22 Nisan 2025 - 24 Şevval 1446 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Yûsuf Suresi 73. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Kâlû te(A)llâhi lekad ‘alimtum mâ ci/nâ linufside fî-l-ardi vemâ kunnâ sârikîn(e)

Onlar, andolsun Allah'a ki dediler, biz yeryüzünde bir bozgunculuk, bir kötülük yapmak için gelmedik buraya, bunu siz de biliyorsunuz ve biz hırsız değiliz.

(Yusuf’un kardeşleri) "Allah adına, hayret" dediler. "Siz de bilmiş (ve sezmişsinizdir) ki, biz (bu) yere bozgunculuk çıkarmak amacıyla gelmedik ve biz hırsız da değiliz."

Yûsuf'un kardeşleri: “Allah'a yemin ederiz ki, sizin de bildiğiniz gibi biz Mısır toprağında bozgunculuk yapmaya gelmedik ve biz hırsızlık yapmış da değiliz!” dediler.

Yûsuf'un kardeşleri:
“Allah'a andolsun ki, bizim ülkede, yeryüzünde fesat çıkarmak için gelmediğimizi siz de biliyorsunuz. Biz hırsız da değiliz.” dediler.

Onlar: "Hayret! Allah'a yemin ederiz ki; bizim bu yere bozgunculuk etmek için gelmediğimizi ve hırsız olmadığımızı siz de bilmişsinizdir" dediler.

'Allah adına, hayret' dediler. 'Siz de biliyorsunuz ki, biz (bu) yere bozgunculuk çıkarmak amacıyla gelmedik; biz hırsız değiliz.'

Kardeşler şöyle dediler; “- Allah'a yemin ederiz, siz de muhakkak anlamışsınız ki, biz buraya fesad çıkarmak için gelmedik, hırsız da değiliz.”

Yusuf’un kardeşleri: “Bizim, memlekette bozgunculuk yapmaya gelmediğimizi biliyorsunuz. Ve biz, hırsız da değiliz” dediler.

Kardeşleri, “Allah'a yemin ederiz ki, bizim yeryüzünde fesat çıkarmak için gelmediğimizi siz de biliyorsunuz. Bir hırsız da değiliz” dediler.

Yusuf'un kardeşleri dediler ki: «Pek iyi bilirsiniz, Allaha ant ola ki, biz buraya kötülük yapmakçin gelmedik, hırsız dahi değiliz»

(Yusuf'un kardeşleri) dediler ki: “Allah'a yemin olsun, siz de biliyorsunuz ki biz bu ülkede bozgunculuk yapmaya (hırsızlık etmeye) gelmedik, (biz) hırsız da değiliz.”

Ya’kûb’ın oğulları "Allâh ’aşkına biliyorsunuz ki biz buraya fesâd çıkarmağa gelmedik, biz sârik değiliz" cevâbını virdiler.

"Allah'a yemin ederiz ki memleketi ifsat etmeğe gelmediğimizi ve hırsız da olmadığımızı biliyorsunuz" dediler.

Dediler ki: “Allah’a andolsun, siz de biliyorsunuz ki biz bu ülkede fesat çıkarmaya gelmedik, hırsız da değiliz.”

Onlar, “Allah’a andolsun ki bizim bu yerde fesat çıkarmak için gelmediğimizi siz de biliyorsunuz, biz hırsız da değiliz” dediler.

Allah'a andolsun ki, bizim yeryüzünde fesat çıkarmak için gelmediğimizi siz de biliyorsunuz. Biz hırsız da değiliz, dediler.

Dediler ki: "ALLAH'a andolsun, siz de bilirsiniz ki biz bu ülkede bozgunculuk çıkarmaya gelmedik, biz hırsız da değiliz."

"Allah'a yemin ederiz ki," dediler, "Muhakkak siz de anlamışsınızdır ya, biz buraya fesat çıkarmak için gelmedik. Biz hırsız da değiliz."

Tallahi, dediler: size muhakkak ma'lûmdur ki biz Arzda fesad çıkarmak için gelmedik, hırsızda değiliz.

Dediler ki: “Tallahi, siz de biliyorsunuz ki biz buraya fesat çıkarmaya gelmedik, hırsız da değiliz!”

Yûsuf'un kardeşleri: “Vallahi buraya bozgunculuk yapmaya gelmedik; hırsız olmadığımızı da kesin olarak biliyorsunuz.” dediler.

(Ya'kub oğulları): «Allah Allah! (Hüviyyetimizi, ahlâkımızı) siz de öğrenmişsinizdir. Biz bu yere, andolsun ki, fesâd çıkarmak için gelmedik. Hırsız kimseler de değiliz biz» dediler.

(Yûsuf'un kardeşleri:) “Allah'a yemîn olsun, şübhesiz (siz de) bilmişsinizdir ki(biz) bu yerde (Mısır'da) fesad çıkarmak için gelmedik; (biz) hırsız kimseler de değiliz” dediler.

(Yusuf’un kardeşleri): “Hayret vallahi! Siz de biliyorsunuz ki biz bu arzda (Mısır ülkesinde) bozgunculuk yapmaya gelmedik, hırsız da değiliz.”*

(*) Arapçada “ta” harf-i cerri, “ba” ve “vav” harf-i cerleri gibi yemin harfi olmakla beraber bir de hayret manası ifade eder. Yani hayretle beraber y... Devamı..

Yusuf’un kardeşleri “Allah’a yemin olsun ki, sizde biliyorsunuz, biz bu yerlere fesat çıkarmak için gelmedik ve biz hırsız da değiliz” dediler.

Dediler ki: "Allah’a ant olsun. Siz de çok iyi bilirsiniz ki bizler burıya kötülük etmiye gelmedik. Hırsız da değiliz."

Yakup oğulları «— Allah Allah, bilirsiniz ki biz Mısır toprağına fesat çıkarmak için gelmedik, hırsız da değiliz» dediler.

Onlar da “Allah’a yemin olsun ki biz bu yere [arz] bozgunculuk yapmak için gelmedik ve hırsız da değiliz. Siz bunu pekâlâ biliyorsunuz!” dediler.

“Allah'a andolsun ki, bizim yeryüzünde fesat çıkarmak için gelmediğimizi siz de biliyorsunuz. Biz asla hırsızlar da olmadık” dediler.

Buna karşılık onlar, “Allah’a yemin olsun!” dediler, “Siz de gâyet iyi bilirsiniz ki, biz bu ülkeye bozgunculuk yapmak için gelmedik ve kesinlikle hırsız da değiliz!”

-“Tallâhi / Allah’a yemin olsun! Arz’da / Ülke’de bozgunculuk yapmak için gelmediğimizi, hırsız da olmadığımızı bildiniz / gördünüz!” dediler.

Kervancılar: " Siz de pek âla biliyorsunuz ki biz bu ülkeyi talan etmeye gelmedik, biz, hırsız falan değiliz "

Kardeşleri: "Allah’a andolsun ki yeryüzünde fesat çıkarmak için gelmediğimizi biliyorsunuz. Biz hırsız değiliz!" dediler.

(Onlar) “Allah’a yemin olsun: Bizim, yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak için gelmediğimizi şüphesiz ki siz de biliyorsunuz. Biz hırsız da değiliz.” demişlerdi.

(Yûsuf’un kardeşleri): “Hayret vallahi!¹ Siz bizim buraya kargaşa çıkarmak amacıyla gelmediğimizi ve hırsız da olmadığımızı, kesinlikle biliyorsunuz.” dediler.

1 Arapçada “ta” harf-i cerri, “ba” veya “vav” harf-i cerleri gibi yemin harfi olmakla beraber bir de hayret manası ifade eder. Yani hayretle beraber y... Devamı..

[Kardeşleri] “Allah şahittir, siz de çok iyi biliyorsunuz ki” dediler, “bu ülkeye kötü işler yapıp bozgunculuk çıkarmak için gelmedik biz; hırsızlık yapmış da değiliz!”

“Vallahi, biz bu memlekete bozgunculuk yapmak için gelmedik. Siz bunu pekâlâ biliyorsunuz, ayrıca biz hırsız da değiliz.” dediler. 2/30, 7/85

“Hayret vallahi!”[¹⁸⁸⁹] dediler, “Doğrusu, ülkede bozgunculuk çıkarmak gibi bir amaçla (buraya) gelmediğimizi ve bizim hırsızlık yapan birileri olmadığımızı siz de biliyorsunuz!”

[1889] Tâllâhi, vallâhiden farklı olarak, hayret ve şaşkınlık anlamını da içeren yemindir. Bu yananlam çeviriye “hayret” şeklinde yansımıştır.... Devamı..

(Kardeşler ise suçu kabul etmediler ve) "Allah'a andolsun ki ve siz de bilirsiniz ki, biz bu ülkeye bozgunculuk yapmaya gelmedik ve biz asla hırsız değiliz" dediler.

Dediler ki: "Allah’a yemin olsun, siz de biliyorsunuz ki biz bu ülkede fesat çıkarmaya gelmedik, ve biz hırsız da değiliz. "

Dediler ki: «Allah'a kasem olsun, siz de muhakkak bilmişsinizdir ki, biz bu yerde fesat çıkarmak için gelmedik ve biz hırsız kimseler olmadık.»

“Allah'a yemin olsun ki, biz ülkede fesat çıkarmak, nizamı bozmak için gelmedik, siz de bunu biliyorsunuz. Hele hırsız, hiç değiliz! ” dediler.

(Yusuf'un kardeşleri): "Allah, Allah! dediler, herhalde siz de bilmişsinizdir ki biz bu yere bozgunculuk yapmak için gelmedik. Ve biz hırsız değiliz!"

Evlâd-ı Ya'kûb: "Allâh'a yemîn ideriz ki ma'lûmunuz oldığı vecihle biz buraya fesâd içün gelmedik ve hırsız da değiliz" didiler.

“Vallahi, sizin de iyi bildiğiniz gibi ortalığı karıştırmak için gelmedik. Bu güne kadar bir hırsızlığımız da olmadı” dediler.

-Vallahi, ülkede bozgunculuk çıkarmak için gelmediğimizi ve hırsız da olmadığımızı biliyorsunuz, dediler.

Yusuf'un kardeşleri “Allah'a yemin olsun, siz de biliyorsunuz ki biz bu ülkede fesat çıkarmak için gelmedik,” dediler. “Biz hırsız da değiliz.”

Kardeşler dediler: "Vallahi, siz de iyi biliyorsunuz ki, biz bu toprağa bozgunculuk yapmak için gelmedik, hırsız da değiliz biz."

eyittiler “tā'llāhi! bayıķ. bil dįnüñüz gelmedük tā fesād eyleye yüz yirde daħı olmaduķ uġrılar.”

Tañrı adına and içdiler, eyitdiler: Siz bildügüñüz, gelmedük yir yüzindefesād eylemegi, uġrular daḫı degülüz biz, didiler.

(Yə’qubun oğlanları) dedilər: “Allaha and olsun! Siz də yəqin bilirsiniz ki, biz bu yerə (Misir torpağına) fitnə-fəsad salmaq üçün gəlməmişik və biz oğru da deyilik!”

They said: By Allah, well ye know we came not to do evil in the land, and are no thieves.

(The brothers) said: "By Allah. well ye know that we came not to make mischief in the land, and we are no thieves!"(1738)

1738 As strangers in a strange land, they were liable to be suspected as spies or men who meditated some unlawful design, or some crime, such as theft... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.