Fedḣulû ebvâbe cehenneme ḣâlidîne fîhâ(s) felebi/se meśvâ-lmutekebbirîn(e)
Öyleyse içinde ebedi kalıcılar olarak cehennemin kapılarından girin. Büyüklük taslayanların (İslam’a teslim olmayanların) konaklama yeri ne kötü ve çetindir.
Artık girin cehennem kapılarından, ebedi kalacaksınız orada. Ululuk satanların yurtları, ne de kötüdür.
Artık girin cehennem kapılarından, ebedi kalacaksınız orada, büyüklük duygusuna kapılanların düştüğü durum ne kötüdür.
“O halde, içinde ebedî kalacağınız Cehennem'in kapılarından girin. Büyüklük taslayarak serkeşlik, zorbalık ve diktatörlük yapanların devamlı ikametgâhları ne kötüdür.”*
"O halde, içinde sonsuza kadar kalmak üzere cehennemin kapılarından girin! Büyüklenenlerin oturacakları yer ne kadar kötüdür!"
Öyleyse içinde ebedi kalıcılar olarak cehennemin kapılarından girin. Büyüklük taslayanların konaklama yeri ne kötüdür.
O halde, içinde ebedî kalmak üzere, hepiniz cehennem kapılarından giriniz bakalım!... İşte büyüklenenlerin (hakkı kabul etmiyenlerin) yeri ne kötüdür!...
Artık orada ebedî kalmak üzere Cehennem kapılarına girin.” (derler.) Orası büyüklük taslayanların yeri olarak ne kötüdür!
O halde, içinde süreli kalacağınız cehennemin kapılarından giriniz! Kibirlenenlerin yeri ne kötüdür!
Orda sonsuz kalmak üzere, hemen girin cehennemin kapılarından! Ne kötüdür büyüklenen kimselerin durağı
“Haydi, içinde ebedî kalacağınız cehennemin kapılarından girin. Büyüklük taslayanların yeri ne kötüdür!”
Temelli kalacağınız cehennemin kapılarından girin. Büyüklenenlerin durağı ne kötüdür!
“Haydi, içinde ebedî kalacağınız cehennemin kapılarından girin. Büyüklük taslayanların yeri ne kötüdür!”
«O halde, içinde ebedî kalacağınız cehennemin kapılarından girin! Kibirlenenlerin yeri ne kötüdür!» *
İçinde sürekli kalacağınız cehennemin kapsından girin. Kibirlenenlerin yeri ne kötüdür.
"O halde içinde ebedî kalacağınız cehennemin kapılarından girin" denir. Kibirlenenlerin yeri ne kötüdür!
Onun için girin bakalım Cehennemin kapılarına: içinde kalmak üzere, bak artık mütekebbirlerin mevkıi ne fena?
O halde, içinde ebedi kalıcılar olarak Cehennem'in kapılarından girin! Büyüklük taslayanlar için ne kötü bir yerdir orası.
O halde, içinde ebedî kalıcı olarak, girin cehennemin kapılarından. (Bak) büyüklük taslayanların mevkii ne kötüdür!
Öyle ise içinde ebedî kalıcılar olarak Cehennemin kapılarından girin! Artık kibirlenenlerin kalacakları yer ne kötüdür!
“Sürekli kalmak üzere cehennem kapılarından girin. Allaha karşı büyüklük taslayanlar için, kalınacak yer olarak ne kadar kötü bir yer.”
- Haydi Cehennemin kapılarına girin, orada daim kalacaksınız. Kibirlilerin makamı ne kötü makamdır! denecek.
Öyleyse içinde temelli kalıcılar olarak cehennemin kapılarından girin. Büyüklük taslayanların konaklama yeri pek de kötüdür!
“Öyleyse, haydi girin bakalım cehennemin kapılarındaniçeri, hem de sonsuza dek içerisinde kalmak üzere! Büyüklük taslayanların varacağı yer gerçekten ne kötüdür!” Müminlere gelince:
(...Ve devamla): “Derhâl içerisinde ebedî kalacağınız cehennemin kapılarından girin (bakalım). Büyüklük taslayanların barınağı ne kötüdür.” (diyecekler.)
Haydi, girin kapılarından bakalım, içinde kalıp duracağınız cehennemin!” Gerçekten de, ne kötü olacak (o Gün), kendilerini boş yere büyüklük duygusuna kaptırmış olanların düştüğü durum!
Haydi içinde kalacağınız cehennem kapılarından girin bakalım. Büyüklük taslayanların barınağı ne kötüdür! 7/40, 14/17, 35/37, 40/47...50, 43/74...78
Haydi o hâlde, içerisinde yerleşip kalmak üzere cehennemin kapılarından buyurun!” İşte, büyüklük taslamayı kişiliğinin bir parçası haline getirenlerin[2114] düştüğü berbat konum.*
Artık giriniz cehennemin kapılarına içinde müebbet kalmak üzere. Artık mütekebbirlerin yurdu ne kadar fena!
28, 29. Kendi öz canlarına zulmederlerken meleklerin canlarını aldıkları kimseler azabı görünce: “Biz, bir kötülük olsun diye yapmıyorduk! ” diye başlarını öne eğerler. Kendilerine iman ilmi nasib edilmiş olanlar da: “Hayır, hayır! Allah yaptığınız işi ne maksatla yaptığınızı pek iyi biliyor! O halde girin bakalım içinde ebediyyen kalmak üzere cehennemin kapılarından! Ne fena bir yerdir o kibirlilerin yeri! ” derler. [6, 23; 58, 18] [35, 36; 40, 46]
Onun için, içinde sürekli kalmak üzere cehennemin kapılarına girin. Kibirlenenlerin yeri ne kötüdür!*
“Haydi, girin Cehennem’in kapılarından. Hep orada kalacaksınız. Büyüklük taslayanların yerleşecekleri yer ne kötüdür!”
Bu sebeple, içinde ebedi kalacağınız cehennem kapılarından girin. Büyüklük taslayanların ikametgahı ne kötüdür!
Sürekli kalmak üzere şimdi girin Cehennemin kapılarından! Büyüklük taslayanların yeri ne kötüdür!
Hadi, girin cehennem kapılarından; sürekli kalacaksınız orada. Gerçekten kötü yermiş kibre sapanların barınağı.
pes girüñ ŧamu ķapularına ebed ķalıcılarken anuñ içinde. pes ne yavuz oldı ŧuraġı yiri kibr eyleyicilerün!
Haydı, girin əbədi qalacağınız Cəhənnəmin qapılarına (təbəqələrinə). Təkəbbürlülərin (Allaha iman gətirməyi özlərinə ar bilənlərin) məskəni necə də pisdir!”
So enter the gates of hell, to dwell therein for ever. Woeful indeed will be the lodging of the arrogant.
"So enter the gates of Hell, to dwell therein. Thus evil indeed is the abode of the arrogant."
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |