Ud’u ilâ sebîli rabbike bilhikmeti velmev’izati-lhasene(ti)(s) vecâdilhum billetî hiye ahsen(u)(c) inne rabbeke huve a’lemu bimen dalle ‘an sebîlih(i)(s) vehuve a’lemu bilmuhtedîn(e)
Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir tarzda münakaşa ve mübahasede bulun. Şüphe yok ki Rabbin, kendi yolundan sapanları daha iyi bilir ve o, daha iyi bilir doğru yolu tutanları.
(Ey Nebim!) Sen (ve ümmetin) Rabbinin yoluna, hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla (barış ve davet döneminde) en güzel şekilde mücadele et! Şüphesiz Senin Rabbin, Kendi yolundan sapanları en iyi Bilendir ve O, hidayete erenleri de çok iyi bilir.
Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel, en inandırıcı yöntemlerle tartış. Şüphe yok ki Rabbin, kendi yolundan sapanları da, doğru yolu tutanları da en iyi bilendir.
Sen Rabbinin yoluna, ilimle, hikmetli sözlerle, sağlıklı ve ahlâklı yaşayışınla, kurduğun örnek toplum düzeni ile, sünnetinle gönül alacak güzel öğütlerle, sorumluluklarını hatırlatarak, uyararak davet et, teşvik et, sevk et. Onlarla, en güzel mantıklı usülleri kullanarak mücadele et. Rabbin, başına buyruk hareket ederek, yolundan uzaklaşanları, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih edenleri iyi bilir. Hidayet rehberiyle gösterilen, öğretilen hak yola girmeye istekli olanları, İslâm'da sebat edenleri de iyi bilir.
Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et. Muhakkak Rabbin yolundan sapanları en iyi bilendir. O doğru yola girenleri de en iyi bilendir.
Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele et. Şüphesiz senin Rabbin yolundan sapanı bilendir ve hidayete ereni de bilendir.
Ey Rasûlüm, insanları Kur'an'la, güzel söz ve nasihatla Rabbinin yoluna (İslâma) davet et. Onlara karşı, en güzel olan bir mücadele ile mücadele yap. Şüphe yok ki, Rabbin, yolundan sapanı en iyi bilendir, ve o, hidayete kavuşanları da en iyi bilendir.
Sen, Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğüt ile çağır. Onlarla, mücadelenin en güzeliyle mücadele et. Çünkü senin Rabbin, kimin O’nun yolundan saptığını en iyi bilendir. Ve doğru yolda olanları da en iyi bilendir.
Tanrın yoluna hikmetle, güzel öğütle çağır, çok güzel bir yolda uğraş onlarla, O iyi bilir yoldan sapmış olanları, O iyi bilir doğru yolu tutanları
(Ey Resul! İnsanları) Rabbinin yoluna, hikmetle, güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel yöntemlerle mücadele et! Şüphesiz senin Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir. O, doğru yolda olanları da en iyi bilendir.
Rabbinin yoluna hakîmâne ve güzel va’azlar ile da’vet it, eğer mücâdeleye girişir isen ânı da merdâne yap çünki senin rabbin dalâlete sapanlar ile tarîk-i hidâyeti ta’kîb idenleri pek iyi bilür.
Rabbinin yoluna, hikmetle, güzel öğütle çağır; onlarla en güzel şekilde tartış; doğrusu Rabbin, kendi yolundan sapanları daha iyi bilir. O, doğru yolda olanları da en iyi bilir.
(Ey Muhammed!) Rabbinin yoluna, hikmetle, güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et. Şüphesiz senin Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir. O, doğru yolda olanları da en iyi bilendir.
Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et; onlarla en güzel yöntemle tartış. Kuşkusuz senin rabbin, yolundan sapanların kim olduğunu en iyi bilendir; O, doğru yolda bulunanları da çok iyi bilir.
(Resûlüm!) Sen, Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et! Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve O, hidayete erenleri de çok iyi bilir.
Rabbinin yoluna bilgelikle ve güzel bir aydınlatma ile çağır. Onlarla en güzel biçimde tartış. Rabbin, yolundan sapanları ve doğru yolda olanları en iyi bilendir.
(Ey Resulüm!) Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır! Ve onlarla en güzel şekilde mücadele et. Şüphesiz Rabbin kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve O, hidayete kavuşanları da en iyi bilendir.
Rabbın yoluna da'vet et: hikmet ile ve güzel güzel mevıza ile, onlara da en güzel olan suretle mücadele yap, çünkü rabbın odur en ziyade bilen yolunda sapanı, doğru gidenleri en iyi bilen de ancak odur
Rabbinin yoluna, hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et. Rabbin kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve O hidâyete erenleri de çok iyi bilir.
(İnsanları) Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğüdle da'vet et. Onlarla mücâdeleni en güzel (tarıyk) hangisi ise onunla yap. Şübhesiz ki Rabbin, O, yolundan sapan kimseyi en çok bilendir. O, hidâyete ermişleri de en iyi bilendir.
(Habîbim, yâ Muhammed!) Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel nasîhatle da'vet et(1) ve onlarla en güzel bir şekilde mücâdele et! Şübhe yok ki yolundan sapanları en iyi bilen ancak Rabbindir; hidâyete erenleri de en iyi bilen O'dur.
(Resulüm! Her zaman insanları) Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et ve onlarla en güzel, en inandırıcı yöntemlerle (sevgi ve saygı çerçevesinde yumuşak ve tatlı bir sözle) mücadele et. Şüphe yok ki Rabbin, kendi yolundan sapanları da doğru yolu tutanları da en iyi bilendir. *
Sen, Rabbinin yoluna hikmetli sözler ve güzel öğütler vererek davet et. Onlarla en güzel şekilde mücadele et. Rabbin kendi yolundan sapanları ve kendi yoluna uyanları en iyi bilendir.
Sen insanları çalabını yoluna doğrunun düşüncesi ile, güzel öğütle çağır. Onlarla tartışmaların en güzelini yap. Çünkü Allah kendi yolundan sapanları da çok iyi bilir, kendi yolunu tutanları da çok iyi bilir.
(Ey Peygamber!) Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et.⁴⁶ Muhakkak ki Rabbin kendi yolundan sapanları en iyi bilendir. O, doğru yolda olanları da en iyi bilendir.
Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele et. Şüphesiz senin Rabbin yolundan sapanı en iyi bilendir ve hidayete ereni de daha iyi bilir.
İnsanları, tatlı dille, hikmetle ve ibret verici güzel öğütlerle Rabb’inin yoluna çağır; tartışmak gerektiğinde, kaba ve kırıcı davranmadan, gönül incitmeden, akıl ve firasetlerini vahyi anlama ve teslim olmada kullanmaları gerektiğini hatırlatarak onlarla tatlı bir üslupla, en güzel şekilde tartış. Bütün bunlara rağmen, yine de inat edip yüz çevirirlerse, üzülme. Unutma ki Rabb’in, kimlerin kendi yolundan saptığını çok iyi bilmektedir ve kimlerin doğru yolu izlediğini de en iyi bilen O’dur. O hâlde, inkârcıların inatla direnmelerine karşılık siz, olgunlukla, sabırla tebliğe devam edin. Fakat bu, zulüm ve haksızlık karşısında sessiz kalmanızı gerektirmez:
Rabbinin yoluna Güzel Uyarı ve Hikmet ile davet et! Onlarla en güzel şekliyle mücadele et / tartış! Gerçekten senin rabbin, kendi yolundan sapmış kimseleri çok iyi bilir; O, Mühtedîler’i / Hidayete Ermişler’i de çok iyi bilir.
Sen ise, kararlılıkla ve tatlı sert öğütlerinle Rabb'inin yolunda yürümeye devam et. Onlarla en güzel şekilde mücadele et. Çünkü senin Rabb'in, doğru yoldan çıkanları bildiği gibi, bu yolda ilerleyenleri de pekâlâ biliyor.
Sen Rabbinin yoluna insanları hikmetle, güzel öğütle çağır! İnkâr edenlerle en güzel şekilde mücadele et! Rabbin kendi yolundan sapanları en iyi bilendir. O hidayete erenleri çok iyi bilir.
Sen Rabbinin yoluna [hikmet]le (doğru hükümlerle), güzel öğütle davet et [*] ve onlarla en güzel şekilde mücadele et! [*] Şüphesiz ki Rabbin -evet yalnızca O- kendi yolundan kimin saptığını iyi bilendir ve O kimlerin doğru yola ulaştırıldığını da iyi bilendir. [*]
(İnsanları) Rabbinin yoluna Kur’an’-la¹ ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele et.² Şüphesiz Rabbin yolundan sapanları çok iyi bildiği (gibi), hak yolda olanları da çok iyi bilir.
[BÜTÜN İNSANLIĞI] hikmetle ve güzel öğütle Rabbinin yoluna çağır; ve onlarla en güzel, en inandırı-cı yöntemlerle tartış; ¹⁴⁹ şüphesiz, O’nun yolundan kimin saptığını en iyi bilen senin Rabbindir; ve yine doğru yola erişenleri de en iyi bilen O’dur.
Sen hikmetle ve güzel öğüt Kuran ile Rabbinin yoluna çağır. Onlarla en güzel bir metotla mücadele et! Şüphesiz ki senin Rabbin, kendi yolundan sapanın kim olduğunu ve doğru yola yönelenlerin de kim olduğunu en iyi bilendir. 3/159, 4/63, 15/85, 20/43-44, 29/46
RABBİNİN yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et; ve onlara (karşı) öyle bir mücadele yöntemi ortaya koy ki, o en güzeli, en etkilisi olsun! Çünkü senin Rabbin var ya: işte O kendi yolundan sapan kimseyi de, doğru yola yöneleni de en iyi bilendir.
Ey Muhammed, insanları) Rabbinin yoluna (İslam'a) hikmet ile (kuşkuları gideren kat’i delillerle) güzel öğüt ile davet et ve onlarla en güzel bir şekilde tartış (onları yumuşak bir üslûbla irşâd etmeye çalış, hiddet gösterme) Şüphe yok ki, Rabbin, kendi yolundan sapandan da doğru yolda olanları da çok iyi bilendir.
Rabbinin yoluna, hikmetle, güzel öğütle çağır ve onlarla olan mücadeleyi en güzel neyse onunla yap. Şüphesiz senin Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir. O, doğru yolda olanları da en iyi bilendir.
Rabbin yoluna hikmet ile, güzel mev'ize ile davet et ve onlar ile en güzel olan bir suretle mücadelede bulun. Muhakkak ki o senin Rabbin, yolundan sapanları ziyâdesiyle bilicidir ve O, doğru yola ermiş olanları da bihakkın bilendir.
Sen insanları Allah yoluna hikmetle, güzel ve makul öğütlerle dâvet et, gerektiği zaman da onlarla en güzel tarzda mücadele et. Rabbin, elbette, yolundan sapanları en iyi bildiği gibi kimlerin doğru yola geleceğini de pek iyi bilir. [29, 46; 20, 44]
Hikmetle ve güzel öğütle Rabbinin yoluna çağır ve onlarla en güzel biçimde mücadele et. Kuşkusuz Rabbin, işte yolundan sapanları en iyi bilen O'dur ve O, yola gelenleri de en iyi bilendir.
Rabbinin yoluna hikmet ve güzel mev'ıza ile da'vet it ve onlarla güzel sözlerle mücâdele ve mubâhase iyle. Tahkîk rabbin, yolundan şaşmışlar ile hidâyet üzere olanları senden daha eyi bilir.
Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır. Onlarla en güzel şekilde mücadele et. Şüphesiz Rabbin, kimlerin kendi yolundan saptığını, kimlerin de doğru yolda olduğunu en iyi bilendir.
Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütlerle çağır; onlarla en güzel şekilde mücadele et. Çünkü Rabbin, kendi yolundan sapanları iyi bilir; doğru yolda olanları en iyi bilen de Odur.
Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle davet et ve onlarla, en güzel olan neyse o yolla mücadele et. Şüphe yok ki Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir. Ve O, gerçeğe kılavuzlananları da en iyi bilendir.
oķı çalabuñ yolı dapa ķur’ān-ıla yā 'aķl delįli-y-ile daħı ögūd-ile görklü. daħı ŧartış anlaruñ-ıla anuñ-ile kim ol görklürekdür. bayıķ çalabuñ ol bilürirekdür [144a] anı kim azdı yolndan daħı ol bilürirekdür ŧoġru yol dutıcıları.
Da‘vet eyle yā Muḥammed ḫalḳı Allāh yolına ki İslām dīnidür, muḥkemdelīl bile ve yaḫşı ögüt bile. Daḫı çekişür anlar‐ıla yaḫşılıḳ bile. Taḥḳīḳ se‐nüñ Çalabuñ bilicidür anı kim azmışdur kendü yolından. Daḫı ol bilicidürdoġru yol üstine olanları.
(Ya Rəsulum!) İnsanları hikmətlə (Qur’anla, tutarlı dəlillərlə), gözəl öyüd-nəsihət (moizə) ilə Rəbbinin yoluna (islama) də’vət et, onlarla ən gözəl surətdə (şirin dillə, mehribanlıqla, əqli səviyyələrinə müvafiq şəkildə) mübahisə et. Həqiqətən, Rəbbin yolundan azanları da, doğru yolda olanları da daha yaxşı tanıyır!
Call unto the way of thy Lord with wisdom and fair exhortation, and reason with them in the better way. Lo! thy Lord is best aware of him who strayeth from His way, and He is Best Aware of those who go aright.
Invite (all) to the Way of thy Lord with wisdom and beautiful preaching; and argue with them in ways that are best and most gracious:(2161) for thy Lord knoweth best, who have strayed from His Path, and who receive guidance.(2162)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |