6 Ekim 2024 - 3 Rebiü'l-Ahir 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Ra’d Suresi 34. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Lehum ‘ażâbun fî-lhayâti-ddunyâ(s) vele’ażâbu-l-âḣirati eşakk(u)(s) vemâ lehum mina(A)llâhi min vâk(in)

Onlara dünya hayatında azap var, ahiret azabıysa daha da ağırdır ve onları Allah'tan koruyacak kimse de yoktur.

Dünya hayatında onlar için bir azap vardır, ahiretin azabı ise çok daha zorlu ve dayanılmazdır. Onları Allah’tan (kurtaracak) hiçbir koruyucu(ları) da olmayacaktır.

Böyleleri için, dünya hayatında zaten bir azap vardır. Ahiretteki azap ise, daha çetin olacaktır. Ve onlar Allah'a karşı, kendilerini koruyacak kimse de bulamayacaklardır.

Dünya hayatında onların bir cezaları var. Âhiret, ebedî yurt azâbı ise daha şiddetlidir. Onları Allah'tan koruyacak kimse de yoktur.

bk. Kur’an-ı Kerim, 25/11-15; 89/25-26.

Dünya hayatında onlar için azap vardır. Ahiret azabı ise elbette daha zorludur. Allah'a karşı onlar için bir koruyucu da yoktur.

Dünya hayatında onlar için bir azab vardır, ahiretin azabı ise daha zorludur. Onları Allah'tan (kurtaracak) hiç bir koruyucu da yoktur.

Onlara dünya hayatında bir azap vardır. Ahiret azabı ise elbet daha çetindir, onları Allah'dan koruyacak (azabından kurturacak) da yoktur.

Dünya hayatında onlar için azap vardır. Ahiret azabı ise, daha meşakkatlidir. Ve Allah’a karşı onları koruyacak hiçbir şey de olamaz.

Onlara dünya hayatında azap vardır. Ama, âhiret azabı daha şiddetlidir. Onları Allah'tan koruyacak kimse de yoktur.

Onlar için, dünya dirliğinde dahi azap var, ahretin azabı daha sıkıcı; Allaha karşı, onlar için bir koruyan bulunmaz

Onlara dünya hayatında (güvensizlik, bunalım, doyumsuzluk ve huzursuzluk gibi) bir azap vardır. Fakat ahiret azabı ise çok daha şiddetlidir. Onları (orada) Allah'(ın azabın)a karşı koruyacak birileri de olmayacaktır.

Dünyâda ’azâba dûçâr olacaklar, âhiretde daha büyük bir ’azâb ânları bekleyecek Allâh’a karşu ânları vikâye idebilecek hiç bir hâmî bulamıyacaklar.

Onlara, dünya hayatında azap vardır, ahiret azabı ise daha çetindir. Allah'a karşı onları bir koruyan da yoktur.

Onlara dünya hayatında bir azap vardır. Ahiret azabı ise daha ağırdır ve onları Allah’ın azabından koruyacak kimse de yoktur.

Onlar için dünya hayatında büyük bir azap vardır; âhiret azabı ise elbette daha çetindir; onları Allah’a karşı koruyacak kimse de yoktur.

Dünya hayatında onlara sadece bir azap vardır. Ahiret azabı ise daha şiddetlidir. Onları Allah'tan (onun azabından) koruyacak kimse de yoktur.

Onlar dünya hayatında azap hakketmişlerdir. Ahiret azabı ise daha kötüdür. Onları ALLAH'tan kimse kurtaramaz.

Onlara dünya hayatında bir azap vardır. Ahiret azabı ise elbette daha çetindir. Onları Allah'dan koruyacak da yoktur.

Onlara Dünya hayatta bir azâb vardır, Âhıret azâbı ise elbette daha zorlu, onları Allahdan vikaye edecek de yoktur

Onlar (kâfirler) için dünya hayatında azap vardır. Âhiret azabı ise (elbette) daha çetindir. Onları Allah’tan (onun azabından) koruyacak da yoktur.

Onlara dünya hayatında bir azap vardır. Ahiret azabı ise daha zordur. Onları Allah'ın azabından koruyabilecek bir koruyucuları da yoktur.

(Bu) dünyâ hayaatında onların hakkı azâbdır. Âhiret azabı ise daha zorludur. Onlar için Allahdan (Allahın azabından kurtaracak) hiç bir koruyucu da yokdur.

Onlar için dünya hayâtında bir azab vardır;(2) âhiret azâbı ise elbette daha şiddetlidir. Onları Allah(ın azâbın)dan koruyacak olan hiç kimse de yoktur!

(2)“Şirk ve dalâletin (Allah’a ortak koşma ve haktan sapmanın) ve fısk ve sefâhatin (günahlara dalmanın) yolu, insanı nihâyet derecede sukūt ettirir (... Devamı..

(Böyleleri için) dünya hayatında zaten bir azap (güvensizlik, bunalım, bela ve hastalıklar) vardır, ahiretin azabı ise daha zorludur. Allah’tan onlara hiçbir koruyucu da yoktur.*

Böyleleri için dünyada bir azap olduğu gibi, ahirette ise, daha çok parça parça edecek azaplar var. Onları Allah’dan koruyacak hiçbir kimse de yoktur.

Onlar için dünya yaşayışında azap vardır. Öbür dünya azabı ise besbelli ki daha ağırdır. Onları Allah’a karşı koruyacak da yoktur.

Onlar için dünya diriliğinde azap vardır. Âhiret azabı daha meşakkatlidir. Onları Allah/ın azabından koruyacak yoktur.

Onlara dünya hayatında bir azap vardır. Ahiret azabı ise daha meşakkatlidir. Allah’a karşı onları bir koruyan da yoktur.

Dünya hayatında onlar için bir azap vardır, ahiretin azabı ise daha zorludur. Onları Allah'tan (kurtaracak) hiç bir koruyucu da yoktur.

Onlara daha bu dünya hayatında, ruhsal doyumsuzluktan kaynaklanan bir huzursuzluk, güvensizlik, bireysel ve toplumsal bunalımlar, çalkantılar... şeklinde ortaya çıkacak bir azap vardır, âhiret azâbı ise, çok daha şiddetlidir. Onların, kendilerini Allah’ın azâbına karşı koruyacak hiçbir yardımcıları da olmayacaktır! İman edenlere gelince:

Onlara Dünya Hayatı’nda azap vardır. Elbette Âhiret’in azabı en zorludur. Allah’tan onlara hiçbir koruyucu yoktur.

Artık yolunu şaşıranlar yalnız bu dünyada çektikleriyle kalmayacaklar, öbür dünyada daha beterini çekecekler. Üstelik orada Allah'a karşı kendilerini kollayan birileri de olmayacak.

İnkâr edenlere dünya hayatında bir azap vardır. Ahiret azabı ise daha ağırdır. İnkâr edenleri Allah’ın azabından koruyacak kimse de yoktur.

Dünya hayatında onlara bir azap vardır. Ahiret azabı ise çok daha şiddetlidir. [*]Onları Allah’tan (O’nun azabından) koruyacak kimse de yoktur.

Bu ayette hayat “dünya” ve “ahiret” için kullanıldığı gibi azap da “dünya azabı” ve “ahiret azabı” olarak iki farklı şekilde belirlenmektedir.... Devamı..

Dünya hayatında onlara bir azap vardır, âhiretin azabı ise daha şiddetlidir. Ve onları Allah’ın azabından (kurtaracak) bir koruyucu da yoktur.

Böyleleri için dünya hayatında zaten bir azap vardır; ⁶⁴ ahiretteki azapsa daha da çetin olacak. Ve onlar Allah’a karşı kendilerini koruyacak kimse de bulamayacaklar.

64 Bkz. 31. ayetin son paragrafı ve yukarıda 57. not.

Böyleleri için dünya hayatında bir azap vardır; ahiretteki azapları ise daha çetindir! Allah’ın azabından onları koruyacak da yoktur! 24/19, 40/46, 64/5

Dünya hayatında onlar için bir ceza vardır, fakat âhiretin cezası çok daha elem verici olacaktır: Allah’a karşı onları savunacak birileri de olmayacaktır.

Dünya hayatında onlara (müşriklere) azap vardır, ahiret azabı ise çok daha şiddetlidir ve onları Allah’ın azabından koruyacak hiçbir kuvvet de yoktur.

Onlara dünya hayatında bir azap vardır. Ahiret azabı ise daha çetindir. Ve_ onlar Allahın azabından koruyacak kimse de yoktur.

Onlar için dünya hayatında bir azap vardır. Ahiret azabı ise elbette daha meşakkatlidir ve onlar için Allah'tan hiçbir koruyucu da yoktur.

Onlara dünya hayatında bir azap vardır âhiret azabı ise daha çok çetindir. Onları Allah'ın elinden kurtaracak kimse de yoktur. [89, 25-26; 25, 11-15]

Dünya hayatında onlar için azab vardır, ahiret azabı ise daha zordur. Onları Allah(ın azabın)dan koruyacak kimse de yoktur.

Onlara hayât-ı dünyâda 'azâb vardır. Âhiretdeki 'azâb daha şiddetlidir. Ve onlar içün, Allâh'dan başka 'azâbdan vikâye idici de yokdur.

Onlar için dünya hayatında bir azap[*] vardır. Ahiretteki azab ise daha sıkıntılıdır. Onları Allah’a karşı koruyacak biri de yoktur.

[*] Allah kimin yola gelmesine karar verirse gönlünü İslam'a açar. Kimin de sapıklığına karar verirse onun da içini daraltır; sanki göğe yükseliyor gi... Devamı..

Onlara, dünya hayatında azap vardır, ahiret azabı ise daha çetindir. Allah'a karşı onların bir koruyucusu da yoktur.

Dünya hayatında onlar için bir rezillik vardır. Âhiret azabı ise daha da çetindir; onları Allah'ın elinden kurtaracak kimse de yoktur.

Dünya hayatında bir azap var onlar için; âhiret azabı ise çok daha şiddetlidir. Onları Allah'a karşı koruyacak kimse de yoktur.

anlaruñ 'aźābdur yaķın dirlik içinde daħı āħiret 'aźābı duşħarıraķdur. daħı yoķdur anlaruñ Tañrı’dan hįç śaķlayıcı.

Anlaruñdur ‘aẕāb yaḳın dirlik içinde. Daḫı āḫiret ‘aẕābı düşvārraḳdur.Yoḳdur anlara Tañrıdan hīç ṣaḳlayıcı.

Onlar dünyada əzaba düçar olacaqlar. Axirət əzabı isə daha məşəqqətlidir. Onları Allahdan (Allahın əzabından) qurtaran olmaz.

For them is torment in the life of the world, and verily the doom of the Hereafter is more painful, and they have no defender from Allah.

For them is a penalty in the life of this world,(1853) but harder, truly, is the penalty of the Hereafter: and defender have they none against Allah.

1853 The consequences of sin may be felt in this life itself, but they are nothing compared to the final penalties in the life to come.


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.