Ve-in ‘âkabtum fe’âkibû bimiśli mâ ‘ûkibtum bih(i)(s) vele-in sabertum lehuve ḣayrun lissâbirîn(e)
Mücazatta bulunacaksanız sizi cezalandırdıkları gibi ve o kadar cezalandırın onları, fakat sabrederseniz elbette bu hareket, sabredenlere daha da hayırlıdır.
Eğer (size hakaret ve haksızlık edenlere) ceza verecekseniz, size yapılan ezanın (hakaret ve zararın) misliyle karşılık verin (işte bu adalettir). Eğer sabredip (şahsi haklarınızdan vazgeçerseniz), andolsun ki bu sabredenler için daha hayırlıdır (faziletlidir).
Eğer bir kimseye ve bir topluma ceza verecekseniz, onların sizi cezalandırdıkları gibi ve o miktar cezalandırın onları. Fakat kendinizi tutarsanız bilin ki, güçlüklere göğüs germesini bilenler için, bu tutum daha iyi ve daha hayırlıdır.
Eğer cezalandıracak olursanız size uygulanan cezanın aynıyla cezalandırın. Ama eğer sabredersiniz andolsun bu, sabredenler için daha hayırlıdır.
Eğer ceza verecekseniz, size verilen cezanın misliyle ceza verin ve eğer sabrederseniz, andolsun bu, sabredenler için daha hayırlıdır.
(Ey müminler, düşmandan intikam almak için) eğer bir ceza ile mukabele edecek olursanız, ancak size yapılan azab ve cezanın misli ile yapın (daha fazla ileri gitmeyin). Sabrederseniz (cezayı terk ederseniz) andolsun ki, bu tahammül edenler için daha hayırlıdır.
Eğer ceza verecekseniz, size yapılan zarar kadar ceza verin. Eğer sabrederseniz, şüphesiz o, sabredenler için ceza vermekten daha yararlıdır.
Eğer ceza verecekseniz, size yapılan işkencenin dengi ile ceza veriniz. Fakat sabrederseniz, elbette o, sabredenler için daha hayırlıdır.
Ceza vermek isterseniz, size nice yapmışlarsa, öylecene ceza verin, eğer sabrederseniz, sabredenlerçin o daha hayırlıdır
(Ey inananlar!) Eğer (bir kimseyi) cezalandıracaksanız, size yapılanın misliyle cezalandırın. Eğer sabreder (ceza vermekten vazgeçer)seniz, elbette bu, sabredenler için daha hayırlıdır.
Bir tecâvüzden intikâm aldığınız zamân intikâm tecâvüz ile mütenâsib olmalıdır lâkin sabır itmeği tercîh ider iseniz sabır idenlerin ’âkıbeti daha hayırlıdır.
Eğer ceza vermek isterseniz size yapılanın aynıyla mukabele edin. Sabrederseniz and olsun ki bu, sabredenler için daha iyidir.
Eğer ceza verecekseniz, size yapılanın misliyle cezalandırın. Eğer sabrederseniz, elbette bu, sabredenler için daha hayırlıdır.
Cezalandırmak isterseniz size yapıldığı kadarıyla cezalandırın, fakat sabır gösterirseniz bilin ki sabırlı davrananlar için bu muhakkak daha hayırlıdır.
Eğer ceza verecekseniz, size yapılan işkencenin misliyle ceza verin. Ama sabrederseniz, elbette o, sabredenler için daha hayırlıdır.
Karşılık verecekseniz, size verilen karşılığın bir benzeriyle karşılık verin. Sabrederseniz, elbette bu sabredenler için daha hayırlıdır.
Eğer (bir suçtan dolayı) ceza verecek olursanız size yapılan azab ve cezanın misli ile ceza verin. Ama sabrederseniz, elbette o, sabredenler için daha hayırlıdır.
Ve şayed ıkab ile mukabele edecek olursanız ancak size edilen ukubetin misliyle muâkabe ediniz ve şayed sabrederseniz kasem olsun ki sabredenler için elbette daha hayırlıdır
(Ey îmân edenler!) Eğer (size eziyet edenleri, yaptıkları suçlardan dolayı) cezalandıracaksanız, size yapılanın misliyle (aynı şekilde) cezalandırın. Eğer sabreder (ceza vermekten vazgeçer) seniz, elbette bu, sabredenler için daha hayırlıdır.
Eğer her hangi bir ceza ile mukaabele edecek olursanız ancak size reva görülen ukubetin misillemesiyle ceza yapın. Sabrederseniz, andolsun ki, bu, tehammül edenler için elbet daha hayırlıdır.
Eğer bir cezâ verirseniz, o hâlde size yapılan eziyetin misliyle cezâ verin! Fakat sabrederseniz, elbette bu, sabredenler için daha hayırlıdır.
(Ey inanmış olanlar!) Eğer (size kötülük, zulüm, haksızlık ve hainlik edenlere) karşılık verecekseniz, ancak size yapılanın misli (dengi) aynısı ile karşılık verin. Eğer sabrederseniz (karşılık vermez ve af yolunu tutarsanız) elbette ki bu sabredenler için daha hayırlıdır.
Siz, mücadele ettiğiniz kimselere karşılık verecekseniz, onların size söylediklerinin (hakaretlerinin) misliyle mukabele edin. Eğer sabırlı davranırsanız (öfkelerinizi tutarsanız), sabredenler için bu daha hayırlıdır.
Eğer azap çektirmek isterseniz, onlar isze nasıl çektirdilerse siz de onlara öyle çektirin. Katlanacak olursanız besbelli ki bu, katlananlar için yeydir.
Bir kimseye ukubet etmek isterseniz nasıl size ukubet olunmuş ise siz de öyle ukubet ediniz. * Şayet katlanırsanız bu hal katlananlar hakkında hayırlı olur.
Eğer ceza verirseniz, size yapılanın aynıyla ceza veriniz. Eğer sabrederseniz/göğüs gererseniz elbette bu sabredenler/göğüs gerenler için daha hayırlıdır.
Eğer ceza verecekseniz, size verilen cezanın misliyle ceza verin ve eğer sabrederseniz, şüphesiz bu, sabredenler için daha hayırlıdır.
Size yapılan bir saldırıyı cezalandırmak istediğinizde, ancak size yapılan haksızlık oranında karşılık verin; bununla beraber, ceza verecek bir güce sahip olduğunuz hâlde, öfkenizi yenip af yolunu seçerek sabrederseniz, elbette bu asil davranış,—Allah’ın dinini küçük düşürmeyecekse, ya da zâlimleri cesaretlendirip iyice azgınlaşmalarına yol açmayacaksa— sabredenler için çok daha hayırlıdır.
Eğer ikâb / ceza verdiyseniz, size yapılmış olanın misliyle ceza uygulayın! And olsun sabrettiyseniz, elbette Sabredenler için o en hayırlıdır.
Ceza verecekseniz, size biçtikleri cezanın aynıyla karşılık verin. Sabrederseniz, durum sabredenlerin lehine olacaktır.
Eğer ceza verecekseniz size yapılan azabın misliyle ceza verin. Ama işkencelere karşı kininizi, öfkenizi yener, af yolunu seçerseniz; elbette böyle davranmak daha hayırlıdır.
Ceza verecekseniz, (en fazla) size yapılanın misliyle (benzeriyle) ceza verin! [*]Sabrederseniz, elbette bu (durum) sabredenler için daha hayırlıdır.
Bunun içindir ki, [tartışmada] zora başvurmanız gerekirse, ancak onların sizi zora koştukları kadar zora başvurun. ¹⁵⁰ Fakat eğer kendinizi tutarsanız, bilin ki, güçlüklere göğüs germesini bilen kimseler için bu daha iyi, daha hayırlıdır.
Eğer birine ceza verecekseniz, size yapılanın aynısıyla karşılık vermekle yetinin. Eğer sabrederseniz, bu sabredenler için çok daha iyidir. 4/149, 5/45, 7/199, 23/96, 41/34-35, 42/40...43
İmdi siz, cezalandırdığınızda mutlaka sizin maruz kaldığınız miktarı aşmadan cezalandırınız; yok eğer sabrederseniz, bu, sabredenler için daha hayırlıdır.
126. (Ey iman edenler) Eğer (bir suçtan dolayı) ceza verecek olursanız, (sakın haddi aşmayın) size yapılan eziyetin misliyle (yani onun kadar) ceza verin. Sabrederseniz, (intikamı terk ederek mukabelede bulunmazsanız) bu davranış elbette sabredenler için daha hayırlıdır.
Eğer ceza verecekseniz, size yapılan ceza kadar cezalandırın. Eğer sabrederseniz, elbette bu, sabredenler için daha hayırlıdır.
Ve eğer bir kimseye ikabta bulunacak iseniz, kendisiyle ikaba uğramış olduğunuz şeyin misliyle ikabta bulunun ve eğer sabrederseniz, elbette o, sabredenler için daha hayırlıdır.
Ceza verecek olursanız, size yapılan muamelenin misliyle cezalandırın. Ama eğer bu hususta sabrederseniz, bilin ki bu, sabredenler için daha hayırlıdır. [5, 45; 42, 40]
Eğer azab edecekseniz, size yapılan azab kadar azab edin. Ama sabdederseniz, andolsun ki o, sabredenler için daha iyidir.
Eğer onları 'ikâb iderseniz size yapdıkları 'ikâbın misli ile 'ikâb idiniz. Eğer sabır iderseniz o, sâbirler içün daha hayırlıdır. [¹]
Eğer ceza vermek isterseniz size ne yapıldıysa onun dengiyle ceza verin. Sabredecek olursanız kuşkusuz bu, sabredenler için daha iyidir.
Eğer karşılık verecekseniz, size yapılanın aynıyla karşılık verin. Eğer sabrederseniz, bu sabredenler için daha iyidir.
Ceza verecekseniz, size yapılanın misliyle ceza verin. Ama sabrederseniz, hiç kuşkusuz, bu sabredenler için daha hayırlıdır.
Eğer ceza ile karşılık verecekseniz, ancak size yapılan kötülüğün türü ve miktarı ile karşılık verin. Eğer sabrederseniz, elbette ki bu, sabredenler için daha hayırlıdır.
daħı eger 'aźāb eyleyesiz 'aźāb eyleñ ancılayın kim 'aźāb eylenildüñüz anuñ-ile daħı eger ķatlanasız ol yigrekdür ķatlanıcılar içün.
Daḫı eger ‘iḳāb eyleseñüz, pes ‘iḳāb eyleñüz size ‘iḳāb olan gibi ve egerṣabr eyleseñüz, ol yigrekdür ṣabr idicilere.
(Ey mö’minlər! İntiqam almaq məqsədilə birinə) cəza verəcək olsanız, sizə nə cəza verilibsə, eynilə həmin cəzanı verin. (Artıq cəza isə zülm etməkdir ki, bu da günahdır). Əgər (onlardan intiqam almayıb) səbr etsəniz, bu, səbr edənlər üçün daha xeyirlidir. (Əfv etmək, rəhm göstərmək savab qazanmağa çox gözəl vəsilə olduğu üçün, sözsüz ki, qisas almaqdan daha üstündür).
If ye punish, then punish with the like of that wherewith ye were afflicted. But if ye endure patiently, verily it is better for the patient.
And if ye do catch them out, catch them out no worse than they catch you out: But if ye show patience, that is indeed the best (course)(2163) for those who are patient.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |