Vemâ ye/tîhim min rasûlin illâ kânû bihi yestehzi-ûn(e)
Hiçbir peygamber göndermedik ki alay etmesinler onunla.
Ancak onlara herhangi bir elçi gelmeyegörsün, mutlaka onunla alay ederlerdi.
Hiçbir peygamber göndermedik ki, alay etmesinler onunla.
Kendilerine gelen Rasullerle, ille de alay etmeyi alışkanlık haline getiriyorlardı.
Onlara hiçbir peygamber gelmiyordu ki onunla alay etmesinler.
Onlara herhangi bir elçi gelmeyegörsün, mutlaka onunla alay ederlerdi.
Onlara hiç bir Peygamber gelmiyordu ki, onunla eğlenir olmasınlar.
Onlara Allah’ın hiçbir elçisi gelmiyordu ki onunla alay etmiş olmasınlar.
Onlar, gelen peygamberi mutlaka alaya alırlardı.
Bir peygamber gelmedi ki, onunla ancak alay ederlerdi
Onlara hiçbir peygamber gelmedi ki, onunla alay etmesinler.
Ânların istihzâ itmedikleri hiç bir rasûl yok idi.
Onlara gelen her peygamberi alaya alıyorlardı.
Onlar kendilerine gelen her peygamberle alay ediyorlardı.
Onlara bir peygamber geldiğinde muhakkak onunla alay ederlerdi.
Onlara bir peygamber gelmeyedursun, hemen onunla alay ederlerdi.
Onlara her ne zaman bir elçi geldiyse onu alaya aldılar.
Onlara hiçbir peygamber gelmiyordu ki onunla alay etmiş olmasınlar.
Ve onlara hiç bir Resul gelmiyordu ki onunla istihza eder olmasınlar
Onlara ne zaman bir peygamber gelse, mutlaka onunla alay ederlerdi.
Kendilerine gelen resûllerden alay etmedikleri hiç kimse olmadı.
Onlara her hangi bir peygamber gelmeye dursun ille onunla istihza (alay) ederlerdi.
Ve onlara hiçbir peygamber gelmiyordu ki onunla alay ediyor olmasınlar.
Ve onlara hiçbir elçi gelmiyordu ki onunla alay ediyor olmasınlar.
Ne zaman onlara bir elçi gelse, o elçi ile mutlaka alay etmek istemişlerdir.
Onlara ne zaman bir elçi gelmişse onlar onunla eğlenmişlerdir.
Onlara ne zaman peygamber gelmiş ise onlar onu istihzaya almışlardı.
Onlara herhangi bir elçi gelmesin ki onlar onunla alay etmemiş olsunlar.
Onlara herhangi bir peygamber gelmeye dursun, mutlaka onunla alay ederlerdi.
Onlara ne zaman bir elçi gelse, mutlaka onunla alay ederlerdi. Çünkü yeryüzü nîmetlerine aşırı bağlılık, kibir, inatçılık ve haksız önyargılar gözlerini kör etmişti. Demek ki, hakîkati inkâr eden bütün zâlimlerin değişmez bir ortak özellikleri var: İlâhî dâvet karşısında, küstahça takındıkları o alaycı tavır!
Onlara her bir rasûl gelince, onunla ancak alay ediyorlardı.
Onlar da, kendilerine bir Tanrı elçisi gelir gelmez hemen alaya alırlardı.
Elçi gönderilen toplumlar inkâr etmek için her türlü bahaneyi ürettiler. Elçilerimizi yalanladılar. Elçilerimizle alay ettiler. Sana yapılanlar yeni bir şey değil! Yaptıkları şey eskiden beri inkârcıların uygulayageldikleri taktiktir. Ayetlerimiz işlerine gelmezse önce inkâr ederler, sonra kafaları karıştırmak için yolda değiştirilmiş derler. Öyle bir iddiada bulunurlar ki; eğer ayetler doğru gelseydi bizim istediğimiz gibi gelirdi derler. Sanki göndereceğimiz ayetleri onlara soracağız! Yalan uydurmada hızlarını alamazlar. Kafa karıştırmaya devam ederek elçilerimizin delirdiğinden söz edip alaya alırlar. Onun için üzülme! Şunu bil yeter. Ayetlerim sana ulaşıncaya kadar korunmuştur. Risalet’im korunmuştur. Kitabın aslının korunduğu yer tamamen koruma altındadır. Hiçbir güç bunu değiştiremez. Sen tebliğ ettikten sonra insanların yaptıklarından sorumlu değilsin! Daha önce elçilerimize gönderdiğimiz ayetleri şeytana uyanlar değiştirdiler. Bir kısım ayetleri tahrif ettiler. Bir kısmının kelimelerin yerini değiştirerek anlamları üzerinde oynadılar. Bütün bunlardan elçilerimiz sorumlu değildir. Bizim korumamız elçilerin tebliğ ettiği ana kadardır. Gerisi insanların imtihanına bırakılmıştır.
Ama onlar kendilerine gelen her Peygamberle, kesinlikle alay ediyorlardı.
onlara hiçbir elçi gelmedi ki, o’nunla alay etmesinler.
Ama onlara gönderilip de kendisi ile alay edilmeyen hiçbir elçi olmadı. 11/27, 23/25, 28/38, 51/52
Kendilerine gelen hiçbir elçi yoktu ki onları alaya almamış olsunlar.
Onlara herhangi bir peygamber gelmeye dursun, onlar onunla mutlaka alay ederlerdi. (Peygamberleri ise onların alaylarına karşı sabreder, onları irşada çalışırlardı)
Onlara hiçbir resul gelmezdi ki, istisnasız onunla alay etmesinler.
Ve onlara bir peygamber gelmezdi ki, illâ onunla istihzâda bulunur olmuşlardı.
10, 11. Senden önce gelip geçen milletlere de Biz Peygamberler gönderdik. Ama onlara hiç bir resul gelmedi ki onunla alay etmiş olmasınlar.
Onlara hiçbir elçi gelmezdi ki, onunla alay etmesinler.
Onlara gelen her bir rasûl ile istihzâ itdiler.
Onlara ne zaman bir elçi gelse mutlaka hafife alırlar.
Onlara hiç bir elçi gelmedi ki onunla alay etmemiş olsunlar.
Onlara hangi peygamber geldiyse alaya aldılar.
Onlara bir Tanrı elçisi gelir gelmez, onunla mutlaka alay ederlerdi.
daħı gelmezidi anlara hįç yalavaç illā oldılar anı yañśularlar.
Daḫı hīç gelmezdi anlara resūl, illā oldılar anı masḳaraya alıcılar.
Onlara elə bir peyğəmbər gəlmədi ki, ona istehza etməsinlər!
And never came there unto them a messenger but they did mock him.
But never came a messenger to them but they mocked him.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |