11 Ekim 2024 - 8 Rebiü'l-Ahir 1446 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Hicr Suresi 13. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Lâ yu/minûne bih(i)(s) vekad ḣalet sunnetu-l-evvelîn(e)

Gene ona inanmazlar ve gerçekten, eskilerin yoluyoradamı da böylece olup bitmiş, onlar da bu yüzden azaba uğrayıp gitmiştir.

Evvelkilerin (daha önceki sapkın kavimlerin) sünneti (hak ettikleri musibetleri ve ibretlik akıbetleri) geçmişken (ve haberleri kendilerine verilmişken) onlar hâlâ buna (Kur’an’a) iman etmemektedirler.

Geçmiş toplumların başına gelen felaketler, onlar için ibret olarak durmasına rağmen, gene de O Kur'ân'a iman etmezler.

Allah'ın kitaplarına iman etmeyen önceki kavimlere, yürürlükte olan ceza kanunları uygulandığı halde, Onlar Kur'ân'a iman etmeyecekler.

Ona iman etmezler. Oysa öncekiler hakkındaki uygulama geçmiştir. [1]

1.Yani öncekilerin inkarcılıkları yüzünden başlarına gelenler bilinmektedir.

Onlar ona (indirilen kitaba) inanmazlar, oysaki evvelkilerin sünneti geçmiştir.

Kur'ân'a iman etmezler, halbuki, evvelki inkârcılar hakkında Allah'ın sünneti (onlara yaptığı azâp hali) geçmiştir. (İbret için önlerinde duruyor).

Eski çağların başına gelen (azap) yasalarını gördükleri halde yine inanmazlar.

Geçmişteki milletlerin durumu ortada iken, yine de ona inanmazlar.

O'na inanmıyorlar, oysaki, göz önünde eskilerin yolları

(Böylece) geçmiş ümmetlerin başlarına gelen felaketler ibret teşkil ettiği halde onlar yine de inanmazlar.

Evvelkilerin hâli câlib-i ibret iken yine inanmazlar.

12,13. Aynı şekilde biz de Kitap'ı suçluların kalblerine sokarız, ama ona yine de inanmazlar. Oysa kendilerinden öncekilerin uğradıkları meydandadır.

Önceki milletlerin (helâkine dair Allah’ın) kanunu geçmiş iken onlar buna (Kur’an’a) inanmazlar.

12-13. İşte onu (Kur’an’ı) inkârcıların kalplerine, inanmadıkları halde böyle yerleştiririz. Nitekim daha öncekilere de bu ilâhî kanun uygulanmıştır.

Öncekilerin başına gelenlerden ders almaları gerekirken onlar hala buna (Kur'an'a) inanmıyorlar.

Nitekim, ona inanmazlar. Kendilerinden öncekilerin sünneti (adeti) de böyleydi.

Kur'âna iman etmezler, halbuki öncekilerin sünneti (inanmadıkları için başlarına gelenler) gelip geçmiştir.

Ona iyman etmezler, halbuki önlerinde evvelkilerin sünneti geçmiştir

Onlar (kâfirler) kendilerinden önceki (kâfir) lerin başlarına gelenleri bildikleri halde, O’na (Kur’an) ’a inanmazlar.

Kendilerinden öncekilerin sünneti¹ geçtiği halde ona inanmazlar.

1- Önceki toplumların izledikleri yoldan dolayı başlarına gelenler.

(Kendilerinden) evvelkilerin (İmansızlıkları ve istihzaları yüzünden ma'ruz kaldıkları felâketler ma'lûm iken ve o gibiler hakkında ilâhî bir) sünnet (ve kanun) da geçmişken yine onlar buna (bu Kur'ana, bu peygambere) inanmazlar.

(Artık) ona (Kur'ân'a) îmân etmezler; hâlbuki evvelkilere tatbîk edilen (ibret alınacak) İlâhî kanun (nice cezâlar) geçmiştir. (Onu beklesinler!)

Önceki milletlerin (inkâr, zulüm ve azgınlıkları sebebiyle helâkine dair Allah’ın) sünneti (kanunu) geçmiş olmasına rağmen onlar (yine) ona (Kur’an’a) inanmazlar. *

(*) Buradaki sünnet, geçmiş toplumların inkâr, zulüm ve azgınlıkları sebebiyle kendilerine uygulanan ilahi ceza kanunudur. {سُنَّةُ الأوّلِينَ } طري... Devamı..

Onlar asla o elçiye inanmayacaklar. Daha öncekilerin uygulamaları da böyleydi.

Eskilerin başına gelenler gözönünde durup dururken yine de onlar buna inanmazlar,

Evvel gelenlerin başlarına gelen felâket hususundaki sünnet gelip geçtiği halde yine onlar buna [⁷] inanmazlar.

[7] Kur'ana veya Nebi'ye.

Onlar ona inanmazlar. Zira öncekilerin sünneti de (izledikleri yol) böyle geldi geçti.

Onlar ona (indirilen kitaba) inanmazlar, oysaki evvelkilerin sünneti de böyle olup gitmiştir.

Öncekilerin başına gelenler ortadayken, yine de bu Kur’ana inanmıyorlar. Ve insanlık tarihinden ders alıp, zulüm ve haksızlıktan vazgeçecekleri yerde, gereksiz mûcizeler peşinde koşuyorlar:

Ona inanmazlar. Oysa gerçekten İlk Öncekiler’in sünneti / yasası gelip geçti.

Ancak, eskilerin durumu ortada olduğu halde, Mekkeliler yine de ona inanmayacaklar.

Onlar geçmiştekilerin başlarına gelenlerden ders almıyorlar mı? Niçin aynı yoldan giderek başlarını belaya sokuyorlar? İnkârları başlarına büyük felaketler getirecek haberleri yok.

Öncekilere (uygulanan) kanun gelip geçmiş olmasına rağmen onlar (hâlâ) buna (Kur’an’a) inanmıyorlar.

O (kâfirler,) kendilerinden öncekilerin başlarına gelenleri bildikleri halde, (Kur’an)’a inanmazlar.

önceki [zalim]lerin izlediği yol (ve bu yolda başlarına gelenler) de nicedir gözlerinin önünde olduğu halde ¹³ buna inanmazlar.

13 Lafzen, “önceki toplumların yaşama tarzı (sünnet) gelip geçtiği halde” -yani, Allah’ın onların başına getirdiği felaketler öteden beri herkesçe bil... Devamı..

Onlar ona iman etmezler. Öncekilere de ilahi sünnet/yasa, hep böyle cereyan etmiştir. 7/101, 10/97, 36/46

onlar da öncekilerin nasıl bir model ortaya koydukları sergilendiği hâlde, (yine de) bu (vahye) inanmazlar.[²⁰³¹]

[2031] Benzer bir ibare için bkz: 26:200.

Onlar Kur'an'a iman etmezler. Oysa onların önceki ümmetlerin başına gelenlerden ibret almaları gerekmez miydi?

Kendinden öncekilerin başına gelene (alay ve inkâra verilen cezaya) inanmıyorlar

Onlar buna, (bu Kur'an'a) inanmazlar. Halbuki, evvelkilerin sünneti (başlarına gelen felaketler) gelip geçmiştir.

12, 13. Biz böylece o inkâr ve alayı suçluların kalplerine sokarız. Geçmiş ümmetlerin başlarına gelen felaketler ibret teşkil ettiği halde yine de onlar iman etmezler.

Kendilerinden öncekilerin sünneti (inkarcıların mahvedileceği yasası) geçtiği halde yine de ona inanmazlar.

Ona (Kur'ân'a) îmân idüb inanmazlar. Halbuki evvelki ümmetlerin sünneti gelüb geçdi (onların başlarına gelen 'azâbı gördiler ve haber aldılar.)

Bunlar ona inanmazlar; hâlbuki öncekilere uygulanan kanun açıktır.

Onlar da öncekilerin yaptığı gibi ona inanmazlar.

Onlar inanmazlar; oysa evvelkilerin başlarına gelenler, onları da kapsamına alacak bir yasa olarak cereyan etmiştir.

Ona inanmazlar. Oysaki, öncekilerin yol ve yöntemleri gözlerinin önünden geçmiştir.

inanmazla aña ya'nį ķur’ān’a daħı bayıķ geçdi ilergiler ķaydası.

İnanmazlar aña. Taḥḳīḳ geçdi sünneti helāk olmaḳda evvelki ümmetlerüñ.

Özlərindən əvvəlkilərin başlarına gələnlər (müsibətlər) göz qabağında olduğu (olub keçdiyi) halda, onlar (yenə də) ona (Qur’ana) inanmazlar.

They believe not therein, though the example of the men of old hath gone before.

That they should not believe in the (Message); but the ways of the ancients have passed away.(1947)

1947 Sects, divisions, and systems invented by men tend to pass away, but Allah's pure Truth of Unity endures forever. This we see in history when we ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.