16 Nisan 2024 - 7 Şevval 1445 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
İbrahim Suresi 27. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Yuśebbitu(A)llâhu-lleżîne âmenû bilkavli-śśâbiti fî-lhayâti-ddunyâ vefî-l-âḣira(ti)(s) veyudillu(A)llâhu-zzâlimîn(e)(c) veyef’alu(A)llâhu mâ yeşâ/

Allah, inananlara dünya yaşayışında da, ahirette de o sabit sözle sebat verir ve zulmedenleri saptırır ve Allah, dilediğini yapar.

Sabit söz, imanı bildiren sözdür.

 Allah iman edenleri, dünya hayatında ve ahirette sapasağlam sözle (Resulüne biat ve sadakat üzerinde) sabit kılacaktır. Allah zalimleri ise şaşırtıp-saptırır; Allah dilediğini (ve herkese hak ettiğini) yapar. (Her işi hikmetli ve adaletlidir.)

Allah iman edenlerin durumunu dünya hayatında da, ahirette de sapasağlam sarsılmaz ve dosdoğru biçimde tutarlı söz olan, kelimei tevhîd sözü ile dile getirilen anlayış ve inançla sağlamlaştırır. Varoluş gayesi dışına çıkanları ise, sapıklık içinde bırakır ve Allah dilediğini yapar.

Allah, gönüllere yerleşen Kelime-i Şehâdet'le, benliklerini oluşturan sağlam temelleri olan Kur'ân ile iman edenleri, dünya hayatında, cesur, güçlü, itibarlı ve devletli hale getirerek ayaklarını yere sağlam bastırır. Kabirdeki sorgu sırasında, mahşerde, âhiret hayatında ise korkudan emin olmalarını sağlar, itibarlarını yüceltir, makamlarını, mevkilerini ebedîleştirir. Allah inkârda, isyanda ısrar eden, baskı, zulüm ve işkenceyle temel hak ve hürriyetleri Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen zâlimlerin de hak yoldan uzaklaşıp dalâleti tercihlerine özgürlük tanır. Allah sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olan kanunları koyuyor, kanunlarının üzerlerinde cari olduğu her şeyi icraya devam ediyor.

Allah iman edenleri dünya hayatında da ahirette de sağlam söz üzere kararlı kılar. Allah zalimleri ise saptırır ve Allah dilediğini yapar.

Allah, iman edenleri, dünya hayatında ve ahirette sapasağlam sözle sebat içinde kılar. Zalimleri de şaşırtıp-saptırır; Allah dilediğini yapar.

Allah, iman edenleri hem dünyada, hem ahirette (kabirde) sabit söz olan şehadet kelimesi (eşhedü enlâ ilâhe illallah ve eşhedu enne Muhammeden abdühü ve Rasûlüh) ile tesbit eder; tevhîde bağlı kılar. Allah, zalimleri (kâfirleri) şaşırtır ve Allah dilediğini yapar.

Allah iman edenleri, dünya hayatında da ahirette de kavl-i sabit (köklü bir söz) ile sağlamlaştırır. Ve zalimleri de saptırır. Allah istediğini yapandır.

Allah, sağlam sözle iman edenleri hem dünya hayatında hem de âhirette sapasağlam tutar. Zâlimleri ise saptırır. Allah dilediğini yapar.

Allah inananları, hem dünya dirliğinde, hem ahrette sağ sözle sağlamlaştırır, Allah saptırır zalimleri; Allah işler dilediğin

Allah, inananların durumunu dosdoğru bir sözle hem dünya hayatında hem de ahirette (dimdik ayakta kalmalarını) sağlar. Allah (inkârcı) zalimleri de (kötü niyetleri ve eylemleri yüzünden) sapıklık içinde bırakır ve Allah dilediğini yapar.

Burada “dosdoğru söz” den kastedilen Kur’an’dır. Kur’an Allah’ın kelâmıdır, Cebrail vasıtasıyla elçisine gönderdiği ve insanların nasıl yaşaması gere... Devamı..

Allâh akvâl-i sâbite ile mü’minleri dünyâda ve âhiretde takviye ve zâlimleri de dalâlete sevk ider. Allâh istediğini yapar.

Allah inananları, dünya hayatında ve ahirette sağlam bir söz üzerinde tutar; zalimleri de saptırır. Allah dilediğini yapar.*

Allah, iman edenleri hem dünya hayatında hem de ahirette sabit bir sözle sağlamlaştırır[294], zalimleri ise saptırır. Ve Allah dilediğini yapar.

Âyetteki “sabit söz” ile kelime-i tevhid kastedilmektedir.

Allah sağlam söze iman edenleri hem dünya hayatında hem de âhirette sağlam tutar; Allah zalimleri de şaşırtır ve Allah dilediğini yapar.

Allah Teâlâ sağlam sözle iman edenleri hem dünya hayatında hem de ahirette sapasağlam tutar. Zalimleri ise Allah saptırır. Allah dilediğini yapar.

ALLAH inananları dünya hayatında da, ahirette de kanıtlanmış sözle destekler. ALLAH zalimleri ise saptırır ve ALLAH dilediğini yapar.

Allah, iman edenleri, dünya hayatında da, ahirette de sağlam bir söz üzerinde tutar; zalimleri de saptırır ve Allah, dilediğini yapar.

Allah, iyman edenleri hem Dünyada hem Âhırette sâbit söz ile tesbit buyurur, haksızlık edenleri ise şaşırtır ve Allah ne isterse yapar

Allah îmân edenleri, dünya hayatında ve âhirette sabit bir söz (kelime-i şehâdet) üzerinde tutar. Allah, zâlimleri (kâfirleri) ise (hidâyete ulaşmak üzere gayret sarf etmedikleri ve ısrarla hakkı inkâr ettikleri için cüz’î irâdeleri ile tercih ettikleri) sapıklıkta bırakır, Allah dilediğini yapar.

Allah, iman edenleri dünya hayatında da ahirette de sapasağlam¹ ayakta tutar. Allah, zalim olanları saptırır. Allah dilediğini yapar.

1- Tıpkı kökü yerde olan sağlam ağaç gibi.

Allah, îman, edenlere dünyâ hayaatında da, âhiretde de, o sabit söz (ler) inde, dâima sebat ihsan eder. Allah zaalimleri (kâfirleri) şaşırtır. Allah ne dilerse yapar.

Allah îmân edenlere, dünya hayâtında da, âhirette de sağlam sözle (kelime-i şehâdetle) sebat verir. Allah, zâlimleri ise (kendi zulümleri sebebiyle) dalâlete atar ve Allah, dilediğini yapar.

Allah, dünya ve ahirette inananların kalplerini, sağlam ve doğru sözlerle güçlendiriyor. Allah haksızlık (zalimleri) yapanları sapıklıkları içinde bırakır ve Allah dilediğini de yapar.

Allah inananları bu dünya yaşayışında da, öbür dünyada da inanç sözüyle pekitir. Allah kıyıcıları da saptırır. Allah ne dilerse o olur.

Allah mü/minleri dünya diriliğinde, âhirette de sağlam söz ile [⁵] sağlam yapar. Allah zalimleri sapıklığa düşürür. Allah dilediğini yapar.

[5] Kelime-i Tevhit ile.

Allah inananları hem dünya hayatında hem de ahirette sabit/değişmeyen bir söz sebebiyle sapasağlam tutar [yusebbit]. Zalimleri de saptırır. Çünkü Allah dilediğini yapar.

Allah, iman edenleri, dünya hayatında ve ahirette sapasağlam bir sözle sabit kılar. Zalimleri de şaşırtıp saptırır ve Allah dilediğini yapar.

Allah, Peygamberler aracılığıyla gönderdiği sapasağlam söz sayesinde, iman edenlerin hem dünya hayatında, hem de âhirette dimdik ayakta kalmalarını sağlar; ilâhî vahyi terk ederek sapıklığı tercih eden zâlimleri ise sapıklıkta bırakır. İşte bu, Allah’ın yasasıdır. Unutmayın ki Allah, dilediğini yapar.

Allah, iman edenleri Dünya Hayatı’nda ve Âhiret’te Sabit Söz ile tesbit ediyor.
Allah Zâlimler’i şaşırtıyor.
Allah, ne dilerse yapıyor.

Allah, inananları, sağlıklı sözler söyletmek suretiyle, hem dünya hem ahret hayatında sağlama alıyor. Allah yersiz konuşanları, önce yalnız bırakır, sonra da yapacağını yapar...

Allah sağlam söze iman edenleri hem dünya hayatında hem de ahirette sapasağlam tutar. Zalimleri ise sapıklıklarında bırakır. Onlar da yalanlarıyla saptıkça saparlar. Allah’ın koyduğu yasayı kimse değiştiremez. Allah dilediğini yapar.

Allah iman edenleri sağlam sözle [*] hem dünya hayatında hem de ahirette sapasağlam tutar; zalimleri ise saptırır. [*] Allah dilediğini yapar. [*]

“Sabit söz” ile kastedilen, [kelime-i tevhid] olmalıdır.,Bu cümle Yüce Allah’ın hak etmeyen veya kulun kendisi istemediği sürece hiç kimseyi saptırmay... Devamı..

Allah dosdoğru söz vererek îman edenleri, dünya hayatında da âhiret hayatında da o sözlerinde kararlı kılar, zâlimleri de saptırır.¹ Ve Allah ne dilerse onu yapar.

1 Zihinlerini karıştırarak ne dediklerini bilmez hale getirir, çabalarını boşa çıkarır.

Allah, imana erişenlerin durumunu sapasağlam ve dosdoğru ³⁹ bir sözle, hem dünya hayatında ve hem de ahirette sağlamlaştırır; haksızlık yapanları ise, Allah sapıklık içinde bırakır; ⁴⁰ çünkü Allah dilediğini yapar.

39 Lafzen, “güçlü/sağlam” (sâbit). Kavl terimi de kelime terimi gibi (bkz. yukarıda 36. not), “söz”, “lafız” ya da “konuşma” gibi birinci anlamlarının... Devamı..

İşte Allah iman edenleri, bu sağlam ve sabit sözle dünya hayatında da, ahirette de sapasağlam ayakta tutar. Kötü söze tutunanları, sapkınlıklarıyla baş başa bırakır. Çünkü Allah dilediğini gerçekleştirir. 3/194-195, 10/64, 16/41

Allah inanıp güvenen kimseleri sabit, sağlam bir sözle hem dünyada hem de âhirette sapasağlam (ayakta) tutar; ve Allah zalimlerin ayaklarını kaydırır: zira tercih ettiği her şeyi yapan Allah’tır.[²⁰⁰⁹]

[2009] Bu pasaj yalnızca sözün gücüne hasredilmiştir. İlâhî kelâm olan vahiy, tüm sözleri çıkış noktalarından yola çıkarak ikiye ayırmıştır: Kökü olan... Devamı..

İşte Allah, (tevhid kelimesini kalblerine sindiren) müminleri hem dünya hayatında hem de ahirette sabit kılar. (İman şerefinden yoksun bırakmaz) Zalimleri (şirk ve küfürde direnenleri) ise sapıklığa düşürür. Allah dilediğini yapar. (çünkü O, herşeye kâdirdir.)

Allah, iman edenleri hem dünya hayatında hem de ahirette sabit bir sözle (iman üzere) sabit kılar, zalimleri ise saptırır. Ve Allah dilediğini yapar.

Allah Teâlâ mü'minleri dünya hayatında da, ahirette de sabit kavil ile tesbit eder ve Allah Teâlâ zalimleri dalâlete düşürür ve Allah Teâlâ dilediğini yapar.

Allah iman edenleri hem dünyada hem âhirette o sabit söz üzerinde sağlam bir şekilde tutar. Zalimleri ise şaşırtır. Allah elbette dilediğini yapar.

Allah, inananları, dünya hayatında da, ahirette de sağlam sözle tesbit eder. Allah, zalimleri de şaşırtır ve Allah, dilediğini yapar.

O sözden asla ayrılmazlar, daima o tevhîd sözüyle Allah'ın birliğini haykırırlar.

Allâh Te'âlâ îmân idenleri dünyâ hayâtında ve âhiretde kavl-i sâbit ile (îmân ve kelime-i şehâdetle) tesbît ider ve zâlimleri de dalâletde bırakır. Dilediğini işler.

Allah, inanıp güvenmiş kimselerin, dünya hayatında da ahirette de o değişmez söze[*] bağlı kalmalarını sağlar; yanlış yapanları da sapık sayar. Allah ne yaparsa kurduğu düzene göre yapar.

[*] Kitab'a, Kur'an'a bağlı kalmalarını. Bkz. Kasas 28/52, Zümer 39/19

Allah iman edenleri, dünya hayatında ve ahirette sabit bir söz üzerinde tutar; zalimleri de sapıklıkta bırakır. Allah ne dilerse yapar.

İman edenleri Allah dünya hayatında da, âhirette de sağlam söz üzere sabit kılar.(3) Allah zalimleri de şaşkınlıkta bırakır. Böylece Allah dilediğini yapar.

(3) Peygamberimiz “sağlam söz üzerinde sabit kalmayı” Müslümanın kabir sualine doğru cevap vermesi olarak açıklamıştır. (Buhârî, Tefsir 14:2; Müslim, ... Devamı..

Allah, inananları dünya hayatında da âhirette de tutarlı sözle sağlamlaştırır. Allah, zalimleri şaşırtır. Allah, dilediğini yapar.

ŝābit tutar Tañrı anları kim įmān getürdiler ŝābit söz-ile yaķın dirlik içinde ya'nį dünyede daħı āħiretde daħı azdurur Tañrı žālimleri. daħı işler Tañrı anı kim diler.

ẞābit dutar Tañrı anları kim īmān getürdiler ẟābit söz‐ile ya‘nī lā ilāheilla’llāh ile yaḳın dirlik içinde, daḫı āḫiretde. Daḫı azdurur Tañrı ẓālimleri,daḫı işler Tañrı anı kim diler.

Allah iman gətirənləri dünyada da, axirətdə də möhkəm bir sözlə (kəlmeyi-şəhadətlə) sabitqədəm edər. Allah zalımları (haqq yoldan) sapdırar. Allah istədiyini edər!

Allah confirmeth those who believe by a firm saying in the life of the world and in the Hereafter, and Allah sendeth wrongdoers astray. And Allah doeth what He will.

Allah will establish in strength those who believe, with the word that stands firm, in this world and in the Hereafter; but Allah will leave, to stray, those who do wrong: Allah doeth what He willeth.(1903)

1903 His Will and Plan may be above comprehension but will prevail over all things. It is not like the mil of man, who may plan good things but is not... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.