Veeteynâke bilhakki ve-innâ lesâdikûn(e)
O gerçek haberle geldik sana ve biz doğru sözlüyüz.
"Sana (va’ad olunan acı) gerçeği getirdik, biz şüphesiz doğru söyleyenleriz."
“Ve sana gerçekleşmesi kaçınılmaz olan gerçek haberi getirdik. Çünkü şüphesiz biz doğru söylüyoruz.
“Sana, haklı bir gerekçe ile, hikmete dayalı, kesinlik kazanan bir cezayı uygulamak için geldik. Biz kesinlikle doğru söylüyoruz.” dediler.
Biz sana hakla geldik ve biz kesinlikle doğru söyleyenleriz.
'Sana gerçeği getirdik, biz şüphesiz doğru söyleyenleriz.'
Sana, onların azabına dair gerçekle geldik, ve biz muhakkak doğru söyleyicileriz.
Sana da hakkı getirdik. Ve biz doğru söyleyenleriz.
“Sana gerçeği getirdik; biz, hakikaten doğru söyleyenleriz.”
Sana hakkı getirdik, biz gerçekleriz
Ve sana (gerçekleşmesi kaçınılmaz olan) hakkı getirdik. Kuşku yok ki, biz doğruyu söylüyoruz.
63, 64. Melekler: "Sizin kavminiz münkerdir seni tasdîk itmiyorlar biz ânları helâk içün geldik"
63,64,65. "Biz sana sadece şüphe edip durdukları azabı getirdik. Sana gerçekle geldik. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz. Artık, geceleyin bir ara, aileni yola çıkar, sen de arkalarından git; hiçbiriniz arkaya bakmasın; emrolunduğunuz yere doğru yürüyün" dediler.
“Biz, sana gerçeği getirdik. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz.”
Sana, gerçeği getirdik. Biz muhakkak doğru söylüyoruz.”
Sana gerçeği getirdik; biz, hakikaten doğru söyleyenleriz.
"Sana gerçeği getirdik, biz elbette doğru konuşuyoruz."
"Sana gerçeği getirdik; biz elbette doğru söylüyoruz."
Ve sana emri hakkile geldik, emin ol biz sadıklarız
(Yine o melekler dediler ki:) “Biz sana hakla geldik ve biz kesinlikle doğru söyleyenleriz.
«Sana Hak (kın emri) ile geldik. Biz şübhesiz doğru söyleyenleriz».
“Ve sana hak ile (kavminin hak ettiği bir azâb ile) geldik; muhakkak ki biz, elbette doğru (söyleyen) kimseleriz.”
"Ve sana (gerçekleşmesi kaçınılmaz olan) hak ile geldik. Elbette biz, (sana) doğruyu söylüyoruz."
“Sana gerçek doğru olanı getirdik ve bu hususta doğruyu söylüyoruz”
Biz sana doğruyu getirdik. İşte bizler de dosdoğru kimseleriz.
Sana cayılmayacak vâde getirdik. Biz her halde gerçek diyenleriz".
“Sana gerçeği getirdik. Biz elbette doğru söyleyenleriz.”
“Sana gerçeği getirdik, biz şüphesiz doğru söyleyenleriz.”
“Çünkü kör bir tesadüf bizi getirmedi buralara. Aksine, belli bir hikmet doğrultusunda, Allah’ın hükmünü gerçekleştirmek için, hak ile geldik sana; elbette biz, doğru söylüyoruz.”
“Sana Hakk’ı (Gerçeği) getirdik. Biz, doğru söyleyenler’iz”.
Yani sana ilahî felaket haberini getirdik. İnan ciddiyiz.
"Sana gerçeği getirdik! Biz elbette doğru söyleyenleriz!"
“...Biz sana Hakk(ın emrin)i getirdik ve şüphesiz biz doğru söylüyoruz...”
“Ve biz sana gerçekleşecek olan haberi getirdik, şüphesiz biz doğruyu söylüyoruz.” 29/34
ve biz sana tartışılmaz bir gerçekle geldik; zira unutma ki biz sadece doğruyu söyleriz.
Sana Hakk'ın emri ile geldik, kuşkusuz biz doğru söyleyenleriz.
Sana gerçeği getirdik, biz elbette doğru söyleyenleriz!
Ve sana hak ile geldik ve şüphe yok ki, biz elbette sâdıklardanız.»
63, 64, 65. “Yok” dediler, “Biz sana, onların şüphe ettikleri cezayı getirdik ve sana emr-i Hak ile geldik, emin ol biz sadık kimseleriz. Hemen gecenin sonunda aileni yola çıkar, sen de arkalarından git, içinizden hiç kimse dönüp ardına bakmasın, size emredilen yere geçin gidin. ” [15, 8; 11, 65]
Sana gerçeği getirdik, biz elbette doğru söyleyenleriz!
"Ve sana hak olan 'azâb haberini getirdik."
Sana bunların hak ettiği şeyi getirdik. Bizler dosdoğru kimseleriz.
Sana hak olanı getirdik, şüphesiz biz doğru söyleyenleriz.
“Biz sana hak ile gelmiş bulunuyoruz; ve biz sözünde sadık olan kimseleriz.
"Sana gerçeği getirdik. Biz, özü-sözü doğru olanlarız."
“daħı getürdük saña ḥaķķı ya'nį girtü 'aźāb daħı bayıķ biz girçeklerüz.”
Daḫı geldük saña ḥaḳḳ‐ıla ve biz girçeklerden‐biz, didiler.
Biz sənə (Allahdan) doğru xəbər gətirmişik. Biz, həqiqətən, doğru danışanlarıq!
And bring thee the Truth, and lo! we are truth tellers.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |