Feesâbehum seyyi-âtu mâ ‘amilû vehâka bihim mâ kânû bihi yestehzi-ûn(e)
Yaptıkları kötülüğe uğradılar ve alay ettiklerinin cezasını çektiler.
Böylece işledikleri kötülükleri (musibet olarak) kendilerine isabet etmiş ve alaya aldıkları şey, kendilerini sarıp-kuşatıvermişti.
Yaptıkları kötülüklerin cezası başlarına geldi de, alay etmekte oldukları gerçekler onları çepeçevre sarıverdi.
Sonunda yaptıkları kötülükler başlarına felâket getirdi. Alay etmekte oldukları şeylerin gücü onları çepeçevre kuşattı, işlerini bitirdi.
Bu yüzden yaptıklarının kötülükleri onlara ulaştı ve alaya aldıkları şey kendilerini kuşattı.
Böylece işledikleri kötülükleri kendilerine isabet etti ve alaya aldıkları şey, kendilerini sarıp-kuşatıverdi.
Bunun için, yaptıkları fena işlerin cezası, başlarına felâket oldu ve alay edip durdukları o azab, kendilerini kuşatıverdi.
Yaptıklarının kötülüğü başlarına geldi. Ve alay ettikleri azap, onları kuşattı.
Nihayet yaptıklarının kötülükleri onlara ulaştı ve alay ettikleri şey, onları kuşattı.
Yaptıkları işlerin kötülükleri değdi onlara; alay ettikleri de kapladı kendilerin
Öyle ki, işledikleri kötülükler kendi başlarına yıkılmış, alay edip durdukları şey onları çepeçevre kuşatmıştı.
İcra iyledikleri seyyiât kendilerine muzırr oldı ve istihzâ itdikleri şeyler kendilerini ihâta iyledi.
Bu yüzden, işledikleri kötülüklere uğradılar ve alay ettikleri şey onları kuşattı.*
Bu sebeple işledikleri kötülüklerin cezası onlara ulaştı ve alay ettikleri şey kendilerini kuşattı.
Sonunda yaptıklarının kötülüğü yine kendilerine dokundu ve alay ettikleri şey onları kuşattı.
Sonunda yaptıklarının cezası onlara ulaştı ve alay etmekte oldukları şey onları çepeçevre kuşatıverdi.
Yapmış olduklarının kötü sonuçları onlara dokundu ve alaya almış oldukları şeyler onları kuşattı.
Bunun için, sonunda yaptıklarının cezası başlarına felaket oldu ve alay edip durdukları o azap, kendilerini kuşattı.
Onun için amellerinin fenalıkları başlarına musîbet oldu ve istihza ettikleri şey kendilerini sarıverdi
Nihâyet, yaptıkları kötülüklerin cezası onlara ulaştı ve o alay edip durdukları (azap), onları çepeçevre kuşattı!
Böylece yaptıklarının kötülükleri onlara isabet etti. Alay ettikleri şey kendilerini kuşattı.
Onun için yapdıklarının cezası onları çarpmış, istihza edegeldikleri (hakıykat) çepçevre kendilerini kuşatıvermişdir.
Sonunda yaptıklarının cezâsı onlara isâbet etti ve kendisiyle alay eder oldukları şey onları kuşatıverdi.
Sonunda yaptıkları kötülüklerin cezası başlarına geldi de, alay etmekte oldukları gerçekler onları çepeçevre sarıverdi.*
Böylece, yaptıklarının karşılığında onlara kötülükler isabet etti ve alay ettikleri şeylerde onları kuşatmış oldu.
Derken ettiklerini buldular. Eğlenceye aldıkları azap kendilerini kuşattı.
Onlara amellerinin kötülükleri yetişti. Eğlenceye aldıkları azap da onların etrafını sardı.
Bu sebeple yapmış oldukları kötülükler kendi başlarına ulaştı [esâbehum] ve alay etmekte oldukları şeyler de kendilerini kuşattı.
Böylece işledikleri kötülükleri kendilerine isabet etti ve alaya aldıkları şey, kendilerini sarıp kuşatıverdi.
Ve sonunda, yaptıkları kötülükler dönüp kendilerini buldu ve o alay edip durdukları azap, onları çepeçevre kuşatıverdi!
İşledikleri günahların, ezelden belirlenmiş ilâhî bir yazgı olduğunu öne sürerek sorumluluktan kurtulmaya çalışanlara gelince:
İşledikleri şeylerin kötülüğü onlara isabet etti / dokundu. Alay ediyor oldukları şey onları kuşatarak içine aldı.
Sonunda yaptıkları, başlarına belâ oldu. Alay ettikleri şeylerin hücumuna uğradılar.
Sonunda yaptıklarının cezası onlara ulaştı. Onlar ceza gelmeden sürekli alay ediyorlar. Hani ceza nerede? İşte inkâr ediyoruz. İşte alay ediyoruz. İşte karşı çıkıyoruz. Allah varsa bizi cezalandırsın! Haydi! Cezamızı görelim diyorlardı. Onlar böyle derken cezamız onları kuşatınca ne yapacaklarını bilemezler.
Sonunda yaptıklarının kötülükleri onlara ulaşmış ve alay etmiş oldukları şey onları çepeçevre kuşatmış (olacak)tır. [*]
Böylece yaptıkları şeylerin kötülükleri kendilerine dokundu ve hafife aldıkları (azap), kendilerini kuşatıverdi.
Öyle ki, işledikleri kötülükler kendi başlarına yıkılmış, alay edip durdukları şey onları çepeçevre kuşatmıştı. ³⁰
Nihayet yaptıkları kötülüklerin, kötü sonucu başlarına geldi ve hafife alıp alay edip durdukları o şey kendilerini çepeçevre kuşatıverdi. 7/70, 10/50-51, 11/32, 21/38, 36/48, 46/22
En sonunda yaptıkları kötülüklerin hedefi hâline geldiler: alay edip durdukları şey tarafından çepeçevre kuşatıldılar.
Sonunda (ne yaptılarsa onu buldular) kötülük yaptılar kötülüğün cezası başlarına bela oldu.. "O azap ne zaman?" diye alay ettiler.. alay ettikleri azap kendilerini ansızın kuşatıverdi
Ve işledikleri kötülüklerin cezası onlara ulaştı ve alay ettikleri şey onları kuşattı.
Artık onlara yapar oldukları şeylerin kötülükleri dokundu ve onları kendisiyle istihzâ eder oldukları şey sarıverdi.
33, 34. Dini inkâr edenler ille kendilerine meleklerin gelmesini, yahut Rabbinin azap emrinin gelmesini mi bekliyorlar? Onlardan öncekiler de böyle yaptılar. Allah zulmetmedi onlara, kendi canlarına zulmediyordu onlar! Kendilerini buldu, yaptıkları kötü işler. Sarıp kuşatıverdi onları alay ettikleri şeyler. [52, 14]
Nihayet yaptıklarının kötülükleri onlara ulaştı ve alay ettikleri şey onları kuşattı.
Onlara 'amellerinin seyyiâtı isâbet itdi ve istihzâlarının cezâsı onları ihâta iyledi.
Yaptıkları işlerin kötü tarafları onlara gelip çattı da hafife aldıkları o şey başlarına geldi.
Onlara, yaptıklarının kötülüğü dokundu ve onları alay ettikleri şey, çepeçevre kuşattı.
Yaptıkları şeyin kötülüğü başlarına geldi, alay ettikleri şey de onları kuşatıverdi.
Sonunda, yapıp ettiklerinin kötülükleri başlarına musibet olmuş, alay edip durdukları şey kendilerini sarıvermiştir.
pes irdi anlara yavuz işleri ya'nį cezāsı anuñ kim işlediler. daħı ķapladı anları ol kim oldılar yañśularlar ya'nį 'aźāb
Pes irişdi anlara yaman ‘amelleri cezāsı. Daḫı indi özlerine masḫara‐lıġa alduḳlarınuñ cezāsı daḫı.
Onlara öz əməllərinin cəzası (pisliklər) artıq yetişdi. İstehza etdikləri (əzab da) onları yaxaladı.
So that the evil of what they did smote them, and that which they used to mock surrounded them.
But the evil results of their deeds overtook them, and that very (Wrath) at which they had scoffed hemmed them in.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |