اَفَمَنْ هُوَ قَٓائِمٌ عَلٰى كُلِّ نَفْسٍ بِمَا كَسَبَتْۚ وَجَعَلُوا لِلّٰهِ شُرَكَٓاءَۜ قُلْ سَمُّوهُمْۜ اَمْ تُنَبِّؤُ۫نَهُ بِمَا لَا يَعْلَمُ فِي الْاَرْضِ اَمْ بِظَاهِرٍ مِنَ الْقَوْلِۜ بَلْ زُيِّنَ لِلَّذ۪ينَ كَفَرُوا مَكْرُهُمْ وَصُدُّوا عَنِ السَّب۪يلِۜ وَمَنْ يُضْلِلِ اللّٰهُ فَمَا لَهُ مِنْ هَادٍ
Efemen huve kâ-imun ‘alâ kulli nefsin bimâ kesebet(k) vece’alû li(A)llâhi şurakâe kul semmûhum(c) em tunebbi-ûnehu bimâ lâ ya’lemu fî-l-ardi em bizâhirin mine-lkavl(i)(k) bel zuyyine lilleżîne keferû mekruhum vesuddû ‘ani-ssebîl(i)(k) vemen yudlili(A)llâhu femâ lehu min hâd(in)
Herkesin yaptığı ve elde ettiği şeyi bilip görene ve karşılığını verene benzer mi onlar, tutup Allah'a eş tanıyorlar onları. De ki: Bir ad takın onlara. Yoksa yeryüzünde bilmediği birşeyi mi haber veriyorsunuz ona, yahut da geçici bir boş laf mı ediyorsunuz? Kafir olanlara düzenleri hoş ve sevimli görünmede ancak ve yoldan çıkarılmadalar ve Allah, kimi doğru yoldan saptırırsa onu doğru yola sevkedecek yoktur.
Her nefsin (hayır-şer herkesin) bütün kazandıkları (ve davranışları) üzerinde gözetici olana (Allah’a başkaldırılır mı? Buna rağmen) Onlar Allah’a ortaklar koştular. De ki: "Bunları (putları ve tağutları, onlara uyduruk isim ve sıfatlar takarak) adlandırıp (durun bakalım). Yoksa siz yeryüzünde (hâşâ Allah’ın) bilmediği bir şeyi mi O’na haber veriyorsunuz? Yoksa sözün zahirine (veya boş ve süslü olanına) mı (kanıyorsunuz)? Hayır, doğrusu inkâr edenlere kendi hileli-düzenleri süslü-çekici gösterilmiştir ve onlar (şeytanlar ve tağutlar tarafından, doğru) yoldan alıkonulmuşlardır. Allah (müstahak olduğu için) kimi dalâlette bırakırsa, artık onun için hiçbir yol gösterici (hidayet edici) yoktur, bulunmayacaktır."
Herkesin ne kazandığını görüp gözeten Allah, bunu yapmaktan aciz olan putlar gibi midir? Bununla beraber onlar, Allah'a ortaklar koşuyorlar. De ki, o putlara ve ortak koştuklarınıza istediğiniz ismi verin. Yoksa siz Allah'a yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber verdiğinizi sanıyorsunuz? Yoksa boş ve anlamsız sözlerle mi kendinizi avutuyorsunuz? Hayır! Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenlerin sinsi oyun ve düzenleri kendilerine süslü gösterilip sevdirildi de, doğru yoldan alıkonuldular. Zaten sapıklık isteyip de Allah'ın kendisini sapıklıkta bıraktığı kimseye yol gösteren bulunmaz.
Herkesin işlediği ameller, hakettiği mükâfatlar ve cezalar sebebiyle, sorumluluklarının gereğini yapmalarını isteyeni, denetleyeni, üzerlerinde hükümranlığının icabını, hükmünü icra edeni, Allah'ı mı alaya alıyorlar? Bir de tutup ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah'a ortaklar koştular.
“- Onlara (düzmece tanrılar olarak) isimler verip durun bakalım. Yoksa siz Allah'a yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber vereceksiniz? Yahut boş laf mı ediyorsunuz? Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlere, hileleri, mü'minlere karşı yaptıkları sinsi planları süslenip güzel gösterildi. Onlar doğru yoldan İslâm'a girmekten, alıkonuldular. Allah kimlerin hak yoldan uzaklaşmasına, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihine özgürlük tanırsa, onları kimse doğru yola sevkedemez.” de.
Her canın ne kazandığını görüp gözetene (ortak koşulur) mu? (Ama) onlar Allah'a ortaklar koştular. De ki: "Onları adlandırın." O'na yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yoksa kuru sözler mi söylüyorsunuz? Hayır. İnkâr edenlere düzenleri süslü gösterildi ve yoldan alıkonuldular. Allah kimi saptırırsa artık onun için hiçbir yol gösterici yoktur.
Her nefsin bütün kazandıkları üzerinde gözetici olana mı (baş kaldırılır?) Onlar Allah'a ortaklar koştular. De ki: 'Bunları adlandırın (bakalım). Yoksa siz yeryüzünde bilmeyeceği bir şeyi O'na haber mi veriyorsunuz? Yoksa sözün zahirine (veya boş ve süslü olanına)mi (kanıyorsunuz)? Hayır, inkâr edenlere kendi hileli-düzenleri süslü-çekici gösterilmiştir ve onlar (doğru) yoldan alıkonulmuşlardır. Allah, kimi saptırırsa, artık onun için hiç bir yol gösterici yoktur.
Böyle herkesin iyi veya kötü bütün yaptığına gözcü olan Allah'a küfredilir, ortak koşulur mu? Bir de tuttular Allah'a ortaklar tanıdılar. (Ey Rasûlüm), de ki: “- O ortakların isimlerini söyleyin bakayım; içlerinde Allah'a ortak olabilecek var mı? Yoksa yeryüzünde Allah'a bilmediği şeyi mi haber vereceksiniz? Yahud gerçeği olmıyan sırf görünüşte bir lâf mı söyliyeceksiniz? Doğrusu küfredenlere hile ve tuzakları allı-pullu gösterildi ve doğru yoldan saptırıldılar. Kimi de Allah saptırırsa, artık onu yola getirecek kimse yoktur.
Her canlının ne yaptığını görüp elinden tutan ile (hiçbir hayat belirtisi olmayan bir olur mu?) Hâlbuki onlar, Allah’a ortaklar koştular. De ki: “O ortakları adlandırın, (tanıtın bakalım, necidirler?) Yoksa Allah’ın yeryüzünde bilmediği şeyleri mi, O’na haber veriyorsunuz? Yoksa anlamsız lafları mı ona söylüyorsunuz?. Hayır, hayır!... Hilebazlıkları onlara güzel gösterilmiş ve yoldan saptırılmışlar. Allah kimi saptırırsa, onun için hiçbir doğru yol gösteren bulunmaz.
Herkesin elde ettiğini gözeten Allah'a kim eşit olabilir? Onlar, Allah'a ortak koştular. De ki: “Onlara bir ad bulun. Yoksa siz Allah'a yeryüzünde bilemeyeceği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yahut boş laf mı ediyorsunuz?” Doğrusu inkâr edenlere hileleri süslü gösterildi ve onlar doğru yoldan alıkoydular. Allah kimi saptırırsa, artık onu doğru yola iletecek yoktur.
İmdi, herkesin ne yaptığın bilenle, bir mi eş koştukları? Diyesin ki: «Ad veriniz onlara, yeryüzünde bilmediği bir şeyi, siz mi ona bildirirsiz? Yoksa kuru bir lâfla mı? Hayır, kâfir olanlara hoş görünür hileleri de, yoldan döndürmeleri de, Allahın saptırdığı kimseye bir kılavuz bulunmaz!»
Herkesin ne yaptığını görüp gözeten (Allah, hiçbir şeye güç yetiremeyen düzmece ilâhlarla bir tutulabilir) mi? Onlar, (Allah'ın yarattığı varlıklardan) Allah'a birtakım ortaklar koşuyorlar. Onlara de ki: “Bunları adlandırın (kim olduklarını ve özelliklerini söyleyin)! Yoksa siz Allah'a, yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yahut boş sözlerle mi oyalanıyorsunuz?” Doğrusu inkârcılara entrikaları çekici göründü de doğru yoldan saptırıldılar. Allah, (kötü niyet ve eylemlerinden dolayı) kimi sapıklıkta bırakırsa artık onu doğru yola iletecek yoktur.
İnsanların kâffe-i ef’âlini tedkîk iden Allâh te’âlâ ile âna şerîk koşdukları putlar bir midir? Ânlara di ki: "Putlarınıza nazar idiniz Allâh’a arz üzerinde bilmediğini mi öğreteceksiniz? Yâhud ma’bûdlarınız boş bir lakırdıdan ’ibâret midir? Kâfirler fitneye sapdılar ve doğrı yoldan ayrıldılar Allâh’ın dalâlete sevk itdiği rehbersiz kalır."
Herkesin yaptığını gözeten Allah, bunu yapamayan putlarla bir olur mu? Onlar Allah'a ortak koştular. De ki: "Onlara bir ad bulun bakalım; yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi Allah'a haber veriyorsunuz? Yoksa kuru sözlere mi aldanıyorsunuz? Fakat inkar edenlere, kurdukları düzenler güzel gösterildi ve doğru yoldan alıkonuldular. Zaten Allah'ın saptırdığına yol gösteren bulunmaz.
Herkesin kazandığını görüp gözeten Allah inkâr edilir mi? Hâlbuki onlar, Allah’a ortaklar koştular. De ki: “Onların isimlerini açıklayın. Yoksa siz (bununla) O’na yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber vermiş olacaksınız, yoksa boş söz mü etmiş olacaksınız?” Hayır, inkâr edenlere hileleri güzel gösterildi ve onlar doğru yoldan saptırıldılar. Allah, kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek yoktur.
Herkesi hak ettiğine göre yönetip gözeten Allah (hiç başkalarıyla bir olur mu)? Bir de O’na ortaklar koşuyorlar! De ki: “Söyleyin bakalım onların isimlerini (onlar kimlermiş, ne yapmışlar)! Siz Allah’a yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi bildiriyorsunuz? Yoksa içi boş sözler mi ediyorsunuz?” Doğrusu inkâr edenlere tuzakları güzel göründü de doğru yoldan saptırıldılar. Allah’ın saptırdığı kimseyi doğru yola iletecek yoktur.
Herkesin kazandığını gözetleyip muhafaza eden, (hiç böyle yapamayan gibi olur mu?). Onlar Allah'a ortaklar koştular. De ki: «Onlara ad verin (onlar necidir?). Yoksa siz Allah'a yeryüzünde bilemeyeceği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yahut boş laf mı ediyorsunuz?» Doğrusu inkâr edenlere hileleri süslü gösterildi ve onlar doğru yoldan alıkonuldular. Allah kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek yoktur.
Herkesin yaptığını kontrol eden O değil midir? Buna rağmen ALLAH'a ortaklar koştular. De ki: "Onları (dilediğiniz) isimlerle tanımlayın! Siz O'nun yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi O'na haber veriyorsunuz, yoksa boş sözler mi uyduruyorsunuz?" Aslında, inkarcıların hileleri kendilerine süslü gösterilir ve böylece yoldan saparlar. ALLAH kimi saptırırsa ona doğruyu gösterecek yoktur.
Bütün kazandıklarıyla her bir nefsin üzerinde böylesine hükümran olan başka kim vardır? Böyle iken tuttular da Allah'a ortaklar uydurdular. De ki: "Onlara isimler verip durun bakalım. Siz O'na yeryüzünde bilmediği bir şey mi haber vereceksiniz? Yoksa anlamı olmayan kuru bir laf mı? Doğrusu küfre sapanlara kendi oyunları güzel gösterildi de yoldan saptırıldılar. Allah her kimi saptırırsa, artık onu yola getirecek kimse yoktur.
Böyle her nefsin bütün kazanciyle üzerinde kaim olan zata küfredilirmi? tuttular Allaha şerikler koştular, de ki: Söyleyin bakalım onların isimlerini, ya ona bu Arzda bilmediği bir şeymi haber vereceksiniz? Yoksa ma'nâsı yok sırf zahirî bir lâf mı? Doğrusu küfre saplananlara mekirleri hoş gösterildi ve hak yolundan saptırıldılar, her kimi de Allah saptırırsa artık onu yola getirecek yoktur
Her nefsin (hayır ve şerden) ne yaptığını görüp gözeten (Allah, müşriklerin kendisine) ortak koştuklarıyla (putlarla) hiç, bir olur mu? (Resulüm! O müşriklere) de ki: “Onları (o sahte ilâhlarınızı) adlandırın (bakalım, kim olduklarını ve özelliklerini söyleyin). Yoksa siz Allah’a, yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yahut boş laf mı ediyorsunuz?” Hayır! O kâfirlere hileleri (küfürleri, nefisleri ve şeytan tarafından) süslü gösterildi ve böylece (nefisleri ve şeytan tarafından) hak yoldan alıkonuldular. Allah, kimi, (küfürde ısrar ettiğinden dolayı, cüz’î irâdesi ile tercih etmiş olduğu) sapkınlıkta bırakırsa artık onu (hidâyete ulaşmak üzere gayret sarf etmediği müddetçe) doğru yola iletecek yoktur.
Peki, herkesin ne yaptığını gözeten O değil mi? Onlar yine de ilahlarını Allah'a ortaklar koştular. De ki: “Onları¹ istediğiniz isimle isimlendirin bakalım. Yoksa siz, O'na yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yoksa boş sözlere mi aldanıyorsunuz?” Aslında gerçeği yalanlayan nankörlere planları güzel gösterildi de doğru yoldan alıkonuldular. Allah kimi saptırırsa artık ona hidayet edecek kimse olamaz.
Her nefsin (hayır ve şer) bütün kazandığına naazır olan (zât-i ecell-ü a'lâ böyle olmayan gibi midir?) Onlar Allaha ortaklar tanıdılar. De ki: «Bunlara ad takın (necidir, ne iş yaparlar bunlar?). Yoksa siz yer yüzünde ona (Allaha) bilmeyeceği bir şey'i mi haber veriyorsunuz? Yahud (gelişi güzel) sözün dış yüzü ile mi (kendinizi aldatıyorsunuz?) Hayır, o kâfirlere (mü'minlerin aleyhindeki) tuzakları süslü (ve hoş) göründü ve onlar doğru yoldan alıkonuldular. Allah kimi şaşırtırsa artık onun için hiçbir hidâyet veren yokdur.
Öyleyse herkesin (hayır ve şerden) ne yaptığını O görüp gözeten (Allah, hiç böyle olmayan putlarla bir) midir? Hâlbuki (onlar) Allah'a ortaklar koştular. De ki: “Onların isimlerini söyleyin bakalım! (Kimdir onlar?) Yoksa O'na yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yoksa boş lâf ile (kendinizi) mi (aldatıyorsunuz)?” Hayır, inkâr edenlere hîleleri süslü gösterildi ve (hak) yoldan men' edildiler. Hâlbuki Allah, kimi (böy le inkârları yüzünden) dalâlete atarsa, artık onu hidâyete erdirecek kimse yoktur.
(Hâl böyleyken) herkesin ne yaptığını görüp gözeten (Allah, böyle bir gücü olmayan düzmece ilâhlar ile bir tutulabilir) mi? Halbuki onlar, Allah’a birtakım ortaklar koştular. De ki: onları adlandırın (kim olduklarını belirtin). Yoksa siz Allah’a, yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yahut kuru sözlere mi aldanıyorsunuz? Doğrusu inkârcılara entrikaları çekici göründü de doğru yoldan saptırıldılar. Oysa Allah, (inkâr ve sapıklığı tercih etmesinden dolayı) kimi sapıklıkta bırakırsa artık onu doğru yola iletecek yoktur. *
Peki, şimdi onlara “Her nefse kazandığının karşılığını veren kimdir?” diye sorsan, hala bu konuda Allah’a ortaklar koşuyorlar. Deki “Onlara (taptıklarınıza) isimler verin, yoksa onlar yeryüzünde Allah’ın bilmediği bir şey veya (duymadığı) açıkça söylenenler varda, bunları Allah’a mı haber veriyorsunuz?” Hayır, doğruları inkâr edenlerin hazırladıkları tuzaklar ve insanları doğru yoldan vazgeçirtip çevirmeleri, kendilerine güzel gösterildi. Allah’ın sapıklık içinde bıraktığını doğru yola iletecek hiçbir kimse yoktur.
Herkesin kazandığı gözetici olan Allah kendisine eş koştukları gibi midir? Onlara de ki: "Onlara ad takın durun bakalım. Yoksa siz yeryüzünde Allah’ın bilmediklerini mi Ona bildiriyorsunuz? Yoksa bütün bunlar kuru sözler mi? İnanmıyanların dolanları kendilerine güzel göründü de onlar doğru yoldan alıkonuldular. Allah bir kimseyi şaşırtmıya görsün, artık onu doğru yola iletecek bulunmaz."
Herkesin kazancını gözeten Allah putlar gibi midir? Onlar Allahı için birtakım şerikler koştular. De ki onlara ad takın, yeryüzünde bilmediği bir şeriki Allah/a mı haber veriyorsunuz? Veya sözün zâhirî ile mi ad takıyorsunuz? [⁷]. Hayır, kâfirlere kötü fikirleri hoş göründü, yoldan da çevirildiler. Allah her kimi şaşırtırsa onun için hiçbir rehber yoktur.
Peki, her canlının [nefs] ne kazandığını görüp gözeten [kâim] kimmiş? Buna rağmen onlar Allah’a ortak mı koşuyorlar? (Ey Peygamber!) de ki: “Onlara/putlara (istediğiniz) adı verin bakalım! Veya siz yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi Allah’a haber veriyorsunuz? Yoksa laf olsun diye mi (söylüyorsunuz)?” Bilakis, inkâr edenlere tuzakları/hileleri kendilerine süslü gösterildi. Onlar doğru yoldan alıkondular. Allah kimi sapıklıkta bırakırsa, artık ona yol gösteren olmaz.
Her nefsin bütün kazandıkları üzerinde gözetici olana (ortak koşulur mu?). Onlar Allah'a ortaklar koştular. De ki: “Bunları nitelendirin (bakayım)! Yoksa siz yeryüzünde bilmediği bir şeyi (şerikleri) mi O'na haber veriyorsunuz? Yoksa (söylediklerimiz hakikati olmayan salt) zahiri sözler mi (diyorsunuz)? Hayır, küfre sapanlara kendi düzenleri süslendirilmiştir ve onlar (doğru) yoldan alıkonmuşlardır. Allah, kimi saptırırsa, artık onun için hiç bir hidayetçi yoktur.
Öyle ya, her bir canlının yapıp ettiğini görüp gözetleyen Allah, hiçbir şeye güç yetiremeyen yaratılmışlarla bir tutulabilir mi? Elbette tutulamaz! Fakat gel gör ki, bazı câhiller, Allah’ın yarattığı varlıkları mutlak itaat makâmına yücelterek Allah’a ortaklar koşuyorlar. Onlara de ki: “Eğer Allah birtakım varlıkları kendisine ortak edindiyse, onların isimlerini ve özelliklerini bize söyleyin de bunları biz de tanıyalım. Mesela onların arasında, her benlik sahibinin yapıp ettiklerini kontrol eden bir yaratıcı var mı? Böyle birileri var da, Allah’ın bundan haberi mi yok? Yoksa siz, göklerde ve yerde Allah’ın bilmediği bir şeyi mi O’na haber veriyorsunuz; ya da öylesine lâf olsun diye mi bu iddiaları ortaya atıyorsunuz?” Hayır, işin aslı şu ki, şirk düzeninin önderleri, halk üzerinde güçlü bir etki uyandırmak için birtakım sahte ilâhlar, kurtarıcılar icat ettiler. Böylece halkın sırtından büyük bir nüfuz, güç ve servet elde eden küfrün elebaşları, uydurdukları ilâhların adını da kullanarak, bilinçli ve plânlı bir şekilde insanları saptırmaya, Allah’ın mutlak egemenliğine dayalı bir toplum düzeninin kurulmasını engellemek için mücadeleye giriştiler. Bunun sonucunda, Allah’ın koyduğu yaratılış kanunları devreye girdi: Bu kâfirlerin kurdukları sinsi plânları ve hileleri, zamanla kendilerine çekici göründü ve dünyanın cazibesine kapılarak bile bile kötülüğü tercih eden bu insanlar, ilâhî yasalar uyarınca doğru yoldan alıkonuldular. Fakat tövbe etmek için hâlâ fırsatları var. Bunun için tek yapmaları gereken, zulüm ve haksızlıktan vazgeçip samîmî olarak Allah’a yönelmektir. Zira unutmayın ki, Allah kimi sapıklık içinde bırakırsa, O’ndan başka hiç kimse onu doğru yola iletemez! Ve eğer tövbe etmeyecek olurlarsa:
Kazandığı şeyler sebebiyle her bir nefse kâim (yönetici, hâkim gözetici) olan kimse, öyle mi? Allah’a ortaklar koştular. De ki: -“Onları adlandıradurun! Yoksa O’na Yeryüzü’nde bilmeyeceği şeyleri mi bildiriyorsunuz; yoksa Söz gelimi (boş) şeyleri mi? Kurdukları tuzaklar inkâr etmiş olanlara güzel gösterildi; Yol’dan saptırıldılar. Allah kimi saptırırsa, ona hiçbir yol gösteren yoktur”.
Şu işe bakın, insanların tüm eylemlerine kimin hakim olduğu besbelli iken, hâlâ kalkıp Allah'a ortak koşuyorlar. De ki: " kimmiş bunlar!? Yoksa siz, Allah'ın bu âlemde bilmediği şeyler de var demeye mi çalışıyorsunuz? Yoksa atıyor musunuz? " İnkarcılar hep kendi kurgularını beğenir. Zaten hep de bu yüzden yolu şaşırırlar. Ama Allah birini şaşırttı mı, artık kimse onu yola getiremez.
Herkesin kazandığını görüp gözeten Allah inkâr edilir mi? Akıl etmiyorlar! Düşünmüyorlar! Allah’a ilahlık konusunda ortaklar koşuyorlar. Allah’ın yasalarını terk edip insanların yasalarına göre yaşıyorlar. Onlara de ki; "Allah’a ortak koştuklarınızın isimlerini açıklayın! Yoksa siz bu yaptığınızla, Allah’a yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yoksa öylesine boşu boşuna sözler mi söylüyorsunuz?" Hayır! İnkâr edenlere hileleri güzel gösterildi! Böylece doğru yoldan saptırıldılar. Allah kimi sapıklığında bırakırsa artık O’nu doğru yola sokacak yoktur.
Herkesin kazandığının başında duran (onları gözetleyen kişi, hiç böyle yapamayan kişi gibi olur) mu! (Buna rağmen) onlar Allah’a ortaklar koştular. De ki: “Onlara isim verin (onlar neciymiş bakalım)! Yoksa siz O’na (Allah’a) yeryüzünde bilemeyeceği bir şeyi mi bildiriyorsunuz? [*] Veya boş laf mı ediyorsunuz?” Doğrusu kâfir olanlara hileleri süslü gösterildi ve onlar (doğru) yoldan alıkonuldular. Allah kimi saptırırsa (sapkınlığını onaylarsa, artık) ona hiçbir yol gösteren olamaz. [*]
(Şimdi de) herkesin yaptıklarına hâkim olan Allah’a, ortaklar koşarak (alay) mı (ediyorlar?) (Ey Muhammed! Onlara): “Söyleyin adlarını (da bilelim kimmiş onlar?) Yahut siz (Allah’a) yeryüzünde bilmeyeceği bir şeyi haber mi veriyorsunuz,¹ yoksa saçmalıyor musunuz?” de. Bilakis, kâfirlere kendi kâfirlikleri (nefisleri tarafından) süslü gösterildi ve onlar, hak yoldan alıkonuldular. Allah kimi saptırırsa, artık onun için hiçbir yol gösterici yoktur.
PEKİ, kimdir -elbette O!- yaşayan her varlığı, ⁵⁸ hak ettiği şeye ⁵⁹ bakarak görüp gözeten? Yine de Allah’a ortak koşuyorlar (öyle mi?). De ki: “Onlara [istediğiniz] ismi verin: ⁶⁰ sanki O’na yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber verdiğinizi sanıyorsunuz? Yoksa sadece sözcüklerle mi oynuyorsunuz?” ⁶¹ Hayır, tersine, hakkı inkara şartlanmış olanların çarpık tasavvurları ⁶² kendilerine güzel gösteriliyor; ve böylece [doğru] yoldan döndürülüveriyorlar: ve zaten Allah’ın sapıklık içinde bıraktığı kimseye yol gösteren bulunmaz. ⁶³
Herkesin ne kazandığını bilen ve bununla yargılayacak olan kimmiş? Buna rağmen onlar hala Allah’a birtakım ortaklar koşuyorlar.1 De ki: “Onlara birtakım isimler ve sıfatlar vererek kutsayın bakalım.2 Yoksa Allah’ın, yeryüzünde bilmediği bir şey var da Allah’a onu mu haber veriyorsunuz?3 Yoksa siz bu boş sözle oyalanıyor musunuz?4” Aslında gerçeği örtbas eden kâfirlere bu kurdukları düzen cazip görünüyor, böylece gerçek yoldan sapıyorlar.5 Zira Allah kimin sapıklığını onaylarsa, artık ona doğru yola getirecek kimse yoktur.6, 110/30, 27/90, 74/38, 212/40, 53/23, 37/28, 10/18, 423/3, 31/6-20, 56/43, 16/63, 35/8, 614/4, 39/36-37
O DEĞİLSE kimmiş bakayım kazandıkları nedeniyle her canlı varlığın tepesine dikilip duran? Buna rağmen, hâlâ Allah’a ortak koşuyorlar! De ki: “Onları (keyfinize göre) isimlendirin;[¹⁹⁷⁴] yani siz, yeryüzünde bilmediği bir şeyi O’na haber veriyorsunuz, öyle mi? Belki de sözü (hakiki anlamda değil), sırf zahirî anlamda kullanıyorsunuzdur?[¹⁹⁷⁵] Hayır, inkârda ısrar edenlere hileli mantıkları cazip gösterildi ve doğru yoldan engellendiler. Zira Allah kimi engellerse, onu doğru yola iletecek kimse bulunmaz!
Herkesin (hayır ve şer) yaptığını gözeten (kıyamet günü yaptıkları her şeyin hesabım soracak olan) Allah, inkar edilebilir mi? (Kudret ve azamet delilleri gözler önünde dururken) Onlar Allah'a ortak koşmaktan çekinmediler. (Ey Muhammed, o müşriklere) de ki: "(İstediğiniz kadar) Putlarınıza uydurma adlar takın! (Onlar necidir? Onlar taş ve topraktan yaptığınız şuursuz heykellerdir) Yoksa siz Allah’a (hâşâ) yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yoksa siz (putlarınıza) uydurma adlar vermek suretiyle kendinizi mi aldatıyorsunuz? Gerçek şu ki kafirlere batıl inançları süslü gösterildi de, onlar doğru yoldan alıkonuldular. Allah kimi saptırırsa artık ona doğru yolu gösteren bulunmaz!
Her nefsin kendine mal olan işinin başında duran kimdir? Onlar Allah’a ortaklar koştular. De ki: "Onları isimlendirin, yoksa siz Allâh’ın, yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi Kendisine haber veriyorsunuz? Yoksa boş söz mü söylüyorsunuz?’’ Hayır, inkâr edenlere tuzakları süslü gösterildi. (Hak) yoldan saptırıldılar. Allâh kimi şaşırtırsa artık ona yol gösteren olmaz!
Herbir nefsin kazanmış olduğu ile üzerine nazır olanı mı? (Öyle bir Hâlık-i Alîm'i mi inkâr ediyorlar?) Ve Allah için ortaklar edindiler. De ki: «Adlarını söyleyiniz! Yoksa O'na, o Hâlık-ı Kainat'a yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber vereceksiniz. Yoksa sözün zahiri ile mi kendinizi aldatıyorsunuz?» Belki kâfir olanlara kendi desiseleri süslenilmiş oldu ve doğru yoldan alıkonuldular ve her kimi ki, Allah Teâlâ sapıttırırsa artık onun için bir rehber-i hidâyet yoktur.
Tek tek her insanın ne işlediğini görüp gözeten Allah, hiç bunu yapmaktan âciz olan gibi olur mu? Bununla beraber, tutmuşlar Allah'a ortak koşuyorlar. De ki “Haydi tavsif edin, adlandırın bakayım onları! Kimdirler, necidirler, hangi işleri gerçekleştirmişler? Ne o, yoksa Allah'a kendi mülkünde var olup da bilmediği bir şeyi mi bildireceksiniz. Veya hiçbir gerçeğe tekabül etmeksizin sırf boş laf mı edeceksiniz? ” Doğrusu kurdukları tuzaklar o kâfirlere hoş gösterildi, hoşlandılar bundan ve hak yoldan menedildiler. Her kimi de Allah saptırırsa artık onu yola getirecek yoktur. [10, 61; 6, 59; 11, 6; 20, 7; 53;23; 16;37]
Her nefsin yaptığı işin başında duran, (hiçbir şeyden haberi olmayanla bir olur) mu? Onlar Allah'a ortaklar koştular. De ki: "Onları isimlendirin (nitelendirin bakalım tapılmağa değer bir yanları var mı?) Yoksa siz Allah'ın, yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi Kendisine haber veriyorsunuz? Yoksa boş söz mü söylüyorsunuz? Hayır, inkar edenlere tuzakları süslü gösterildi. (Hak) yoldan çıkarıldılar. Allah kimi şaşırtırsa artık ona yol gösteren olmaz!
Her nefsin kazandığı hayır ve şerre 'âlim ve nâzır olan Allâh ile O'na şerîk kıldıkları putları bir midir? Di ki: "Putlarınızı vasf idin. (O zamân bir şey olmadıklarını anlarsınız) Yoksa Allâh Te'âlâ'ya yeryüzünde bilmediği bir şeyi haber mi virirsiniz? Yâhud bu, zâhirî bir sözden 'ibâret midir? Belki kâfirlere mekr ve hîleleri güzel göründi ve Allâh'ın yolundan men' olundılar. Allâh'ın idlâl iylediğini hidâyet ider kimse yokdur.
Ayetleri görmezlikten gelmeyi (kafirliği), herkesin kazancını takip eden Allah’a ortaklar oluşturarak mı yapıyorlar? De ki “Onları yüceltin bakalım. Yoksa siz Allah’a, bu yerde bilmediği bir şeyi haber veriyor ya da içi boş sözler mi söylüyorsunuz? ” Ayetleri görmezlikten gelenlerin oyunları kendilerine güzel görünür de Allah’ın yolundan çıkıverirler. Allah’ın sapık dediğini yola gelmiş sayacak yoktur.
Herkesin yaptığını gözeten, bunu yapamayanlarla bir olur mu? Onlar Allah'a ortaklar koştular. De ki:-Onları kutsayın bakalım; yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi Allah'a haber veriyorsunuz? Yoksa boş sözlere mi aldanıyorsunuz? Fakat inkar edenlere, kurdukları düzenler güzel gösterildi ve doğru yoldan alıkonuldular. Allah'ın sapıklıkta bıraktığına yol gösteren bulunmaz.
Herkesin kazandığını görüp gözeten Allah, başkalarıyla bir tutulur mu? Fakat onlar Allah'a ortaklar koştular. De ki: Haydi, onlara isim verin.(13) Siz yeryüzünde bilmediği birşeyi mi Allah'a haber veriyorsunuz? Yoksa boş sözlerle kendinizi mi aldatıyorsunuz? Aslında, kurdukları tuzak o kâfirlerin hoşuna gitti de böylece doğru yoldan alıkondular. Allah kimi saptıracak olsa, artık onu yola getirecek kimse bulunmaz.
Allah'a ortaklar tanıdılar. Peki, her benliğin yaptığı işin başında duranla bunlar bir mi? De ki: "Onları isimlendirin. Yoksa siz Allah'a, yeryüzünde bilmediği bir şey mi haber veriyorsunuz? Yoksa, anlamsız bir laf mı ediyorsunuz?" Hayır, küfre sapanlara, tuzakları süslü gösterildi de yoldan döndürüldüler. Allah'ın şaşırttığına kılavuzluk edecek yok.
pes ol kim ol durıcıdur her bir nefs üzere andan ötürü kim ķazandı Tañrı’ya ortaķlar. eyit virüñ anlara. yā ħaber virür misiz aña anı kim bilmez yirde yā görinür ile sözden? belki bezenildi anlara kim kāfir oldılar yavuz śanmaķlıķları daħı yıġdılar yoldan. daħı her kimi azdura Tañrı yoķdur anuñ yol gösterici.
Pes ol kim ṭurıcıdur her bir nefs üzere ya‘nī gözedicidür, anuñlaḳazandı. Daḫı ḳıldı Tañrıya ortaḳlar. Eyit: Ad virüñ anlara, yā ḫaber virürmisiz aña anı kim bilmez yirde, ya görinür sözden. Bel ki bezenildi anlarakim kāfir oldılar, yavuz ṣanmaḳlıḳları daḫı yıġdılar yoldan. Daḫı her kimi azdura Tañrı, yoḳdur aña yol gösterici.
Hər bir kəsin (dünyada yaxşıdan, pisdən) nə qazandığına nəzarət edən Allah bunu bacarmayan bütlər kimidirmi?! (Əsla yox!) (Bununla belə, müşriklər götürüb) Allaha (cürbəcür) şəriklər qoşdular. (Ya Rəsulum!) De: “Bunlara bir ad verin görək! (Axı onlar kimdirlər, nəçidirlər?) Yoxsa Allaha yer üzündə (özünə şərik) bilmədiyi bir şeyimi xəbər verirsiniz? Yaxud sözün zahirinə uyub (belə həqiqətdən uzaq şeyləri) deyirsiniz? Xeyr, kafirlərə öz hiylələri (iftiraları, Allaha qarşı uydurub düzəltdikləri yalanlar) gözəl göstərildi və onlar (haqq) yoldan döndərildilər. Əslində, Allahın zəlalətə saldığı kimsəyə doğru yolu göstərən olmaz.
Is He Who is aware of the deserts of every soul (as he who is aware of nothing)? Yet they ascribe unto Allah partners. Say: Name them. Is it that ye would inform Him of something which He knoweth not in the earth? Or is it but a way of speaking? Nay, but their contrivance is made seeming fair for those who disbelieve and they are kept from the right road. He whom Allah sendeth astray, for him there is no guide.
Is then He who standeth over every soul (and knoweth) all that it doth, (like any others)? And yet they ascribe partners to Allah. Say: "But name them!(1851) is it that ye will inform Him of something he knoweth not on earth, or is it (just) a show of words?" Nay! to those who believe not, their pretence(1852) seems pleasing, but they are kept back (thereby) from the path. And those whom Allah leaves to stray, no one can guide.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |