12 Eylül 2024 - 8 Rebiü'l-Evvel 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Nahl Suresi 120. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

İnne ibrâhîme kâne ummeten kâniten li(A)llâhi hanîfen velem yeku mine-lmuşrikîn(e)

Şüphe yok ki İbrahim, tek başına bir ümmetti, Allah'a itaat ederdi daima, doğruydu ve müşriklerden değildi.

Gerçek şu ki: İbrahim (AS tek başına) bir ümmetti; Allah’a bütünüyle ve gönülden yönelip itaat eden (Ganit=Halis, teslimiyetli ve hizmet ehli) bir Hanif’ti (muvahhid ve önder bir mü’mindi, mevcut bâtıl düşünce ve düzeni hoş görüp muhafaza etmezdi), ve asla müşriklerden olmuş değildi. (Zalim sistemlere ve yöneticilere tenezzül etmemişti.)

Şüphe yok ki, İbrahim tek başına bir ümmetti. Allah'a itaat ederdi, daima doğruydu, Allah'tan başkalarına ilahlık yakıştıran kimselerden de değildi.

İbrâhim gerçekten Hakka ve tevhide yönelen, Allah'a boyun eğip itaat eden, uzun uzun kıyamda durarak namaz kılan, sorumluluk şuuruyla görevini yerine getiren saygılı, tutkun, teşkilatlı, yetişmiş, uzman cemaatlere, uzman müesseselere bedel, hayrı öğreten, benimsenecek eşsiz bir önderdi. Hiçbir zaman, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında, Allah'a ortak koşan, gizli şirki yaşayan, başka otoriteler de kabul eden müşriklerden olmadı.

Doğrusu İbrahim Allah'a boyun eğmiş, dosdoğru çizgideki bir ümmetti. Müşriklerden değildi.

Gerçek şu ki, İbrahim (tek başına) bir ümmetti; Allah'a gönülden yönelip itaat eden bir muvahhiddi ve o müşriklerden değildi.

Gerçekten İbrahîm hak dinine yönelen, Allah'a itaat üzere bulunan, bütün hayırlı hasletleri kendisinde toplayan bir imâmdı (önderdi); ve hiç bir zaman müşriklerden olmamıştı.

İbrahim, gerçekten Allah’ı birleyen, O’na itaat eden bir önder idi. O asla müşriklerden olmadı.

Gerçek şu ki, İbrâhim, Hakk'a yönelen, Allah'a itaat eden bir önder idi. Allah'a ortak koşanlardan değildi.

İbrahim, içten Allaha başeğen bir ümmet idi, eş koşanlardan olmadı

Hiç kuşkusuz İbrahim, yalan ve sahtelik taşıyan her şeyden yüz çevirerek Allah'ı birleyen, O'na yürekten bağlanan ve Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle yaşayan bir önderdi. O, hiçbir zaman müşriklerden olmadı.

İbrâhîm Allâh’a mutî’ bir ümmetden idi müşriklerden değil idi.

İbrahim, şüphesiz Allah'a boyun eğen ve O'na yönelen bir önderdi; puta tapanlardan değildi.

Şüphesiz İbrahim, Allah’a itaat eden, hakka yönelen bir önder idi. Allah’a ortak koşanlardan değildi.

Kuşkusuz İbrâhim, bir tevhid önderi olarak Allah’a gönülden itaat eden iyilik rehberiydi, müşriklerden de değildi.

İbrahim, gerçekten Hakk'a yönelen, Allah'a itaat eden bir önder idi; Allah'a ortak koşanlardan değildi.

İbrahim, ALLAH'a boyun eğen, monoteist bir öncü idi. Hiç bir vakit ortak koşmadı.

Şüphesiz İbrahim Allah'a itaat eden, Hakk'a yönelen bir önderdi. Ve hiçbir zaman müşriklerden olmadı.

Muhakkak ki İbrahim başlı başına bir ümmet idi, tek bir hanîf olarak Allaha itaat için kıyam etmişti ve hiç bir zaman müşriklerden olmadı

120-121. Şüphesiz ki İbrâhîm, (tek başına) bir ümmetti (bütün güzel hasletlere sahip bir önderdi), O, Allah’a itaat eden bir muvahhiddi (her daim tevhid inancı üzere olan bir kimseydi). Ve o, (hayatının hiçbir döneminde) Allah’a ortak koşanlardan olmadı. (İbrâhîm,) kendisini (peygamber olarak) seçip dosdoğru bir yolda sebat ettiren Rabbinin nimetlerine (her hali ile) şükreden bir kuldu.

İbrahim, hanif¹ olarak Allah'a yönelen bir ümmetti.² Ve müşriklerden değildi.

1- Birleyici, şirk koşmaksızın tevhide yönelen. 2- Bir önderdi/imamdı.

Hakıykaten İbrâhîm (başlı başına) bir ümmetdi; Allaha itaatkârdı, (baatıl dînlerden uzak ve) müvahhid bir müslümandı. O, (hiçbir zaman) müşriklerden olmamışdır.

Şübhe yok ki İbrâhîm, Allah'a itâat eden, Hanîf (hakka yönelmiş) olan (başlıca)bir ümmet (her hususda kendisine tâbi' olunan bir rehber) idi. Ve (o, kâfirler gibi)müşriklerden olmadı!

Gerçekten, İbrahim (yalan ve sahtelik taşıyan ve) batıl olan her şeyden yüz çevirerek Allah’ın iradesine yürekten bağlanıp boyun eğen (insanlara her türlü iyiliği öğreten, bütün erdemleri, kendisinde toplayan) bir önderdi. Ve hiçbir zaman puperestlerden (Allah’tan başka varlıklara tanrısal nitelikler yakıştıranlardan) olmadı.*

(*) Not: Ümmet teriminin pek çok anlamlarından biri de önderdir. Yani burada ki (أمة) ’’ümmet’’ ifadesi, bütün iyi özellikleri kendisinde toplayan örn... Devamı..

İbrahim, Allah’a gönülden kulluk eden, yalnızca doğruya yönelen (hanif) bir ümmetti. Aynı zamanda İbrahim hiçbir zaman müşriklerden olmadı.

Gerçekten İbrahim tek başına bir topluluktu. Allah’a boyun eğici idi. Allah’ı birleyici idi, Allah’a eş koşanlardan da değildi.

120, 121. Şurası muhakkak ki İbrahim tek başına bir ümmetdi [¹]. Allah/a muti/ idi, muvahhid-i pâk idi, müşriklerden değildi, Allah/ın nimetlerine şakirdi, Allah onu nübüvvet için seçti, doğru yola götürdü.

[1] Bütün halk kâfir iken o muvahhit idi, ümmetteki kemâl onda toplanmıştı. Muvahhitler reisiydi, muailim-i hayır idi, pişüva idi.

Muhakkak ki İbrahim, şirke isyan ederek, Allah’a gönülden yönelen [hanîf], tek başına bir ümmet⁴⁵ idi. O asla şirk/ortak koşanlardan değildi.

45 “Ümmet” kelimesi burada Hz. İbrâhim’e izafe edilmiştir. O, bir toplumun yapması gereken mücadeleyi tek başına yapmıştı. Putlar ve onlara tapanlarla... Devamı..

Şüphesiz İbrahim (tek başına) bir ümmetti; o Allah'a itaat eden, O'na yönelen bir muvahhitti ve o müşriklerden değildi.

Gerçekten de İbrâhim, Allah’a yürekten boyun eğen, her türlü bâtıl inançtan, tüm eğri yollardan uzaklaşarak tek Tanrı inancına yönelen bir mümin, insanların haktan yüz çevirdiği bir dönemde, tevhid sancağını tek başına omuzlayan bir önder, müminde bulunması gereken bütün erdemleri kendisinde toplayan örnek bir şahsiyet, âdetâ tek başına bir ümmetti. Onun izinden gittiğini iddia eden Yahudi ve Hıristiyanların birtakım Peygamberleri, hahamları, azizleri, melekleri yüceltip ilâhlaştırmasına karşılık, o hiçbir zaman Allah’a ortak koşmamış ve Allah’ın hiçbir kitabını veya elçisini yalanlamamıştı.

İbrahim, hanîf olarak Allah’a itaat eden ümmetti. Müşrikler’den olmadı.

Şüphesiz İbrahim Allah'a gönülden bağlı, doğa kadar saf bir Müslüman idi. Aratanrıcı müşriklere hiç iltifat etmedi.

İbrahim gerçekten Hakk’a yönelen, Allah’a itaat eden bir önderdi. Allah’ın yasalarına karşı çıkıp, insanların yasalarına uyarak, Allah’tan başka ilahlar edinmedi.

Şüphesiz ki İbrahim [hanîf] (Allah’ı birleyen), Allah’a itaat eden, (tek başına) bir ümmetti; [*] ortak koşanlardan değildi.

Bu cümle “Hz. İbrahim’in tek başına bir ümmet olduğunu” ortaya koymakta, çoğunluğun hakikat için ölçü olmadığını göstermektedir. “Hakikat”, değerini e... Devamı..

Şüphesiz İbrahim, sadece Allah’a yönelerek küfre savaş açan (başlı başına) bir ümmetti ve o, kesinlikle müşriklerden¹ değildi.

1 Yani; İbrahim (a.s), asla kendilerini İbrahim’in milletinden sayan, Kureyş ve diğer müşriklerin dinlerinden olmamıştı. Veya İbrahim (a.s) hayatında,... Devamı..

GERÇEK ŞU Kİ, İbrahim insana yakışan bütün erdemleri kendinde toplamasını bilen, ¹⁴⁴ yalan ve sahtelik taşıyan her şeyden yüz çevirerek Allah’ın iradesine yürekten bağlanıp boyun eğen ¹⁴⁵ biriydi; Allah’tan başkalarına tanrılık yakıştıran kimselerden değildi:

144 Ümmet teriminin pek çok anlamlarından biri de budur; ve bizce bu anlam örgüsü içinde yapılabilecek en uygun aktarım ancak yukarıdaki gibi olabilir... Devamı..

Hiç kuşku yok ki İbrahim, Allah’a yürekten bağlı; tek başına ümmet idi. Ve o asla ortak koşan müşriklerden olmadı. 2/135, 3/95, 4/125, 16/123, 22/78, 60/4

HİÇ şüphe yok ki İbrahim tüm güzellikleri kendinde toplamış başlı başına örnek bir önder,[²²⁰⁹] her türlü kötülükten yüz çevirip bütün varlığıyla Allah’a adanmış[²²¹⁰] biriydi; ve o, asla başkalarına ilâhlık yakıştıran bir müşrik olmadı.[²²¹¹]

[2209] Tercihimiz, ummeten kelimesinin bu bağlama uygun ve en kapsamlı karşılığıdır. [2210] Kânitenin en uygun karşılığı budur. Hanifin dilsel gere... Devamı..

(Ey insanlar, İbrahim a.s. hakkında yanlış itikadlarda bulunmayın.) Kuşkusuz İbrahim başlı başına bir ümmetti (kavminin tümü kafir iken o) Allah'a itaat eden; (bâtıl dinlerin hepsinden yüz çeviren) bir muvahhid idi. (Allah’ın birliğine iman eden bir müslümandı ki,) O hiçbir zaman müşriklerden (taraf) olmamıştı.

Şüphesiz İbrahim, Allah’la ikna olmuş, Hanif bir önder idi. Ve O Allah’a ortak koşanlardan değildi.

Muhakkak ki, İbrahim (başlıca) bir ümmet idi, Allah'a muti idi, bâtıldan müteberri idi ve müşriklerden olmuş değildi.

Gerçekten İbrâhim, hak dine yönelen, Allah'a itaat üzere bulunan tek başına bir ümmet, bütün hayırlı halleri kendinde toplayan bir önder idi. O hiçbir zaman müşriklerden olmadı.

Yaşadığı dönemde dünyada tevhid sancağını taşıyan tek Müslüman idi. Normalde bir ümmet tarafından yürütülen bir görevi yaptığı için, bir ümmet sayılır... Devamı..

İbrahim Allah'ı birleyerek O'na ita'at eden bir ümmet (her iyiliği kendinde toplayan bir önder) idi, ortak koşanlardan değildi.

İbrâhîm: Allâh'a muti', emrine kâim, hakka mâil ve bâtıldan müctenib idi ve müşriklerden değildi.

İbrahim tek başına bir toplumdu (ümmetti)[*]. Allah’a boyun eğerdi, hep doğruya yönelirdi ve müşriklerden (Allah’ı ikinci sıraya koyanlardan) olmamıştı.

[*] Ümmet: Toplum, Bir lideri olan ve hedefleri uğruna(örneğin din uğruna) o lider etrafında hür iradesi ile toplananlardır. İbrahim(a.s.) başlangıçta... Devamı..

İbrahim, Allah'a itaatkar hanif bir önderdir. Asla müşriklerden değildir.

İbrahim, Allah'a itaat eden ve bâtıl inanışlardan yüzünü çevirip Allah'a yönelen başlı başına bir ümmet idi. O hiçbir zaman müşriklerden olmadı.

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlı başına bir ümmet idi; bir hanîf olarak Allah'ın önünde eğiliyordu, müşriklerden değildi.

bayıķ ibrāhįm oldı bir bölüg-idi boyun virici Tañrı’ya müsülmān daħı olmadı ortaķ eyleyicilerden.

Taḥḳīḳ İbrāhīm peyġamber imām‐ıdı İslām dīnine, muṭī‘ idi Tañrı Ta‘ālāyaaru i‘tiḳād‐ıla. Daḫı müşriklerden degül‐idi.

Həqiqətən, İbrahim Allaha müt’i, batildən haqqa tapınan bir imam (rəhbər) idi. O heç vaxt müşriklərdən olmamışdı. (Və ya: İbrahim özü bir ümmət idi. Bir ümmətə xas olan bütün yaxşı cəhətlət, gözəl xüsusiyyətlər onda cəmlənmişdi).

Lo! Abraham was a nation obedient to Allah, by nature upright, and he was not of the idolaters;

Abraham was indeed a model,(2156) devoutly obedient to Allah, (and) true in Faith, and he joined not gods with Allah.(2157)

2156 Ummah: a model, pattern, example for imitation: but the idea that he was an Ummah in himself, standing alone against his world, should not be los... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.