Kâlû cezâuhu men vucide fî rahlihi fehuve cezâuh(u)(c) keżâlike neczî-zzâlimîn(e)
Kimin yükünde bulunursa dediler, o, malını çaldığı adama köle olur. Biz zulmedenleri böyle cezalandırırız.
(Onlar da: "Bizim kanunlarımızda) Bunun cezası (çalınan şey, onun) yükünde bulunan kimsenin, kendisi(nin rehin alınıp esir edilmesi)dir. Biz (ülkemizde) zalimleri (hırsızlık edenleri) böyle cezalandırırız" yanıtını vermişlerdi.
Ya'kub'un oğulları: “Bunun cezası, su kabı kimin yükünde çıkarsa, yaptığının cezası olarak o kimse tutuklanır. İşte suç işleyen, yaratılış gayeleri dışında yaşamaya çalışanları biz böyle cezalandırırız.”
Onlar:
“Yükünde hırsızlık mal bulunanın cezalandırılmasıdır. O şahsı bir sene alıkoyup çalıştırmak, bir kısım özgürlüklerini kısıtlamaktır. Biz, zâlimlere, haksızlara işte böyle ceza veririz.” dediler.
'Bunun cezası“ dediler, “(su tası) yükünde bulunanın kendisidir. İşte biz zulmedenleri böyle cezalandırırız.'
Kardeşler de: “- Kimin yükünde çıkarsa, işte o kimse, bunun cezasıdır (köle olarak alınır), biz zalimlere böyle ceza veririz.” dediler.
Yusuf’un kardeşleri: “Kimin yükünün içinde bulunursa, kendisi onun yerinde alıkonsun” dediler. İşte Biz, zalimleri böyle cezalandırırız.
Kardeşleri dedi ki: “Cezası, kayıp eşya kimin yükünde bulunduysa, ona aittir. Biz hırsızları böyle cezalandırırız.”
Cevap verip dediler ki: «Cezası kimin yükünde çıkarsa, malın sahibine o köle olur; zalimlere böyle ceza veririz»
Onlar da: “Cezası, su kabı kimin yükünde bulunursa, o kimsenin kendisinin alıkonması onun cezasıdır. Biz haddi aşanları böyle cezalandırırız” dediler.
"Torbasının içinden maşraba zuhûr ideni size teslîm ideriz. Biz zâlimlere böyle mücâzât ideriz" cevâbını virdiler.
"Cezası, kimin yükünde bulunursa, ceza olarak ona el konulur; biz zalimleri böyle cezalandırırız" dediler.
Onlar da: “Cezası, su kabı kimin yükünde bulunursa, o kimsenin kendisi(nin alıkonması) onun cezasıdır. Biz zalimleri böyle cezalandırırız” dediler.
“Onun cezası, kayıp eşya kimin yükünde bulunursa onun buna karşılık alıkonulmasıdır. Biz zalimleri böyle cezalandırırız” dediler.
«Onun cezası, kayıp eşya, kimin yükünde bulunursa işte o (şahsa el koymak) onun cezasıdır. Biz zalimleri böyle cezalandırırız» dediler.
"Onun cezası," dediler, "Kimin torbasında bulunursa o kişi alıkonur. Biz zalimleri böyle cezalandırırız."
"Kimin yükünde çıkarsa, o kendisi onun cezasıdır. Biz zalimlere işte böyle ceza veririz."
Cezası dediler: kimin yükünde çıkarsa işte o, onun cezası, biz zalimlere böyle ceza veririz.
(Yûsuf’un kardeşleri) dediler ki: “(Hırsızlığın) cezası, (çalınan mal) kimin yükü arasından çıkarsa, bizzat o kişinin kendisi (o cezayı çekmeli) dir. (Çaldığı malın miktarına göre, belli bir süre mal sahibinin hizmetinde çalıştırılır, çok değerli bir mal çalmışsa, onun kölesi yapılır.) Biz, (hırsızlık yapan) zâlimleri böyle cezalandırıyoruz” dediler.
«Onun cezası yükünde (hırsızlık mal) bulunan kimsenin kendisidir. İşte o kimse (şahsan) bunun cezasıdır. Biz (memleketimizde) zaalimleri (hırsızları) böyle cezalandırırız» dediler.
(Onlar da:) “Bunun cezâsı, (su kabı) kimin yükünde bulunursa, işte o (kişinin köle olarak alıkonması) onun cezâsıdır. O zâlimleri böyle cezâlandırırız” dediler.
(Onlar da: “Bizim kanunlarımızda) ‘’Onun cezası, kayıp eşya, kimin yükünde bulunursa, işte o (şahsa el koymak, onu esir almak, tutuklamak) onun cezasıdır. (Bu hırsızlık suçunu işleyen) zalimleri (hırsızlık edenleri) biz (ülkemizde) işte böyle cezalandırırız.’’dediler. *
Muhafızlar “Çalıntı kimin yükünde bulunursa, o cezalandırılır. Biz zalimleri böyle cezalandırırız” dediler.
"Su kabı kimin yükünden çıkacak olursa onun kul olmasıdır. İşte biz kıyıcıları böyle cezalandırırız."
(Yûsuf’un kardeşleri) “Bunun cezası (bizde), su tası kimin yükünde bulunursa, o kişinin kendisinin alıkonmasıdır. Biz zalimleri böyle cezalandırırız!” dediler.
“Onun cezası, (su tası) yükünde bulunanın kendisidir. İşte biz zulmedenleri böyle cezalandırırız” dediler.
“Bunun cezasını,çalınan mal kimin eşyaları arasından çıkarsa, bizzat o kişinin kendisi çekmelidir.Çaldığı malın miktarına göre, belli bir süre mal sahibinin hizmetinde çalıştırılır, çok değerli bir mal çalmışsa, onun kölesi yapılır. Biz, ülkemizdeki geçerli kanunlara göre, hırsızlık yapan zâlimleri böyle cezalandırıyoruz!” dediler. Böylece, yüklerinin aranması için Yûsuf’un huzuruna çıkarıldılar. Ve aramayı, Yûsuf bizzat kendisi yaptı:
-“Onun cezası!... Kimin yükünün içinde bulunduysa, onun cezası artık kendisidir. Zâlimler’i böyle cezalandırırız” dediler.
Kervancılar: " bize göre, yükünde çalıntı bulunduran tutuklanır. Haksız kazanç sağlayanları biz, bu şekilde cezalandırırız. "
Kardeşleri: "Hırsızlığın cezası tas kimin yükünde bulunursa o kişi tutuklanır. Babamız Yakup’un yasası böyledir. Biz zalimleri böyle cezalandırırız." diye cevap verdiler.
(Onlar da) “Onun cezası, kayıp eşya kimin yükünde bulunursa işte o (şahsın alıkonulması) onun cezasıdır. Biz zalimleri böyle cezalandırırız.” cevabını vermişlerdi. [*]
(Yûsuf’un kardeşleri): “(Çalınan mal) kimin yükünde bulunursa, cezâsının karşılığı kendisidir. İşte biz, suçluları böyle cezâlandırırız.”¹ dediler.
“Bunun cezası”: diye cevap verdi [Yakub’un oğulları], “[kupa] kimin denkleri arasından çıkarsa [yaptığının] ceza(sı) olarak tutsak edilir! [Bu suçu işleyen] zalimleri biz işte böyle cezalandırırız”. ⁷⁴
Onlar, “Hırsızlık malı kimin yükünde bulunursa, ceza olarak o alıkonulur. Biz, hırsızlık yapan zalimleri böyle cezalandırırız.” dediler. 5/38
“Onun cezası” dediler, “kimin denkleri arasında bulunursa, onun ona karşılık rehin alınmasıdır:[¹⁸⁹⁰] biz bu (suçu işleyen) zalimleri işte böyle cezalandırırız!”[¹⁸⁹¹]
(Kardeşler de): "Bunun cezası (bizim şeriatımıza göre, çalınan mal) yükünde bulunan kimsenin kendisidir. (Bir yıl köle olarak malını çalmış olduğu şahsın yanında çalışmaya mahkum olur) İşte o kimsenin cezası budur, biz zalimleri (hırsızları) böyle cezalandırırız" diye cevap verdiler.
Onlar dediler ki: "Hırsızlığın Cezası, su kabı kimin yükünde bulunduysa, o kimse onun karşılığıdır(tutuklanmasıdır). Biz zalimleri böyle cezalandırırız. "
Dediler ki: «Onun cezası, kimin yükünde bulunur ise, işte o, onun cezasıdır. Biz zalimleri böylece cezalandırırız.»
“Cezası, dediler, kimin yükünde çıkarsa, işte o onun cezasıdır (yani çalması sebebiyle kendisi rehin ve mahkûm olur). ” Biz zalimleri böyle cezalandırırız! ” {KM, Çıkış 22;2; Yeşu 7, 10-12}
Cezası, (tas) kimin yükünde bulunursa işte o, onun karşılığıdır. (Hırsızlığına karşılık kendisine el konur). Biz haksızları böyle cezalandırırız! dediler.
Evlâd-ı Ya'kûb: "Onun cezâsı, kimin yükünde bulunur ise o, mesrûkun sâhibine köle olmakdır. Biz zâlimleri böyle tecziye ideriz" didiler.
-Kimin yükünde bulunursa, ceza olarak o alıkonulur. Biz zalimleri işte böyle cezalandırırız, dediler.
Yusuf'un kardeşleri dedi ki: “Çalınan kimin yükünde bulunursa, o kimse onun cezasıdır. Zalimleri biz böyle cezalandırırız.”
Kardeşler dedi: "Cezası şu: Çalınan mal kimin yükünde çıkarsa yükün sahibi çalınan mala karşılık olacaktır. Biz zalimleri böyle cezalandırıyoruz."
eyittiler “cezāsı anuñ her kim bulına yükinde ol cezāsıdur ancılayın cezā virürüz žālimlere.”
Eyitdiler: Cezāsı oldur ki kimüñ yükinde bulunursa, özüni alup ḳul eyle‐yesiz. Anuñ gibi cezā eylerüz biz ẓālimlere.
(Qardaşlar: ) “Onun cəzası yükündə (oğurluq şey) tapılan adamın özüdür (onun kölə edilməsidir). Biz zalımları belə cəzalandırırıq!” – deyə cavab verdilər.
They said: The penalty for it! He in whose bag (the cup) is found, he is the penalty for it. Thus we requite wrongdoers.
They said: "The penalty should be that he in whose saddle-bag it is found, should be held (as bondman) to atone(1740) for the (crime). Thus it is we punish the wrongdoers!"(1741)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |