17 Şubat 2025 - 19 Şaban 1446 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Yûsuf Suresi 76. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Febedee bi-ev’iyetihim kable vi’â-i eḣîhi śümme-staḣracehâ min vi’â-i eḣîh(i)(c) keżâlike kidnâ liyûsuf(e)(s) mâ kâne liye/ḣuże eḣâhu fî dîni-lmeliki illâ en yeşâa(A)llâh(u)(c) nerfe’u deracâtin men neşâ/(u)(c) vefevka kulli żî ‘ilmin ‘alîm(un)

Yusuf, kardeşinin yükünden önce onların yüklerini araştırmaya başladı, sonra da yitiğini kardeşinin yükünden çıkardı. Yusuf'a, böyle bir düzende bulunmasını emrettik, yoksa Allah dilemedikçe padişahın dinince kardeşini esir edemezdi; dilediğimizin derecelerini yüceltiriz ve her bilgi sahibinin üstünde bir bilen var.

Bunun üzerine (Hz.) Yusuf, kardeşi (Bünyamin)nin yükünden önce, (bu danışıklı dövüş anlaşılmasın diye) diğerlerinin yüklerini (aramaya) başladı. Sonunda (kaybolan eşyayı öz) kardeşi (Bünyamin)nin yükünden (bulup) çıkardı. (Böylece hem Bünyamin’i yanında alıkoymak için artık geçerli bir gerekçesi vardı, hem de öz kardeşini Kralın kanunlarına göre feci şekilde dövülmekten ve ağır tazminata mahkûm edilmekten kurtarmıştı.) İşte Biz, Yusuf’a bu şekilde bir "Keyd" (hile-tedbir, plan) öğretmiştik. Aksi halde Melikin dinine (Kralın kanunlarına) göre kardeşini (yanında) tutamayacaktı (tutsa da ağır cezadan kurtaramayacaktı). Ancak Allah’ın dilemesi başka. Biz, dilediğimiz kimsenin derecesini (ve şerefini) yükseltiriz. Zira her ilim sahibinin üstünde, (ondan) daha iyi bilen birisi vardır.

[Not: Bu ayetler Hz. Yusuf’un, Mısır Melikinin gayri İslami düzeninde görev isteyip aldığını, bu yetkili ve etkili makamları halka hizmet ve Hakka dav... Devamı..

Bunun üzerine kovuşturma için Yûsuf'un yanına getirildiler. Yûsuf arama işine küçük kardeşi Bünyamin'in yükünden önce ötekilerin yüklerinden başladı ve sonunda su kabını küçük kardeşinin yükünde bulup çıkardı. Yûsuf'un, dileğine erişmesi için biz olayları işte böyle düzenledik. Allah böyle dilemeseydi o hükümdarın yasalarına göre Yûsuf kardeşini başka türlü yanında alıkoyamazdı. Biz dilediğimiz kimseyi bilgice yüksek düzeylere çıkarırız, fakat her bilgi sahibinin üstünde herşeyi bilen Allah vardır.

Bunun üzerine Yûsuf, kardeşi Bünyamin'in yükünden önce, öteki kardeşlerinin yüklerini aramaya başladı. Sonra da tası Bünyamin'in yükünden çıkarttı. Bu tür bir çare üretebileceğini Yusuf'a biz ilham ettik. Yoksa, kralın mevzuatına, kanunlarına göre kardeşini alıkoyamayacaktı. Ancak Allah'ın sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olduğu takdirde, diyecek yoktur. Biz, sünnetimize, düzenimizin yasalarına uygun olarak, irademizin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kullarımızdan bazılarının ilim ve hikmetteki derecelerini yükseltiriz. Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen biri, Allah vardır.

bk. Kur’an-ı Kerim, 58/11.

Bunun üzerine (Yusuf) kardeşinin kabından önce onların kaplarını aramaya başladı. Sonra onu (öz) kardeşinin kabından çıkardı. İşte Yusuf için böyle bir plan düzenledik. Yoksa, Allah dilemedikçe, hükümdarın dinine (kanununa) göre kardeşini alıkoyamazdı. Dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen biri vardır.

Böylece (Yusuf) kardeşinin kabından önce onların kablarını (yoklamaya) başladı, sonra onu kardeşinin kabından çıkardı. İşte biz Yusuf için böyle bir plan düzenledik. (Yoksa) Hükümdarın dininde (yürürlükteki kanuna göre) kardeşini (yanında) alıkoyamazdı. Ancak Allah'ın dilemesi başka. Biz dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Ve her bilgi sahibinin üstünde daha iyi bir bilen vardır.

Bunun üzerine (Yûsuf aramaya başlarken) kardeşinin eşyasından önce onların (baba bir kardeşlerinin) eşyalarından başladı. Nihayet su tasını kardeşinin (ana-baba bir kardeşi Bünyamin'in) eşyasından çıkaradı. İşte biz Yûsuf'a (kardeşini geri almak için) böyle bir tedbir öğrettik, yoksa hükümdarın dinine (kanunlarına) göre kardeşini alıkoymasına çare yoktu. Ancak Allah'ın dilemesi bundan müstesnadır. Biz dilediğimizi derecelerle yükseltiriz ve her ilim sahibinin üstünde bir alîm vardır.

Bunun üzerine, kardeşinin çuvalından önce onların çuvallarını teftiş etmeye başladı. Sonra o su kabını kardeşinin çuvalından çıkarttırdı. Yusuf’a böyle bir düzen öğrettik. Yoksa Kralın dininde Allah’ın dilediği durum hariç kardeşine başka şekilde el koyamazdı. “Biz istediğimizi derecelerce yükseltiriz. Ve her bilenden daha yüksek bir bilen vardır.”

Bunun üzerine Yûsuf, kendi kardeşinin yükünden önce onların yüklerini aramaya başladı. Sonra da eşyayı, kardeşinin yükünden çıkarttı. İşte biz Yûsuf'a böyle bir tedbir öğrettik; yoksa kralın hukukuna göre kardeşini alıkoyamayacaktı. Ancak Allah'ın dilemesi hariç. Biz kimi dilersek onu derecelerle yükseltiriz. Zira her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen birisi vardır.

Öz kardeşinin yükünden önce, öbürlerin yüklerinden başlayıp, onu öz kardeşinin çuvalından çıkardı, işte böyle Yusuf'a bir çare öğrettik, yoksa, Hâkan türesince kardeşini alamazdı, meğer Allah dileye, dilediğimiz kimsenin yüceltiriz derecesin, her bilginin üstünde, daha çok bir bilgin var

(Bunun üzerine) Yusuf, (öz) kardeşinin yükünden önce (şüphe çekmemek için) diğerlerinin yüklerini (aramaya) başladı ve sonunda onu kardeşinin yükünden bulup çıkardı. İşte biz Yusuf'a (kardeşi Bünyamin'i yanında tutması için) böyle bir plân öğrettik. Yoksa Allah'ın dilemesi dışında kralın hukuk sistemine göre kardeşini alıkoyamazdı. (Biz) dilediğimiz kimseyi (iyi niyetinden ve güzel amellerinden dolayı) yükseltiriz. Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bir bilen vardır.

Bkz. 58/11Hz. Yusuf, Allah’ın kendisine kurdurduğu bir planla kardeşi Bünyamin’i yanında alıkoymak istemiştir. Ancak o günkü Mısır yasalarına göre öte... Devamı..

Yûsuf evvelâ diğerlerinin torbasını aradı, [1] nihâyet birâderinin torbasını aradı ve maşrabayı oradan çıkardı. Bu hud’ayı Yûsuf’a telkîn iyledik. Eğer Allâh istemiye idi hükümdârın kānûnı mûcibince birâderini ele geçiremez idi. Biz istediğimizin derecesini terfî’ ideriz, tekmîl ’âlimlerden daha ’âlim vardır.

[1] Birâderleri Yûsuf’ın huzûrına getürdikleri vakit.

Yusuf kardeşinin yükünden önce onlarınkini aramaya başladı; sonra kardeşinin yükünden su kabını çıkardı. İşte biz Yusuf'a böyle bir plan kullanmasını vahyettik. Çünkü hükümdarın kanunlarına göre kardeşini alıkoyamazdı, meğer ki Allah dileye. Dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Her ilim sahibinden üstün bir bilen bulunur.

Bunun üzerine Yûsuf, kardeşinin yükünden önce onların yüklerini aramaya başladı. Sonra su kabını kardeşinin yükünden çıkardı. İşte biz Yûsuf’a böyle bir plan öğrettik. Yoksa kralın kanunlarına göre kardeşini alıkoyamazdı. Ancak Allah’ın dilemesi başka. Biz dilediğimiz kimsenin derecelerini yükseltiriz. Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bir bilen vardır.

Bunun üzerine Yûsuf, kardeşinin yükünden önce onların yüklerini aramaya başladı. Sonra da su kabını kardeşinin yükünden çıkardı. İşte biz Yûsuf’a böyle bir tedbiri öğrettik, yoksa Allah dileyip bunu öğretmeseydi kralın kanununa göre kardeşini alıkoyamazdı. Biz dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Her bilenin üstünde daha çok bilen biri vardır.

Bunun üzerine Yusuf, kardeşinin yükünden önce onların yüklerini (aramaya)  başladı. Sonra da onu, kardeşinin yükünden çıkarttı. İşte biz Yusuf'a böyle bir tedbir öğrettik, yoksa kralın kanununa göre kardeşini tutamayacaktı. Ancak Allah'ın dilemesi hariç. Biz kimi dilersek onu derecelerle yükseltiriz. Zira her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen birisi vardır.

(Yusuf) kardeşinin yükünden önce onların yüklerinden başladı ve sonra su kabını kardeşinin yükünden çıkardı. Biz Yusuf'a böyle bir planı öğretmiştik. Kralın yasasını uygulasaydı kardeşini alıkoyamazdı; ALLAH dilese başka. Dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Her bilenin üstünde daha iyi bir bilen vardır.

Mısır devletinin bir görevlisi olarak, Yusuf'un kralın yasası yerine İsrailoğullarının yasasını uygulaması etiksel olarak yanlış görülebilir; ancak Yu... Devamı..

Bunun üzerine Yusuf, kardeşinin eşyalarından önce onların eşyalarını aramaya başladı. Sonra su kabını kardeşinin yükünün içinden çıkardı. İşte Yusuf'a biz böyle bir oyun öğrettik. Melikin kanunlarına göre, kardeşini alıkoymasına imkan yoktu. Ancak Allah dilerse o başka. Biz dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Ve her bilgi sahibinin üstünde bir başka bilen vardır.

Bunun üzerine kardeşinin kabından evvel onların kaplarından başladı, sonra onu kardeşinin kabından çıkardı, işte Yusüf için böyle bir tedbir yaptık, Melikin dininde (ceza kanununda) kardeşini almasına çare yoktu, lâkin Allahın dilemesi başka, biz dilediğimizi derecelerle yükseltiriz ve her ilim sahibinin fevkında bir alîm vardır.

Bunun üzerine (Yûsuf), kardeşinin (Bünyâmin’in) yükünden önce, (şüphe çekmemek için) diğerlerinin yüklerini aramaya başladı. Sonunda (kaybolan eşyayı) kardeşinin (Bünyâmin’in) yükünün içinden (bulup) çıkardı. (Hırsıza uygulanacak olan cezayı, kardeşlerinin söylemiş olduğu hükme göre tatbik etti. Böylece hem Bünyâmin’i yanında alıkoymak için artık geçerli bir gerekçesi vardı, hem de Bünyâmin’i, melikin kanunlarına göre, hırsıza uygulanan feci bir şekilde dövülme cezasından ve ağır tazminata mahkûm edilmekten kurtarmıştı.) İşte biz, Yûsuf’a bu şekilde bir tedbir öğretmiştik. Yoksa Allah’ın, (melike aynı hükmü verdirmeyi) dilemesi hariç, melikin kanunlarına göre kardeşini (yanında) tutamayacaktı (tutsa da ağır cezadan kurtaramayacaktı). Biz, dilediğimiz kimsenin derecesini yükseltiriz. Zira her ilim sahibinin üstünde, (ondan) daha iyi bilen birisi vardır.

Bunun üzerine, kardeşinin yükünden önce diğerlerinin yükünü aramaya başladı. Sonra su kabını öz kardeşinin yükünden bulup çıkardı. İşte Yûsuf için böyle bir tedbir aldık. Allah, böyle dilemeseydi hükümdarın dinine¹ göre kardeşini alıkoyamayacaktı. Dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Her bilenin üstünde bir bilen vardır.

1- Yasasına.

Bunun üzerine (Yuusuf), kardeşinin kabından evvel onların kablarını (aramıya) başladı. Nihayet onu kardeşinin kabından çıkardı. İşte biz Yuusuf için böyle bir tedbir kullandık. Yoksa o, pâdişâhın dînine göre kardeşini (esîr olarak) tutabilecek değildi: Meğer ki Allahın irâdesi ola. Biz kimi dilersek onu nice derecelerle yükseltiriz. Her ilim saahibinin üstünde daha iyi bilen vardır.

Bunun üzerine (Yûsuf, su kabını aramak üzere), kardeşinin yükünden önce onların yüklerine başladı; (en) sonra onu kardeşinin yükünden çıkardı. İşte Yûsuf'a böyle bir çâre öğrettik. Yoksa Melik'in kanûnuna göre (Yûsuf) kardeşini alıkoyamayacaktı; ancak Allah'ın dilemesi müstesnâ. (Biz) kimi dilersek derecelerle yükseltiriz. Her ilim sâhibinin üstünde, bir bilen vardır.(1)

(1)“Bazen ehemmiyetli bir hakīkat, sathî nazarlara (dikkatsiz bakışlara) görünmediğinden ve bazı makamlarda cüz’î ve âdî (küçük ve sıradan) bir hâdise... Devamı..

Bunun üzerine (kovuşturma için Yusuf’un yanına getirildiler,) kardeşinin yükünden önce (şüphe çekmemek için) onların yüklerini aratmaya başladı. Sonra onu kardeşinin yükü arasından çıkarttı. İşte Yusuf için böyle bir plan düzenledik. Yoksa Allah dilemedikçe, hükümdarın dinine (kanununa) göre kardeşini alıkoyamazdı. Biz, dilediğimiz kimseyi (iyi niyet ve güzel amellerinden dolayı ilmen) kat kat yüceltiriz; fakat her bilenin üstünde daha iyi bilen de vardır.

Yusuf, küçük kardeşinden önce diğer kardeşlerinin yüklerini arattırarak başlattı, sonra küçük kardeşinin yükleri içinden kayıp tasın çıkartılmasını istemişti. Yusuf için bu hileyi böyle düzenlemiştik. Melikin koyduğu kurallara (dinine) göre, kardeşini Allah’ın dilemesiyle ancak böyle alıkoyabilirdi. İşte biz dilediğimizi en yüksek derecelere çıkarırız. Her bilenin üzerinde mutlaka bir bilen vardır.

Kardeşinin çuvalından önce ötekilerin çuvallarını aramıya başladılar. Sonra da tası kardeşinin çuvalından çıkardılar. Biz Yusuf için böyle bir yol tuttuk. Yoksa hakanın dinine göre Yusuf’un kardeşini alıkoyması doğru olmazdı. Bu da ancak Allah’ın dilemsiyle oldu. Biz kimi dilersek onu kat kat yükseltiriz. Her bilenin üstünde daha iyi bilen vardır.

Yusuf [⁴] kardeşinin kabından evvel onların kaplarından başladı. Sonra maşrapayı kardeşinin kabından çıkardı. «— Biz Yusuf/a böyle bir tedbiri öğrettik, yoksa padişahın din ve şeriatta kardeşi tutmak yoktu. Bu, ancak Allah/ın dilemesiyle oldu [⁵].Biz dilediğimizin derecelerini yükseltiriz, her ilim sahibinin üstünde hakkıyle bilen kimse vardır.»

[4] Veya münadi.[5] Allah'ın dilediği Yakup şeriatı ile.

(Bunun üzerine Yûsuf’un huzuruna getirildiler) O, kardeşinin yükünden önce ötekilerin yüklerini aramaya başladı. Sonra su tasını kardeşinin yükünden çıkardı. Yûsuf’a böyle bir tuzak/çare öğrettik. Yoksa hükümdarın yasasına [dîn] göre, Allah’ın dilemesi hariç, kardeşini alıkoyamazdı. Biz dilediğimizin derecesini yükseltiriz her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen biri vardır.

Yusuf kardeşinin yükünden önce onlarınkini aramaya başladı; sonra kardeşinin yükünden su kabını çıkardı. İşte biz Yusuf için böyle bir plan düzenledik. (Yoksa) Hükümdarın dininde (yürürlükteki kanuna göre) kardeşini (yanında) alıkoyamazdı. Ancak Allah'ın dilemesi başka. Biz dilediğimizi derecelerle yükseltiriz ve her bilgi sahibinin üstünde daha iyi bir bilen vardır.”

Yûsuf, şüphe çekmemek için kardeşi Bünyamin’den önce, diğerlerinin eşyalarından başladı aramaya ve sonunda, su tasını kardeşinin eşyaları arasında bulup çıkardı. Bünyamin ise, plân gereğince hiç sesini çıkarmadı. Yûsuf, bunları kendiliğinden yapmış değildi. Tüm olup bitenler, ilâhî kudretin yönlendirmesiyle şekilleniyordu:
İşte biz, Bünyamin’i yanında tutabilmesi için Yûsuf’a böyle bir çıkış yolu öğrettik; yoksa O’nun, Allah’ın dinini bir kenara bırakıp kendisinden önceki kralın Mısır’da uyguladığı cezakanunlarına göre, kardeşini Mısır’da alıkoyması —Allah başka türlüsünü dilemedikçe— olacak şey değildi. Nitekim O diledi, Bünyamin Mısır’da kaldı. O hâlde, kulağınıza küpe olsun:Biz, dilediğimizi işte böyle derece derece yüceltiriz.Unutmayın, her ilim sahibinin üzerinde, daha iyi bilen birisi vardır. Ve hepsinin üstünde, her şeyi bilen bir Allah var!

Yûsuf, kardeşinin kabından önce onların kaplarını aramaya başladı. Sonra onu, kardeşinin kabından çıkardı. İşte Yûsuf için böyle düzenek tasarladık. Allah’ın dilemesi dışında Melik’in dininde kendi kardeşini alamazdı. Dileyeceğimiz kimseleri derece derece yükseltiriz. Her ilim sahibinin üstünde çok iyi bir bilen vardır.

Yusuf arama işine ,öz kardeşini atlayıp üvey kardeşlerinin kaplarından başladı. Sonra su kabını öz kardeşinin kapları arasından çıkardı. Biz Yusuf için böyle bir oyun ayarladık. Aksi halde ülke kanunlarına göre kardeşini Allah'tan bir sebep olmadıkça alıkoyamazdı. Biz, beylediğimiz kulları tutar kaldırırız. Her bilenin, bir üs bileni vardır.

Kardeşinin yükünden önce onların yüklerini aramaya başladı. Sonra su tasını kardeşinin yükünden çıkarttı. İşte Yusuf’a böyle bir çare öğrettik. Yoksa Allah’ın dilemesi dışında Melikin yasasına göre kardeşini alamazdı. Biz dilediğimiz kimseyi derecelerle yükseltiriz. Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bir bilen vardır.

Bunun üzerine (Yusuf), kardeşinin (Bünyamin’in) yükünden önce onların (diğer kardeşlerinin) yüklerini (aramaya) başlamıştı. [*] Sonra da onu (kayıp su kabını) kardeşinin (Bünyamin’in) yükünden çıkartmıştı. İşte biz Yusuf’a böyle bir tedbir (çare) öğretmiştik; [*] (yoksa) –Allah’ın dilemesi hariç– hükümdarın kanununa göre kardeşini (yanında) tutamayacaktı. Biz dilediğimizi (layık olanı) derecelerle yükseltiriz. Her bilgi sahibinin üzerinde daha iyi bilen (birisi) vardır.

Bünyamin’in yükünden başlansaydı bir şüphe meydana gelebilirdi. O nedenle Hz. Yusuf önceliği diğer yüklere vermiş, kardeşinin yükünü en sona bırakmışt... Devamı..

(Yûsuf,) kardeşinin eşyasından önce onların eşyalarını (aramaya) başladı, sonra da o (su kabını) kardeşinin eşyalarının arasından çıkardı. İşte Yûsuf için böyle bir planlamayı, Biz düzenledik. (Yoksa Yûsuf) hükümdarın dinine¹ göre, -Allah’ın dilemesi hariç- (böyle bir sebeple) kardeşini (yanında) alıkoyamazdı. (İşte) Biz, kimi dilersek, onu kat kat yükseltiriz. Şüphesiz her ilim sahibinin üzerinde (her şeyi) daha iyi bilen (Allah) vardır.²

1 O dönemde Mısırdaki geçerli beşerî, yani kral tarafından konulan kanunlara göre.2 56. ayette geçtiği gibi Yusuf (a.s)’ın tüm işleri hep Allah’ın emr... Devamı..

Bunun üzerine [kovuşturma için Yusuf’un yanına getirildiler,] Yusuf, arama işine küçük kardeşi [Bünyamin]in yükünden önce üvey kardeşlerinin yüklerinden ⁷⁵ başladı; ve sonunda kupayı ⁷⁶ (küçük) kardeşinin yükünde bulup çıkardı. Yusuf[un dileğine erişmesi] için Biz olayları işte böyle düzenledik; Allah (böyle) dilemeseydi, Kral’ın yasalarına göre, [Yusuf] kardeşini [başka türlü] alıkoyamazdı. Biz dilediğimiz kimseyi (bilgice) yüksek düzeylere çıkarırız, fakat her bilgi sahibinin üstünde her şeyi bilen (Allah) var-dır. ⁷⁷

75 Lafzen, “onların denklerinden/yüklerinden”.76 Lafzen, “onu”.77 Kıssanın anlamı artık açıkça ortada: kıssa, “[olacak olana dair] nihaî hüküm ancak A... Devamı..

Yusuf, önce öteki kardeşlerinin yükünü aradı. Sonra da öz kardeşinin yükünden su kabını çıkarttı. Biz Yusuf’a böyle bir plan öğrettik. Allah böyle dilemeseydi, Kral’ın yasasına göre kardeşini alıkoyamazdı. Biz, dilediğimiz kimsenin derecelerini yükseltiriz.1 Zira her bilgi sahibinin üstünde mutlaka bir bilen vardır.2, 16/83, 40/15, 218/45

Bunun ardından, (Yusuf’un huzuruna getirildiler). O, öz kardeşinin yükünden önce diğerlerinin yüklerini aratarak işe başladı. Sonunda onu[¹⁸⁹²] öz kardeşinin yükünden çıkarttı. İşte Yusuf’un (arzusunu gerçekleştirmek) için böyle bir planı yürürlüğe Biz koyduk.[¹⁸⁹³] Kralın hukuk sistemine göre[¹⁸⁹⁴] kardeşini alıkoyması doğru olmazdı;[¹⁸⁹⁵] tabii ki Allah’ın tercih etmesi müstesna. Biz, tercih ettiğimiz kimseyi (ilmen) kat kat yüceltiriz; fakat her bilenin üstünde her şeyi bilen bir (Allah) vardır.

[1892] 70. âyette sözü edilen kapla, 72. âyette sözü edilen kabın aynı olmadığı düşünülürse, burada kullanılan dişilik zamirinden yola çıkarak, buluna... Devamı..

(Yusuf geldi) öz kardeşinin yükünden önce onların yüklerini aramaya başladı, sonra da -kaybolan su kabını- kardeşinin yükünden çıkarıverdi. (Böylece Bünyamin'i yanında alıkoymuş oldu) İşte biz Yusuf için böyle bir tedbir öğrettik, yoksa Kral'ın dinine göre (bu suçun karşılığında) kardeşini alıkoyabilecek değildi. Meğer ki Allah dileye; (Allah dileyince başka bir şeriatın hükmünü kullandırmak suretiyle kulunun kardeşine kavuşmasını sağlar) Biz dilediğimiz kimseyi derecelerle yükseltiriz ve her bilgi sahibinin üstünde bir bilen vardır.

Bunun üzerine (Yûsuf), kardeşinin yükünden önce onların yüklerini aramağa başladı; sonra tası kardeşinin yükünden çıkardı. İşte Yûsuf’a böyle bir çare öğrettik. Yoksa kralın dini(kanunu)na göre (Yûsuf) kardeşini alıkoyamazdı. Allâh’ın dilemiş olması müstesna. (Biz) dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Her ilim sahibinin üstünde bir bilen vardır.

Artık kardeşinin yükünden önce onların yüklerini aramaya başladı. Sonra onu kardeşinin yükünden çıkarıverdi. İşte Yusuf için böyle bir tedbir yaptık. Yoksa hükümdarın dinine göre kardeşini alıkoyabilecek değildi. Meğer ki, Allah Teâlâ dilesin. Biz dilediğimiz kimseyi derecelerle yükseltiriz. Ve her bilgi sahibinin üstünde daha ziyâde bir bilgin vardır.

Yusuf, öz kardeşinin yükünden önce, öbürlerinin yüklerini aratmaya başladı. Sonra su kabını kardeşinin yükünden çıkarttı. İşte Biz Yusuf'a, kardeşini alıkoyması için böyle bir plan öğrettik. Yoksa, Allah dilemedikçe Hükümdarın kanununa göre, kardeşini alması uygun olmazdı. Biz dilediğimiz kimseleri pek üstün derecelere yükseltiriz. Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bir bilen bulunur. [58, 11]

Bunun üzerine (Yusuf), kardeşinin yükünden önce ötekilerin yüklerini aramağa başladı; sonra tası kardeşinin yükünden çıkardı. İşte Yusuf'a böyle bir çare öğrettik. Yoksa kralın dini(kanunu)na göre (Yusuf) kardeşini alamazdı. Meğer Allah dilemiş olsun. (Biz) dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Her bilgi sahibinin üstünde daha bir bilen vardır.

Me'mûrlar, Bünyamin'in çuvalından evvel diğer kardaşlarının çuvallarından aramağa başladılar. Sonra maşrabayı, kardaşının (Bünyamin'in) çuvalından çıkardılar. Onların evvelce Yûsuf'a yapdıkları hîle gibi biz de Yûsuf'ı onlara hîle itdirdik. Mısır Melik'inin nizâmına göre Yûsuf'un, kardaşını almağa hakkı olamazdı. Ancak Allâh Te'âlâ böyle istedi. Dilediğimize yüksek dereceler ihsân ideriz. Her 'ilim sâhibinin üzerinde daha ziyâde bilici vardır.

Yusuf, öz kardeşinin yükünden önce ötekilerinin yüklerinde arama yapmaya başladı. Sonra tası öz kardeşinin yükünden çıkardı. Biz Yusuf için böyle bir oyun kurduk. Yoksa kralın kanununa göre Yusuf kardeşini alıkoyamazdı, Allah tercih ederse başka. Biz tercih ettiğimiz kişiyi kat kat yükseltiriz. Her bilenin üstünde daha iyi bilen vardır.

Yusuf kardeşinin eşyalarından önce onlarınkini aramaya başladı. Sonra kardeşinin yükünden su kabını çıkardı. Yusuf'a böyle bir plan öğrettik. Çünkü hükümdarın dinine göre kardeşini Allah dilemeseydi alıkoyamazdı. Dilediğimizin derecesini yükseltiriz. Her ilim sahibinden üstün bir bilen vardır

Yusuf, öz kardeşinin yükünden önce onların yüklerini açmaya başladı, sonra da tası öz kardeşinin yükünden bulup çıkardı. Yusuf'a Biz böylece bir tedbir öğrettik. Yoksa, Allah dilemedikçe, Hükümdarın yasalarına göre kardeşini alıkoymasına imkân yoktu. Biz dilediğimizin mertebesini yükseltiriz. Her bilenin üstünde bir başka bilen vardır.

Bunun üzerine Yûsuf öz kardeşinin heybesinden önce, öteki kardeşlerin heybelerini aramaya başladı. Nihayet su kabını, öz kardeşinin heybesinden çıkardı. Yûsuf'a böyle bir tuzak öğretmiştik. Yoksa Yûsuf, Allah'ın dilemesi dışında, kralın dinine göre öz kardeşini alamazdı. Dilediklerimizi derece derece yükseltiriz biz. Her bilgi sahibinin üstünde bir başka bilen vardır.

pes başladı ķaplarını öñdin ķarındaşı ķabından andan çıķardı anı ķarındaşı ķabından. ancılayın mekr eyledük yūsuf’a. olmadı kim ala ķarındaşını pādişāh dįninde illā kim dileye Tañrı götürürüz derecetler anı kim dilerüz. daħı her bir 'įlm issi üzere bilicidür.

Pes başladı anlaruñ ḳaplarını aramaġa, ḳardaşı ḳabından evvel.Andan ṣoñra çezdi anı ḳardaşı ḳabından. Anuñ gibi ögretdük mekr ve ḥīleYūsufa. Almadı Yūsuf ḳardaşını melik dīni üstine. Lākin Allāh irādeti‐y‐ilealdı. Yüceldürüz biz derecesin ‘ilm‐ile kimi dilersevüz. Daḫı her ‘ilm issi üsti‐ne özinden ‘ālim vardur.

(Yusif doğma) qardaşının yükündən (qabından) əvvəl onların yüklərini axtarmağa başladı, sonra su qabını qardaşının yükündən (tapıb) çıxartdı. Biz Yusifə (qardaşını yanında saxlamaq üçün) belə bir tədbir öyrətdik. Yoxsa padşahın (Misir hökmdarının) dininə (şəriətinə, qanunlarına) görə, o, qardaşını tutub öz yanında saxlaya bilməzdi. Allahın istədiyi isə müstəsnadır. (Yalnız Allah istədiyi üçün bu belə oldu). Biz istədiyimiz kimsəni dərəcələrlə yüksəldərik. Hər biləndən üstün bir bilən də vardır!

Then he (Joseph) began the search with their bags before his brother's bag, then he produced it from his brother's bag. Thus did We contrive for Joseph. He could not have taken his brother according to the king's law unless Allah willed. We raise by grades (of mercy) whom We will, and over every lord of knowledge there is one more knowing.

So he(1742) began (the search) with their baggage, before (he came to) the baggage(1743) of his brother: at length he brought it(1744) out of his brother´s baggage. Thus did We plan for Joseph. He could not take his brother by the law of the king except that Allah(1745) willed it (so). We raise to degrees (of wisdom) whom(1746) We please: but over all endued with knowledge is one, the All-Knowing.

1742 The pronoun "he" can only refer to Joseph. He may have been present all the time, or he may just have come up, as the supposed theft of the king'... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.