Śumme inne rabbeke lilleżîne hâcerû min ba’di mâ futinû śümme câhedû vesaberû inne rabbeke min ba’dihâ leġafûrun rahîm(un)
Sonra şüphe yok ki Rabbin, mihnetlere uğradıktan sonra yurtlarından göçenleri ve sabredenleri yarlıgar; zorla dine aykırı söz söyledikten sonra da Rabbin, şüphe yok ki onların suçlarını örter, rahimdir.
Sonra gerçekten Rabbin, işkenceye uğratıldıktan sonra hicret edenlerin, ardından cihad edip sabredenlerin (destekçisidir). Şüphesiz Senin Rabbin, bundan sonra da gerçekten Bağışlayandır, Esirgeyendir.
Sonra şüphe yok ki, Rabbin işkenceye uğradıktan sonra, yurtlarından göçenlerin, sonra Allah yolunda üstün çabalar gösterip, her türlü güçlüklere göğüs gerenlerin yanındadır. Rabbin çok bağışlayan ve çok acıyandır.
Bir de, temel hak ve hürriyetlerinin engellenerek, baskı, zulüm ve işkenceye mâruz kalmalarının ardından, memleketlerinden, özgürce Allah'a kulluk ve ibadet etmek, güç ve gönül birliği yapmak için hicret edip, Allah yolunda hayatlarını ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak cihad edenlerin, cihadın sıkıntılarına, güçlüklerine, şer'î sorumluluklara katlananların yanında senin Rabbin vardır. Senin Rabbin bu feragat ve fedakârlıktan sonra, onları koruma kalkanına alır, onlara karşı çok bağışlayıcı ve engin merhamet sahibidir.
Sonra Rabbin, işkenceye uğratıldıktan sonra hicret edenlerin sonra cihad eden ve sabredenlerin (yanındadır). Bundan sonra Rabbin elbette bağışlayandır, rahmet edendir.
Sonra gerçekten Rabbin, işkenceye uğratıldıktan sonra hicret edenlerin, ardından cihad edip sabredenlerin (destekçisidir). Şüphesiz senin Rabbin, bundan sonra da gerçekten bağışlayandır, esirgeyendir.
Sonra muhakkak ki Rabbin, eziyyet edildikten sonra Mekke'den hicret edenlerin, arkasından da savaşanların ve sabredenlerin yardımcısıdır. Bundan sonra, şüphe yok ki Rabbin Gafûr'dur, Rahîm'dir.
(İşte bu kâfirlerden sonra, onlara mukabil) şüphesiz senin Rabbin, dini bir fitneye maruz bırakıldıktan sonra hicret eden, sonra cihad eden ve sabredenler ile beraberdir. Ve şüphesiz, fitneye düşürülmekten sonra da senin Rabbin, Gafur ve Rahimdir.
Şüphesiz Rabbin, eziyet edildikten sonra hicret edip ardından da sabrederek cihad edenlerin yardımcısıdır. Bütün bunlardan sonra Rabbin elbette çok affedicidir; merhamet sahibidir.
Evet senin Tanrın da sıkıntı çekerek göçmen olan kimseleri, sonra savaşanları, sabır dahi edenleri, çektikleri şeyden sonra, hem bağışlar, hem yarlıgar
Sonra (bilmiş ol ki) muhakkak senin Rabbin, eziyet edildikten sonra hicret eden, sonra (Allah yolunda) cihada devam eden ve (böylelikle) güçlüklere göğüs gerenlerin yardımcısıdır. Hiç kuşkusuz Rabbin, bundan sonra da (iman edecekler için) çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.
Ma’mâfih Allâh felâkete dûçâr oldukdan sonra memleketini terk idüb Allâh yolunda mücâhede iden ehl-i sabra karşu gafûr ve rahîmdir.
Rabbin, türlü eziyete uğratıldıktan sonra hicret eden, sonra Allah uğrunda savaşan ve sabreden kimselerden yanadır. Rabbin şüphesiz bundan sonra da bağışlar ve merhamet eder.*
Sonra şüphesiz ki Rabbin, eziyete uğratıldıktan sonra hicret eden, sonra Allah yolunda cihad edip sabreden kimselerin yanındadır. Şüphesiz Rabbin bundan sonra da çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Öte yandan, bilesin ki rabbin, eziyetlerle sınandıktan sonra yurtlarından göçenlerin, ardından çabalarını sürdürüp sabır gösterenlerin yardımcısıdır; artık bu yapılanlardan sonra rabbin elbette çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.
Sonra şüphesiz Rabbin, eziyet edildikten sonra hicret edip, ardından da sabrederek cihad edenlerin yardımcısıdır. Bütün bunlardan sonra Rabbin elbette çok bağışlayan, pek esirgeyendir.
Sonra Rabbin, baskıya uğradıktan sonra göç eden, cihad eden ve direnenler için, evet senin Rabbin, kuşkusuz onlar için Bağışlayandır, Rahimdir.
Sonra şüphesiz Rabbin, eziyet edildikten sonra hicret eden, sonra cihad eden ve sabreden kimselerin yardımcısıdır. Bunlardan sonra Rabbin elbette çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.
Sonra şüphesiz ki rabbın o mihnete mübtelâ olmalarının arkasından hicret eyleyen, sonra mücahade ve sabreden kimseler hakkında şüphesizdir ki rabbın bunun arkasından elbette gafurdur rahîmdir
Ve ayrıca (şunu da bil ki), hiç şüphesiz Rabbin, (müşrikler tarafından, baskı, zulüm ve) işkencelere uğratılmalarının ardından hicret edenlerin, sonra cihat edenlerin ve sabredenlerin yardımcısıdır. Hiç şüphesiz ki Rabbin, bundan sonra (yaşadıkları bu acı imtihânların ardından) onları (n geçmişte yaptıkları hatalarını) bağışlayacak ve (onlara) merhametiyle muamele edecektir.
(Bundan) sonra (şunu bil ki) senin Rabbin işkencelere uğratıldıklarından sonra (yurdlarından) hicret edenlerin, (bundan) sonra da (durmayıb) savaşanların, göğüs gerenlerin lehinedir şübhesiz. Hakıykat, senin Rabbin bunların ardından da cidden çok yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir. (Bu) kat'îdir.
Sonra şübhesiz Rabbin, eziyet edilmelerinin (ve küfre zorlanmalarının) ardından hicret edenler, sonra cihâd edenler ve sabredenler hakkında, bütün bunlardan sonra muhakkak ki Rabbin, elbette (bu güzel hâllerine binâen onlar için) Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.
Sonra şüphesiz Rabbin, fitneye (mihnet ve işkenceye, zulme ve baskıya) maruz kaldıktan sonra, yurtlarından göç etmiş olanların ve ardından Allah yolunda (üstün) çabalar gösterip, her türlü güçlüklere göğüs germiş bulunanların yanındadır. Hiç şüphesiz Rabbin, bundan sonra da (iman edecekler için) gerçekten bağışlayandır, merhamet edendir.
Sonra senin Rabbinin, başlarına gelen belalardan (fitne) sonra, oraları terk edip hicret edenleri, mücadele edenleri (savaşanlar) ve başlarına gelenlere sabredenleri, elbette ki Rabbin bağışlayan ve onlara merhametli olandır.
Sonra gerçekten senin çalabın türlü üzüntüler çektikten sonra göçenler, ondan sonra da Allah uğrunda savaşıp katlananlar iledir. Gerçekten senin çalabın bundan sonra kesin olarak yarlıgayıcıdır; esirgeyicidir.
Bundan sonra bil ki Rabbin, mihnete tutulup hicret, sonra cihat edip katlananları yarlıgar, bağışlar. Rabbin bu mihnetten sonra onları yarlıgar, bağışlar.
Sonra, muhakkak ki Rabbin, eziyete uğratıldıktan sonra hicret eden, sonra Allah yolunda cihat edip sabreden/ göğüs geren kimselerin yanındadır. Elbette Rabbin bunlardan da öte [ba’dihâ] Gafûr’dur, Rahîm’dir.
Sonra gerçekten Rabbin, işkenceye uğratıldıktan sonra hicret edenlerin, ardından cihad edip sabredenlerin (destekçisidir). Hiç şüphesiz senin Rabbin, bütün bunlardan sonra gerçekten bağışlayandır, esirgeyendir.
Ve ayrıca şunu da bil ki, senin Rabb’in, gerek uğradıkları baskı ve işkenceler, gerekse dünya malına aşırı tutkuları yüzünden dinlerini terk ederek fitneye kapıldıktan sonra yeniden kendisini toparlayan, bu hâle düşmelerine sebep olan ülkeyi, ortamı veya arkadaş çevresini terk edip, Müslümanca yaşayabilecekleri bir yere hicret eden, ardından da, zulüm ve haksızlıkların yeryüzünden kaldırılması için Allah yolunda cihâda katılan ve bu uğurda karşılaşacağı zorluklara göğüs gererek sabreden o tövbekâr müminlere karşı, evet, yaşadıkları bunca acı tecrübelere, düştükleri nâhoş durumlara rağmen, elbette senin Rabb’in, onlara karşı bağışlayıcı, merhametli davranacaktır. Hem bu dünyada, hem de mahşer gününde:
Yine senin rabbin, fitneye / işkenceye maruz kaldıklarının ardından hicret etmiş, sonra cihad etmiş ve sabretmiş olanlar için, evet senin rabbin, bunun ardından da elbette rahîm gafûrdur.
Öte yandan senin Rabb'in, hicret edenlerin yanında olacaktır: yani içinde bulundukları kargaşa ortamından kaçıp, mücadelesine devam eden ve sıkıntılara göğüs gerenlerin. Rabb’in ise, hep olduğu gibi bundan sonra da yine engin hoşgörülü, yine sevgi doludur.
Rabbin eziyet edildikten sonra hicret edip, ardından da azimle ve kararlılıkla Allah yolunda mücadele edenlerin yardımcısıdır. Bütün bunlardan sonra; yaptıkları hatalar yüzünden inananları Rabbin ortada bırakmaz. Onlara karşı çok bağışlayandır. Onları koruması altına alır.
Sonra kesinlikle Rabbin, işkenceye uğratıldıktan sonra hicret edenlerin, ardından da cihad edip sabredenlerin, yanındadır. Şüphesiz Rabbin, tüm bu (olup bitenler)den sonra da (onlar hakkında) gerçekten affedicidir, merhametlidir.¹
Ve yine bil ki, Rabbin, kötülüğün ayartısını ¹³⁶ gördükten sonra onun hüküm sürdüğü bölgeyi terk edenlerin ve o günden bu yana [Allah yolunda] üstün çabalar gösterip güçlüklere göğüs gerenlerin yanındadır; işte böyle bir dönüşümden sonra çok acıyıp-esirgeyen gerçek bağışlayıcı elbette senin Rabbindir!
Öte yandan Rabbin, baskı ve zulme uğradıktan sonra yurtlarından göç eden, sonra da Allah yolunda bütün gayretini sarf eden ve her türlü sıkıntıya direnip sabreden kimseleri gözetecektir. Zira senin Rabbin bundan sonra onlara bağışlama ve merhametiyle muamele edecektir. 2/218, 3/195, 4/97-100, 9/20, 16/41
Sonra yine unutma ki Rabbin, ağır işkence altında (kendilerine dayatılanı kabul ederek) fitneye düşürülmelerinin[²²⁰²] ardından hicret edenleri, (Allah yolunda) tüm çabasını harcayan ve direnenleri gözetecektir; evet, çünkü senin Rabbin, o (ağır acının) ardından[²²⁰³] elbette tarifsiz bağışıyla, eşsiz rahmetiyle muamele edecektir.
(Ey Muhammed) muhakkak ki Rabbin; eziyete uğradıktan sonra yurtlarından göç eden, sonra da (Allah yolunda) savaşan ve sabreden kullarını mükafatlandıracaktır. Şüphe yok ki Rabbin (böyle kullarına karşı) çok bağışlayandır ve çok merhametli olandır! (Onların kusurlarını affeder ve rahmetine erdirir)
Sonra Rabbin, fitneye uğratıldıktan sonra hicret edenleri, sonrasında da cihat edenleri ve sabredenleri muhhakkak ki Rabbin bütün bunlardan sonra merhametiyle onları affedendir.
Sonra muhakkak ki, fitneye uğratıldıklarından sonra hicret edenleri, sonra da cihadda bulunanları ve sabredenleri Rabbin (mükâfaatlandıracaktır). Şüphe yok ki, senin Rabbin onun ardından da elbette yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir.
Bundan sonra şunu bil ki: Şüphesiz ki senin Rabbin, mihnet ve işkenceye, zulme ve baskıya uğradıktan sonra mücahede edip sabreden, ardından da hicret edenlerle beraberdir. Evet Rabbin, onların bütün bu güzel hareketlerine karşılık elbette onları bağışlayıp ihsanda bulunacaktır. Çünkü O gafurdur, rahîmdir.
Sonra Rabbin, şunların şu işkenceye uğratıldıktan sonra göç eden, sonra savaşan ve sabredenlerin yanındadır. Elbette (bütün) bun(lar)dan sonra Rabbin bağışlayan, esirgeyendir.
Sonnra 'azâbı çekdikden sonra hicret ve sonra cihâd idüb âlâm ve meşâkka sabır idenlere rabbin, evvel işledikleri günâhı 'afv ider rahîmdir. [¹]
Sonra,Rabbin, eziyete uğradıktan sonra hicret eden, mücadele veren ve sabreden kimseleri, Rabbin, ondan sonra da bağışlar ve merhamet eder.
Şunu da bil ki, Rabbin, eziyete uğradıktan sonra hicret eden ve sonra da sabredip cihad eden kimseler için, hiç kuşkusuz, çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.
Kuşkusuz, Rabbin; işkenceye uğratıldıktan sonra hicret eden, ardından da cihat edip sabreden kişiler yanındadır. Bütün bunlardan sonra senin Rabbin elbette cömertçe affedecek, cömertçe merhamet edecektir!
andan, bayıķ çalabuñ, anlara kim ayrıldılar yirlerinden, andan: śoñra kim 'aźāb eylenildiler, bunları incitdüginden śoñra gitdiler; andan, çalışdılar, daħı ķatlandılar. bayıķ çalabun, andan śoñra, yarlıġayıcıdur, raḥmet ķılıcı.
Andan ṣoñra senüñ Çalabuñ, ol kişiler ki hicret itdiler ‘aẕāb olduḳdanṣoñra, andan ġazālıḳ eylediler ve ṣabr itdiler, taḥḳīḳ senüñ Çalabuñ andanṣoñra günāhlar baġışlayıcıdur, raḥmet eyleyicidür.
Fitnəyə mə’ruz qaldıqdan sonra hicrət edənləri, daha sonra cihad edib (bu yolda hər cür əzab-əziyyətə) səbr edənləri isə (bütün) bunlardan sonra Rəbbin, şübhəsiz ki, bağışlayandır, (onlara) rəhm edəndir!
Then lo! thy Lord for those who become fugitives after they had been persecuted, and then fought and were steadfast lo! thy Lord afterward is (for them) indeed Forgiving, Merciful
But verily thy Lord,- to those who leave their homes after trials and persecutions,-(2147) and who thereafter strive and fight for the faith and patiently persevere,- Thy Lord, after all this is oft-forgiving, Most Merciful.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |