Velekad be’aśnâ fî kulli ummetin rasûlen eni-’budû(A)llâhe vectenibû-ttâġût(e)(s) feminhum men heda(A)llâhu veminhum men hakkat ‘aleyhi-ddalâle(tu)(c) fesîrû fî-l-ardi fenzurû keyfe kâne ‘âkibetu-lmukeżżibîn(e)
Andolsun ki biz her ümmete, Allah'a kulluk edin ve Şeytan'dan uzaklaşın diye bir peygamber gönderdik; içlerinde, Allah'ın doğru yola sevkettiği de var, sapıklığı hakedeni de. Gezin yeryüzünde de bakın, görün, yalanlayanların sonuçları ne olmuş.
Andolsun Biz her ümmete: "Allah’a kulluk yapın ve TAĞUT’tan (Bâtıl nizamlardan ve putlaştırılmış insanlardan) kaçının!" diye bir elçi gönderdik. Böylelikle onlardan kimine (gerçekleri kabullenip Hakka ve hayra yönelene) Allah hidayet verdi, onlardan kiminin üzerine (dünya rahatı ve menfaati için tağuta tapınan ve şeytani odaklara kapılan kesime) ise dalâlet (sapkınlık-doğru yoldan çıkmışlık) hak oldu. Nitekim yeryüzünde bir dolaşın da, bakın hele (peygamberleri ve davetlerini) yalanlayanların akıbetinin nasıl olduğunu görüp anlayın (ve ibret alıp toparlanın).
Andolsun ki, biz her ümmete, “Allah'a kulluk edin, azdırıp saptıran şeytani şer güçlerden uzaklaşın!” diye, bir peygamber gönderdik. O geçmiş toplumların içerisinden bir kısmını, Allah hidayetiyle doğru yola yöneltti, bir kısmı da sapıklığı hak edenlerden oldu. O halde şimdi yeryüzünü gezip dolaşın, hakkı yalanlayanların sonuçları ne olmuş, görün bakın.
Andolsun ki biz:
“Allah'ı ilâh tanıyın, candan müslüman olarak Allah'a teslim olun, saygıyla O'na kulluk ve ibadet edin, O'nun şeriatına bağlanın, O'na boyun eğin. Putlaştırılmış, zalim, azgın diktatörlerden, idarelerden, şeytanî güçlerden, tağuttansakınıp uzak durun.” diye emirleri tebliğ etmeleri için her millet içinde özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere tek başına bir Rasul görevlendirdik. Allah onlardan bir kısmını doğru yola sevketme lütfunda bulundu. Onlardan bir kısmı da hür iradeye, özgürce seçme hakkına sahipken sana ve Kur'ân'a itibar etmedikleri için, başlarına buyruk hareket ederek hak yoldan uzak yaşamayı, dalâleti, bozuk düzeni, helâki gerekçeli olarak hak ettiler. Yeryüzünde gezerek, Rasulleri yalanlayanların sonunun nasıl olduğunu görün, ibret alın.
Andolsun her ümmet içinde: "Allah'a kulluk edin ve Tağut'tan kaçının" diye bir peygamber gönderdik. Onlardan kimini Allah hidayete erdirdi kimine de sapıklık hak oldu. Şöyle yeryüzünde bir dolaşın da yalanlayanların sonlarının nasıl olduğuna bakın.
Andolsun, biz her ümmete: 'Allah'a kulluk edin ve tağuttan kaçının' (diye tebliğ etmesi için) bir elçi gönderdik. Böylelikle, onlardan kimine Allah hidayet verdi, kiminin üzerine sapıklık hak oldu. Artık, yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların uğradıkları sonucu görün.
Celâlim hakakı için, biz, her ümmete; “-Allah'a ibadet edin ve putlara tapmaktan sakının.” diye bir Peygamber gönderdik. Sonra içlerinden bir kısmına Allah hidayet etti, bir kısmının da üzerine sapıklık vacip oldu. Şimdi yeryüzünde bir gezip dolaşın da, bakın ki, Peygamberleri tekzîp edenlerin sonun ne olmuştur?
Andolsun! Her bir toplum içinde bir peygamber gönderdik. “Allah’a ibadet edin, tağuttan uzak durun” diye. Onlardan bazılarını, Allah doğru yola iletti, bazılarına da sapıklık hak oldu. İşte yeryüzünde dolaşın, yalancıların sonucunun nasıl olduğunu görün!
Andolsun ki biz, “Allah'a kulluk ediniz ve tâğûttan sakınınız!” diye her ümmete bir peygamber gönderdik. Allah onlardan bir kısmını doğru yola iletti. Onlardan bir kısmı da sapıklığı hak ettiler. Yeryüzünde geziniz de görünüz, inkâr edenlerin sonu nasıl olmuştur.[269]
«Allaha tapasınız; şeytandan kaçasınız» diye, her bir ümmete bir peygamber gönderdik, onlardan kimini Allah kılavuzladı, kimine de; azgınlık hak olmuştur, yeryüzünde gezerek, yalanlayan kimselerin sonu noldu görün !
Andolsun ki biz her topluma: “(Yalnızca) Allah'a kulluk edin, tağûta (şirk ve zulüm sistemini kurumsallaştırmaya çalışan zalim ve inkârcılara) kulluk etmekten sakının” diyen bir elçi gönderdik. (Onların) kimini Allah (iyi niyet ve gayretlerine göre) doğru yola iletti, kimi de (inatları yüzünden) sapıklığı hak etti. Yeryüzünde geziniz de (ayetlerimizi) yalanlayanların sonunun ne olduğunu görünüz!
And olsun ki, her ümmete: "Allah'a kulluk edin, azdırıcılardan kaçının" diyen peygamber göndermişizdir. Allah içlerinden kimini doğru yola eriştirdi, kimi de sapıklığı haketti. Yeryüzünde gezin; peygamberleri yalanlayanların sonlarının nasıl olduğunugörün.
Andolsun biz, her ümmete, “Allah’a kulluk edin, tâğûttan[303] kaçının” diye peygamber gönderdik. Allah, onlardan kimini doğru yola iletti; onlardan kimine de (kendi iradeleri sebebiyle) sapıklık hak oldu. Şimdi yeryüzünde dolaşın da peygamberleri yalanlayanların sonunun ne olduğunu görün.
Andolsun ki biz her ümmete, “Allah’a kulluk edin, sahte tanrılardan uzak durun” diyen bir elçi gönderdik. Onlardan kimini Allah doğru yola iletti, kimileri de saptırılmayı hak ettiler. Yeryüzünü dolaşın da hak dini yalanlayanların âkıbetinin ne olduğunu görün.
Andolsun ki biz, «Allah'a kulluk edin ve Tâğut'tan sakının» diye (emretmeleri için) her ümmete bir peygamber gönderdik. Allah, onlardan bir kısmını doğru yola iletti. Onlardan bir kısmı da sapıklığı hak ettiler. Yeryüzünde gezin de görün, inkâr edenlerin sonu nasıl olmuştur!
Her bir toplum içinde, "ALLAH'a kulluk edin ve putperestlikten sakının," diyen bir elçi gönderdik. Onlardan kimine ALLAH yol gösterdi, kimi de sapıklıkta kalmağa mahkum oldu. Yeryüzünü dolaşın ve yalanlayanların sonunun nasıl olduğuna dikkat edin.
Andolsun ki biz her ümmete, "Allah'a ibadet edin ve putlara tapmaktan sakının." diye bir peygamber gönderdik. Allah, bu ümmetlerden bir kısmına hidayet etti, bir kısmına da sapıklık hak olmuştur. Şimdi yer yüzünde bir gezip dolaşın da bakın ki, peygamberleri yalanlayanların sonunun ne olduğunu bir görün?
Celâlim hakkı için biz, her ümmette «Allaha ibadet edin ve Tâguttan ictinab eyleyin» diye bir Resul ba'settik, sonra içlerinden kimine Allah hidayet nasîb etti, kiminin de üzerine dalâlet hakkoldu, şimdi Yer yüzünde bir gezin de bakın peygamberleri tekzib edenlerin akibeti nasıl oldu?
Kasem olsun ki, Biz her ümmete, “Allah’a kulluk edin, (Allah’a isyanda) şeytana itaat edenlerden ve putlara tapanlardan kaçının!” diye tebliğde bulunan bir peygamber gönderdik. Onlardan (o toplumların içerisinden) kimini, hidâyete ulaşmak üzere gayret sarf ettiği için Allah (lütfuyla) doğru yola iletti, kimini de hidâyete ulaşmak üzere gayret sarf etmediği için, cüz’î irâdesi ile tercih ettiği sapkınlık üzere bıraktı. Şöyle yeryüzünde bir dolaşın da (hakkı) yalanlayanların sonlarının nasıl olduğuna (ibretle) bir bakın!
Ant olsun ki, Biz, her ümmete¹, Allah'a kulluk etmeleri ve tağuttan² uzak durmaları için bir resûl gönderdik. Allah onlardan bir kısmına hidayet etti, bir kısmına da sapkınlık hak oldu. Şimdi yeryüzünde gezin de yalanlayanların sonunun nasıl olduğuna bakın.
Andolsun ki biz her ümmete: «Allaha kulluk edin, putlar (a tapmak) dan kaçının» diye (tebligat yapması için) bir peygamber göndermişizdir. Sonra Allah içlerinden kimine hidâyet vermiş, kiminin üzerine de sapıklık hak olmuşdur. Şimdi yer yüzünde gezinin de (peygamberlerini) tekzîb edenlerin sonu nice oldu, görün.
And olsun ki, her ümmet içinde: “Allah'a kulluk edin ve tâğuttan (Allah'ın yerine tutacağınız herşeyden) kaçının!” diye (kendilerine nasîhat etmesi için) bir peygamber gönderdik. Artık onlardan bir kısmını (hikmetine binâen kendi lütfuyla) Allah hidâyete erdirdi, bir kısmına da (inkârları yüzünden) dalâlet hak oldu. Öyleyse yeryüzünde bir dolaşın da (peygamberlerimizi) yalanlayanların âkıbeti nasıl olmuş bakın!
Muhakkak her millet içinde, “Allah’a ibadet (kulluk) edin ve tağut’tan (sahte ilâhlardan, Allah’a isyanla başka yollar, başka dinler icat ederek insanları bunlara itaate zorlayan bâtıl güçlerden, sistemlerden) hep uzak durun!” diye bir resul gönderdik. Neticede (onlardan) kimini Allah (hidayeti ve imanı tercih etmesi sebebiyle) doğru yola iletti, onlardan kimine de (kendi özgür iradesiyle inkâr ve dalaleti tercih etmesi sebebiyle) sapıklık hak oldu. O hâlde yeryüzünde şöyle bir dolaşın da, (elçilerimizi ve hakikati) yalanlayanların sonu nasıl oldu görün!*
Her toplum (ümmet) içerisine “Yalnızca Allah’a kulluk edin ve Allah’a karşı gelen her türlü azgınlardan da uzak durun” diyen elçiler gönderdik. O toplum içerisinden Allah’ın doğru yola ilettikleri olduğu gibi, sapıklık içerisinde bırakılmalarını hak edenler de oldu. Yeryüzünü şöyle bir dolaşın bakalım da, yalanlayanların durumu ne hale gelmiş, görün.
Ant olsun ki gerçekten Biz her topluluğa bir elçi gönderdik, Allah’a tapın, Tağut’tan sakının diye. Onların içinde Allah’ın doğru yola ilettiği kimseler de vardır, sapkınlığa dört elle sarılan kimseler de vardır. Artık yeryüzünü dolanın da Allah’ı yalan sayanların sonu nice oldu bir görün.
* Her ümmete "- Tanrı/ya tapın, Tağut/tan çekinin" diye ihtarda bulunmak üzere peygamber göndermişiz, içlerinde Allah/ın hidayet ettikleri vardır. Bir kısmının ise üzerlerine sapıklık sabit olmuştur. Ey müşrikler! Yeryüzünde gezin, tozun da yalana çıkaranların akıbetleri nasıl olduklarını görün.
Andolsun Biz her topluluğun [ummet] içinden kendilerine “Allah’a kulluk edin, Tâğût’tan kaçının”¹⁴ diyen bir elçi gönderdik ¹⁵. Onlardan kimini/lâyık olanı Allah doğru yola iletti, kiminin üzerine de sapıklık hak oldu. Artık, yeryüzünde dolaşınız ve yalanlayanların sonunun nasıl olduğunu görünüz!
Şüphesiz biz her ümmete, “Allah'a kulluk edin ve tağuttan kaçının” (diye tebliğ etmesi için) bir peygamber gönderdik. Böylelikle, onlardan kimine Allah hidayet verdi, onlardan kiminin üzerine de sapıklık hak oldu. Artık, yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların uğradıkları sonucu görün.
Hiç kuşkusuz Biz, “YalnızcaAllah’a kulluk edin; Allah’ın otoritesini ve hükümlerini hiçe sayarak zulüm sistemini yeryüzünde kurumsallaştırmaya çalışan azgın kâfirlere, yani tâğutlara kul köle olmaktan kaçının!” diye emrimizi iletmeleri için her topluma bir Peygamber veya Peygamberin mesajını tebliğ eden bir davetçi gönderdik.Elçilerin yoğun tebliği sonucunda, Allah onlardan bir kısmını doğru yola iletti, vahye teslim olan bu insanlar dışında bir kısmı da kötülüğü tercih ettiği için sapıklığı hak etti. Bunun canlı örneklerini görmek istiyorsanız, yeryüzünde gezip dolaşın da, ayetlerimizi inkâr eden güçlü toplumların, medeniyetlerin sonu nice olmuş, bir görün!
Demek oluyor ki Allah, dilediği yolu seçmesi konusunda insanı özgür bırakmıştır. O hâlde:
And olsun ki “Allah’a kulluk edin, Tâğût’tan / İsyancı Azgınlar’dan kaçının!” diye her ümmet içine bir rasûl seçip gönderdik! Onlardan (ümmetlerden) bir kısmı Allah’ın hidayete eriştirdiği kimselerdir; bir kısmı da aleyhine Sapkınlık hak olmuş (müstehak) kimselerdir. Yeryüzü’nde dolaşıp bir bakın, Yalanlayanlar’ın sonu nasıl oldu?
Biz, her millete bir Tanrı elçisi gönderdik. Bunlar: " Allah'a kulluk edin, şeytandan uzak durun " dediler. Allah, bu milletlerden kimisine yol verdi, kimisini de dışlayıp yalnızlığa mahkum etti. İsterseniz yeryüzünü gezin ve inkarcıların sonu n'olmuş gözünüzle görün.
Andolsun! “Allah’ın yasalarına uyarak, Allah’a kulluk edin! Sizi Allah’ın yasalarına karşı isyana çağıran, Allah’a başkaldırmaya davet eden, azgın, zalim Tâğut’tan sakının! Çünkü Tağutlar sizi Allah’ın yasalarına uymaktan alıkoyar. Kendi yasalarına uymanızı zorlayarak köle yapar. İnsanların insanlara kölelik yapması, insanların yasalarına uymaları yasaklanmıştır.” diye uyarmaları için her topluma bir Resul gönderdik. Onlara Resul göndermemiz doğru yolu göstermek içindir. Kimi gösterilen yola uyar, kimi uymaz! Artık bundan sonra onlardan hiçbir bahane kabul edilmez. Yolumuza girmeyerek sapanlara müdahele etmeyiz. Oldukları gibi hesap günü karşımıza gelirler. Onlar özgürce yasalarımıza karşı çıkarak suç işlerler, biz de özgürce cezamızı veririz. Böylece özgür iradeleriyle inanarak yasalarımıza göre yaşayanlara haksızlık edilmez. Eğer sapmış olanları zorla inandırsaydık. Onları zorla doğru yola getirseydik. Kendi iradeleriyle inananlara, yasalarımıza uyarak yaşayanlara haksızlık etmiş olurduk. Biz kendiliklerinden sapıp, yasalarımıza aykırı davrananları cezalandırarak, hak ve adaleti sağlarız. Onun için insanlara baskı yapmayız. Akıl edip düşünenler anlatılan gerçekleri görürler.
Yemin olsun ki biz “Allah’a kulluk edin ve [Tağut]’tan (azgınlık edenden) kaçının!” diye (emretmeleri için) her ümmete bir elçi göndermiştik. Allah onlardan bir kısmını doğru yola ulaştırmıştır; bir kısmı da sapkınlığı hak etmişlerdi. Yeryüzünde dolaşın; sonra yalanlayanların sonunun nasıl olduğuna bakın! [*]
Yemin olsun ki Biz her ümmete: “Sadece Allah’a kulluk edin ve tağuttan¹ kaçının.” (diye uyaran) bir Peygamber gönderdik. Böylece o (ümmetlerden) kimine Allah hak yolu nasip etti, kimi de sapkınlığı hak etti.² Yeryüzünde dolaşın ve (Peygamberleri) yalanlayanların sonunun nasıl olduğunu görün.
Gerçek şu ki, Biz her toplumun içinden, ³³ “Allah’a kulluk edin, şer güçlerden kaçının!” ³⁴ [mesajıyla gönderdiğimiz] bir elçi çıkardık. O [geçmiş nesil]lerden bir kısmını Allah hidayetiyle doğru yola yöneltti; ³⁵ bir kısmı da sapıklık içinde bırakılmaya müstehak oldular: ³⁶ O halde, şimdi, yeryüzünde dolaşın ve hakkı yalanlayanların sonunun nasıl olduğunu görün!
Andolsun ki biz, “Sadece Allah’a kulluk edin ve O’nun yolundan saptıran şer güçlerden uzak durun!” emrini bildirmesi için her topluma bir elçi gönderdik. Onlardan kimi Allah’ın gösterdiği yola uydu, kimi de sapıklık damgasını hak etti. Yeryüzünü dolaşın da, hakikat karşında yalana sarılanların sonu nasılmış bir görün. 7/59-65-73-85, 21/25, 35/24, 39/71, 67/6...11
Doğrusu Biz, (geçmiş) her uygarlığın içinden[²¹¹⁹] “Allah’a kulluk edin, putlaştırılmış azgınlardan[²¹²⁰] uzak durun!” diyen bir elçi çıkarmışızdır. Bunun ardından onlardan kimileri Allah’ın gösterdiği doğru yola uydu, kimileri de (ısrarlı tercihleri sonucu) sapıklığa mahkûm olmayı hak etti.[²¹²¹] İsterseniz yeryüzünde dolaşın ve yalanlayanların sonu nasıl olurmuş görün!
Andolsun ki biz her ümmete "Allah’a ibadet edin ve putlardan (O'na ortak koşmaktan) kaçının" diye onları uyarması için peygamberler gönderdik. Allah, onlardan (o ümmetlerin içinden) bir kısmını hidayete erdirdi, bir kısmı da (hak daveti kabul etmediklerinden ötürü) sapıklığı hak etti! (Ey insanlar) Yeryüzünde gezip dolaşın da, peygamberlerini yalancı sayan ümmetlerin sonunun nice olduğunu görün! (Geride kalan harabeleri görün de ibret alın)
Ve biz, her ümmetin içinden kendilerine Resul çıkardı ve onlara "Allah’a kulluk edin, tâğûttan kaçının" dedi. Allah, onlardan kimini doğru yola iletti; onlardan kimine de sapıklık hak oldu. Şimdi yeryüzünde dolaşın (Resulleri) yalanlayanların sonunun ne olduğunu görün.
Andolsun ki, her ümmete, «Allah'a ibadet ediniz ve şeytandan kaçınınız,» diye bir peygamber göndermişizdir. Artık o ümmetlerden bir kısmına Allah hidâyet etmiştir ve onlardan bir kısmının üzerine de dalâlet tahakkuk eylemiştir. İmdi yeryüzünde yürüyünüz de bakınız ki, tekzîp edenlerin akıbetleri nasıl olmuştur.
Biz her millete bir peygamber gönderdik. O da “Allah'a ibadet edin, tağuttan uzak durun! ” dedi. Sonra onlardan bir kısmına Allah hidâyet nasib etti, bir kısmı hakkında da sapacaklarına dair hüküm kesinleşti. İşte gezin dolaşın dünyayı da peygamberleri yalancı sayanların âkıbetlerinin ne olduğunu görün! [21, 25; 43, 45; 47, 10; 67, 18]
Andolsun biz, her millet içinde: "Allah'a kulluk edin, şeytan(a tapmak)dan kaçının" diye bir elçi gönderdik. Onlardan kimine Allah hidayet etti, onlardan kimine de sapıklık gerekli oldu. İşte yeryüzünde gezin de bakın, yalanlayanların sonu nasıl olmuş!
Biz, Allâh'a 'ibâdet idin ve putlardan ictinâb iyleyin diye her ümmetde bir rasûl ba's iyledik. O ümmetlerde, Allâh'ın hidâyet iyledikleri oldığı gibi üzerlerine dalâlet hak olanlar da vardır. Arzda seyr u seyahat idin ve tekzîb idenlerin 'âkıbeti nasıl oldığını görün 'ibret alın.
Biz her topluma (ümmete) elçi gönderdik; Allah’a kul olsunlar ve azgınlardan uzak dursunlar diye. Onların içinden, Allah’ın yoluna kabul ettiği kimseler de oldu, sapıklığı hak etmiş olanlar da. Yeryüzünü dolaşın da o yalancıların sonunun nasıl olduğunu bir görün.
-Allah'a kulluk edin ve tağuttan sakının, diye her topluma bir elçi gönderdik. Böylece, onların içinden kendilerine Allah'ın yol gösterdiği de vardır. Sapıklığı hak edenler de vardır. Yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların sonu nasıl oldu, bir bakın!
Biz her ümmetin içinden, “Allah'a kulluk edin, tâğuttan(6) sakının” diyen bir peygamber gönderdik. Onlardan kimine Allah hidayet verdi; kimi de sapıklığı hak etti. Yeryüzünde gezin de, peygamberlerini yalanlayanların sonu nasıl olmuş, bakın.
Yemin olsun, biz her ümmette şöyle tebliğ yapan bir resul görevlendirdik: "Allah'a kulluk/ibadet edin, tâğutttan kaçının. Sonra bunlardan kimine Allah kılavuzluk etti, kimine de sapıklık hak oldu. Şimdi, yeryüzünde gezip dolaşın da yalanlayanların sonu nasıl olmuş görün.
daħı bayıķ viribidük her bölüġe yalavaç kim “ŧapuñ Tañrı’ya daħı śaķınuñ şeyŧāndan pes anlardan oldur kim ŧoġru yol gösterdi Tañrı daħı anlardan oldur vācib oldı anuñ üzere [138b] azġunlıķ. pes yüriñ yirde pes baķuñ nite oldı śoñı yalan dutıcılaruñ!”
Taḥḳīḳ viribidük her ümmete peyġamber. Anuñ dili üstine eyitdük ki:‘İbādet eyleñüz Tañrı Ta‘ālāya, daḫı ıraḳ oluñuz bāṭıl ma‘būdlardan. Pesnicesine Tañrı Ta‘ālā hidāyet virdi ve nicesi üstine vācib oldı azġunluḳ. Pesgezüñüz yir yüzinde ve görüñüz nice oldı ṣoñ işi yalancılaruñ.
Biz hər ümmətə: “Allaha ibadət edin, Tağutdan çəkinin! – deyə peyğəmbər göndərmişdik. Onlardan bir qismini Allah doğru yola yönəltmiş, bir qismi isə (Allahın əzəli elmi ilə) haqq yoldan azmalı olmuşdur. (Ey müşriklər!) Yer üzündə dolaşıb görün ki, (peyğəmbərləri) yalançı hesab edənlərin axırı necə oldu!
And verily We have raised in every nation a messenger, (proclaiming): Serve Allah and shun false gods. Then some of them (there were) whom Allah guided, and some of them (there were) upon whom error had just hold. Do but travel in the land and see the nature of the consequence for the deniers!
For We assuredly sent amongst every People a messengers,(2060) (with the Command), "Serve Allah, and eschew Evil": of the People were some whom Allah guided, and some on whom error became(2061) inevitably (established). So travel through the earth, and see what was the end of those who denied (the Truth).
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |