Velekad erselnâ mûsâ bi-âyâtinâ en aḣric kavmeke mine-zzulumâti ilâ-nnûri veżekkirhum bi-eyyâmi(A)llâh(i)(c) inne fî żâlike leâyâtin likulli sabbârin şekûr(in)
Andolsun ki Musa'yı, kavmini karanlıklardan nura çıkar ve onlara Allah'ın günlerini an diye delillerimizle gönderdik. Şüphe yok ki bunda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için deliller var.
Andolsun Musa’yı: "Kavmini karanlıklardan nura (inkâr zindanından, iman huzuruna) çıkar ve onlara Allah’ın günlerini (Ruhlar Âlemindeki dönemleri; kutsal vakitleri ve azap va’adlerini) hatırlat" diye ayetlerimizle göndermiştik. Şüphesiz bunda çokça sabreden ve şükreden herkes için gerçekten ibretler, (ayetler) vardır (diye bildirmiştik).
Ve andolsun ki, Musa'yı da, “Kavmini karanlıklardan aydınlığa çıkar ve onlara Allah'ın geçmiş kavimlerin başına getirdiği felaket günlerini hatırlat!” diye, ayetlerimizle birlikte göndermiştik. Çünkü bu hatırlatmada, her türlü sıkıntıya göğüs germesini ve Allah'a yürekten şükretmesini bilen herkes için, ibretler ve öğütler vardır.
Andolsun ki, Mûsâ'yı, âyetlerimizle mûcizelerimizle Rasûl olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevlendirdik.
“Kavmini inkâr ve cehalet karanlıklarından iman ve ilim aydınlığına, nura çıkar. Onlara, Allah'ın geçmiş kavimlerin başına getirdiği felâket günlerini, Allah'ın hesaba çekeceği ve cezalandıracağı günleri tebliğ ile hatırlat. Bunda, çok sabrederek, mücadeleye devam eden, çok şükreden herkes için ibretler, uyarılar, Allah'ın birliğini ve sınırsız kudretini gösteren deliller vardır.” dedik.
Andolsun Musa'yı da: "Kavmini karanlıklardan aydınlığa çıkar ve onlara Allah'ın günlerini hatırlat" diye ayetlerimizle gönderdik. Şüphesiz bunda çokça sabreden ve çokça şükreden herkes için ibretler vardır.
Andolsun Musa'yı: 'Kavmini karanlıklardan nura çıkar ve onlara Allah'ın günlerini hatırlat' diye ayetlerimizle göndermiştik. Şüphesiz bunda çokça sabreden ve şükreden herkes için gerçekten ayetler vardır.
And olsun ki, biz Mûsa'ya “-Kavmini karanlıklardan nûra çıkar ve onlara, Allah'ın (kendilerinden önce gelen ümmetlerin başına indirdiği felâket ve nimet) günlerini hatırlat.” diye mûcizelerimizle gönderdik. Şüphe yok ki, bu hatırlatışta, belâlara çok sabreden ve nimetlere çok şükreden herkes için, çok ibretler var...
Andolsun! Musa’yı, “Kavmini karanlıklardan Nur’a çıkart, onları, başlarına gelen İlahî azap günleriyle uyar!” diye ayetlerimizle gönderdik. Şüphesiz bu musibetlerde, sabredip şükreden herkes için çok ibretler vardır.
Andolsun ki biz, Mûsâ'yı, “Toplumunu karanlıklardan aydınlığa çıkar ve onlara Allah'ın günlerini hatırlatıp bellet!” diye âyetlerimizle gönderdik. Şu bir gerçek ki, bunda iyice sabreden, çokça şükreden herkes için nice deliller vardır.
Biz Musa'yı âyetlerimizle göndererek dedik ki: «Ulusunu karanlıktan aydınlığa çıkarasın, andırtasın onlara günlerini Allahın»; her sabredip şükredene bunda nice belgeler var
Andolsun ki, Musa'yı da: “Kavmini karanlıklardan aydınlığa çıkar ve onlara Allah'ın (sıkıntılı ve huzurlu) günlerini hatırlat.” diye ayetlerimizle göndermiştik. Elbette bu (gibi hatırlatmaların yapılması)nda çok sabreden ve çok şükreden herkes için (alınacak) dersler vardır.
Mûsâ’yı mu’cizeler ile gönderdik "Kavmini zulmetden nûra intikâl itdir. Âna eyyâm-ı güzeşte vekâyi’ini anlat" didik sabırlı ve şekûr olan her âdem bu âyâtı anlar.
And olsun ki Musa'yı ayetlerimizle, "Milletini karanlıklardan aydınlığa çıkar ve Allah'ın günlerini onlara hatırlat" diye göndermiştik. Bunlarda, çokça sabreden ve şükreden herkes için dersler vardır.
Andolsun, Mûsâ’yı da, “Kavmini karanlıklardan aydınlığa çıkar ve onlara Allah’ın (geçmiş milletleri cezalandırdığı) günlerini hatırlat” diye âyetlerimizle gönderdik. Şüphesiz bunda çok sabreden, çok şükreden herkes için ibretler vardır.
Mûsâ’yı da, “Kavmini karanlıklardan aydınlığa çıkar ve Allah’ın onlara yaşattığı (güzel) günleri hatırlat!” diye mûcizelerimizle göndermiştik. Bunda çok sabreden, çok şükreden herkes için alınacak ibretler vardır.
Andolsun ki Musa'yı da: Kavmini karanlıklardan aydınlığa çıkar ve onlara Allah'ın (geçmiş kavimlerin başına getirdiği felâket) günlerini hatırlat, diye mucizelerimizle gönderdik. Şüphesiz ki bunda çok sabırlı, çok şükreden herkes için ibretler vardır.
Musa'yı, "Halkını karanlıklardan aydınlığa çıkar ve onlara ALLAH'ın günlerini hatırlat," diye mucizelerimizle gönderdik. Sabreden ve şükreden herkes için elbette bunda dersler vardır.
And olsun ki Musa'yı âyetlerimizle gönderdik. Ona şöyle dedik: Kavmini karanlıklardan aydınlığa çıkar, onlara Allah'ın (felaket) günlerini hatırlat. Şüphe yok ki bunda her sabredip şükreden için nice ibretler vardır.
Celâlim hakkı için âyetlerimizle Musâyı gönderdik ki: kavmini zulûmâttan nûra çıkar ve onlara Allah ğünlerile öğüt ver diye, şüphesiz ki bunda çok âyetler vardır: çok sabırlı, çok şükredici her kimse için
Ve kasem olsun ki, biz, Mûsâ’yı, âyetlerimizle (kavmine) gönderdik ve ona şöyle buyurduk: “Kavmini, (küfrün) karanlıklar (ın) dan (îmân) nur (un) a çıkar ve onlara, Allah’ın (hakkı inkâr eden geçmiş kavimlerin başına getirdiği felaket) günlerini (ve kendilerine verdiğimiz nimetleri) hatırlat.” Şüphe yok ki, bunda (zorluklar karşısında güzelce) sabreden ve (nimetlere) şükreden herkes için alınacak nice ibretler vardır.
Ant olsun ki; Musa'yı, “Halkını karanlıklardan aydınlığa çıkar, onlara Allah'ın günlerini¹ hatırlat.” diye ayetlerimizle gönderdik. Kesinlikle bunda sabreden² ve şükreden³ kimseler için nice âyetler⁴ vardır.
Andolsun, biz Musâyi — : «Kavmini karanlıklardan aydınlığa çıkar ve onlara Allahın günlerini hatırlat» diye — mucizelerimizle göndermişizdir ki şübhesiz bunda (belâlara) çok sabır ve (ni'metlere) çok şükür eden herkes için (ibret verici) alâmetler vardır.
Şânım hakkı için, Mûsâ'yı da, “Kavmini, zulümâttan (küfür karanlıklarından) nûra(îmâna) çıkar ve onlara Allah'ın (geçmiş kavimlerin başına getirdiği musîbet) günlerini hatırlat!” diye mu'cizelerimizle gönderdik. Şübhesiz ki bunda, çok sabreden, çok şükreden herkes için nice ibretler vardır.
Gerçekten, Mûsa’yı da: "Halkını karanlıklardan aydınlığa (inkâr ve sapıklıktan hidayete, esaret ve kölelikten özgürlüğe) çıkar ve kendilerine Allah’ın (zalim ve azgın kavimlerin başına getirdiği felâket) günlerini hatırlat" diye ayetlerimizle göndermiştik. Hiç kuşkusuz bu (gibi hatırlatmaların yapılması)nda (sıkıntılara karşı her zaman) sabreden (göğüs geren) ve (verilen nimetlere karşı) şükreden herkes için ayetler (ibret verici işaretler) vardır. *
Biz Musa’yı, kavmini karanlıklardan aydınlıklara çıkar ve onlara “Allah’ın günlerini hatırlat” diye ayetlerimizle birlikte gönderdik. Bu hatırlatmada, tüm sabredip şükredenler için alınacak ibretler var.
And olsun ki Biz Musa’yı belgelerimizle gönderdik. Ulusunu karanlıklardan aydınlığa çıkar, Allah’ın o yengi günlerini onlara andır diye. İşte bunda bütün katlanıcılar, şükrediciler için kesin belgeler vardır.
* Biz Musa/yı «— Kavmini karanlıklardan aydınlığa çıkar. Onlara Allah/ın günlerini [⁵] hatırlat» diye mucizelerimizle gönderdik. İşte bunda hakkıyle sabırda, hakkıyle şükürde bulunan herkes için büyük ibretler vardır.
Andolsun Biz Musa’yı, “Kavmini karanlıklardan aydınlığa çıkar ve onlara Allah’ın günlerini hatırlat”² diye göndermiştik. Muhakkak ki bunda her sabır ve şükür sahibi için ibretler [âyât] vardır.
Şüphesiz biz Musa'yı, “Kavmini karanlıklardan nura çıkar ve onlara Allah'ın günlerini hatırlat” diye ayetlerimizle göndermiştik. Şüphesiz bunda çokça sabreden ve şükreden herkes için kesin ayetler vardır.
Gerçek şu ki, Biz bir zamanlar Mûsâ’yı, “Halkını karanlıklardan aydınlığa çıkar ve onlara Allah’ın geçmiş kavimlerin başına getirdiği felâket günlerini hatırlat!” diye mûcizelerimizle destekleyip Firavun ve ileri gelen adamlarına göndermiştik. Elbette bu gibi hatırlatmaların yapılmasında,zorluklar karşısında güzelce sabreden ve bahşettiği nîmetlere karşılık, söz ve davranışlarıyla Rab’lerine şükreden kimseler için alınacak nice dersler, nice ibretler vardır.
And olsun “kavmini Karanlıklar’dan Aydınlığa çıkar; onlara Allah’ın günleri ile öğüt ver / hatırlat!” diye Musa’yı âyetlerimiz ile gönderdik! Şüphesiz ki bunda, çok şükreden sabırlı herkes için âyetler vardır.
Musa'yı bir yandan mucizeler destekli olarak görevlendirirken bir yandan da: " halkın cehaletiyle mücadele et onları aydınlat. Onlara tarihî olayları anlat " dedik. Çünkü tarihî olaylarda sabır ve şükür sorunu olan toplumlar için çıkarılacak dersler vardı.
Musa’yı kavmine: "Kavmini cehaletin karanlıklarından aydınlığa çıkar ve onlara Allah’ın gerçeklerini anlat. İnkâr eden kavimlerin başlarına gelenlerden haber ver." diye ayetlerimizle gönderdik. Şüphesiz ki; ayetlerimizle anlatılan gerçeklerde ders alacaklar ve Rabbini tanıyıp yasalarına uyacaklar için ibretler vardır.
Yemin olsun ki Musa’yı da “Kavmini karanlıklardan aydınlığa çıkar ve onlara Allah’ın (geçmiş toplumların başına getirdiği felaket) günlerini hatırlat!” [*] diye delillerimizle göndermiştik. Şüphesiz ki bunda çok sabreden, çok şükreden herkes için dersler vardır. [*]
Yemin olsun ki Biz Mûsa’yı: “kavmini (küfür) karanlıklarından (îman) aydınlığına çıkar ve Allah’ın günlerini¹ onlara hatırlat.” diye mûcizelerimizle göndermiştik. Şüphesiz bunda çokça sabredip şükreden² herkes için gerçekten mûcizeler vardır.
Ve nitekim, Musa’ya ayetlerimizi gönderip kendisine: “Halkını kopkoyu karanlıklardan aydınlığa çıkar ve onlara Allah’ın Günleri’ni ⁵ hatırlat!” diye [emrettik]. Çünkü bu [hatırlatmada], darlığa sonuna kadar göğüs germesini ve [Allah’a] yürekten şükretmesini bilen herkes için mutlaka çıkarılacak dersler vardır.
Musa’yı ayetlerimizle, “Toplumunu karanlıklardan aydınlığa çıkar1 ve Allah’ın nimet ve imtihan günlerini onlara hatırlat!” diye göndermiştik.2 İşte bunda sonuna kadar sabreden ve nimetlerin hakkını verip şükreden herkes için dersler vardır.3, 12/257, 5/15-16, 57/7-8-9, 213/2, 40/15-44, 330/22, 45/4, 51/21
Nitekim, Musa’yı da âyetlerimizle “Kavmini karanlıklardan aydınlığa çıkar ve onlara (imtihan ve yardıma dair) Allah’ın Günleri’ni hatırlat” diye göndermiştik.[¹⁹⁸⁸] Çünkü bunda sonuna kadar sabreden ve şükretmek için var gücünü harcayan herkes için dersler vardır.[¹⁹⁸⁹]
Andolsun ki Musa’yı da; "Kavmini karanlıklardan nura çıkar ve onlara Allah'ın günlerini (geçmiş ümmetlerin başından geçen olayları) hatırlat'' diye mucizelerimizle gönderdik, şüphe yok ki bunda sabreden (sıkıntılara katlanan ve nail oldukları nimetlere) şükreden herkes için ibretler vardır.
Andolsun, Mûsâ’yı da, "Kavmini karanlıklardan aydınlığa çıkar ve onlara Allah’ın (hesap) günlerini hatırlat" diye âyetlerimizle gönderdik. Şüphesiz bunda sabreden ve şükreden herkes için ibretler vardır.
Ve andolsun ki, Biz Mûsa'yı âyetlerimizle gönderdik. Kavmini zulmetlerden nûra çıkar ve onlara Allah'ın günlerini hatırlat diye. Şüphe yok ki, bunda çok sabreden, çok şükür eden her bir kimse için büyük ibretler vardır.
Bu cümleden olarak, Mûsâ'yı da “halkını karanlıklardan aydınlığa çıkar ve onlara Allah'ın önemli günlerini hatırlat. ” diye âyetlerimizle gönderdik. Elbette bunda çok sabreden ve çok şükreden herkes için nice ibretler vardır.
Andolsun biz, Musa'yı da "Kavmini karanlıklardan aydınlığa çıkar, onlara Allah'ın günlerini (geçmiş milletlerin başlarına gelen olayları) hatırlat!" diye ayetlerimizle birlikte göndermiştik. Şüphesiz bunda sabreden, şükreden herkes için ayetler (ibret verici işaretler) vardır.
Biz Mûsâ'yı, kavmini zulumâtdan nûra çıkar ve onlara Allâh'ın ni'met günlerini yâd itdir diye mu'cizât ile gönderdik. Bunda çok sabır ve çok şükür idenler içün 'ibretler vardır.
Musa'yı ayetlerimizle, -Toplumun karanlıklardan aydınlığa çıkar ve Allah'ın günlerini onlara hatırlat diye göndermiştik. Bunda, çok çok sabreden ve şükreden herkese belgeler vardır.
Biz Musa'yı da “Kavmini karanlıklardan aydınlığa çıkar ve onlara Allah'ın günlerini(1) hatırlat” diye, âyetlerimizle birlikte gönderdik. Çok sabreden ve çok şükreden herkes için bunda ibretler vardır.
Yemin olsun ki, biz Mûsa'yı, "Toplumunu karanlıklardan aydınlığa çıkar ve onlara Allah'ın günlerini hatırlatıp bellet!" diye ayetlerimizle gönderdik. Şu bir gerçek ki, bunda iyice sabreden, çokça şükreden herkes için sayısız ayetler vardır.
daħı bayıķ viribidük mūsā’yı nişānlarumuz ile kim “çıķar ķavmuñ ķarañulıķlardan aydınlıķ dapa daħı añdur anlara Tañrı günlerini” bayıķ şunuñ içinde nişānlardur her gey ķatlanıcıya şükr eyleyici.
Daḫı bayıḳ gönderdük Mūsīyi nişānlarumuzla kim çıḳar ḳavmüñiḳarañuluḳlardan aydınlıġa, daḫı añdur anlara Tañrı günlerini. Bayıḳ şunuñiçinde nişānlar var ḳatlanıcılara, şükr eyleyici[lere].
Biz Musaya: “Tayfanın (İsrail oğullarını) zülmətdən nura çıxart və Allahın (vaxtilə onlara ne’mət verdiyi) günlərini xatırlat. Bunda çox səbir və şükür edənlər üçün, sözsüz ki, neçə-neçə ibrətlər var!” (deyib) onu mö’cüzələrimizlə (peyğəmbər) göndərdik.
We verily sent Moses with Our revelations, saying: Bring thy people forth from darkness unto light. And remind them of the days of Allah. Lo! therein are revelations for each steadfast, thankful (heart).
We sent Moses with Our signs (and the command). "Bring out thy people from the depths of darkness into light, and teach them to remember the Days of Allah."(1876) Verily in this there are Signs for such as are firmly patient and constant,- grateful and appreciative.(1877)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |