Vekâle lifityânihi-c’alû bidâ’atehum fî rihâlihim le’allehum ya’rifûnehâ iżâ-nkalebû ilâ ehlihim le’allehum yerci’ûn(e)
Kullarına da, aldıkları zahireler içinde bulup gördükleri ikramı anlasınlar da tekrar gelsinler diye zahire bedellerini yüklerinin içine koyun diye emretti.
(Hz. Yusuf) Yardımcılarına dedi ki: "Sermayelerini (erzak bedellerini) yüklerinin içine (geri) koyun. İhtimal ki ailelerine döndüklerinde bunun farkına varırlar da belki (bu iyilikten cesaret alıp tekrar buraya) geri dönerler. (İnşaallah yeniden karşılaşırız!)"
Bu arada Yûsuf hizmetçilerine: “Onların bedel olarak getirdikleri sermayelerini de yüklerinin içine koyun, belki ailelerine döndükleri zaman bunu farkederler de, belki daha istekli olarak bize geri dönerler” dedi.
Yûsuf, genç hizmetkârlarına, adamlarına:
“Verdikleri altın ve gümüş paraları, bedel olarak getirdiklerini geri verin, yüklerinin içine koyun. Ailelerine döndüklerinde, bunun farkına varırlar da, belki daha istekli geri gelirler.” diye tenbih etti.
(Yusuf) uşaklarına da dedi ki: "Sermayelerini yüklerinin içine koyun. Olur ki ailelerine döndüklerinde bunu anlarlar da tekrar geri dönerler."
Yardımcılarına dedi ki: 'Sermayelerini (erzak bedellerini) yüklerinin içine koyun. İhtimal ki ailelerine döndüklerinde bunun farkına varırlar da belki geri dönerler.'
(Yûsuf, zahireyi ölçen) uşaklarına dedi ki: “- Onların (zahire karşılığında verdikleri) mallarını yüklerinin içine koyun. Olur ki, ailelerine döndükleri zaman, farkına varırlar da belki yine gelirler.”
Yusuf, memurlarına: “Onların kendisiyle (buğday) satın aldıkları eşyalarını da yükleri içine koyun ki, ailelerine döndüklerinde, o eşyalarını tanısınlar. Belki geri dönerler.”
Yûsuf, emrindeki gençlere dedi ki: “Sermayelerini yüklerinin içine koyunuz. Olur ki, ailelerine döndüklerinde bunun farkına varırlar da belki geri gelirler.”
Yusuf söyledi ki kölelerine: «Tahıl paralarını yüklerine saklayın, evlerine varınca, bu işi anlayınca, olur dönüp geleler»
(Yusuf) yardımcılarına da dedi ki: “Yaptıkları ödemeyi (erzak bedellerini) yüklerinin içine geri koyun. İhtimal ki ailelerine döndüklerinde bunun farkına varırlar da (kendilerine iyilik yapıldığını anlayarak) belki geri dönerler.”
Ândan sonra Yûsuf adamlarına "Virdikleri buğday esmânını yine torbalarına koyunuz ki ’avdetlerinde görirler ise belki i’âde içün ’avdet iderler" didi.
Yusuf adamlarına: "Karşılık olarak getirdiklerini de yüklerine koyun. Belki ailelerine varınca, onu anlarlar da bir daha dönerler" dedi.
Yûsuf, adamlarına dedi ki: “Onların ödedikleri zahire bedellerini yüklerinin içine koyun. Umulur ki ailelerine varınca onu anlarlar da belki yine dönüp gelirler.”
Yûsuf, emrindeki gençlere dedi ki: “Ödedikleri bedeli yüklerinin içine koyun. Umarım ki ailelerine döndüklerinde bunun farkına varırlar ve umarım yine gelirler.”
(Yusuf) emrindeki gençlere dedi ki: Sermayelerini yüklerinin içine koyun. Olur ki ailelerine döndüklerinde bunun farkına varırlar da belki geri gelirler.
(Yusuf) Emri altındakilere de şöyle emir verdi: "Ailelerine döndüklerinde bulmaları için, takas eşyalarını yüklerinin içine sokun, belki böylece geri dönerler."
Yusuf bir taraftan da adamlarına tenbih etti: "Sermayelerini yüklerinin içine koyuverin, belki ailelerinin yanına dönünce farkına varırlar ve belki yine gelirler" dedi.
Uşaklarına da dedi: sermayelerini yüklerinin içine koyuverin belki ailelerine avdetlerinde anlarlar belki yine gelirler
(Yûsuf, zahîreyi ölçen) uşaklarına dedi ki: “Sermayelerini (zahîre karşılığında verdikleri malları) yüklerinin içine koyun. Olur ki ailelerine döndüklerinde bunu (gördüklerinde, yapmış olduğumuz iyiliği) anlarlar da (kardeşlerini de alıp) tekrar (erzak almak için buraya) geri dönerler.”
Yusuf adamlarına: “Verdiklerini, yüklerinin içine koyun. Umulur ki ailelerine döndüklerinde bunu görür ve geri gelirler.” dedi.
(Yuusuf) uşaklarına: «Sermâyelerini yüklerinin içine koyuverin. Olur ki ailelerine avdet etdikleri zaman bunun farkına varırlar da belki yine (buraya) dönerler» demişdi.
(Yûsuf) genç (uşak)larına da dedi ki: “(Verdikleri) sermâyelerini yüklerinin içine koyun; umulur ki onlar âilelerine döndükleri zaman bunu anlarlar da belki geri gelirler.”
Ve (bu arada) Yusuf emri altındakilere: “Onların tahıl için ödedikleri bedelleri tahıllarının içine koyun. Ailelerine dönünce kendilerine ikramda bulunduğumuzu anlarlar da tekrar gelirler.” dedi.
Yusuf görevli gençlerine “Onların bize getirdikleri yüklerini tekrar onların yüklerine sarın. Evlerine döndüklerinde belki getirdikleri yükleri tanırlar da, geri dönerler” dedi.
Yusuf adamlarına dedi: "Onların karşılık olarak verdikleri malları yükleri arasına koyun, yerlerine dönünce görsünler de yine dönüp gelmek istesinler."
(Yûsuf görevlilere) “Onların ödedikleri zahire bedellerini yüklerinin içine koyunuz. Ailelerine döndükleri zaman onu fark ederler de belki tekrar gelirler” dedi.
Yusuf (emrindeki) gençlere, “Sermayelerini (erzak bedellerini) yüklerinin içine koyun. Belki ailelerine döndüklerinde bunun farkına varırlar da geri dönerler” dedi.
Kardeşleri dönüş yolculuğu için hazırlıklara başlayınca, Yûsuf hizmetçilerine, “Bunların bize ödedikleri ticaret mallarını yüklerinin içine geri koyun!” diye tembihledi, “Çünkü yurtlarına varıp yüklerini açtıklarında, belki onları —yani kendi paralarını ve değerli eşyalarını— tanırlar da, kendilerine böyle bir iyilik yapıldığını anlayıp tekrar gelirler.”
Yûsuf bütün bunları, Rabb’inin kendisine verdiği talimatlar doğrultusunda yapıyordu. Ona kalsa, babasına derhal müjdeyi ulaştırır ve ailesini yanına alırdı. Fakat ilâhî hikmet bunu gerektiriyordu.
Memurlarına: -“Onların takas bedelini / sermayesini yüklerinin içine koyun! Umulur ki fark ederler. Ailelerine varınca, belki geri dönerler” dedi.
Yusuf adamlarına: " yüklerine kendi mallarını da yükleyin " diye tenbihledi.. Bir taraftan da kendi kendine söylendi: evlerine varınca inşallah farkına varırlar da tekrar gelirler. "
Yusuf adamlarına; "Verdikleri buğday paralarını yüklerinin içine koyun. Belki ailelerine döndükleri zaman bunun farkına vararak yine buğday almak için gelirler!" dedi.
(Yusuf, emrindeki) gençlere demişti ki: “Sermayelerini yüklerinin içine koyun! Olur ki ailelerine döndüklerinde bunun farkına varırlar da belki (tekrar) gelirler.”
(Yûsuf) uşaklarına: “onların (erzak) bedellerini, yüklerinin içine koyun. Ailelerine döndüklerinde farkına varırlar da belki tekrar gelirler.” dedi.
[Bu arada Yusuf] hizmetçilerine: “Onların bedel olarak getirdiklerini ⁶⁰ de denklerine yerleştirin ki, evlerine vardıklarında bunu fark eder de belki daha istekli olarak dönerler” ⁶¹ dedi.
Bu arada Yusuf memurlarına: “Onların tahıl için ödedikleri paraları tahıllarının içine koyun. Ailelerine dönünce kendilerine ikramda bulunduğumuzu anlarlar da, tekrar gelirler.” dedi.
Bu arada (Yusuf) hizmetçilerine “Onların bedel olarak getirdiklerini yüklerinin içerisine koyun!” dedi, “Belki ailelerinin yanına döndüklerinde bunu fark ederler de, bu sayede bir kez daha gelirler.”
(Bu arada Yusuf) Uşaklarına: "Onların gelirken getirdikleri sermayelerini de yüklerinin içine koyun, olur ki, ailelerine döndükleri zaman bunun farkına varırlar ve sevinirler de (Bünyamin’i getirmek için daha fazla gayret sarfederler.)" dedi.
Yûsuf, adamlarına dedi ki: "Onların ödedikleri bedellerini yüklerinin içine koyun. Umulur ki ailelerine varınca onu görürlerde belki yine dönüp gelirler. "
Ve (Hazreti Yusuf) hizmetkârlarına dedi ki: «Onların sermayelerini, yükleri içine koyuveriniz. Belki anneleri yanına dönüp gidince, onu bilirler ve umulur ki geri dönerler.»
Yusuf, zahîre tartan görevlilerine de dedi ki: “Onların, zahîre karşılığında verdikleri mallarını da yüklerinin içine koyun. Böylece belki ailelerine döndüklerinde, bunun farkına varıp yine gelirler. ”
(Yusuf) Uşaklarına: "Onların sermayelerini yüklerinin içine koyun, belki ailelerine döndükleri zaman bunun farkına varırlar da yine gelirler" dedi.
Yûsuf hidmedkârlarına: "Onların zahîreye mukâbil olarak getirdikleri eşyâlarını yükleri içine gizlice koyunuz ki hânelerine 'avdetlerinde görüb bilsünler ve tekrâr 'avdet itsünler" didi.
Yusuf emrindeki gençlere dedi ki “Sermayelerini yüklerinin içine koyun, ailelerine dönünce onun kendi sermayeleri olduğunu belki anlarlar. Bakarsınız tekrar gelirler.”
Yusuf memurlarına: -Karşılık olarak getirdiklerini de yüklerine koyun. Belki ailelerine varınca, onu anlarlar da bir daha dönerler, dedi.
Yusuf memurlarına “Onların erzak bedellerini yüklerinin içine koyun,” dedi. “Belki evlerine döndüklerinde fark ederler de tekrar erzak almaya gelirler.”
Yûsuf muhafızlarına dedi ki: "Onların sermayelerini yüklerinin içine koyun. Bakarsın ailelerine döndüklerinde onu fark eder de tekrar gelirler."
daħı eyitti ķullarına “ķıluñ mallarını yükleri içine ola kim anlar bileler anı ol vaķt kim döneler ķavumlardın ola kim anlar girü döneler”
Yūsuf ḳapucılarına eyitdi: Ḳıluñuz biżā‘atlarını yükleri içine. Ola kim anıbileler illerine varduġında, ola kim dönüp geleler.
(Yusif) xidmətçilərinə dedi: “Onların (ərzaq əvəzinə verdikləri) mallarını da (xəlvətcə) yüklərinin içinə qoyun. Bəlkə, ailələrinə döndükdə onu (mallarının geri qaytarıldığını) başa düşsünlər və ola bilsin ki, (yenidən ərzaq almaq üçün bir daha yanımıza) qayıtsınlar!”
He said unto his young men: Place their merchandise in their saddlebags, so that they may know it when they go back to their folk, and so will come again.
And (Joseph) told his servants to put their stock in trade(1722) (with which they had bartered) into their saddle-bags, so they should know it only when they returned to their people, in order that they might come back.(1723)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |