18 Mayıs 2025 - 20 Zi'l-ka'de 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Hicr Suresi 91. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Elleżîne ce’alû-lkur-âne ‘idîn(e)

Öyle kişilerdi onlar ki Kuran'ı parçaparça ettiler; bir kısmına inandılar da bir kısmına inanmadılar.

Onlar ki Kur’an’ı parça parça edip bölümlere ayırmışlar (işlerine gelen kısmını alıp, diğer hükümlerini önemsiz ve gereksiz saymışlar, böylece sapıtıp azıtmışlar)dı.

İşte onlar, Kur'ân'ı parça parça ettiler de, bir kısmına inanıp, bir kısmına inanmadılar.

Bu anlayışın takipçileri, Kur’ân'ın tutarsız, çelişkili anlamlar yığını olduğunu, kutsal kitaplara uygun ve aykırı kısımlarının bulunduğunu ortaya koymaya çalıştılar.

bk. et-Tefsîru’l-kebir, 19/212.

Onlar ki, Kur'an'ı kısım kısım yaptılar. [6]

6.Bazılarına inanıp bazılarına inanmadıklarını söylediler.

Ki onlar Kur'anı parça-parça kıldılar.

Onlar, o kimselerdir ki, kitablarını kısım kısım yapmışlardı (bir kısmına inanıyor, diğer bir kısmına inanmıyorlardı.)

O bölücüler ki, Kur’anı parça parça ettiler. (İşlerine gelen kısmı alıp, gelmeyeni bıraktılar.)

Onlar, Kur'ân'ı bölüp ayıranlardır.

90,91. Nitekim, kitabı üleşenlerle; Kur'anı bölüşenlere azap indirdiğimiz gibi

Onlar ki, (bir kısmına inanıp, bir kısmını inkâr ederek) Kur'an'ın ayetleri arasında da ayırım gözettiler.

90, 91. Kur’ân’ın ba’zı aksâmını red idenleri, Kur’ân’ı kısımlara ayıranları tecziye ideceğiz.

90,91,92,93. Kuran'ı işlerine geldiği gibi bölenlere de, kendi Kitablarının bir kısmına inanıp bir kısmını kabul etmeyen yahudi ve hıristiyanlara da nitekim Kitap indirmiştik; Rabbine and olsun ki hepsini, yaptıklarından sorumlu tutacağız.

Ki onlar, (bir kısmına inanıp, bir kısmını inkâr ederek) Kur’an’ı da parça parça edenlerdir.

Kur’an’ı parçalara ayıranlar yok mu;

Onlar, Kur'an'ı tutarsız parçalar olarak nitelendirenlere gelince,

Onlar ki Kuran'ı parçalara ayırdılar.

Onlar, Kur'ân'ın bir kısmına inanıp bir kısmına inanmayarak onu kısım kısım böldüler.

O, Kur'anı kısım kısım tefrık edenlere

(O ehl-i kitap) ki onlar, (işlerine geldiği zaman Kur’ân’ın bir kısmı haktır, işlerine gelmediği zaman da Kur’ân bâtıldır diyerek, inanıp inanmama yönüyle) Kur’ân’ı da kısım kısım ayırdılar.

Onlar şimdi de Kur'an'ı parça parça yaptılar.¹

1- Yalan, sihir, kâhinlik, eskilerin masalları, şiir olarak niteleyerek.

90,91. Nitekim iş bölümü yapanlara, Kur'ânı parçalayanlara da (öyle azâb) indirmişdik.

Onlar ki, Kur'ân'ı kısım kısım ayırdılar (bir kısmına hak, bir kısmına bâtıl dediler).

Onlar (o kitap ehli) ki, Kur’ân’ı kısım kısım ayırdılar (ellerindeki muharref Tevrat’a ve İncil’e uygun olan ayetlere hak, uygun olmayanlara da batıl dediler).

Onlar Kur’an’ı birbirinden kopuk tutarsız parçalara ayırdılar.

Kur’an’ı parçalara ayıran o kimselere.

Onlar Kur/an/ı parçalara ayırmışlardı [¹].

Onlar şimdi Kur’an’ı da parça parça etmektedirler.²⁶

26 Krş. Bakara, 2/85; Mâide, 5/41; En’âm, 6/91; Mü’minûn, 23/53

O kimseler ki Kur'an'ı parça parça kıldılar.

Onlar ki, şimdi de Kur’an’ı —bir kısmını kabul, bir kısmını reddederek— paramparça ediyorlar.

Onlar ki Kur’ân’ı parça parça yaptılar.

Yani Kuran’ı, iyi kötü diye bölümleyenlere.

Onlardan bazıları anlamadan dinlemeden, Kur’an’ın tutarsız parçalardan oluştuğunu, birbirine çelişkili ayetler olduğunu iddia ediyorlar.

91,92,93. Rabbine yemin olsun: Yaptıklarından dolayı mutlaka Kur’an’ı bölüp ayıranların hepsini sorguya çekeceğiz. [*]

Bu ayetlerde Kur’an mesajıyla doğru bir şekilde iletişim kurmayıp onu çeşitli anlayışlara bölenler, böylece toplumu bölüp parçalayanların bu yaptıklar... Devamı..

O Kur’an’ı (işlerine geldiği şekilde) kısımlara ayıranlara gelince,

işte onlar, [şimdi] Kur’an’ı da tutarsız, insicamsız bir anlam [demeti] ⁶⁸ olarak göstermek istiyorlar!

68 Tâcu’l-‘Arûs’a göre (‘adihe ve ‘adave maddesi) ‘ıdîn (d: dâd) sözcüğünün yukarıdaki anlam örgüsü içindeki karşılığı bu yöndedir: bu, aynı zamanda T... Devamı..

Onlar ki, vahyi/Kuran’ı birbirinden kopuk mesajlar olarak kabul eden kimselerdir. 2/85, 6/91, 13/36

Onlar ki, (şimdi de) Kur’an’ı birbirinden kopuk sözler demeti olarak tasavvur ediyorlar.[²⁰⁷⁵]

[2075] ‘İdîn, “koparılıp ayrılmış, birbiriyle irtibatı kalmamış parçalar” anlamına. Vahyin inkârcı muhataplarının Kur’an’da birbiriyle alâkasız bir sü... Devamı..

90,91. (Nitekim) Biz, Kur'an'ın bir kısmına inanıp bir kısmına inanmamak suretiyle, onu taksim etmeye (bozmaya) yeltenenlere (kitap ehline) azap indirmiştik.

Ki onlar, Kur’ân’ı parça bölük ettiler.

O kimseler (in üzerine ki, Kur'an'ı) taksime uğratmak istemişlerdi.

90, 91. Tıpkı o bölüşenlerin, O Kur'ân'ı parça parça edenlerin başlarına indirdiğimiz felaket gibi.

Muktesimîn: bölüşenler, bölenler veya yemin edenler mânalarına gelir. İlk mânaya göre: Kur’ân’ı kısım kısım ayırarak bir kısmını kabul, öbür kısmını r... Devamı..

Onlar ki Kur'an'ı bölük bölük ettiler.

Kur'an'ın bir kısmına şi'ir, bir kısmına büyü ve kehanet, bir kısmına eskilerin masalları dediler.

90,91- Sizi öyle bir 'azâbla korkudırım ki Kur'ân'ı uzuv uzuv idenler ve kısımlara ayıranlar üzerine onı göndeririz.

Bu Kur’ân’ı parça parça edenlere.

Onlar, Kur'an'ı parçalayan kimselerdir.

Onlar Kur'ân'ı parça parça edenlerdir.(13)

(13) Kur’ân’ı veya semavî kitapları bölüştürerek o kitaplardan veya kitabın âyetlerinden bir kısmını kabul, bir kısmını da reddedenler.... Devamı..

Onlar ki Kur'an'ı parça parça/bölük bölük/falcılık aracı yaptılar.

90-91. nitekim indürdük üleşiciler üzere anlar kim ķıldılar ķur’ān’ı bölükler.

Anlar kim Ḳur’āna şi‘r ve siḥrdür, dirler.

O kəslər ki, Qur’anı (müxtəlif) hissələrə böldülər! (Yəhudilər və xaçpərəstlər, yaxud müşriklər Qur’anın bir qisminə inanıb, digər qismini inkar edirdilər. Onların bə’zisi Qur’anı şe’r, bə’zisi sehr, bə’zisi isə kahinlik əsəri adlandırırdı).

Those who break the Qur’an into parts.

(So also on such) as have made Qur´an into shreds (as they please).(2014)

2014 The Makkan Pagans, in the early days of Islam, in order to dishonour and ridicule the Qur'an, divided what was so far revealed, into bits, and ap... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.