Kâle innekum kavmun munkerûn(e)
O, siz dedi tanınmamış kimselersiniz.
(Lut) Dedi ki: "Sizler gerçekten tanınmadık kimselersiniz. (Söyleyin niçin geldiniz?)"
Lût onlara: “Doğrusu siz, burada tanınmayan kimselersiniz!” dedi.
Onlara:
“Siz, kimse tarafından tanınmayan ürküntü veren kimselersiniz” dedi.
(Lut): "Siz tanınmayan bir topluluksunuz" dedi.
(Lut) Dedi ki: 'Sizler gerçekten tanınmamış bir topluluksunuz.'
Lût dedi ki: “- Doğrusu siz ürkülecek bir kavimsiniz
“Sizler, tanımadığımız bir toplumsunuz!” dedi.
Lût onlara dedi ki: «Sizler tanınmamış kimselersiniz!»
61-62. Nihâyet elçiler Lût ailesine geldiğinde, (Lût onlara:) “Doğrusu siz (buralarda pek) tanınmamış kimselersiniz.” dedi.
61, 62. Rasûller Lût ’âilesinin nezdine geldikleri vakit Lut ânlara "Ben sizi tanımıyorum." didi.
61,62. Elçiler Lut'un ailesine gelince, Lut: "Doğrusu siz tanınmayan kimselersiniz" dedi.
61,62. Elçiler (melekler) Lût’un ailesine gelince, Lût onlara, “Gerçekten siz tanınmayan kimselersiniz” dedi.
61-62. Elçiler Lût ailesine geldiklerinde Lût onlara, “Bilinmedik tanınmadık kimselersiniz” dedi.
61, 62. Elçiler Lût âilesine gelince, Lût onlara: «Hakikaten siz tanınmayan kimselersiniz» dedi.
(Lut:) "Siz, bizce tanınmayan bir topluluksunuz," dedi.
Lût dedi ki: "Doğrusu siz ürkülecek bir kavimsiniz."
Siz, dedi: cidden ürkülecek bir kavmsiniz
(Lût endişeye kapılarak,) “Doğrusu siz, (buralarda) tanınmayan kimselersiniz” dedi.
Lut: “Doğrusu çekinilecek kimselersiniz.” dedi.
(Lût) dedi ki: «Herhalde siz tanınmamış bir zümresiniz».
61,62. Nihâyet elçiler Lût âilesine geldiğinde, (Lût onlara:) “Doğrusu siz (buralarda pek) tanınmamış bir topluluksunuz” dedi.
(Lût onlara): “Doğrusu, siz (bu çevrede) tanınmayan kimselersiniz!” dedi.
Lut elçilere “Siz (bu çevrede) bizim tarafımızdan tanınmayan bir topluluksunuz” dedi.
Lut dedi: "Sizler tanınmamış kimselersiniz."
Lût "- Yabancı kimselersiniz, sizi tanımıyorum" dedi.
O; onlara, “Siz tanınmayan bir topluluksunuz [kavm]” dedi.
(Lut) Dedi ki: “Sizler gerçekten tanınmamış bir topluluksunuz.”
Lût onlara,“Doğrusu siz, buralarda tanınmayan kimselersiniz. Yabancı olduğunuz anlaşılıyor, şehir halkına karşı aman dikkatli olun!” dedi. Bu arada, şehre yabancıların geldiğini duyan kâfirler, Lut’un evini basmaya kalktılar. Lut, çaresizlik içinde kıvrandığı bir sırada:
-“Siz, tanımadık bir kavimsiniz” dedi.
Lût: " Herhalde yabancı olmalısınız. "
Lut: "Siz cidden tanınmamış korkulacak kimselersiniz." dedi.
61,62. (Melek) elçiler Lut’un ailesine gelince (Lut) onlara “Şüphesiz ki siz tanınmayan kişilersiniz!” [*] demişti.
(Lût): “Siz gerçekten tanınmayan bir topluluksunuz.” dedi.
(Lût onlara): “Doğrusu, siz [burada] tanınmayan kimselersiniz!” ⁴³ dedi.
Lût, “Siz, hayırlı bir iş için gelmişe benzemiyorsunuz.” 29/32, 51/24…37
o dedi ki; “Bakın, siz tanınmayan garip kimselersiniz!”
Lut onları (genç delikanlı kılığında) görünce (telaşlandı ve) "Siz kimliği belli olmayan bir topluluksunuz (Buraya ne maksatla geldiniz)" diye sorunca;
(Lut onlara): "Doğrusu, siz (burada) tanınmayan kimselersiniz!" dedi.
(Lut aleyhisselâm) Dedi ki: «Muhakkak siz, meçhul bir tâifesiniz.»
61, 62. Elçiler Lut'un evine gelince O: “Doğrusu, siz ürkülecek kimselersiniz. ” dedi.
(Lut): "Siz hiç tanınmamış kimselersiniz!" dedi.
Lût: "Siz bizim tanımadığımız bir kavimsiniz" didi. [¹]
Lut dedi ki “Sizler tanınmamış bir topluluksunuz.”
- Siz, tanınmayan kimselersiniz, dedi Lût.
Lût “Siz yabancı kimselersiniz” dedi.
Lût: "Siz tanınmayan kimselersiniz." dedi.
61-62. pes ol vaķt kim geldi lūŧ evi ķavumlarına viribinilmişler eyitti ya'nį lūŧ “bayıķ siz bir ķavmsız bilinmezler.”
Lūṭ peyġamber eyitdi: Siz bir ḳavmsiz ki biz sizi bilmezüz, didi.
(Lut) dedi: “Siz yad adamlarsınız (mən sizi tanımıram)!”
He said: Lo! ye are folk unknown (to me).
He said: "Ye appear to be uncommon folk."
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |