Ulâ-ike-lleżîne tabe’a(A)llâhu ‘alâ kulûbihim vesem’ihim veebsârihim(s) veulâ-ike humu-lġâfilûn(e)
Onlar, öyle kişilerdir ki Allah, onların kalplerini, kulaklarını, gözlerini mühürlemiştir ve onlardır gaflet edenlerin ta kendileri.
Onlar Allah’ın; kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. İşte (asıl) gafil olanlar da onların ta kendileridir.
İşte Allah'ın, kalplerini işitme ve görme duyularını mühürlediği kimseler bunlardır. Hakka ve gerçeklere karşı umursamazlık içinde bulunanlar da, işte bunlardır.
İşte onlar, Allah'ın kalplerini, kafalarını anlayışsız, kulaklarını işitmez, gözlerini görmez hale getirdiği kimselerdir. Onlar, işte onlar, gaflet içinde olanlardır.
Onlar, Allah'ın kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. Gafiller de işte onlardır.
Onlar, Allah'ın, kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. Gafil olanlar onların ta kendileridir.
Bunlar, o kimselerdir ki, Allah, kalblerini, kulaklarını, gözlerini mühürlemiştir. İşte bunlar, gafil olanlardır.
İşte Allah, bunların kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlemiştir. Çünkü onlar, (hak ve hakikate) karşı ilgisiz kaldılar.
İşte, Allah'ın, gönüllerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimseler bunlardır. Onlar gafillerin ta kendileridir.
İşte bunlar, Allahın gönüllerine, kulaklarına, gözlerine damga vurmuş bulunduğu kimselerdir, işte bunlar, bilgisizler
İşte onlar, (kötü niyet ve eylemlerinden dolayı) Allah'ın kalplerini, işitme ve görme duyularını mühürlediği kimselerdir. İşte, umursamazlık içinde hakkı göremeyen gafiller bunlardır.
Ânlar Allâh’ın kalblerine, kulaklarına, gözlerine mühür koydığı insânlardır. Hepsi gâfildir.
İşte Allah'ın kalblerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimseler bunlardır. Gafiller de işte bunlardır.
İşte onlar, Allah’ın; kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. İşte onlar gafillerin ta kendileridir.
Bunlar, Allah’ın kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir; gaflette olanlar da işte bunlardır.
İşte onlar Allah'ın, kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. Ve onlar gafillerin kendileridir.
İşte onlar, ALLAH'ın kalplerini, işitme ve görüşlerini mühürlediği kişilerdir. Onlar gafillerdir.
Bunlar, o kimselerdir ki; Allah kalblerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlemiştir. Ve onlar, gafillerin ta kendileridir.
Onlar öyle kimselerdirler ki Allah kalblerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlemişdir ve işte onlardır ki hep gafillerdir
Onlar (ısrarla hakkı inkâr ettikleri ve hidâyete ulaşmak üzere gayret sarf etmedikleri için) Allah’ın, kalplerini, kulaklarını ve gözlerini (manen) mühürlediği kimselerdir. İşte onlar gafillerin ta kendileridir.
Onlar öyle kimselerdir ki Allah, kalblerinin, kulaklarının ve gözlerinin üstüne mühür basmışdır. İşte gaafil olanlar da onların ta kendileridir.
İşte onlar (küfürleri sebebiyle) Allah'ın, kalblerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. İşte onlar, gafillerin ta kendileridir!
İşte onlar, Allah’ın (hakkı anlamak istemeyip inkâr ve sapıklığı tercih etmeleri sebebiyle) kalblerini (akletme, karar verme ve düşünme merkezi olan beyinlerini), işitme ve görme duyularını (melekler tarafından tanınmaları için manevi bir işaretle) damgaladığı kimselerdir. İşte, umursamazlık içinde (hakkı görmek istemeyen) gafiller de onlardır.*
Allah’ın kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimseler, doğrulardan habersiz olanlardır.
Bunlar o kimselerdir ki Allah onların yüreklerini, kulaklarını, gözlerini mühürlemiştir. İşte dalgıda olanlar bunlardır.
Onlar öyle kimselerdir ki Allah onların kalplerine, kulaklarına, gözlerine mühür basmıştır. Gafil olanlar da onlardır.
İşte onlar Allah’ın kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir⁴⁰. İşte onlar gâfillerin tâ kendileridir.
Onlar, Allah'ın kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. Gafil olanlar da onların ta kendileridir.
İşte onlar, Allah tarafından konulan yasalar gereğince, kalpleri, kulakları ve gözleri mühürlemiş olan kimselerdir; başlarına gelecekleri hiç düşünmeden, gaflet ve cehâlet içinde yüzenler de, işte onlardır!
İşte onlar kalblerini, işitmelerini, görmelerini Allah’ın mühürlediği kimselerdir. İşte Gâfiller onlardır.
Allah, böylesi toplumların ileriyi görme ve duyma yeteneklerini köreltmiş, ayrıca görüş alanlarını daraltmış, hepten ilgisiz ve duyarsız bir toplum olup çıkmışlardır.
İşte onlar, inkârlarından dolayı Allah’ın kalplerini, kulaklarını ve gözlerini, ön yargılarıyla mühürlediği kimselerdir. Onlar gerçeklerden uzaktırlar. Allah onlara inanmaları için asla baskı yapmaz. İnkârlarını olduğu gibi kabul ederek tasdik eder. İnkârlarından sorumlu tutar. Rabbiniz inanan hiç kimsenin kalbini, gözünü, kulağını hidayete kapatmaz. Bunu inkâr eden kendisi yapar, Rabbiniz insanın iradesiyle verdiği kararı tasdik ederek sorumlu tutar.
İşte onlar kalplerini, işitme (duyu)sunu ve gözlerini Allah’ın mühürlediği kişilerdir. [*]Onlar habersizmiş gibi davrananların ta kendileridir.
O (kâfirler) Allah’ın kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir ve onlar, gafillerin ta kendileridir.
İşte, Allah’ın kalplerini, işitme ve görme duyularını mühürlediği kimseler bunlardır; işte, umursamazlık içinde ¹³⁵ dalıp giden kimseler bunlardır!
Bunlar Allah’ın mesajını kulakları ile duymak gözleri ile görmek istemeyen kimselerdir, kalplerini de mühürlemişlerdir ve işte bunlar, gaflette olanların ta kendileridir. 2/6-7, 4/155, 10/74, 40/35, 45/23, 63/3
İşte onlar kalplerinin (akletme), işitme ve görme yetilerini Allah’ın mühürlediği kimselerdir.[²²⁰¹] İşte onlar, gaflete gömülüp gidenlerin ta kendileridir.
İşte onlar Allah'ın; kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir ve onlar gafillerin ta kendileridir. (Ömürlerinin sonuna kadar şirk ve küfürde direnirler ve tevbe edip imana gelmeyi kibirlerine yediremezler)
İşte, Allah’ın kalplerini, işitme ve görme duyularını mühürlediği kimseler bunlardır ve bunlar gafil olanlardır.
Onlar o kimselerdir ki, Allah onların kalpleri, kulakları ve gözleri üzerine mühür basmıştır ve gâfiller olanlar da işte onlardır.
Bunlar o kimselerdir ki Allah onların kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlemiştir. İşte hakkı göremeyen gafiller onlardır.
Onlar, Allah'ın kalblerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. İşte gafiller onlardır.
Onlar, kalbleri, kulakları ve gözleri üzerine Allâh'ın mühür urdukları gâfillerdir.
Bunlar, kalpleri, dinleme ve görmeleri üzerinde Allah’ın yeni bir yapı oluşturduğu kimselerdir. Onlar, ne yaptıklarının farkında değillerdir.
Onlar, Allah'ın kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. Çünkü onlar gafil olanların ta kendileridir.
Onlar, kalplerini, kulak ve gözlerini Allah'ın mühürlediği kimselerdir. Onlar, gafillerin tâ kendileridir.
Bunlar, Allah'ın; kalpleri, kulakları ve gözleri üstüne mühür bastığı insanlardır. Gaflete saplananlar da bunların ta kendileridir.
şunlar anlardur kim, mühr urdı Tañrı göñülleri üzere, daħı ķuşlaķları üzere, daħı gözleri üzere; [143a] daħı şunlar, anlardur ġāfiller.
Anlar ol kişilerdür ki mühr urdı Tañrı Ta‘ālā yürekleri üstine. Daḫı ḳulaḳları ve gözleri üstine. Daḫı anlar ġāfillerdür.
Bunlar o kəslərdir ki, Allah onların qəlblərini, qulaqlarını və gözlərini möhürləmişdir. Onlar (Allahın kafirlər üçün hazırladığı əzabdan) qafildirlər!
Such are they whose hearts and ears and eyes Allah hath sealed. And such are the heedless.
Those are they whose hearts, ears, and eyes Allah has sealed up,(2146) and they take no heed.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |