11 Ekim 2024 - 8 Rebiü'l-Ahir 1446 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
İbrahim Suresi 46. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vekad mekerû mekrahum ve’inda(A)llâhi mekruhum ve-in kâne mekruhum litezûle minhu-lcibâl(u)

Düzenlerini yaptılar, düzdükleri hilelerin cezasıysa Allah katında, hatta hilelerinden dağlar bile yerinden oynasa.

Gerçek şu ki, onlar (zalimler ve hainler, mü’minlere ve İslami girişimlere karşı) hileli planlar kurdular (ve kuracaklardır). Oysa eğer onların (şeytani) hile ve hazırlıkları, dağları yerinden oynatıp kaydıracak (zelzeleler oluşturacak derecede bugün nükleer silahlara ve teknolojik imkânlara dayanmış) olsa bile, Allah katında da (kesinlikle onları boşa çıkaracak ve etkisiz kılacak kudret) planları ve programları vardır! (Allah zalim güçlerin mekir ve tuzaklarını kendi başlarına saracaktır.)

Hal böyleyken onlar, yine de çürük, asılsız tasarımlara dayanan oyunlarını oynamaya devam etmekteler. Oysa onların tüm oyunları ve tuzakları, dağları yerinden oynatacak kadar bile büyük olsa, Allah yanında onların tuzağına karşı tuzak var.

Bizim böylelerine nasıl muamele yapacağımız belli iken, onlar sinsice tertipler, İslâm'ın yükselişini önleme, müslümanların ilerlemesini engelleme planları yaptılar, kumpaslar kurdular. Onların dağları yerinden oynatacak güçlü planları bile olsa, Allah katında akamete uğrar, ağır bir cezaya müstehak olurlar.

Onlar tuzaklarını kurdular. Oysa onların tuzakları Allah katındadır. İsterse onların tuzakları dağları yerinden oynatacak olsun.

Gerçek şu ki, onlar hileli-düzenler kurdular. Oysa onların düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak da olsa, Allah katında onlara hazırlanmış düzen (kötü bir karşılık) vardır.

Gerçekten onlar, (İslâma karşı) hile ve tuzaklarını kurdular. Allah katında da onlara hilelerine karşı azap var; isterse onların hileleri dağları yerinden oynatacak olsun.

Onlar kuracakları tuzağı kurdular, fakat tuzakları Allah’ın kontrolündedir. (O’nun hâkimiyetinin dışına çıkamaz.) Dağları devirecek kadar büyük bir tuzak dahi olsa…

Kâfirler tuzaklarını kurdular. Onların tuzakları sebebiyle dağlar yerinden oynayacak nitelikte olsa bile, tuzakları Allah'ın katındadır.

Tuzakların kurdular, onların hileleri, devirse de dağları, hilelerini Allah bilir

Gerçekten onlar (İslam'a karşı) tuzaklar kurdular. Oysa onların tuzakları dağları yerlerinden oynatacak nitelikte de olsa, Allah'ın denetimi altındadır (O'nun iznine tabidir).

İnkâra şartlanmış olanların İslam’a karşı ortaya koyacakları hile ve entrikalar ne kadar güçlü olursa olsun, velev ki dağları yerinden oynatacak kadar... Devamı..

"Ânlar fitnelerini icrâ itdiler halbuki ânlar dağları oynatacak derecede muktedir bile olsa idiler Allâh ânların fitnelerine hâkim idi." cevabı virecekdir.

Şüphesiz onlar düzenlerini kurdular; oysa dağları yerinden oynatacak olsa bile, bu düzenleri hep Allah'ın elindeydi.

Onlar gerçekten tuzaklarını kurmuşlardı. Tuzakları yüzünden dağlar yerinden oynayacak olsa bile, tuzakları Allah katındadır (Allah, onu bilir).

Tuzaklarını Allah bilip dururken onlar tuzaklarını kurmaya devam ettiler. Oysa onların tuzaklarıyla dağlar yıkılıp yok olacak değildi!

Hilelerinin cezası Allah katında (malum) iken, onlar, tuzaklarını kurmuşlardı. Halbuki onların hileleriyle dağlar yerinden gidecek değildi!  

 Nihayet onların hileleri de Allah’ın iznine bağlıdır. O izin vermedikten sonra hiçbir hile netice vermez.

Onlar planlarını yaptılar, halbuki planları ALLAH'ın kontrolündeydi. Planları dağları yerinden oyanatacak kadar olsa bile..

Gerçekten onlar çeşitli hileler ve tuzaklar kurdular. Allah katında da onlara hilelerine karşı azab var; isterse onların hileleri dağları yerinden oynatacak olsun

Filhakıka onlar mekirlerini yaptılar, Allah ındinde de onlara mekir var, isterse onların mekirleri dağları yerinden oynatacak olsun

(Hal böyleyken) onlar (Allah’a ortak koşmak ve peygamberleri yalanlamak sûretiyle, hakkı ortadan kaldırmak için) tuzaklarını kurdular. Onların tuzakları dağları yerlerinden oynatacak (kadar tehlikeli) olsa bile tuzaklarının karşılığı Allah nezdindedir. (Allah, o kâfirlerin kurmuş oldukları tuzakları boşa çıkarır ve müstahak oldukları cezayı verir.)

Onlar, her türlü planı yapmışlardı. Oysaki dağları yerinden oynatacak derecede güçlü olduğunu sandıkları planları Allah'ın denetimi altındadır.

Hakıykat, onlar (peygamberlere karşı) bir takım tuzaklar kurmuşlardı. Halbuki onların tuzaklarından dağlar yerinden oynayıb gitmiş olsa bile Allah katında onlara âid (nice nice) cezalar vardır.

Hâlbuki (onlar her türlü) tuzaklarıyla, gerçekten tuzak kurdular; Allah katında da tuzakları (beklemedikleri cezâları) var. Artık, isterse tuzakları dağları yerinden yok edecek olsun!

Hileleri (İslama karşı planları) Allah katında (malum) iken, gerçekten onlar, kuracakları tuzakları kurmuşlardı. Halbuki onların hileleriyle dağlar (gibi temeli sağlam olan İslam) zail olacak değildi!

(*) Aşağıdaki tefsir metinlerinde de geçtiği gibi (وان كان)’’ve in kâne’’ üzerindeki (ان)’’in’’ (ما)’’mâ’’ harfi gibi olumsuz edatı olarak gösterilmiş... Devamı..

Buna rağmen yine de tuzaklar hazırladılar. Hazırladıkları tuzaklar dağları yok edecek kadar büyük de olsa, onların tuzakları Allah katında bilinmesiyle boşa çıkmıştır.

Gerçekten onlar birtakım düzenler kurdular. Ancak, Allah onların düzenlerini bozmasını bilir, onların düzenleri dağları yerinden oynatsa bile.

Onlar peygambere kötü fikre teşebbüsle mekr/de bulunmuşlardı. Allah yanında onların mekr ve hilelerine ceza vardır. Velev ki onların mekr ve hilelerinin şiddeti dağları yerlerinden oynatsın.

Andolsun onlar tuzaklarını kurmuşlardı. Tuzakları dağları yerinden oynatacak kadar güçlü olsa bile o tuzakları Allah’ın katındadır/bilgisi dâhilindedir.

Şüphesiz onlar düzenlerini kurdular. Oysa onların düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak da olsa, Allah katında (denetiminde) bulunmaktadır.

Gerçekten onlar, Allah’ın nurunu söndürmek için bütün mahâretlerini ortaya koymuş, en sinsi tuzaklarını kurmaktalar; ama Allah katında da onlara tuzak var; isterse onların tuzakları, dağları yerinden oynatacak derecede güçlü ve etkili olsun!

Tuzaklarını kurdular. Oysa Dağlar’ı yerinden oynatmak için olsa bile, onların tuzağı Allah’ın katındadır.

Ne pusular kuruyorlardı, Allah da pusularına pusu ile cevap veriyordu. Çünkü pusuları, dağları yerinden edebilirdi.

Onlara yaptıkları hilelerin cezası olarak biz de tuzak kurduk. Hâlbuki onlar yasalarımıza karşı kurdukları tuzaklarla; ne dağları yerinden oynatabilirlerdi, ne de gerçeği değiştirebilirlerdi.

Dağları yerlerinden edeceğini sandıkları tuzakları Allah katında (bilinmekte)yken [*] onlar tuzak kurmuşlardı.

Benzer mesajlar: Âl-i İmrân 3:54; En‘âm 6:123; Enfâl 8:18, 30; Ra‘d 13:42; Fâtır 35:10, 43; Mü’min 40:25; Tûr 52:42; Târık 86:15-16.

Gerçekten kuracakları tuzak, dağları bile yerinden oynatacak kadar (büyük de) olsa Allah tarafından bilinip dururken bir de onlar (kalkıp) tuzak kurmuşlar.¹

1 Bu âyet “(Kâfirler) tuzaklarına karşılık, Allah katında (karşı) tuzak hazırlanmışken bir de (kalkıp) tuzak kurmuşlar. Hâlbuki onların tuzaklarıyla (... Devamı..

[Hal böyleyken,] onlar yine de, çürük ve asılsız tasarımlara dayanan oyunlarını oynamaya devam etmekteler; ⁶¹ oysa, onların bütün oyunları, bütün düzenleri Allah’ın bilgisi içindedir. [Kafirler hakikat karşısında asla başarıya ulaşamazlar] velev ki bu oyunları dağları yerinden oynatacak kadar [yetkince kurgulanmış veyahut güçlü kuvvetli] olsun.

61 Lafzen, “oyunlarını/düzenlerini kurdular”, yani, Allah’la beraber başka tanrısal güçlerin de mevcudiyetine inandılar, düzmece tanrılar uydurdular: ... Devamı..

Evet onlar her türlü tuzağı kurmuşlardı; onların tuzakları dağları yerinden oynatacak kadar da olsa, Allah onların tuzaklarını boşa çıkarmıştı. 8/30, 16/26, 27/48-49-50, 35/10

Ama onlar hilelerini sürdürdüler; isterse onların hileleri dağları yerinden oynat(mayı vaad et)sin, yine de hileleri bütünüyle Allah’a ayandır.

Gerçek şu ki, o kavimler, (Peygamberlerine karşı) çeşitli hile (tuzak) kurdular. (Halkı doğru yoldan alıkoymaya çalıştılar) Kuşkusuz, (yaptıkları kötü amel karşılığı) Allah katında onlara çetin azap vardır, isterse onların hileleri dağları yerinden oynatacak olsun! (Hak ettikleri azabı asla engelleyemezler.)

46-47. Gerçekten (kafirler) tu-zaklarını kurmuşlardı ve onların tuzakları Allah’ın yanındadır (bilinmektedir). Şayet bu tuzaklardan dağlar bile yok olsa, sakın Allah’ın, resullerine verdiği sözden cayacağını sanma! Şüphesiz Allah, mutlak güç ve intikam sahibidir.

Ve muhakkak ki, (onlar) hileleriyle hilede bulundular ve onların hilesi, Allah katında (malum)dur. Ve onların hilesi, ondan dağlar zail olacak bir (kuvvette) değildir.

Onlar tuzaklar kurdular, ama Allah nezdinde de onlara tuzak var, isterse onların tuzakları dağları yerinden oynatacak olsun!

Onlar tuzaklarını kurdular. Oysa tuzakları dağları yerinden kaldıracak (cinsten) olsa bile onların tuzakları, Allah'ın yanındaydı (Allah onların tuzaklarını bozar, cezalarını verirdi).

Onlar mekrlerini yapdılar. Halbuki hîleleri Allâh 'indinde ma'lûmdur. Eğer mekrleri dağları devirecek kadar şiddetli olsa da (Allâh cezâsını tertîb ider).

Onlar, kurdukları oyunlarını oynadılar. Oyunları, Allah’ın denetimindedir; isterse oyunları dağları yerlerinden kaldırmak için olsun.

Onlar tuzaklar kurmuşlardı; oysa dağları yerinden oynatacak olsa bile, bu tuzakları hep Allah'ın elindeydi.

Onlar tuzaklarını kurdular. Ancak tuzakları Allah katındadır(4)isterse o tuzaklar dağları yerinden oynatacak olsun.

(4) Allah katında yazılmıştır ve hesabı görülecektir; ne kadar güçlü de olsa o tuzaklar yine Allah’ın izin ve iradesine bağlıdır.

Tuzaklarını kurmuşlardı ama Allah katında da onlar için tuzak var. Zaten onların tuzakları dağları yerinden oynatacak türden olsa neye yarar!

daħı bayıķ mekr eylediler melerlerini daħı Tañrı ķatındadur anlaruñ mekri eger olur ise daħı anlaruñ mekri kim ırıla andan ŧaġlar.

Daḫı bayıḳ mekr eylediler mekrlerin. Daḫı Tañrı ḳatındadur mekri anlaruñ.Daḫı eger olursa mekri anlaruñ kim ırıla andan ṭaġlar.

(Kafirlər Peyğəmbərə və islam dininə qarşı bacardıqları qədər) hiylə qurdular. Onların hiyləsi Allah dərgahında mə’lumdur (və buna görə də cəzalarını da alacaqlar). Onların hiyləsi ilə dağlar (islam dini, onun hökmləri) yerindən oynayan deyildir! (Və ya onların hiyləsi dağları yerindən oynatsa belə, yenə də Allahın dini qarşısında acizdir!)

Verily they have plotted their plot, and their plot is with Allah, though their plot were one whereby the mountains should be moved.

Mighty indeed were the plots which they made, but their plots were (well) within the sight of Allah, even though they were such as to shake the hills!


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.