10 Kasım 2024 - 8 Cemaziye'l-Evvel 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Hicr Suresi 64. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Veeteynâke bilhakki ve-innâ lesâdikûn(e)

O gerçek haberle geldik sana ve biz doğru sözlüyüz.

"Sana (va’ad olunan acı) gerçeği getirdik, biz şüphesiz doğru söyleyenleriz."

“Ve sana gerçekleşmesi kaçınılmaz olan gerçek haberi getirdik. Çünkü şüphesiz biz doğru söylüyoruz.

“Sana, haklı bir gerekçe ile, hikmete dayalı, kesinlik kazanan bir cezayı uygulamak için geldik. Biz kesinlikle doğru söylüyoruz.” dediler.

Biz sana hakla geldik ve biz kesinlikle doğru söyleyenleriz.

'Sana gerçeği getirdik, biz şüphesiz doğru söyleyenleriz.'

Sana, onların azabına dair gerçekle geldik, ve biz muhakkak doğru söyleyicileriz.

Sana da hakkı getirdik. Ve biz doğru söyleyenleriz.

“Sana gerçeği getirdik; biz, hakikaten doğru söyleyenleriz.”

Sana hakkı getirdik, biz gerçekleriz

Ve sana (gerçekleşmesi kaçınılmaz olan) hakkı getirdik. Kuşku yok ki, biz doğruyu söylüyoruz.

63, 64. Melekler: "Sizin kavminiz münkerdir seni tasdîk itmiyorlar biz ânları helâk içün geldik"

63,64,65. "Biz sana sadece şüphe edip durdukları azabı getirdik. Sana gerçekle geldik. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz. Artık, geceleyin bir ara, aileni yola çıkar, sen de arkalarından git; hiçbiriniz arkaya bakmasın; emrolunduğunuz yere doğru yürüyün" dediler.

“Biz, sana gerçeği getirdik. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz.”

Sana, gerçeği getirdik. Biz muhakkak doğru söylüyoruz.”

Sana gerçeği getirdik; biz, hakikaten doğru söyleyenleriz.

"Sana gerçeği getirdik, biz elbette doğru konuşuyoruz."

"Sana gerçeği getirdik; biz elbette doğru söylüyoruz."

Ve sana emri hakkile geldik, emin ol biz sadıklarız

(Yine o melekler dediler ki:) “Biz sana hakla geldik ve biz kesinlikle doğru söyleyenleriz.

“Doğru söyleyenleriz! Biz sana Hakk'ı¹ getirdik.”

1- Allah\tan aldığımız bilgiyi, gerçeği.

«Sana Hak (kın emri) ile geldik. Biz şübhesiz doğru söyleyenleriz».

“Ve sana hak ile (kavminin hak ettiği bir azâb ile) geldik; muhakkak ki biz, elbette doğru (söyleyen) kimseleriz.”

"Ve sana (gerçekleşmesi kaçınılmaz olan) hak ile geldik. Elbette biz, (sana) doğruyu söylüyoruz."

“Sana gerçek doğru olanı getirdik ve bu hususta doğruyu söylüyoruz”

Biz sana doğruyu getirdik. İşte bizler de dosdoğru kimseleriz.

Sana cayılmayacak vâde getirdik. Biz her halde gerçek diyenleriz".

“Sana gerçeği getirdik. Biz elbette doğru söyleyenleriz.”

“Sana gerçeği getirdik, biz şüphesiz doğru söyleyenleriz.”

Çünkü kör bir tesadüf bizi getirmedi buralara. Aksine, belli bir hikmet doğrultusunda, Allah’ın hükmünü gerçekleştirmek için, hak ile geldik sana; elbette biz, doğru söylüyoruz.”

“Sana Hakk’ı (Gerçeği) getirdik. Biz, doğru söyleyenler’iz”.

Yani sana ilahî felaket haberini getirdik. İnan ciddiyiz.

"Sana gerçeği getirdik! Biz elbette doğru söyleyenleriz!"

63,64. (Melekler) “Doğrusu biz sana, onların şüphe etmekte oldukları şeyi (helak haberini) getirdik. Sana gerçeği getirdik. Doğrusu biz doğru söyleyenleriz.” demişlerdi. [*]

Benzer mesajlar: ‘Ankebût 29:31-34; Zâriyât 51:31-34.

“...Biz sana Hakk(ın emrin)i getirdik ve şüphesiz biz doğru söylüyoruz...”

“ve sana [gerçekleşmesi kaçınılmaz olan] hakkı getirdik; ⁴⁵ çünkü, kuşku yok ki, biz doğruyu söylüyoruz”.

45 Lafzen, “Biz sana hakkı getirdik [yahut, “hak ile geldik”]”.

“Ve biz sana gerçekleşecek olan haberi getirdik, şüphesiz biz doğruyu söylüyoruz.” 29/34

ve biz sana tartışılmaz bir gerçekle geldik; zira unutma ki biz sadece doğruyu söyleriz.

Sana Hakk'ın emri ile geldik, kuşkusuz biz doğru söyleyenleriz.

Sana gerçeği getirdik, biz elbette doğru söyleyenleriz!

Ve sana hak ile geldik ve şüphe yok ki, biz elbette sâdıklardanız.»

63, 64, 65. “Yok” dediler, “Biz sana, onların şüphe ettikleri cezayı getirdik ve sana emr-i Hak ile geldik, emin ol biz sadık kimseleriz. Hemen gecenin sonunda aileni yola çıkar, sen de arkalarından git, içinizden hiç kimse dönüp ardına bakmasın, size emredilen yere geçin gidin. ” [15, 8; 11, 65]

Bundan maksat: “Sakın arkana bakma, yoksa taş kesilirsin.” değildir. Maksat şudur: “Arkanıza bakarsanız felakette helâk olanların müthiş çığlıkları, m... Devamı..

Sana gerçeği getirdik, biz elbette doğru söyleyenleriz!

"Ve sana hak olan 'azâb haberini getirdik."

Sana bunların hak ettiği şeyi getirdik. Bizler dosdoğru kimseleriz.

Sana hak olanı getirdik, şüphesiz biz doğru söyleyenleriz.

“Biz sana hak ile gelmiş bulunuyoruz; ve biz sözünde sadık olan kimseleriz.

"Sana gerçeği getirdik. Biz, özü-sözü doğru olanlarız."

“daħı getürdük saña ḥaķķı ya'nį girtü 'aźāb daħı bayıķ biz girçeklerüz.”

Daḫı geldük saña ḥaḳḳ‐ıla ve biz girçeklerden‐biz, didiler.

Biz sənə (Allahdan) doğru xəbər gətirmişik. Biz, həqiqətən, doğru danışanlarıq!

And bring thee the Truth, and lo! we are truth tellers.

"We have brought to thee that which is inevitably(1990) due, and assuredly we tell the truth.

1990 Another meaning of al Haqq. The Punishment which is justly and inevitably due, which must certainly come to pass. (Cf. 22:18, 16:36, and 16:38).


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.