Vecâe iḣvetu yûsufe fedeḣalû ‘aleyhi fe’arafehum vehum lehu munkirûn(e)
(Derken kuraklık başlayınca) Yusuf'un kardeşleri (Kenan’dan Mısır'a) gelip yanına dahil olmuşlar (ve huzura çıkmışlar) dı. Onu tanımadıkları halde kendisi onları hemen tanımıştı.
Yusuf'un kardeşleri gelip huzuruna girdiler; Yusuf, onları tanıdı, fakat onlar, Yusuf'u tanıyamadılar.
Her yerde başgösteren kıtlık münasebetiyle, Yûsuf'un kardeşleri de zahire almak için gelip onun huzuruna girdiler de Yûsuf onları tanıdı; onlar ise Yûsuf'u tanımıyorlardı.
Bir gün, Yûsuf'un kardeşleri çıkageldiler. Onun huzuruna vardılar. Yûsuf onları görür görmez tanıdı. Oysa onlar, Yûsuf'u tanıyamamışlardı.
Yusuf'un kardeşleri gelip yanına girdiler. Onlar onu tanımadıkları halde kendisi onları hemen tanıdı.
(Kuraklık başlayınca) Yusuf'un kardeşleri gelip yanına girdiler, onu tanımadıkları halde kendisi onları hemen tanıdı.
Bir de Yûsuf'un kardeşleri gelip karşısına çıktılar. Yûsuf hemen onları tanıdı. Halbuki, onlar Yûsuf'u tanımıyorlardı. (Zahire almak için Mısır'a gelmişlerdi).
Ve Yusuf’un kardeşleri geldiler, onun yanına girdiler. Onlar onu tanımazken, o, onları tanıdı.
Yûsuf'un kardeşleri gelip onun huzuruna girdiler. Yûsuf onları tanıdı, ama onlar onu tanımıyorlardı.
Yusuf'un kardeşleri Mısır'a geldiler, yanına girdiler, bu tanıdı onları! Onlar bunu tanımadı !
(Derken, kıtlık yılı gelince) Yusuf'un kardeşleri (Mısır'a) çıkageldiler ve (Yusuf'un) yanına girdiler. Onlar Yusuf'u tanımadıkları halde o, onları hemen tanıdı.*
Yusuf'un kardeşleri gelip yanına girdiler. Kendisini tanımadıkları halde o onları tanıdı.
(Derken) Yûsuf’un kardeşleri çıkageldiler ve yanına girdiler. Yûsuf onları tanıdı, onlar ise Yûsuf’u tanımıyorlardı.
Yusuf'un kardeşleri gelip onun huzuruna girdiler, (Yusuf) onları tanıdı, onlar onu tanımıyorlardı.
Yusuf'un kardeşleri gelip onun huzuruna girdiler. (Yusuf) onları tanıdı; ancak onlar onu tanımadı.
(Bir gün) Yusuf'un kardeşleri çıkageldiler ve onun yanına girdiler. O, onları görür görmez tanıdı, oysa onlar onu tanıyamamışlardı.
Bir de Yusüfün biraderleri çıkageldiler, geldiler yanına girdiler, derhal onları tanıdı, onlar ise onu tanımıyorlardı
Nihayet Yusuf'un kardeşleri geldi ve onun huzuruna çıktılar. Yusuf onları hemen tanıdı. Ama onlar onu tanıyamadılar.
Yuusufun kardeşleri gelib onun huzuruna girdiler. (Yuusuf) onları tanıdı, onlar ise kendisini tanımıyorlardı.
Derken, (o kıtlık yıllarında) Yûsuf'un kardeşleri de gelip onun huzûruna girdiler;(Yûsuf) derhâl onları tanıdı; hâlbuki onlar onu (o mevki'de) tanıyabilecek kimseler değillerdi.
Yusufun kardeşleri gelip, Yusufun karşısına çıktıklarında onları tanıdı, ama onlar Yusufu tanımadılar.
Yusufun kardeşleri gelip nezdine girdiler. Onlar Yusuf/u tanımadıkları halde Yusuf onları tanıdı.
Yusuf'un kardeşleri (azık almak için) gelip yanına girdiler. Kendisini tanımadıkları halde, o onları tanıdı.
Yûsuf’un kardeşleri Mısır’a geldiler ve erzak almak isteyen herkes gibi, durumlarını arz etmek üzere onun huzuruna çıktılar. Yûsuf, —tıpkı kuyudayken Rabb’inin kendisine bildirdiği gibi— onlarıgörür görmez tanıdı, fakat bunu belli etmedi, onlar ise onu tanıyamamışlardı.
Yûsuf, stokların herkese yetebilmesi için kişi başına ancak bir deve yükü erzak verileceğini ilân etmişti. Bu yüzden Yûsuf’un kardeşleri, Bünyamin adında bir üvey kardeşlerinin daha olduğunu, fakat babalarının onu çok sevdiği için yanından ayrılmasına izin vermediğini, bu yüzden kendileriyle birlikte gelemediğini söyleyerek onun için de erzak talep ettiler. Yûsuf da onların bu talebini kabul etti.
(Kıtlık yılları başlayıp da) Yûsuf’un kardeşleri (erzak istemek için) onun huzuruna girince,1 onlar onu tanımadıkları halde o, onları hemen tanıdı2.*
[YILLAR SONRA] Yusuf'un kardeşleri [Mısır'a] geldiler 58 ve o'nun huzuruna çıktılar; o hemen tanıdı onları; ama berikiler o'nu tanımadılar.
Yıllar sonra Yusuf’un kardeşleri (tahıl yardımı alabilmek için Mısır’a) gelip onun huzuruna çıktılar. Yusuf onları tanıdı ama onlar onu tanımadılar! 12/15
NİHAYET Yusuf’un kardeşleri (tahıl yardımından pay almak için Mısır’a) geldiler ve onun huzuruna çıktılar.[1877] O onları derhal tanıdı, fakat onlar onu tanıyamadılar.*
Ve Yusuf'un kardeşleri geldi, hemen O'nun huzuruna girdiler. Derhal onları tanıdı. Onlar ise O'nu inkar ediciler idiler.
Gün geldi, Yusuf'un kardeşleri Mısır'a gelip onun huzuruna çıktılar. O onları tanıdı, ama öbürleri onu tanıyamadılar. *
Yusuf'un kardeşleri geldiler, onun yanına girdiler, o onları tanıdı; fakat onlar onu tanımıyorlardı.*
Yusuf’un kardeşleri gelmişti, huzuruna çıktılar. Yusuf onları tanıdı ama onlar onu tanıyamıyorlardı.
Yusuf'un kardeşleri gelip yanına girdiler. Onu tanımadılar; Yusuf, onları tanıdı.
Derken Yusuf'un kardeşleri geldiler. Yanına girdiklerinde Yusuf onları hemen tanıdı; onlar ise kendisini tanımamıştı.(7)*
Nihayet Yûsuf'un kardeşleri çıkageldiler; Yûsuf'un yanına girdiler, o onları tanıdı. Ama onlar onu tanıyamıyorlardı.
daħı geldi yūsuf ķarındaşları pes girdiler anuñ üzere pes bildi. anları anlar anı bilmezler iken.
(Misirə ərzaq üçün yollanan) Yusifin qardaşları gəlib onun hüzuruna daxil oldular. Onlar (Yusifi) tanımadıqları halda, (Yusif) onları dərhal tanıdı.
And Joseph's brethren came and presented themselves before him, and he knew them but they knew him not.
Then came Joseph´s brethren:(1719) they entered his presence, and he knew them, but they knew him not.*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |