Velekad âteynâke seb’an mine-lmeśânî velkur-âne-l’azîm(e)
Andolsun ki biz sana, tekrarlanan yedi ayeti ve pek büyük olan Kur'an'ı verdik.
(Ey Resulüm ve ümmeti!) Andolsun, Sana (huzur ve şuurla) tekrarlanan yediyi (namazların her rekâtında tekraren okunan ve Kur’an’ın özeti sayılan Fatiha-i Şerifi) ve Yüce Kur’an-ı Azim’i verdik.
Ve gerçek şu ki: Biz sık sık tekrarlanan ayetlerden oluşan, yedili bir sûre olan Fatiha'yı ve pek büyük Kur'ân'ı sana verdik.
Andolsun ki, biz sana namazda tekrar tekrar okunan yedi âyeti, Fâtiha'yı, birbirini takviye eden yedi büyük sûreyi, tekrarlanarak anlatılan yedi konuyu, yedi şekilde ifade edilen âyetleri, yedi büyük lütfu ve yüce, azametli Kur'ân'ı verdik.
Andolsun sana ikişerlerden yediyi [4] ve Büyük Kur'an'ı verdik.
Andolsun, sana çiftlerden yediyi ve büyük Kur'an'ı verdik.
Andolsun ki, biz, sana, (her namazda) okunup tekrarlanan yedi âyeti (Fâtiha sûresini) ve şu büyük Kur'ân'ı verdik.
Biz de sana, tekrarlanan yedi âyetle, ulu Kur'anı verdik
Gerçekten sana sürekli tekrarlanan yedi ayeti ve yüce Kur'an'ı verdik.
Muttasıl tekrârı lâzımgelen yedi sureyi de Kur’ân-ı ’azîm ile berâber sana virdik.
And olsun ki, sana daima tekrarlanan yedi ayetli Fatiha'yı ve Kuran-ı Azim'i verdik.
Kuşkusuz sana tekrar tekrar okunandan (âyetlerden) yedisini ve yüce Kur’an’ı verdik.
Biz sana yedi çifti ve büyük Kuran'ı verdik.
Andolsun ki, biz sana tekrarlanan yedi âyeti (Fatihayı) ve yüce Kur'ân'ı verdik.
Celâlim hakkı için sana «sebul mesani»yi ve Kur'anı azımi verdik
Kasem olsun ki, biz sana tekrarlanan yedi âyeti (Fâtiha’yı) ve yüce Kur’ân’ı verdik.
Ant olsun ki sana seb'an¹ mine'l- mesânî² ve yüce Kur'an'ı verdik.
Andolsun ki biz sana (namazın her rek'atında) tekrarlanan yedi (âyet-i kerîme) yi ve şu büyük Kur'ânı verdik.
Celâlim hakkı için, sana (namazın her rek'atında) tekrarlanan yedi (âyeti,Fâtiha)yı ve yüce Kur'ân'ı verdik.
(Ey Resulüm!) Gerçekten de biz sana (hidayet, nübüvvet, rahmet, sevgi, şefkat, ülfet ve sekine gibi) nice (manevi) nimetleri ve (hem senin, hem de bütün insanlık için bir hidayet rehberi olan) yüce Kur’an’ı verdik. *
Biz sana, tekrarlanan yediyi ve ulu büyük bir Kur’an verdik.
Ant olsun ki Biz sana yedi tane övme ayetli Fatiha ile ulu Kur’an’ı verdik.
(Ey Peygamber!) Gerçekten Biz sana çift anlamlı hakikatten [mesânî]²⁵ yedi ayeti/Fâtiha’yı ve Yüce olan Kur’an’ı verdik.
Şüphesiz sana tekrarlanan yediyi (iki defa nazil olan Fatiha suresini) ve azametli Kur'an'ı verdik.
Gerçekten Biz sana, hayatın her cephesini kuşatan; yani insanın bulunduğu her yerde sürekli okunarak ve gündemde tutularak tekrarlanan yedi ayetli Fâtiha sûresini —ki Kur’an’ın anahtarı, özü ve esasıdır— ve Fâtiha’nın açılımı olan şu yüce Kur’an’ı bahşettik. İşte bu, bir kula dünyada verilebilecek en büyük nîmettir. O hâlde, bu nîmetin kıymetini iyi bil; Kur’an’ı terk ederek mal ve servet yığma yarışına giren gâfillere imrenme:
And olsun ki sana Çok Büyük Kur’ân’ı ve İkişerli’den yedi’yi verdik!
Biz sana hep tekrarlanan yedi ayet / fatiha yanısıra muhteşem Kuran’ı da verdik.
Sana yolumuzun esaslarını belirten yedi ayet verdik! Ayrıca onlara okuman için kitap gönderdik! Bizim sana verdiklerimiz onların geçici bir süre sahip olduklarından daha iyidir. Yeter ki sen verdiklerimize göre hareket et!
Biz sana tekrarlanan yedi (mesajı) ve yüce Kur’an’ı verdik. [*]
(Ey Muhammed!) Yemin olsun, sana yedi mûcizeyi¹ ve şu büyük Kur’an’ı verdik.
VE GERÇEK ŞU Kİ, Biz sana sık sık tekrarlanan [ayetlerden oluşan] yedili [bir sure] bahşettik ve [böylece senin önüne] yüce Kur’an’ı [açıp serdik]: ⁶²
Andolsun ki, biz sana tekrarlanan yedi ayeti (Fatiha’yı) ve yüce Kuran’ı verdik. 1/1...7
DOĞRUSU Biz sana, seb’i mesânî’yi,[²⁰⁷²] yani Yüce Kur’an’ı verdik.
(Ey Muhammed) Andolsun ki biz sana tekrarlanan yedi'yi ve şu büyük Kur'an'ı verdik.
Ve biz sana İkililerden yedi ve bu azim Kur’ân’ı verdik.
Zâtı akdesime kasem olsun ki, sana tekrarlanan yediyi (Fatiha sûresini) ve büyük Kur'an'ı verdik.
Andolsun sana ikililerden yedi ve bu büyük Kur'an'ı verdik.
Biz sana Cenâb-ı Hakk'ı senâyı müştemil sûreyi (Fatiha Sûresini) ve Kur'ân-ı 'Azîm'i virdik.
Sana o mesânîden[*] yedi taneyi ve yüce Kur’ân’ı verdik.
Sana, tekrarlanan yedi ayeti ve büyük Kur'an'ı verdik.
Yemin olsun ki, biz sana ikişerlerden/ikililerden/iç içe kıvrımlar halindeki çift mânalılardan yedi taneyi ve şu büyük Kur'an'ı verdik.
daħı bayıķ virdük saña yidi ikilenicilerde ikilenür daħı ķur’ān’ı ulu.
Taḥḳīḳ biz virdük saña yidi āyet ki Fātiḥa sūresidür. Daḫı ulu Ḳur’ān in‐dürdük saña.
(Ya Rəsulum!) Biz sənə (hər namazda oxunub) təkrarlanan yeddi ayəni (Fatihə surəsini) və (böyük) əzamətli Qur’anı verdik.
We have given thee seven of the oft repeated (verses) and the great Qur’an.
And We have bestowed upon thee the Seven Oftrepeated (Verses)(2008) and the Grand Qur´an.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |