Veyekûlu-lleżîne keferû levlâ unzile ‘aleyhi âyetun min rabbih(i)(k) innemâ ente munżir(un)(s) velikulli kavmin hâd(in)
Kafir olanlar derler ki: Rabbinden ona bir mucize verilseydi ya. Şüphesiz ki sen, ancak korkutucusun ve her topluluğa hidayet verensin.
Kâfirler derler ki: "Ona Rabbinden bir ayet (mucize) indirilseydi ya." (Oysa) Sen, yalnızca bir uyarıcısın ve bütün toplumlar için bir hidayet önderi makamındasın (veya; her kavmin İslam’ı öğretecek ve yol gösterecek kendi "hâdi"leri ve Mehdileri vardır).
Bütün bunlara rağmen, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler, yine de inanmaktan kaçınarak, “Rabbinden Muhammed'e her an mucizeye benzer alametler indirilmeli değil miydi?” diyorlar. Fakat onlar ne derlerse desinler, sen sadece bir uyarıcısın ve bütün toplumlar için senin gibi bir yol gösterici vardır, veya sen bütün toplumlar için bir uyarıcısın veya her toplum için gerçek yol gösterici Allah'tır.
Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler:
“Ona, hak peygamber olduğuna dair Rabbinden maddî bir mûcize indirilseydi ya!” derler. Halbuki sen sadece sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcısın. Her kavmin de, doğru yolu gösteren bir peygamberi, bir rehberi vardır.
İnkâr edenler: "Ona bir mucize indirilmeli değil miydi?" diyorlar. Sen sadece bir uyarıcısın. Her topluluğun bir yol göstericisi vardır.
İnkâr edenler derler ki: 'Ona Rabbinden bir ayet (mucize) indirilseydi ya.' Sen, yalnızca bir uyarıcısın ve her topluluk için bir hidayet önderisin.
O kâfir olanlar diyorlar ki, O'na (Peygambere) Rabbinden, (istediğimiz başka) bir mûcize indirilse ya!... (Ey Rasûlüm) sen ancak kâfirleri kötü bir akıbetle korkutucusun. Her kavmin de (Allah'ın emirlerine davet eden bir rehberi), bir Peygamberi var.
O kâfirler, “Rabbinden ona bir mucize inmeli değil miydi?” derler. Şüphesiz sen bir uyarıcısın. Fakat her topluma yön verecek ayet ve alametler olur.
Kâfirler diyorlar ki: “Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!” Sen ancak bir uyarıcısın ve her toplumun da bir rehberi vardır.
Kâfirler derler ki: «Ne olaydı Tanrısından ona belge ineydi !», sen bir kocunduransın; her ulusçün bir kılavuz bulunur
İnkârcılar derler ki: “(Madem ki Muhammed peygamber olduğunu iddia ediyor) ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!” Oysa sen, yalnızca bir uyarıcısın ve her topluluk için bir yol gösterici vardır (sen de onlar gibi bir yol göstericisin).
Küfür idenler dirler ki: " ’Acabâ Allâh mu’cize göstermek içün sana hiç bir iktidâr virmedi mi?" dirler. Sen yalnız nasîhat viricisin? Her kavmin hidâyete sevk idecek bir rehberi vardır.
İnkar edenler: "Rabbinden ona bir mucize indirilmeli değil miydi?" derler. Sen ancak bir uyarıcısın. Her milletin bir yol göstereni vardır.*
İnkâr edenler, “Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!” diyorlar. Sen ancak bir uyarıcısın. Her kavim için de bir yol gösteren vardır.
İnkârcılar, “Ona rabbinden bir mûcize indirilse ya!” diyorlar. Sen ancak bir uyarıcısın; her topluluğun da bir kılavuzu vardır.
Kâfirler diyorlar ki: Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya! (Halbuki) sen ancak bir uyarıcısın ve her toplumun bir rehberi vardır.
İnkarcılar, "Ona bir mucize inmeli değil miydi," diyorlar. Sen ancak bir uyarıcısın. Her toplum için bir Yol Gösterici vardır.
O kâfirler: "Rabbinden ona bir mucize indirilmeli değil miydi?" derler. Sen bir uyarıcıdan başka bir şey değilsin ve her kavim için bir hidayetçi vardır.
O küfredenler diyorlar ki ona rabbından bambaşka bir âyet indirilse ya... Sen ancak bir münzirsin, her kavm için yalnız bir hâdî var
Kâfirler diyorlar ki: “(Madem Muhammed, peygamber olduğunu iddiâ ediyor,) ona Rabbinden (Îsâ’ya ve Mûsâ’ya verilenler gibi, ölülerin diriltilmesi veya asanın büyük bir yılana dönüşmesi gibi) bir mu‘cize verilseydi ya!” (Hâlbuki) sen ancak bir uyarıcısın (Allah’ın izni olmadan hiçbir peygamberin, bir mu‘cize göstermesi mümkün değildir) ve her topluluğun bir yol göstericisi (peygamberi) vardır.
O küfredenler: «Ona Rabbinden bir mu'cize indirilmeli değil miydi?» der (ler). Sen (Habîbim) ancak bir münzirsin (eğri yolun encamını insanlara haber verensin), her kavmin de bir hidâyet rehberisin.
Hem inkâr edenler diyor ki: “Ona Rabbinden (bizim istediğimiz) bir mu'cize indirilmeli değil miydi?” (Ey Resûlüm!) Sen, ancak (Allah'ın azâbı ile) bir korkutucusun ve her kavmin bir yol göstereni vardır.
Ve (doğruları) inkâr etmiş olanlar (Mademki Muhammed, Peygamber olduğunu iddia ediyor, o hâlde) ona Rabbinden bir ayet (mucize) indirilmesi gerekmez miydi? diyorlar. Oysa (Resulüm!) Sen yalnızca bir uyarıcı ve her toplum (bütün insanlık) için doğru yolu gösteren birisin.*
Doğruları inkâr edenler elçiye (bizi ikna etmesi için) “Rabbinden bir mucize indirilmesi gerekmez miydi?” diyorlar. Sen yalnızca bir uyarıcı ve bir toplum için doğru yolu gösteren birisin.
Tanımazlar derler: "Ona çalabı yönünden bir belge gönderilmeli değil miydi?" Oysaki sen yalnız bir uyarıcısın. Bütün uluslar için de bir yol göstericisin.
İnkâr edenler, “Ona Rabbinden bir mucize [âyet] indirilmeli değil miydi?” diyorlar. (Ey Peygamber!) sen ancak bir uyarıcısın ve her toplumun [kavm] bir yol göstericisi vardır.
Küfre sapanlar, “Ona Rabbinden bir ayet (mucize) indirilseydi ya!” derler. Sen yalnızca bir uyarıcısın ve her kavim için bir hidayetçi vardır.
İnkârcılar, “Madem ki Muhammed, Peygamber olduğunu iddia ediyor, o hâlde ona Rabb’inden bizim istediğimiz türden bir mûcize indirilseydi ya!” diyerek, senden olağanüstü şeyler yapmanı bekliyorlar. Oysa sen yalnızca bir uyarıcısın; nitekim insanlık tarihi boyunca gelmiş geçmiş her toplumun bir uyarıcı rehberi vardır. Eğer gerçekten mûcize istiyorlarsa, işte onlara mûcize:
İnkâr etmiş olanlar: -“Ona rabbinden bir âyet indirilse ya?” diyorlar. Doğrusu sen, hidayete erecek her kavim için bir uyarıcısın.
İnkarcılar, Allah tarafından resule bir mucize de indirilmeliydi diyorlar. Resulüm sen, sadece bir uyarıcısın, nitekim her toplumun bir öncüsü vardır...
İnkâr edenler, "O’na Rabbinden bizim istediğimiz bir ayet gönderilseydi ya!" diyorlar. Sen ancak bir uyarıcısın! Her kavim için bir yol gösteren vardır. Uyarıcı olarak sen herhangi bir ayet göndermeye yetkili değilsin! Rabbin istediği ayeti gönderir. Rabbin ayet gönderirken onlara soracak değildir.
Kâfir olanlar diyorlar ki: “Ona Rabbinden bir ayet (mucize) indirilseydi ya!” [*] (Oysa) sen sadece bir uyarıcısın; her toplumun da bir rehberi vardır. [*]
Bütün bunlara rağmen, hakkı inkara şartlanmış olanlar yine de [inanmaktan kaçınıyor ve] “Niçin o’na Rabbinden mucizevî bir alamet indirilmiyor?” ¹⁶ diyorlar. [Fakat, (onlar ne derlerse desinler)] sen sadece bir uyarıcısın ve bütün toplumlar için (asıl) yol gösterici [Allah’tır]. ¹⁷
Gerçekleri örtbas eden kâfirler; “Sana Rabbinden bir ayet/mucize indirilmesi gerekmez miydi?” derler.1 Unutma ki sen, sadece bir uyarıcısın.2 Zira her toplumun mutlaka bir yol göstericisi olmuştur.3, 120/133-134, 29/50-51, 27/188, 24/54, 34/28, 316/36, 35/24, 39/71
Bir de inkârda ısrar edenler, “Ona Rabbinden (mucizevî) bir delil indirilmesi gerekmez miydi?” diyorlar.[¹⁹⁴⁴] Unutma ki sen sadece bir uyarıcısın: ve her kavmin bir hidayetçisi zaten vardır; (o da el-Hâdî olan Allah’tır).[¹⁹⁴⁵]
(Ey Muhammed) Kafirler (senin hak peygamber olduğunu inkar ederler de, evvelki peygamberler gibi) "Ona Rabbinden bir mucize indirilmeli değil miydi?” derler. (*) Sen ancak bir uyarıcısın ve her kavmin bir hidayet rehberi (peygamberi) vardır. (Senin görevin. Kur'an mucizesiyle insanları doğru yola davet etmektir.
İnkâr edenler diyorlar ki: "Ona Rabbinden bir âyet/mucize indirmeli değil miydi?" Sen, ancak bir uyarıcısın, her toplumun bir yol göstericisi vardır.
Ve o kâfir olanlar der ki: Onun üzerine Rabbinden alâmet indirilmiş olmalı değil mi? Sen ancak bir korkutucusun ve her kavim için bir rehber-i hidâyet vardır.
Kâfirler diyorlar ki: “Ona Rabbinden bir mûcize indirilmeli değil miydi? ” Sen, ey Resulüm, sadece bir uyarıcısın. Her millete bir yol gösteren vardır. [17, 59; 2, 272; 35, 24]
İnkar edenler diyorlar ki: "Ona Rabbinden bir ayet indirmeli değil miydi?" Sen, ancak bir uyarıcısın, her toplumun bir yol göstericisi vardır.
Kâfirler: "Rabbi tarafından Muhammed'e ne içün bizim istediğimiz mu'cize gelmedi?" dirler. Sen ancak inzâr idicisin ve her kavim içün bir rehber vardır.
Ayetleri görmezlikten gelenler (kafirler) derler ki “Ona Rabbinden bir mucize (ayet) indirilseydi ya!” Sen sadece uyarıcısın. Her topluluğun bir yol göstericisi vardır.
İnkar edenler: -Rabbinden ona bir mucize indirilmeli değil miydi? derler. Oysa sen ,sadece bir uyarıcısın. Her topluma doğru yolu gösteren biri vardır.
İnkâr edenler, “Rabbinden ona bir âyet indirilse ya” dediler. Sen ancak bir uyarıcı ve bütün toplumlar için bir yol göstericisin.
Küfre sapmış olanlar şöyle derler: "Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!" Sen sadece bir uyarıcısın ve her topluluk için doğruyu ve iyiyi gösteren bir önder vardır.
daħı eydür anlar kim kāfir oldılar “nişe indürinilmedi anuñ üzere nişān çalabı’sından?” bayıķ sen ķorķudıcıśın daħı her bir ķavmuñ yol gösterici var.
Daḫı eydür anlar kim kāfir oldılar nişe indürinilmedi anuñ üzere nişānRabbinden? Bayıḳ sen ḳorḳudıcısın. Daḫı her ḳavmüñ yol göstericisi var.
Kafir olanlar: “Məgər ona Rəbbindən bir mö’cüzə endirilməli deyildimi?” – deyirlər. Sən ancaq (insanları Allahın əzabı ilə) qorxudansan. Hər tayfanın (doğru yol göstərən) bir rəhbəri (peyğəmbəri) vardır!
Those who disbelieve say: If only some portent were sent down upon him from his Lord! Thou art a warner only, and for every folk a guide.
And the Unbelievers say: "Why is not a sign sent down to him from his Lord?"(1811) But thou art truly a warner, and to every people a guide.(1812)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |