Veyekûlu-lleżîne keferû leste murselâ(en)(c) kul kefâ bi(A)llâhi şehîden beynî vebeynekum vemen ‘indehu ‘ilmu-lkitâb(i)
O inkâr edenler: "Sen gönderilmiş (Allah'ın bir Elçisi) değilsin." (Kendini öyle gösterip üstünlük sağlama ve istismar peşindesin) diyeceklerdir. Onlara de ki: "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeterlidir ve yanlarında kitabın (Tevrat, İncil ve Kur’an’ın) ilmi bulunanlar da (bu gerçeği bilir) ."
Kafirler, sen peygamber değilsin derler; de ki: Sizinle aramda tanık olarak Allah ve kitap bilgisine sahip olan yeter.
Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler: “Sen peygamber değilsin” derler. De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak, Allah ve kitaptan bilgi sahibi olanlar yeter.” Başka şahit aramaya gerek yoktur.
Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler :
“- Sen Rasul olarak gönderilmiş bir kimse değilsin” diyorlar.
“- Benimle sizin aranızdaki konularda, benim hak peygamber olduğuma, sizin de yalancı olduğunuza şâhit olarak Allah, kutsal kitaplarda Allahın vahyettiği bilgilere vakıf olanlar ve Kur'ân'ı anlayanlar yeter” de.*
Kâfirler: "Sen gönderilmiş değilsin" diyorlar. De ki: "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah ve kendilerinde Kitap'tan ilim bulunanlar yeter."
İnkâr edenler şöyle derler: 'Sen gönderilmiş (Allah'ın bir elçisi) değilsin.' De ki: 'Benimle sizin aranızda şahid olarak Allah yeter ve yanlarında kitabın ilmi bulunanlar da (bu gerçeği bilir).'
O kâfir olanlar, sen Allah tarafından gönderilmiş bir Peygamber değilsin, diyorlar. De ki: “- Benimle sizin aranızda, doğruluğuma şâhid Allah yeter; bir de yanında kitap ilmi bulunan (Levh-i Mahfuz ilmi bulunan Cebraîl yeter)...
O kâfirler, “sen peygamber değilsin” diyorlar. De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah ve kitaptan bilgisi olanlar yeter.”
İnkâr edenler, “Sen peygamber değilsin” diyorlar. De ki: “Benim ile sizin aranızda tanık olarak Allah ve kitabı bilenler yeter.”[237]*
Sana: «Peygamber değilsin!» diyor kâfir olanlar, diyesin ki: «Sizinle aramızda, kitabı bilenlerle, Allah yeter tanıklığa»
İnkârcılar: “Sen gönderilmiş (hak bir nebi) değilsin” diyorlar. De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter ve bir de kitap hakkında bilgi sahibi olanlar (bu gerçeği bilir).”*
İnkar edenler: "Sen peygamber değilsin" derler; de ki: "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah ve Kitap'ı bilenler yeter."*
İnkâr edenler, “Sen peygamber değilsin” diyorlar. De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah ve bir de yanında kitap (Kur’an) bilgisi bulunanlar yeter.”
Kâfir olanlar: Sen resûl olarak gönderilmiş bir kimse değilsin, derler. De ki: Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah ve yanında Kitab'ın bilgisi olan (Peygamber) yeter.
İnkar edenler, "Sen bir elçi değilsin!," diyorlar. De ki, "ALLAH ve kitabın bilgisine sahip olanlar benimle sizin aranızda şahit olarak yeter."
O kâfirler: "Sen Allah tarafından gönderilmiş bir peygamber değilsin" diyorlar. De ki: "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter, bir de yanında kitap ilmi bulunan (yeter)."
O küfretmekte olanlar, sen bir mürsel değilsin diyorlar? de ki benimle sizin aranızda şahid olarak Allah yeter bir de nezdinde kitab ılmi bulunan?
Gerçeği yalanlayan nankörler, “Sen gönderilmiş¹ değilsin.” diyorlar. De ki: “Benimle sizin aranızda en iyi tanık olarak Allah ve yanlarında Kitap'ın bilgisi olanlar yeter.”*
O küfredenler şöyle der: «Sen (Hak tarafından) gönderilmiş bir peygamber değilsin». De ki: «Benim aramla sizin aranızda (hakikî) şâhid olarak Allah yeter ve (bunu) nezdinde kitab ilmi bulunanlar dahi (bilirler).
Buna rağmen inkâr edenler: “Sen (peygamber olarak) gönderilmiş bir kimse değilsin” der. De ki: “Benimle sizin aranızda şâhid olarak Allah yeter! Ve yanında kitab ilmi bulunanlar (yahudi ve hristiyanlardan mü'min olanlar) da (benim nübüvvetimi bilirler)!”
Hakikati inkâr edenler “Sen gönderilmiş elçilerden değilsin” dediler. Deki “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter ve bir de kitabın bilgisini doğru anlamış olanlar da (elçi olduğuma) şahittir.”
Kâfirler sana peygamber değilsin derler. Sen de onlara «— Benim ile sizin aramızda Allah/ın, bir de nezdinde Kitaba ait ilim bulunan kimsenin [¹] şehadeti elverir.» dersin.*
O küfre sapanlar şöyle derler: “Sen gönderilmiş (Allah'ın bir elçisi) değilsin.” De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah ve yanında kitabın ilmi bulunan kimse yeter!”*
Ey Peygamber! Hakikati inkâr edenler, “Sen Allah tarafından gönderilmiş bir elçi değilsin!” diyorlar. Onlara de ki: “Benimle sizin aranızda şâhit olarak Allah yeter; bir de Kitap hakkında bilgi sahibi olanlar! Allah, bana indirdiği Kur’an gibi apaçık bir mûcizeyle, benim Peygamber olduğuma şâhitlik etmektedir. Dolayısıyla, Kur’an’ı inceleyip gereği gibi anlayanlar, kaçınılmaz olarak onun Allah tarafından gönderilmiş bir kitap olduğuna şâhitlik edeceklerdir. Nitekim, Tevrat ve İncil’de de Hz. Muhammed’in Peygamberliğini müjdeleyen ayetler vardır. Bunları hakkıyla bilen Yahudi ve Hıristiyanlar da bu hakîkati kabul ve itiraf etmektedirler.”
O kâfirler: “Sen (Allah’ın gönderdiği) bir Peygamber değilsin.” derler. (Sen de onlara): “Benimle sizin aranızda benim (Peygamber olduğuma) şâhit olarak Allah ve bu kitabı gerçekten anlayan kimseler1 yeter.” de. *
Ve hakkı inkara şartlanmış olan o kimseler, [ey Peygamber, sana]: “Sen [Allah tarafından] gönderilmiş değilsin!” diyorlar; de ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter; bir de bu ilahî kelâmı gerçekten anlayan kimse(ler)!” 84
Gerçekleri örtbas eden kâfirler, “Sen, gönderilmiş bir elçi değilsin.” diyorlar. De ki: “Sizinle benim aramda şahit olarak Allah yeter, bir de bu Kuran/mesajın bilgisine sahip olan kimse.” 6/19, 22/54, 34/6
İmdi, inkârda ısrar eden kimseler; “Sen, Allah tarafından gönderilmiş değilsin”[1982] diyorlar. Sen (de) de ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter; bir de, dağarcığında ilâhî mesajın bilgisi bulunan kimseler.”*
Ve kâfir olanlar der ki: «Sen gönderilmiş bir peygamber değilsin.» De ki: «Benim aramla sizin aranızda şahit olarak Allah Teâlâ ve kendisinde kitaba bilgi bulunan (kimseler) kifâyet eder.»
Dini inkâr edenler: “Sen Peygamber değilsin” diyorlar. De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter, bir de nezdinde kitap ilmi bulunanlar. ” [26, 197; 7, 156-157]*
İnkar edenler: "Sen gönderilmiş bir elçi değilsin!" diyorlar. De ki: "Benimle sizin aranızda Allah'ın ve yanında Kitap bilgisi bulunanların şahid olması yeter.
Ayetleri görmezlikten gelenler (kafirler): “Sen elçi olarak gönderilmiş değilsin” derler. De ki “Aramızda Allah’ın ve o Kitab’ın[1] bilgisine sahip olanların[2] şahit olması yeter.”*
Kafir olanlar: -Sen peygamber değilsin, derler; de ki: -Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah ve kitap ilmine sahip olanlar yeter.
İnkâr edenler “Sen peygamber değilsin” diyorlar. De ki: Sizinle benim aramda şahit olarak Allah ile Onun kitapları hakkında bilgi sahibi olanlar yeter.
Küfre sapanlar: "Sen gönderilmiş bir elçi değilsin." diyorlar. De ki: "Benimle sizin aranızda tanık olarak Allah, bir de yanında kitap bilgisi bulunanlar yeter."
daħı eydür anlar kim kāfir oldılar “degülsin viribinilmiş.” eyit “ŧapdur Tañrı ŧanuķ aramda daħı arañuzda daħı ol kim ķattadadur kitāb įlmi ya'nį 'abdullāh bin selām yaranları yā cebreyil yā lavḥ
(Ya Rəsulum!) Kafirlər: “Sən peyğəmbər deyilsən!” – deyirlər. (Onlara) belə cavab ver: “Mənimlə sizin aranızda (doğruluğuma) Allahın və kitabı bilənlərin (Tövratı, İncili bilən mö’min yəhudi və xaçpərəstlərin, yaxud Qur’ana bələd olan mö’min müsəlmanların və ya lövhi-məhfuzdan xəbərdar olan Cəbrailin) şahid olması yetər!”
They who disbelieve say: Thou art no messenger (of Allah). Say: Allah, and whosoever hath true knowledge of the Scripture, is sufficient witness between me and you.
The Unbelievers say: "No messenger(1867) art thou." Say: "Enough for a witness between me and you is Allah, and such as have knowledge of the Book."(1868)*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |