6 Ekim 2024 - 3 Rebiü'l-Ahir 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Ra’d Suresi 29. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Elleżîne âmenû ve’amilû-ssâlihâti tûbâ lehum vehusnu meâb(in)

İnananlara ve iyi işlerde bulunanlara gelince: Kutluluk da onlara, dönüp varılacak güzel yurt da.

(Gerçekten) İman edip salih amellerde bulunan kimseler (var ya), ne mutlu bunlara ki; varılacak yerin en güzel olanı onlarındır.

Evet imana erişen, dürüst ve erdemli davranan o kimseler ki, kendileri için bu dünyada huzurlu bir hayat, ahirette de varılacak yerlerin en güzeli ayrılmıştır.

İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenlere, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanlara, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanlara, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenlere ne mutlu! Ne güzel aydınlık bir ömürlük yol, ne güzel bir hayat tarzı.

İman edip salih ameller işleyenler, mutluluk ve varılacak yerin güzeli onlaradır.

İman edip salih amellerde bulunanlar, ne mutlu onlara. Varılacak yerin güzel olanı (onlarındır).

İman edip de sâlih ameller işliyenler (var ya), ne mutlu onlara! Ahirette güzel barınak da onların!

İşte o iman edip yararlı işler yapanlara hoş bir hayat ve güzel bir gelecek vardır.

İman edip iyi işler yapanlara ne mutlu! Varılacak güzel yurt da onlar içindir.

İnanmış bulunup da, yararlı iş gören kimselere ne mutlu, onlar için güzel barınak vardır

İman ettikten sonra güzel ve yararlı amellerde bulunanlara ne mutlu! Varacakları yer de ne güzeldir!

Îmân idenlere ve a’mâl-i sâlihada bulunanlara en iyi sa’âdet müyesserdir.

İnanan ve yararlı iş işleyen kimseler için hoş bir hayat ve dönülecek güzel bir yer vardır.

İnanan ve salih amel işleyenler için, mutluluk ve güzel bir dönüş yeri vardır.

İman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapanlara ne mutlu! Varılacak güzel yurt onlar içindir.

İman edip iyi işler yapanlara ne mutlu! Varılacak güzel yurt da onlar içindir.

İnanıp erdemli bir hayat sürenler için müjde ve en güzel dönüş yeri vardır.

Onlar ki, iman etmişler ve salih ameller işlemişlerdir, ne mutlu onlara, varacakları yer de ne güzeldir!

Onlar ki iyman etmişlerdir ve salih ameller işlemektedirler, ne hoş, tubâ onların, istikbal güzelliği onların

Îmân edip de sâlih amel yapanlara ne mutlu! Varılacak güzel yurt (cennet ve içindeki Tuba ağacı) da onlar içindir.

İman eden ve sâlihâtı ¹ yapanlara ne mutlu. Dönüş yerinin iyisi onlarındır.

1- Bozuk olan şeyi düzeltmeye çalışmak, düzeltici olmak, yapıcı olmak, düzeltmeye teşvik etmek, iyiye yönlendirmek.

Îman edib de güzel işler (hareketler ve ibâdetler) yapanlar: Ne mutlu onlara! (Nihayet) dönüb gidilecek güzel yurd da (onların).

Îmân edip sâlih ameller işleyenlere ne mutlu! Varılacak güzel yer de onlar içindir.

Onlar ki, iman etmişler ve salih ameller işlemişlerdir (her zaman dürüst ve erdemli davranmışlardır), ne mutlu onlara, varacakları yer de ne güzeldir!

İman edip salih amel işleyenler için güzellikler ve rahatlıkla kalabilecekleri mekânlar var.

O kimseler ki inanırlar, iyi iş işlerler, onlar için mutluluk, hem de güzel bir yurt var.

Onlar ki iman edip iyi amel işleyenlere ne mutlu! Onlar için dönecek ne güzel yer vardır.

İnanan, iyi ve yararlı işler [sâlihât] yapanlara gelince, ne mutlu onlara! Varacakları yer ne güzeldir!

İman edip salih amellerde bulunanlar (var ya), güzel bir hayat (tuba) ve dönülecek güzel bir yer de onlarındır.

(Sa’lebi’den nakledildiğine göre Hz. Resulullah (s.a.a), bu ayet-i kerime hakkında şöyle buyurmuştur: “O (tuba, aynı zamanda); kökü benim evimde, dall... Devamı..

Ne mutlu, Kur’an’ın rehberliğinde iman edip doğru ve yararlı işler yapanlara! Çünkü sonsuz bir mutluluk ve muhteşem nîmetlerle bezenmiş hârika bir yurt onları bekliyor!

İman etmiş ve Salih Ameller’i işlemiş (İyi İşler’i yapmış) kimselere ne mutlu! Onlar için güzel bir gelecek de vardır.

İnanıp yararlı faaliyetlerde bulunanlar! ne mutlu onlara ki, mutlu sona erdiler...

İnanarak iyi güzel işler yapanların kalbini mutluluk kaplar. Ahiret hayatlarında onlara güzel bir yurt ayarlanmıştır. Orası cennettir.

İman edip iyi işler yapanlara ne mutlu! [*] Varılacak güzel yurt da (onlar içindir).

[Tûbâ] kelimesi hem cennetteki bir ağacın adıdır; hem misk gibi kokan temiz şey demektir; hem de “ne mutlu” manasına gelmektedir.

Ne mutlu!¹ O (Allah’ın istediği gibi) îman edip, (inandığı) iyi işleri yaşayanlara (ve onların) varacakları o güzel yurda.²

1 Tûbâ: Habeş veya Hind lisanında cennetin adıdır. Cennette bir ağacın ismi olarak da rivayet edilir. Lügat anlamı itibariyle “Tuba” kelimesinin “atye... Devamı..

(Evet,) imana erişen ve dürüst ve erdemli davranan o kimseler ki, kendileri için [bu dünyada] huzurlu bir hayat, [ahirette de] varılacak yerlerin en güzeli ayırılmıştır!”

Müjdeler olsun iman edip, güvenen ve güzel işler yapanlara! En güzel gelecek onları bekliyor. 4/173, 16/97

İman eden ve Allah’ın razı olduğu eylem ortaya koyan bu kimseler var ya: göz aydınlığı onlarındır, güzel yurt da onların...

İman edip de sâlih ameller işleyenler, ne mutlu onlara! Sonunda varılacak güzel yurt onlarındır.

İman eden ve salih amel işleyenler için, mutluluk ve güzel bir varış yeri (cennet) vardır.

O kimseler ki, imân ettiler ve sâlih sâlih amellerde bu lundular, fevz-ü necât onlara, dönüp gidilecek güzel bir yurd da onlara.

Ne mutlu iman edip de makbul ve güzel işler yapanlara! Eninde sonunda dönüp gidilecek güzel yurt onların olacak.

İşte mutluluk ve güzel gelecek, o inanıp güzel işler yapanlarındır.

Îmân idüb a'mâl-i sâliha işleyenlere ne mutlu! Onlara âhiretde güzel mekân vardır.

İnanıp güvenen ve iyi iş yapanlara güzellikler ve mutlu son vardır.

İman edip doğruları yapanlar için hoş bir hayat ve güzel bir istikbal vardır.

İman edip de güzel işler yapanlar için müjde ve mutluluk, bir de varılacak güzel bir yer vardır.

İman edip hak ve barış uğruna iyi işler yapanlara mutluluk ve müjde var, güzel bir gelecek var.

anlar kim įmān getürdiler daħı işlediler eyü işler ħunük ya'nį şāzılıķ anlaradur daħı dönmek görki ya'nį uçmaġa dönmek.

Anlar kim īmān getürdiler, daḫı işlediler ṣāliḥ ‘amel. Şādlıḳ anlaradur daḫıdönmeklerüñ görki.

İman gətirib yaxşı işlər görənlərin xoş halına! (Onları) gözəl bir sığınacaq (Cənnət gözləyir)!

Those who believe and do right: Joy is for them, and bliss (their) journey's end.

"For those who believe and work righteousness, is (every) blessedness,(1844) and a beautiful place of (final) return."

1844 "Blessedness": Tuba: an internal state of satisfaction, an inward joy which is difficult to describe in words, but which reflects itself in the l... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.