ne kötü hüküm veriyorlar!
Kendilerine tebşîr olunan şeyden utanarak nâsdan gizlenür. 'acabâ bunı muhakkırâne hayâtda bırakmak mı veyâhud toprağa gömmek mi lâzımdır diye düşünür. Âgâh olun ki onlar ne fenâ hüküm iderler. [²]
Müjdelendiği şeyin kötülüğünden dolayı halkının karşısına çıkamaz olur. Aşağılanmayı göze alarak onu tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün? Bakın, ne kötü karar veriyorlar!
Kendisine verilen kötü müjdeden dolayı halktan gizlenmeye çalışır. Utana utana onu tutsun/yaşatsın mı; yoksa toprağa mı gömsün? Dikkat et, verdikleri hüküm ne kötüdür!
Kendisine verilen müjdenin utancıyla kavminden saklanır. Zilletine katlanıp onu elinde mi tutsun, yoksa toprağa mı gömsün? Bakın, ne kötü birşeye hükmediyorlar!
Kendisine muştulananın utancından ötürü toplumdan gizlenir. Hakaret/eziklik üzere tutsun mu onu yoksa toprağın bağrına mı gömsün onu. Bakın ne kötü hüküm veriyorlar!
gizlenür ķavumdan yavuzlıķdan anuñ kim muştılandı anuñ-ile. dutsuñ mı anı ħorlıķ üzere yā gizlesüñ mi anı ŧopraķda iy yavuz oldı ol kim hükm eylerler!
Gizlenür ḳavmden, ol yaman beşāretden. Dutar anı ẕelīllik bile yā ṭopraġaṣoḳar. Anlar ne yaman ḥükm iderler.
Verilən müjdənin pisliyi üzündən tayfasından qaçıb gizlənər. (Allah bilir!) Görəsən, onu (o körpəni) zillət içində saxlayacaq, yoxsa torpağa göməcək? (Diri-diri basdıracaq?) Bir görün onlar necə pis mühakimə yürüdürlər! (Oğlanları özlərinə götürüb qızları Allaha isnad edirlər. )
He bideth himself from the folk because of the evil of that whereof he hath bad tidings, (asking himself): Shall he keep it in contempt, or bury it beneath the dust. Verily evil is their judgment.
With shame does he hide himself from his people, because of the bad news he has had! Shall he retain it(2083) on (sufferance and) contempt, or bury it in the dust?(2084) Ah! what an evil (choice) they decide on?(2085)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |