Velemmâ deḣalû ‘alâ yûsufe âvâ ileyhi eḣâh(u)(s) kâle innî enâ eḣûke felâ tebte-is bimâ kânû ya’melûn(e)
Yusuf'un huzuruna girdikleri zaman Yusuf, kardeşini yanına aldı da ben senin kardeşinim dedi, onların yaptıkları hareketten kederlenme.
(Nihayet) Yusuf’un yanına girdikleri zaman, o (öz) kardeşi (Bünyamin’i tanıyıp kenara çekti ve) bağrına basarak; "Ben senin gerçekten kardeşinim. Artık onların yaptıklarına üzülme!" demişti.
Tüm kardeşleri Yûsuf'un yanına vardıklarında, kardeşi Bünyamin'i bağrına bastı da, ona gizlice: “Ben senin kardeşinim, artık onların geçmişte hakkımızda yapmış olduklarına karşı üzülme!” dedi.
Yûsuf'un huzuruna vardıklarında ötekilerin dalgınlıklarından istifade kardeşini kucakladı. Ve gizlice:
“Ben senin kardeşinim. Onların yapmaya devam ettikleri şeylere üzülme.” dedi.
Yusuf'un huzuruna girdiklerinde o kardeşini kendi yanına aldı ve: "Ben senin öz kardeşinim. Sen artık onların yaptıklarına üzülme" dedi.
Yusuf'un yanına girdikleri zaman, kardeşini bağrına bastı; 'Ben' dedi. 'Senin gerçekten kardeşinim. Artık onların yaptıklarına üzülme.'
Yûsuf'un huzuruna vardıkları zaman, Yûsuf kardeşini (Bünyamin'i) yanına alıkoydu (ve ona): “- Ben senin kardeşinim, onların bize yapmış oldukları eziyetlere kederlenme” dedi.
Vakta ki Yusuf’un yanına girdiler. Yusuf kardeşini (Bünyamin’i) yanına aldı. Ve ona: “Şüphesiz, ben senin kardeşinim. Sen onların yaptıklarından dolayı üzülme, aldırış etme!” dedi.
Yûsuf'un yanına girdiklerinde, öz kardeşini yanına aldı ve ona, “Bilesin ben senin kardeşinim. Onların yaptıklarına üzülme!” dedi.
Yusuf'un yanına geldiklerinde, yer gösterip kardeşine: «Ben senin kardeşinim, kayırma onların yaptıklarından» diye anlattı
Yusuf'un huzuruna girdiklerinde; o, kardeşi (Bünyamin') i bağrına bastı ve (gizlice) “Haberin olsun ben senin kardeşinim, artık onların yaptıklarına üzülme!” dedi (ve başına gelenleri anlattı).
Yûsuf’ın huzûrına çıkdıkları vakit Bünyamin’i alıkoydı ve "Ben senin birâderinim, ânların yapdıkları şeylerden me’yûs olma" didi.
Yusuf'un yanına girdiklerinde, kardeşini bağrına bastı ve: "Ben senin kardeşinim, onların yaptıklarına artık üzülme" dedi.
Yûsuf’un huzuruna girdiklerinde; o, kardeşi Bünyamin’i yanına bağrına bastı ve (gizlice) “Haberin olsun ben senin kardeşinim, artık onların yaptıklarına üzülme” dedi.
Yûsuf’un huzuruna girdiklerinde öz kardeşini yanına aldı (ve ona gizlice) “Ben, gerçekten senin kardeşinim; onların yaptıklarına üzülme!” dedi.
Yusuf'un yanına girdiklerinde öz kardeşini yanına aldı ve «Bilesin ki ben senin kardeşinim, onların yaptıklarına üzülme» dedi.
Yusuf'un huzuruna girdiklerinde, kardeşini yanına yaklaştırdı ve, "Ben senin kardeşinim; onların yaptıklarına üzülme," dedi.
Yusuf'un yanına girdikleri vakit, o, kardeşini (Bünyamin'i) yanında alıkoydu. Dedi ki: "Bilesin, ben, senin kardeşinim! İşte bundan dolayı onların yapacaklarına sakın üzülme!"
Vaktâ ki Yüsüfün yanına girdiler, kardeşini kendini aldı ve ben, dedi: ben haberin olsun senin kardeşinim, sakın yapacaklarına göcürgenme
(Nihâyet kardeşleri) Yûsuf’un yanına girdikleri zaman, o kardeşini (Bünyâmin’i gizlice odasına aldı, gözyaşlarıyla onu kucaklayıp) bağrına bastı ve “Gerçekten ben, senin (bir zamanlar öldü zannettiğin) kardeşinim! Artık (onların geçmişte) yapmış olduklarına üzülme!” dedi.
Kardeşleri Yûsuf'un yanına girince, o, öz kardeşini yanına alarak, “Ben senin kardeşinim, onların yapmış oldukları şeylerden dolayı artık üzülme.” dedi.
(Biraderler) Yuusufun huzuruna girince o, kardeşini kendi yanına aldı: «Ben senin hakîkî kardeşinim. Onların (geçmişde hakkımızda) yapmış olduklarına tasalanma» dedi.
(Kardeşleri) nihâyet Yûsuf'un huzûruna girdiklerinde, kardeşini (Bünyâmin'i)bağrına bastı: “Muhakkak (bilesin) ki ben gerçekten senin kardeşinim; artık (onların bize)yapmakta olduklarına üzülme!” dedi (ve yapacaklarını kardeşine anlattı).
Ve Yusuf’un yanına vardıklarında, (Yusuf) kardeşi (Bünyamin)i bağrına bastı ve ona (gizlice): "Ben senin kardeşinim, artık onların geçmişte yaptıklarına üzülme!" dedi.
Yusuf’un karşısına çıktıklarında Yusuf kardeşini bir kenara çekti ve “Ben senin kardeşinim. Artık onların yaptıklarına üzülme” dedi.
Kaçan Yusuf’un yanına vardılar. Yusuf kardeşini yanına aldı. Dedi: "Ben senin kardeşinim. Onların yapmış olduklarından dolayı sakın kaygılanma."
Vaktaki onlar Yusuf un nezdine girince Yusuf kardeşini yanına aldı, «— Ben senin kardeşinim, onların evvelce bize yaptıklarına mahzun olma» dedi.
Yûsuf’un huzuruna girdiklerinde, o kardeşini/Bünyamin’i kendine doğru çekti ve (gizlice), “Andolsun ben senin öz kardeşinim. Onların yaptıklarına sakın üzülme” dedi.
Yusuf'un yanına girdiklerinde, kardeşini çekerek yanına aldı ve “Ben senin kardeşinim, onların yaptıklarına artık üzülme” dedi.
Böylece, kardeşleri huzuruna çıktıklarında, Yûsuf öz kardeşi Bünyamin’igizlice odasına aldı, gözyaşlarıyla onu kucaklayıp bağrına bastı ve “Ben senin bir zamanlar öldü zannettiğin kardeşinim! Üvey kardeşlerimiz çok büyük günah işlediler.Fakat sen onların yaptıklarına üzülme!” dedi Sonra Yûsuf, başından geçenleri ona bir bir anlattı. Daha sonra, onu Mısır’da alıkoymak için şu plânı hazırladı:
Yûsuf’un yanına girdiklerinde kardeşini bağrına bastı:
“Ben, senin kardeşinim! İşliyor oldukları şeylere aldırma!” dedi.
Bütün kardeşler, yanına girdiler, Yusuf, öncelikle öz kardeşini bağrına bastı. " Ben, senin öz kardeşinim. Onların bize yaptıklarına aldırma " diye kulağına fısıldadı.
Kardeşleri Yusuf’un yanına girince kendi öz kardeşini yanına alarak ayrı bir yere çekildi. Kardeşlerini dışarıda bıraktı. Öz kardeşine; "Ben senin gerçek kardeşinim! Onların bize yaptıklarına üzülme!" dedi.
Yusuf’un yanına girdiklerinde kardeşini (Bünyamin’i) yanına almış ve (Yusuf, ona) “Şüphesiz ki ben senin kardeşinim; yapmış olduklarına üzülme!” demişti. [*]
Yûsuf’un yanına girdikleri zaman; o, kardeşini bağrına bastı (ve kardeşine): “Senin gerçek kardeşin benim, sakın onların yaptıklarına üzülme.” dedi.
VE YUSUF’un yanına vardıklarında, [Yusuf] kardeşi [Bünyamin]i bağrına bastı ve ona [gizlice]: “Ben senin kardeşinim, artık onların geçmişte yaptıklarına üzülme!” ⁷⁰ dedi.
Kardeşleri Yusuf’un yanına girdiklerinde, öz kardeşini bağrına bastı ve: “Ben senin kardeşinim, onların yaptıklarına sakın üzülme!” dedi.
VE Yusuf’un huzuruna girdiklerinde, o, kardeşini bağrına bastı ve (diğerlerinin duymadığı bir ortamda) “Evet ben” dedi, “ben senin (öz) kardeşinim; artık geçmişte onların yaptıklarına üzülme!”
Yusuf'un huzuruna vardıklarında Yusuf, kardeşini (Bünyamin'i) yanında alıkoydu, (başından geçenleri anlattı). "Ben senin kardeşinim, onların yapmış olduklarından dolayı üzülme" dedi. (Bir bahane ile kendisini yanında alıkoyacağını da bildirdi, nitekim)
Yûsuf’un huzuruna girdiklerinde; o, kardeşi Bünyamin’i yanına alıp barındırdı ona dedi ki:’’ Ben senin kardeşinim, artık onların yapmış olduklarına üzülme" dedi.
Ve Yusuf'un huzuruna girdikleri zaman, kardeşini yanına alıverdi. Ve dedi ki: «Şüphe yok ben senin kardeşinim, artık yapar oldukları şeyden dolayı mahzun olma.»
Onlar Yusuf'un huzuruna girince, öz kardeşini yanına çekti ve: “İyi bilesin ki ben senin kardeşinim, onların yaptıklarına üzülme! ” dedi. {KM, 53, 34}
(Kardeşleri), Yusuf'un yanına girince, (Yusuf, öz) kardeşi(Bünyami)n'i yanına aldı ve: "Ben senin kardeşinim, onların (bizim hakkımızda) yaptıklarına üzülme!" dedi.
Evlâd-ı Ya'kûb, Yûsuf'un huzûruna girdiklerinde kardaşını yanına aldı: "Ben senin kardaşınım, onların işlediklerinden me'yûs olma" didi. [²]
Yusuf’un huzuruna çıktıklarında kardeşini yanına aldı. “Bak ben senin kardeşinim. Buradakilerin yapacakları şeyden dolayı sakın kaygılanma” dedi.
Yusuf'un yanına girdiklerinde, kardeşini bağrına bastı ve:-Ben senin kardeşinim, onların yaptıklarına artık üzülme, dedi.
Yusuf'un huzuruna girdiklerinde, Yusuf kardeşini yanına aldı ve “Ben senin kardeşinim; artık onların yaptıklarına tasalanma” dedi.
Kardeşler Yûsuf'un yanına girdiklerinde, Yûsuf öz kardeşini yanına çekip dedi: "Şu bir gerçek ki, ben senin kardeşinim. Onların yapıp ettiklerine üzülme."
daħı ol vaķt kim girdiler yūsuf üzere yir virdi gendün yaña ķarındaşına eyitti “bayıķ ben ķarındaşuñvan pes ķayġurma aña kim oldılar işlerler.”
Daḫı ḳaçan kim girdiler Yūsuf üstine. Yanına aldı ḳardaşın Yūsuf.Özine eyitdi: Men senüñ ḳardaşuñ‐men, pes ḳayurma anlar işledükleri işle‐re.
Onlar Yusifin hüzuruna daxil olduqları zaman (Yusif) qardaşını (Bin Yamini) bağrına basıb dedi: “Mən, həqiqətən, sənin qardaşınam. Onların etdikləri (başımıza gətirdikləri) işlərdən kədərlənmə!”
And when they went in before Joseph, he took his brother unto himself, saying: Lo; I, even I, am thy brother, therefore sorrow not for what they did.
Now when they came into Joseph´s presence,(1734) he received his (full) brother(1735) to stay with him. He said (to him): "Behold! I am thy (own) brother; so grieve not at aught of their doings."(1736)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |