8 Eylül 2024 - 4 Rebiü'l-Evvel 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Ra’d Suresi 6. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Veyesta’cilûneke bi-sseyyi-eti kable-lhaseneti vekad ḣalet min kablihimu-lmeśulât(u)(k) ve-inne rabbeke leżû maġfiratin linnâsi ‘alâ zulmihim(s) ve-inne rabbeke leşedîdu-l’ikâb(i)

Senden, iyilikten önce bir kötülük gelmesini, hem de bunun çabucak olmasını isterler, onların çağlarından önceki çağlarda nice azaplar gelip çatmıştır ve şüphe yok ki Rabbin, insanların zulmüne rağmen yarlıgamıya, suçlarını örtme sıfatına sahiptir vegene şüphe yok ki Rabbinin azabı da pek çetindir.

(Ey Nebim, müşrikler ve münafıklar) Onlar Senden, iyilikten önce kötülüğün (kendilerine gelmesini) çabuklaştırmanı istiyorlar; oysa onlardan önce nice örneklerin (helak edilen ve çöken ülkelerin) gelip-geçtiği (unutulmaktadır). Ve şüphesiz Senin Rabbin, zulümlerine karşılık (samimiyetle tevbe eden) insanlar için bağışlama sahibidir ve şüphesiz Senin Rabbin, cezası da çok şiddetli ve dayanılmaz olandır (Şedidü’l-İkabdır).

Gerçekleri örtbas edenler, senden iyilikler yerine, önce çarçabuk kötülük isterler. Oysa, onlardan önce nicelerine, nice türlü cezalar gelip geçmiştir. Niçin onlardan ibret alıp da, doğru yola uymazlar. Rabbin, insanların varoluş gayeleri dışına çıkmalarına karşılık, yine de insanlara karşı hep bağışlayıcıdır; ama unutma ki aynı zamanda, ceza vermesi de çok şiddetlidir.

Senden iyilik istemek yerine, alelacele, küstahca kötülüğü, cezayı istiyorlar. Halbuki onlardan önce, örnek gösterilecek, ibret alınacak nice azap-ceza kanunları uygulanmıştır. İnsanlar, Allah yoluna, Allah yolundaki faaliyetlere engeller koyarak zulmetmelerine rağmen, Rabbin onlara bağışlamasıyla muamele ediyor. Unutma ki Rabbin, emirlerinde temerrüde düşülmesi, kendisine isyan edilmesi suçuna denk, onları adâletle cezalandırma gücüne sahiptir.

bk. Kur’an-ı Kerim, 6/147; 8/32; 15/6-8; 29/53-54; 35/45; 38/16.

Senden iyilikten önce kötülüğün çabucak gelmesini istiyorlar. Oysa onlardan önce nice örnekler gelip geçti. Şüphesiz Rabbin onların zulümlerine karşı insanlar için mağfiret sahibidir. Şüphesiz senin Rabbin cezası da çetin olandır.

Onlar, iyilikten önce kötülüğü çabuklaştırmak istiyorlar; oysa onlardan önce nice örnekler gelip-geçmiştir. Ve şüphesiz, senin Rabbin, zulümlerine karşılık insanlar için bağışlama sahibidir ve şüphesiz senin Rabbin, cezası çok şiddetli olandır.

(Müşrikler, kendilerine vaad ettiğin) iyilikten önce hemen senden (alay yollu) kötülüğün gelmesini isterler (bizi korkuttuğun azab nerede? gelse ya, derler). Halbuki onlardan önce, örnek olacak ukûbetler (azab çeşitleri) geçti. Doğrusu Rabbin, insanlara, zulümlerine karşı mağfiret sahibidir. Bununla beraber Rabbinin azap edişi de gerçekten çok şiddetlidir.

(İşte onlar, böyle kötü bir kabiliyet kazandıkları için) senden, iyilikten önce kötülüğün çabucak gelmesini istiyorlar. Hâlbuki onlardan önce ibret alınacak nice azap örnekleri gelip geçmiştir. İnsanlar (küfür ile) her şeyin hukukuna tecavüz ettikleri halde, senin Rabbin olan Allah, onlara karşı bağışlayıcıdır. Fakat ağır azabı da çok şiddetlidir.

Senden, iyilikten önce kötülüğü çabucak istiyorlar. Halbuki önlerinden pek çok örnek gelip geçti. Doğrusu insanlar kötülük ettikleri halde Rabbin onlar için affedicidir. Rabbinin azabı elbette çok şiddetlidir.[231]

[231] Mesülât/geçmişe dair pek çok örnek hakkında geniş bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, X, 31-32.

İyilikten daha önce, kötülüğün gelmesini senden ivmektedirler, halbukiyse, önceleri, geçti nice örnekleri, zalim oldukları halde, Tanrın insanlara bağış sahibidir, azabı da çok katıdır Tanrının

(Bir de) senden, iyilikten önce, (tehdit edildikleri) kötülüğün (azabın dünyada iken) gelmesini istiyorlar. Oysa onlardan önce ibret alınacak birçok azap gelip geçmiştir. Muhakkak ki senin Rabbin, işledikleri zulümlere rağmen insanlara karşı (her zaman) mağfiret sahibidir. Bununla beraber (unutmayın ki) Rabbinin azabı da çok şiddetlidir.

İnkârcılar, kendilerine sunulan güzellikleri isteyecekleri yerde azabı istiyorlarsa bu onların küstahlıklarını ve inanmadıklarını gösterir, yoksa kims... Devamı..

Senden hasenâtdan evvel müstehziyâne ’azâbı görmek isterler halbuki böyle misâller ânlardan evvel vukû’a geldi. Allâh ânların fenâlıklarına rağmen insânlar içün merhametlidir, lâkin ’azâbı dahî şedîddir.

Puta tapanlar senden, iyilikten önce kötülük isterler, oysa onlardan önce nice ibret alınacak cezalar verilmiştir. Doğrusu Rabbinin, insanların zulümlerine rağmen onlara mağfireti vardır. Rabbinin cezalandırması çetindir.

Bir de senden, iyilikten önce kötülüğün acele gelmesini istiyorlar. Oysa onlardan önce ibret alınacak birçok azap gelip geçmiştir. Şüphesiz Rabbin, insanların zulümlerine rağmen bağışlama sahibidir. Bununla beraber Rabbinin azabı pek şiddetlidir.

Senden, iyilik yerine bir an önce kötülüğün gelmesini istiyorlar. Oysa onlardan önce nice benzerleri gelip geçmiştir. Şüphesiz rabbin insanları zulümlerine rağmen bağışlayandır. Şüphesiz rabbinin azabı da çok çetindir.

(Müşrikler) senden iyilikten önce kötülüğü çabucak istiyorlar. Halbuki onlardan önce ibret alınacak nice azap örnekleri gelip geçmiştir. Doğrusu insanlar kötülük ettikleri halde Rabbin onlar için mağfiret sahibidir. (Bununla beraber) Rabbinin azabı da çok şiddetlidir.  

 Mekke müşrikleri dediler ki: «Ey Allah! Eğer bu Kur’an senden gelen bir hak ise, hemen üstümüze gökten bir taş yağdır, yahut bize başka acıklı bir az... Devamı..

İyilik isteyeceklerine, başlarına hemen bir felaket getirmeni isterler; oysa kendilerinden önce örnekler gelip geçti. Rabbin, işledikleri zulme rağmen halka karşı bağışlayıcıdır. Rabbinin azabı çetindir.

Ayrıca senden iyilikten önce hemen kötülüğü getirmeni isterler. Oysa daha önce onlara misal olacak cezalar gelip geçmiştir. Ve gerçekten Rabbin, zulümlerine karşılık insanlara mağfiret sahibidir. Bununla beraber Rabbinin azabı da cidden çok çetindir.

Bir de senden haseneden evvel seyyieyi isti'cal ediyorlar, halbuki önlerinde misal olacak ukubetler geçti ve hakıkat rabbın insanların zulümlerine karşı mağrifet sahibi, bununla beraber rabbın pek şedidül'ıkab

Bir de onlar, (kendileri için) iyilik isteyecekleri yerde, (alaycı bir tavırla: “Bizi korkuttuğun azap nerede? Gelse ya!” diyerek, tehdit edildikleri) kötü akıbetin bir an evvel gelip çatmasını isterler. Hâlbuki onlardan önce (kendileri gibi inkârcı kavimlere) ibret alınacak nice azap örnekleri gelip geçmiştir. Ve şüphesiz senin Rabbin, insanların, (hakkı inkâr ederek kendi nefislerine) zulmetmelerine rağmen (onlara tövbe etmeleri için mühlet veren, eşsiz) mağfiret sahibidir, şüphesiz Rabbinin azabı da çok şiddetlidir.

Ve senden, iyilikten önce kötülüğü çabuklaştırmanı istiyorlar.¹ Oysaki kendilerinden önce nice ibret alınacak cezalar yaşandı. Rabb'in, haksızlıklarına rağmen insanlar için gerçekten bağışlayıcı olandır. Ve elbette ki; Rabb'in, Azabı da Çok Şiddetli Olan'dır.

1- Yapılan uyarıyı ciddiye almadıklarını belirtmek için.

(Müşrikler) senden iyilikden önce çarçabuk kötülük isterler. Halbuki onlardan evvel nice ukuubet misâlleri gelib geçmişdir. Hakıykat, Rabbin, zulümlerine rağmen, insanlar için mağfiret saahibidir. (Bununla beraber) Rabbinin ıkaabı da cidden çetindir.

Bununla berâber (müşrikler) senden, iyilikten önce kötülüğü (azâbı) acele istiyorlar; hâlbuki onlardan önce (kendileri gibi kavimlere) doğrusu nice ibret verici cezâlar gelip geçti. Ve şübhesiz Rabbin, zulümlerine rağmen insanlar için elbette mağfiret sâhibidir. Yine şübhesiz ki Rabbin, elbette azâbı şiddetli olandır.

Bir de onlar, (müşrikler) iyilikten önce hemen senden (alay yollu) kötülüğün (azabın dünyada iken) gelmesini isterler (bizi korkuttuğun azab nerede? Gelse ya, derler). Oysa onlardan önce nice örnekler gelip geçmiştir. Ve doğrusu Rabbin, zulümlerine (şirk, inkâr, azgınlık ve isyanlarına) rağmen insanlara karşı (yine) bağışlayıcıdır. Ama Rabbinin cezası da (zalim ve azgınlar için) çetindir.

İyilikten önce, (inkârlarından dolayı gelebilecek) kötülüklerin bir an önce onların başlarına getirmeni istiyorlar. Hâlbuki onlardan öncekilerin misalleri onlara geldi. Ama Rabbin yaptıkları haksızlıklardan vazgeçerlerse, onları bağışlayıcıdır ve aynı zamanda Rabbinin cezası da çok şiddetli olandır.

Onlar senin iyilikten önce kötülüğü çarçabuk getirmeni isterler. Oysaki onlardan önce nice benzerleri gelip geçmişlerdir. Ancak, senin çalabın insanları kıyıcılıklarına bakmaksızın yarlıgayıcıdır. Gerçekten senin çalabının azabı çok ağırdır.

Müşrikler senden iyilikten evvel kötülüğü [¹] tezlik ile isterler. Halbuki onlardan evvel o gibi adamların uğradıkları ukubetin misalleri gelip geçmiştir. Rabbin insanlar hakkında kendilerine yaptıkları zulümleriyle beraber yine mağfiret sahibidir, Rabbin ukubetinde şiddetlidir.

[1] Merhametten evvel azabı, mükâfattan evvel mücazatı.

Onlar senden, (başlarına) iyilikten önce kötülüğün acele gelmesini istiyorlar. Hâlbuki onlardan önce, ibret alınacak benzeri (nice azaplar) gelip geçmiştir. Şüphesiz Rabbin insanların zulümlerine rağmen mağfiret sahibidir. Muhakkak ki Rabbin azabı şiddetli olandır.

Onlar, iyilikten önce kötülüğü (azabı) çabuklaştırmak istiyorlar; oysa onlardan önce nice örnek cezalar gelip geçmiştir. Şüphesiz senin Rabbin, zulümlerine karşılık insanlar için bağışlama sahibidir ve şüphesiz senin Rabbin, cezası çok şiddetli olandır.

Ey Peygamber! Senden, iyilikten önce çarçabuk kötülük getirmeni istiyorlar. İnkârcılar, senin onlara teklif ettiğin güzellikleri, iyilikleri arzu edecekleri yerde, sana karşı küstahça meydan okuyarak, bir an önce başlarına azabı getirmeni istiyorlar. Oysa, kendilerinden önce buna benzer nice ibret verici örnekler gelip geçti. O hâlde, onlardan ibret alsınlar da, zulüm ve haksızlıktan vazgeçip tövbe etsinler. İşte o zaman, o ana kadar işlemiş oldukları bütün günahları bağışlanacaktır. Çünkü senin Rabb’in, bunca zulümlerine rağmen, insanlara karşı çok merhametli, çok bağışlayıcıdır. Bununla birlikte, O’nun azabı da çok şiddetlidir! İşte, bunca apaçık mûcizeler gözler önünde dururken:

Bir de senden, İyilik’ten önce Kötülüğü acele istiyorlar. Oysa onların öncesinden İbretlik Olaylar geçti. Senin rabbin, İnsanlar için onların zulmüne rağmen bağışlama sahibidir. Senin rabbin, elbette Cezalandırması şiddetli olandır.

Onlar, kendilerinden önce nice örneği geçtiği halde yine de senin, iyi haberinden çok, kötü haberini merak ediyorlar. Senin Rabb'in, insanların bunca densizliğine rağmen yine de hoşgörülüdür. Ama, suçlunun peşini de bırakmaz.

Yaşamlarındaki rahatlığı kendilerine delil gösterip seni dinlemiyorlar. Senden gelecek iyiliklere de karşı çıkıyorlar. Yaptığın uyarılara karşılık doğru söylüyorsan hemen üzerimize cezalar yağdır diyorlar. Onları hemen cezalandırmazsan inkârlarına delil sayacaklar. Gücümüzü hafife alacaklar. Bilmiyorlar ki biz onların bilmediği bir nedenle cezayı geciktiriyoruz. Oysa onlardan önce ibret alınacak birçok azap gelip geçmiştir. Şüphesiz Rabbin insanların zulümlerine rağmen bağışlama sahibidir. Bununla beraber Rabbinin azabı pek şiddetlidir. Rabbinin azabı onlara geldiğinde söyleyecekleri herhangi bir şey kalmaz. Hiç düşünmüyorlar mı?

(Müşrikler) senden, iyilikten önce kötülüğü acele istiyorlar. (Oysa) onlardan önce nice örnekler geçmiştir. Şüphesiz ki haksızlıklarına rağmen Rabbin insanlar için bağışlama sahibidir. Şüphesiz ki Rabbinin azabı da çok şiddetlidir.

(Onlar) kendilerinden önce nice (helâk) örnekleri gelip geçtiği halde (hâlâ) senden, iyilikten önce kötülüğü çabuklaştırmanı istiyorlar. (Şunu iyi bilsinler ki) Rabbin, insanların zulmüne karşılık af sahibi¹ (olduğu gibi) senin Rabbin, cezâsı çok şiddetli olandır da...

1 Yani; onlar isyan ile kendilerine yazık ederlerken, Allah onları hemen hesaba çekivermez, günâhlarını örter. Böylece tevbelerine zaman bırakır, rahm... Devamı..

[Ey Peygamber, hakkı inkara şartlanmış olmakla bunlar, demek ki] iyilik [ummak] yerine, kötülüğün ivedi olarak kendilerini gelip bulması yönünde sana (küstahça) meydan okuyorlar; ¹⁴ hem de, [o alay edip durdukları türden] nice ibret verici felaketin kendilerinden önce(ki toplumların) başına geldiğini [bildikleri] halde. Bununla birlikte, muhakkak ki senin Rabbin, işledikleri zulümlere rağmen insanlara karşı (esasta hep) bağışlayıcıdır; ¹⁵ ama, unutma ki, [aynı zamanda] cezasında da gerçekten çok şiddetlidir.

14 Lafzen, “senden iyilikten önce kötülükte ivedi olmanı istiyorlar”; yani, kendilerine Hz. Peygamber tarafından teklif edilen doğru yol bilgi ve öğre... Devamı..

Hem onlar iyiliği bırakmışlar da senden, kötülüğü/azabı acele getirmeni istiyorlar. Hâlbuki kendilerinden önce ibretlik nice acı örnekler geçmiştir. Neyse ki senin Rabbin, insanların günah ve isyanlarına rağmen yine de bağış sahibidir, ama Rabbinin cezalandırması da çok şiddetlidir. 14/45, 17/11, 24/34, 24/39

Ve iyiliği bırakmışlar, (tehdit edildikleri) kötü akıbetin bir an evvel gelip çatması için seni zorluyorlar. Oysa kendilerinden önce bir dolu ibretlik hadise[¹⁹⁴²] yaşanmıştı. Neyse ki senin Rabbin kendilerine kötülük eden insanlar için dahi bağışlayıcıdır; ama unutma ki, senin Rabbinin cezası da pek şiddetlidir![¹⁹⁴³]

[1942] Mesulât: (t. mesule) “ibret-i âlem olacak bir dizi ceza” (Lisân). [1943] Âyette de görüldüğü gibi, sûrenin çift kutupluluğa dayalı üslûbu, A... Devamı..

(Ey Muhammed, müşrikler) Senden iyilikten önce kötülüğü tez elden isterler. (Sen onlara müjdeci ve uyarıcı olduğunu, -iman edip sâlih ameller işleyenleri cennet ile müjdelediğini; şirk ve küfürde direnenleri ise dünyada azap, ahirette ise cehennem ile uyardığını- bildirirsin de, onlar senden cennete götürecek yollan soracakları yerde -ahirete inanmadıkları için- seninle, "azap ne zaman getir de görelim?" diye alay etme küstahlığında bile bulunurlar) Oysa onlardan önce nice örnekler geçmiştir, (helak olan ümmetlerin harabeleri gözleri önündedir). Gerçek şu ki, onların bu kadar zulmetmelerine (şirk ve küfürde direnip seninle alay etmelerine) rağmen Rabbin onlar için mağfiret sahibidir! (Onları hemen helak etmiyor, onlara pişman olup tevbe etme ve imana gelmeleri için süre tanıyor, onlar bu mühletten yararlanmayıp da böyle şımararak haddi aştıkları takdirde bilmelidirler ki) Kuşkusuz Rabbinin azabı da çok şiddetlidir.

Onlar senden, iyilikten önce kötülüğü acele istiyorlar. Oysa önceden onların benzerleri gelip geçti. Şüphesiz Rabbin, insanların işledikleri zulümlerine karşı mağfiret sahibidir, fakat Rabbinin azâbı da pek çetindir.

Ve senden güzellikten evvel kötülüğü çarçabuk isterler. Ve halbuki onlardan evvel onların emsaline ait ukûbetler gelip geçmiştir. Ve şüphe yok ki, Rabbin nâs için zulmlerine karşı elbetteki yine çok mağfiret sahibidir. Ve yine şüphesiz ki Rabbin azabı da pek şiddetlidir.

Şaşılacak bir yanları da, güzellik ve mutluluk dururken, kötülüğü çarçabuk istemeleridir. Halbuki kendilerinden önce, ibret olacak nice cezalar gelip geçmiştir. (Niçin onlardan ibret almazlar? ). Doğrusu senin Rabbin insanların zulümlerine karşı yine de mağfiret sahibidir. Bununla beraber unutmayın ki O cezalandırdığında da cezası çetindir. [15, 6-8; 29, 53-54; 38, 16; 8, 32; 35, 45; 6, 147]

Senden, iyilikten önce kötülüğü acele istiyorlar. Oysa onlardan önce benzerleri(ne nice cezalar) gelip geçti. (Niçin onlardan ibret almazlar?) Şüphesiz Rabbin, o(insa)nların zulümlerine karşı mağfiret sahibidir, fakat Rabbinin azabı da pek çetindir.

Müşrikler, Allâh'ın ihsânından evvel 'azâbının gelmesini isti'câl iderler. Onlardan evvel de böyle haller geçdi. Tahkîk rabbin, nâsın günâhlarını mağfiret idici ve küfürde ısrâr idenlere şiddetli 'ikâb sâhibidir.

Onlar iyilikten önce hemen kötülüğü getirmeni isterler. Oysa bunun örnekleri daha önce geçmiştir. Senin Rabbin insanları, yanlışlarına rağmen (durumların düzeltir) bağışlar ama Rabbinin cezası da pek ağırdır.

İyilikten önce hemen fenalığı getirmeni isterler, oysa onlardan önce benzer örnekler geçmiştir. Doğrusu Rabbinin, insanların zulümlerine rağmen onlara mağfireti vardır. Rabbinin cezalandırması ise çetindir.

Bir de onlar, iyilik isteyecekleri yerde kötülüğün çabuklaştırılmasını senden istiyorlar. Oysa onlardan önce nice ibretlik vak'alar gelip geçti. Yine de Rabbin, zulümlerine rağmen insanlara karşı bağışlayıcıdır. Ama Rabbinin cezası da çetindir.

Senden, güzellikten önce kötülük istemede acele ediyorlar. Halbuki önlerinden pek çok örnek gelip geçti. Şu da bir gerçek ki, Rabbin insanlara karşı, zulümlerine rağmen af sahibidir. Ve Rabbinin azabı elbette çok şiddetlidir.

daħı ivdürmek isterler senden yavuz işi ya'nį 'aźāb eyü işden ilerü daħı bayıķ ilerü geçdi anlardan ilerü 'aźāblar. daħı bayıķ çalabuñ yarlıġamaķ issidür ādemįlere žulumleri üzere ya'nį şirk daħı bayıķ çalabuñ ķatı 'aźābludur ya'nį tevbe eylemeze.

Daḫı ivdürmek ister senden yavuz ya‘nī ‘aẕāb, eyü işden ilerü ya‘nīraḥmet. Daḫı bayıḳ geçdi anlardan ilerü ‘aẕāblar. Daḫı bayıḳ Çalabuñ yar‐lıġamaḳ issidür ādemīlere ẓulmleri üzere. Daḫı Çalabuñ yā Muḥammed ḳatı‘aẕābludur.

(Müşriklər) səni tələsdirib (özlərinə) yaxşılıqdan əvvəl pislik (Allahın mərhəmətindən qabaq əzabını) istəyirlər. Halbuki onlardan öncə (Allaha asi olan tayfalar, xalqlar barəsində) bu kimi (ibrətamiz) cəzalar olub keçmişdir. Həqiqətən, Rəbbin insanların zülmünə baxmayaraq onlara qarşı mərhəmət sahibidir. Və şübhəsiz ki, Rəbbinin cəzası da şiddətlidir!

And they bid thee hasten on the evil rather than the good, when exemplary punishments have indeed occurred before them. But lo! thy Lord is rich in pardon for mankind despite their wrong, and lo! thy Lord is strong in punishment!

They ask thee to hasten on the evil in preference to the good:(1810) Yet have come to pass, before them, (many) exemplary punishments! But verily thy Lord is full of forgiveness for mankind for their wrong-doing, and verily thy Lord is (also) strict in punishment.

1810 Cf. 18:55 and 27:46). The Unbelievers by way of a taunt say: "If there is a punishment, let us see it come down now." The answer to it is threefo... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.