Lehum ‘ażâbun fî-lhayâti-ddunyâ(s) vele’ażâbu-l-âḣirati eşakk(u)(s) vemâ lehum mina(A)llâhi min vâk(in)
Onlara dünya hayatında azap var, ahiret azabıysa daha da ağırdır ve onları Allah'tan koruyacak kimse de yoktur.
Dünya hayatında onlar için bir azap vardır, ahiretin azabı ise çok daha zorlu ve dayanılmazdır. Onları Allah’tan (kurtaracak) hiçbir koruyucu(ları) da olmayacaktır.
Böyleleri için, dünya hayatında zaten bir azap vardır. Ahiretteki azap ise, daha çetin olacaktır. Ve onlar Allah'a karşı, kendilerini koruyacak kimse de bulamayacaklardır.
Dünya hayatında onlar için azap vardır. Ahiret azabı ise elbette daha zorludur. Allah'a karşı onlar için bir koruyucu da yoktur.
Dünya hayatında onlar için bir azab vardır, ahiretin azabı ise daha zorludur. Onları Allah'tan (kurtaracak) hiç bir koruyucu da yoktur.
Onlara dünya hayatında bir azap vardır. Ahiret azabı ise elbet daha çetindir, onları Allah'dan koruyacak (azabından kurturacak) da yoktur.
Dünya hayatında onlar için azap vardır. Ahiret azabı ise, daha meşakkatlidir. Ve Allah’a karşı onları koruyacak hiçbir şey de olamaz.
Onlara dünya hayatında azap vardır. Ama, âhiret azabı daha şiddetlidir. Onları Allah'tan koruyacak kimse de yoktur.
Onlar için, dünya dirliğinde dahi azap var, ahretin azabı daha sıkıcı; Allaha karşı, onlar için bir koruyan bulunmaz
Onlara dünya hayatında (güvensizlik, bunalım, doyumsuzluk ve huzursuzluk gibi) bir azap vardır. Fakat ahiret azabı ise çok daha şiddetlidir. Onları (orada) Allah'(ın azabın)a karşı koruyacak birileri de olmayacaktır.
Dünyâda ’azâba dûçâr olacaklar, âhiretde daha büyük bir ’azâb ânları bekleyecek Allâh’a karşu ânları vikâye idebilecek hiç bir hâmî bulamıyacaklar.
Onlara, dünya hayatında azap vardır, ahiret azabı ise daha çetindir. Allah'a karşı onları bir koruyan da yoktur.
Onlara dünya hayatında bir azap vardır. Ahiret azabı ise daha ağırdır ve onları Allah’ın azabından koruyacak kimse de yoktur.
Onlar için dünya hayatında büyük bir azap vardır; âhiret azabı ise elbette daha çetindir; onları Allah’a karşı koruyacak kimse de yoktur.
Dünya hayatında onlara sadece bir azap vardır. Ahiret azabı ise daha şiddetlidir. Onları Allah'tan (onun azabından) koruyacak kimse de yoktur.
Onlar dünya hayatında azap hakketmişlerdir. Ahiret azabı ise daha kötüdür. Onları ALLAH'tan kimse kurtaramaz.
Onlara dünya hayatında bir azap vardır. Ahiret azabı ise elbette daha çetindir. Onları Allah'dan koruyacak da yoktur.
Onlara Dünya hayatta bir azâb vardır, Âhıret azâbı ise elbette daha zorlu, onları Allahdan vikaye edecek de yoktur
Onlar (kâfirler) için dünya hayatında azap vardır. Âhiret azabı ise (elbette) daha çetindir. Onları Allah’tan (onun azabından) koruyacak da yoktur.
Onlara dünya hayatında bir azap vardır. Ahiret azabı ise daha zordur. Onları Allah'ın azabından koruyabilecek bir koruyucuları da yoktur.
(Bu) dünyâ hayaatında onların hakkı azâbdır. Âhiret azabı ise daha zorludur. Onlar için Allahdan (Allahın azabından kurtaracak) hiç bir koruyucu da yokdur.
Onlar için dünya hayâtında bir azab vardır;(2) âhiret azâbı ise elbette daha şiddetlidir. Onları Allah(ın azâbın)dan koruyacak olan hiç kimse de yoktur!
(Böyleleri için) dünya hayatında zaten bir azap (güvensizlik, bunalım, bela ve hastalıklar) vardır, ahiretin azabı ise daha zorludur. Allah’tan onlara hiçbir koruyucu da yoktur.*
Böyleleri için dünyada bir azap olduğu gibi, ahirette ise, daha çok parça parça edecek azaplar var. Onları Allah’dan koruyacak hiçbir kimse de yoktur.
Onlar için dünya yaşayışında azap vardır. Öbür dünya azabı ise besbelli ki daha ağırdır. Onları Allah’a karşı koruyacak da yoktur.
Onlar için dünya diriliğinde azap vardır. Âhiret azabı daha meşakkatlidir. Onları Allah/ın azabından koruyacak yoktur.
Onlara dünya hayatında bir azap vardır. Ahiret azabı ise daha meşakkatlidir. Allah’a karşı onları bir koruyan da yoktur.
Dünya hayatında onlar için bir azap vardır, ahiretin azabı ise daha zorludur. Onları Allah'tan (kurtaracak) hiç bir koruyucu da yoktur.
Onlara daha bu dünya hayatında, ruhsal doyumsuzluktan kaynaklanan bir huzursuzluk, güvensizlik, bireysel ve toplumsal bunalımlar, çalkantılar... şeklinde ortaya çıkacak bir azap vardır, âhiret azâbı ise, çok daha şiddetlidir. Onların, kendilerini Allah’ın azâbına karşı koruyacak hiçbir yardımcıları da olmayacaktır! İman edenlere gelince:
Onlara Dünya Hayatı’nda azap vardır. Elbette Âhiret’in azabı en zorludur. Allah’tan onlara hiçbir koruyucu yoktur.
Artık yolunu şaşıranlar yalnız bu dünyada çektikleriyle kalmayacaklar, öbür dünyada daha beterini çekecekler. Üstelik orada Allah'a karşı kendilerini kollayan birileri de olmayacak.
İnkâr edenlere dünya hayatında bir azap vardır. Ahiret azabı ise daha ağırdır. İnkâr edenleri Allah’ın azabından koruyacak kimse de yoktur.
Dünya hayatında onlara bir azap vardır. Ahiret azabı ise çok daha şiddetlidir. [*]Onları Allah’tan (O’nun azabından) koruyacak kimse de yoktur.
Dünya hayatında onlara bir azap vardır, âhiretin azabı ise daha şiddetlidir. Ve onları Allah’ın azabından (kurtaracak) bir koruyucu da yoktur.
Böyleleri için dünya hayatında bir azap vardır; ahiretteki azapları ise daha çetindir! Allah’ın azabından onları koruyacak da yoktur! 24/19, 40/46, 64/5
Dünya hayatında onlar için bir ceza vardır, fakat âhiretin cezası çok daha elem verici olacaktır: Allah’a karşı onları savunacak birileri de olmayacaktır.
Dünya hayatında onlara (müşriklere) azap vardır, ahiret azabı ise çok daha şiddetlidir ve onları Allah’ın azabından koruyacak hiçbir kuvvet de yoktur.
Onlara dünya hayatında bir azap vardır. Ahiret azabı ise daha çetindir. Ve_ onlar Allahın azabından koruyacak kimse de yoktur.
Onlar için dünya hayatında bir azap vardır. Ahiret azabı ise elbette daha meşakkatlidir ve onlar için Allah'tan hiçbir koruyucu da yoktur.
Onlara dünya hayatında bir azap vardır âhiret azabı ise daha çok çetindir. Onları Allah'ın elinden kurtaracak kimse de yoktur. [89, 25-26; 25, 11-15]
Dünya hayatında onlar için azab vardır, ahiret azabı ise daha zordur. Onları Allah(ın azabın)dan koruyacak kimse de yoktur.
Onlara hayât-ı dünyâda 'azâb vardır. Âhiretdeki 'azâb daha şiddetlidir. Ve onlar içün, Allâh'dan başka 'azâbdan vikâye idici de yokdur.
Onlar için dünya hayatında bir azap[*] vardır. Ahiretteki azab ise daha sıkıntılıdır. Onları Allah’a karşı koruyacak biri de yoktur.
Onlara, dünya hayatında azap vardır, ahiret azabı ise daha çetindir. Allah'a karşı onların bir koruyucusu da yoktur.
Dünya hayatında onlar için bir rezillik vardır. Âhiret azabı ise daha da çetindir; onları Allah'ın elinden kurtaracak kimse de yoktur.
Dünya hayatında bir azap var onlar için; âhiret azabı ise çok daha şiddetlidir. Onları Allah'a karşı koruyacak kimse de yoktur.
anlaruñ 'aźābdur yaķın dirlik içinde daħı āħiret 'aźābı duşħarıraķdur. daħı yoķdur anlaruñ Tañrı’dan hįç śaķlayıcı.
Anlaruñdur ‘aẕāb yaḳın dirlik içinde. Daḫı āḫiret ‘aẕābı düşvārraḳdur.Yoḳdur anlara Tañrıdan hīç ṣaḳlayıcı.
Onlar dünyada əzaba düçar olacaqlar. Axirət əzabı isə daha məşəqqətlidir. Onları Allahdan (Allahın əzabından) qurtaran olmaz.
For them is torment in the life of the world, and verily the doom of the Hereafter is more painful, and they have no defender from Allah.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |