12 Eylül 2024 - 8 Rebiü'l-Evvel 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Yûsuf Suresi 32. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Kâlet feżâlikunne-lleżî lumtunnenî fîh(i)(s) velekad râvedtuhu ‘an nefsihi festa’sam(e)(s) vele-in lem yef’al mâ âmuruhu leyuscenenne veleyekûnen mine-ssâġirîn(e)

O da, işte dedi, hakkında beni kınayıp durduğunuz bu zat. Ondan murat almak istedim de o namusunu korudu, kötülük etmedi. Fakat yemin ederim ki emredileni yapmazsa zindana attıracağım onu ve herhalde horluğa uğrayanlara katılacak.

Kadın (Züleyha) ise (Hz. Yusuf’u gösterip): "Beni kendisiyle kınadığınız (yakışıklı genç) işte budur. Andolsun onun nefsinden ben de murad almak istedim, fakat o ise (kendini ve iffetini) korudu. Ve andolsun, eğer o kendisine emrettiğimi yapmayacak olursa, mutlaka ya zindana atılacak veya elbette küçük düşürülüp (kovulanlardan) olacak" diyerek (gerçeği itiraf etmişti).

Kadın onlara: “İşte hakkında beni kınadığınız delikanlı bu! Yemin ederim ki, ben kendisinden murad almak istedim de, o iffetinden ötürü beni reddetti. Ama benim kendisine emrettiğimi yapmayacak olursa, hangi konumda olursa olsun zindana atılacak, aşağılanıp perişanlığa sürüklenenlerden olacak” dedi.

Devletlü vezirin karısı:
“İşte bu gördüğünüz, kendisine ilgi duyduğum, beni kınadığınız şahıs. Ben ona yakınlık göstererek hile ile sahip olmaya kalkıştım. O namuslu davrandı, kendisini korudu. Yemin ederim ki, emirlerimi yerine getirmezse, kesinlikle zindana atılacak ve sürünenlerden olacaktır.” dedi.

Kadın dedi ki: "İşte hakkında beni kınadığınız kişi budur. Andolsun ben onun nefsine yaklaşmak istedim ancak o iffetlilik gösterip sakındı. Ama eğer kendisine emrettiğimi yapmazsa mutlaka zindana atılacak ve mutlaka küçük düşürülenlerden olacak."

Kadın dedi ki: 'Beni kendisi dolayısıyla kınadığınız (erkek) işte budur. Andolsun onun nefsinden ben murad istedim, o ise (kendini) korudu. Ve andolsun, eğer o kendisine emrettiğimi yapmayacak olursa, mutlaka zindana atılacak ve elbette küçük düşürülenlerden olacak.'

Hanım, onlara şöyle dedi: “- İşte, kendisi hakkında beni ayıplamış olduğunuz adam budur. Yemin ederim ki, ben onun nefsine yaklaşmak istedim de, o iffet göstererek sakındı. Yine yemin ederim ki, eğer emrimi yerine getirmezse, muhakkak zindana atılacak ve elbette zelillerden olacaktır.”

Bakanın hanımı: “Beni hakkında kınadığınız adam işte budur! Andolsun, ben onu elde etmeye çalıştım. Fakat o korundu. Eğer ona emrettiğimi yapmazsa, ya hapsedilecek veya alçalmış olacaktır.

Kadın dedi ki: “İşte budur o, hakkında beni kınadığınız. Vallâhi, ben onunla gönlümü eğlendirmek istedim de o mâsum bir tavırla bundan çekindi. Ama, eğer kendisine emrettiğimi yapmazsa, yemin ediyorum zindana tıkılacak ve horlananlardan olacaktır.”

Kadın dedi ki: «işte budur beni ayıpladığınız, dilek almak istemiştim ben ondan, o çekindi, dileğimi yapmıyacak olursa, zindana girecek, horlanacaktır»

Bunun üzerine (Züleyha) onlara dedi ki: “İşte bu, beni hakkında kınadığınız kimsedir. Andolsun ki, ben, ondan karşılık almak istedim. Fakat o, iffetinden dolayı bundan kaçındı. Ve eğer (bundan böyle de) arzumu yerine getirmez (birlikte olma teklifimi) kabul etmezse, (hepinizin önünde uyarıyorum) mutlaka o zindana atılacak ve sürüm sürüm sürünecektir.”

Ânlara didi ki: "İşte beni sizin nazarınızda mücrim iden budur. Ben ânı arzularıma râm itmek istedim lâkin ma’sûm kaldı eğer mümâna’atda devâm ider ise habse atılacak zillete dûçâr olacakdır."

Vezirin karısı: "İşte sözünü edip beni yerdiğiniz budur. And olsun ki onun olmak istedim, fakat o iffetinden dolayı çekindi. Emrimi yine yapmazsa, and olsun ki hapse tıkılacak ve kahre uğrayanlardan olacak."

Bunun üzerine kadın onlara dedi ki: “İşte bu, beni hakkında kınadığınız kimsedir. Andolsun, ben ondan murad almak istedim. Fakat o, iffetinden dolayı bundan kaçındı. Andolsun, eğer emrettiğimi yapmazsa, mutlaka zindana atılacak ve zillete uğrayanlardan olacak.”

Kadın dedi ki: “İşte hakkında beni kınadığınız şahıs budur. Ben onunla birlikte olmak istedim. Fakat o iffetini korudu. Andolsun, eğer kendisinden istediğimi yapmazsa, mutlaka zindana atılacak ve elbette sürünenlerden olacaktır!”

Kadın dedi ki: İşte hakkında beni kınadığınız şahıs budur. Ben onun nefsinden murat almak istedim. Fakat o, (bundan) şiddetle sakındı. Andolsun, eğer o kendisine emredeceğimi yapmazsa mutlaka zindana atılacak ve elbette sürünenlerden olacaktır!

(Kadın:) "İşte siz beni bunun için suçlamıştınız. Onu baştan çıkarmak istedim, ancak (iffetini) koruyup beni reddetti. Kendisine emrettiğimi yapmazsa hapishaneye atılacak ve aşağılanacaktır," dedi.

"İşte" dedi, "bu gördüğünüz, beni hakkında kınadığınız (gençtir). Yemin ederim ki, ben bunun nefsinden yararlanmak istedim de o, namuslu davrandı. Yine yemin ederim ki, emrimi yerine getirmezse, muhakkak zindana atılacak ve kesinlikle zelillerden olacaktır".

İşte dedi, bu gördüğünüz, hakkında beni levm ettiğiniz, yemin ederim ki ben bunun nefsinden murad istedim de o fikri ısmetle imtina' etti, yine yemin ederim eğer emrimi yapmazsa mutlak, muhakkak zindana atılacak ve mutlak, muhakkak zelillerden olacak.

(Misafir kadınların, Yûsuf’u bir odadan başka bir odaya geçerken bir anlık görmeleriyle akıllarının başlarından gittiğini ve ellerindeki bıçak ile yiyecekleri meyveyi keserken farkında olmadan parmaklarını da kestiğini gören) kadın (vezirin karısı) onlara dedi ki: “İşte (az önce görmüş olduğunuz delikanlı) beni hakkında kınadığınız kimsedir. Yemin ederim ki ben ondan murad almak istedim. Fakat o, iffetinden dolayı bundan kaçındı. Ve eğer (bundan böyle) emrettiğimi yapmazsa o, mutlaka zindana atılacak ve (orada) zelil, perişan olacaktır!”

Kadın: “İşte! Bu gördüğünüz, beni, kendisi hakkında kınadığınız kimsedir. Ant olsun ki, onun benim olmasını istedim, ancak o reddetti. Ama ondan istediğim şeyi yapmazsa, zindana atılacak ve kesinlikle burnu yere sürtülenlerden olacaktır.” dedi.

(Kadın) dedi: «İşte beni kendisi hakkında ayıbladığınız şu gördüğünüz (zât) dir. Andederim, onun nefsinden ben murad istedim de o, namuskârlık göster (ib reddet) di. Yemîn ederim, eğer o, kendisine emredeceğimi yapmazsa her halde zindana atılacak ve her halde zillete uğrayanlardan olacakdır»!

(O kadın) dedi ki: “İşte, hakkında beni kınadığınız kimse budur! Yemîn olsun ki(ben) onun nefsinden murâd almak istedim de o, iffetini muhâfaza etti (ve beni reddetti). Yine yemîn olsun ki, eğer ona emrettiğimi yapmazsa, mutlaka zindana atılacak ve mutlaka küçük düşenlerden olacaktır.”

(Bunun üzerine kadın) dedi ki: ’İşte hakkında beni kınadığınız kişi (genç) budur. Elbette ben onun nefsine yaklaşmak istedim. Ancak o, iffetinden dolayı bundan kaçındı. Ve (şunu da bilin ki) eğer (bundan böyle de) ona emredeceğimi yapmazsa, mutlaka o zindana (hapse) atılacak ve mutlaka küçük düşürülenlerden olacaktır.

Azizin karısı “İşte, beni sürekli olarak arkamdan kınadığınız olay bu. Ben ondan istifade etmek istedim, fakat o bundan dolayı (Allah’a sığınıp) kaçındı. Ama yine de benim emrettiğimi yapmazsa, mutlaka hapis’e atılacak ve orada küçük düşenlerden olacak” dedi.

Zeliha dedi: "görün işte, beni sizin dilinize düşüreni. Onun benim olmasını istedim. O ise bundan çekindi. Yine de dediğimi yapmıyacak olursa ne olursa olsun zındana atılacak, ne olursa olsun alçaklar arasına karışacaktır."

O «— Beni kınadığınız köle işte budur * Ben ondan murat almak istedim, o ise ismet gösterdi. * Eğer o, emrettiğimi yapmazsa her halde zindana atılacak. Zelillerden olacak» dedi.

Kadın dedi ki: “İşte kendisinden dolayı beni ayıpladığınız (genç) budur! Andolsun ben ondan murat almak istedim ama kendisi iffetinden ötürü reddetti. Ama kendisine emrettiğimi yapmazsa o mutlaka zindana atılacak ve aşağılanmışlardan olacak.”

Vezirin karısı, “İşte sözünü edip hakkında beni yerdiğiniz budur. Şüphesiz ben onun nefsinden murat almak istedim. Fakat o, (bundan) şiddetle sakındı. Emrettiğim şeyi yapmazsa, hiç şüphesiz zindana atılacak ve mutlaka küçük düşürülenlerden olacaktır.”

Bu anı bekleyen Züleyha, “İşte budur,” dedi, “kendisine aşık olduğum için beni kınadığınız adam! Şimdi söyleyin, ona vurulmakta haksız mıymışım? Evet, ben onu gerçekten de elde etmek istedim fakat onun dürüstlüğü tuttu. İşte, hepinizin önünde uyarıyorum; eğer kendisine emrettiğim şeyi yapmamakta ısrar ederse, yemin ederim, zindanları boylayıp rezil kepâze olacaktır!”

(Kadın) Dedi ki:
“O konuda beni kınadığınız işte budur! And olsun onun nefsinden istekte bulundum; ama kaçarak korunmak istedi! And olsun, eğer ona emrettiğim şeyi yapmazsa, elbette hapsedilir; Küçük Düşenler’den olur!”.

Vezirin hanımı: " Yaa, gördünüz mü beni dillere düşüren delikanlıyı! Gerçekten ondan yararlanmak istedim ama, dürüstlük tasladı. Ama, bundan böyle dediklerimi yapmaz ise, hapsi boylayacak ve bir hiç olacak. "

Kadın misafirlerine dedi ki: “İşte! Hakkında beni kınadığınız şahıs budur. Ben onunla aşk yaşamak istedim. Fakat o aşkımı kabul etmedi. Andolsun! Eğer benimle aşk yaşamazsa onu mutlaka zindana attıracağım! Zindanda sürünenlerden olacaktır!”

(Züleyha) şöyle demişti: “İşte hakkında beni kınadığınız (şahıs) budur. Yemin olsun ki ben (cinsel olarak) ondan yararlanmak istedim; o, masumdu. Şüphesiz ki kendisine emredeceğimi yapmazsa mutlaka hapse atılacak ve elbette aşağılananlardan olacaktır!” [*]

Buradaki [le yekûnen] fiilinin sonundaki [tenvîn], şeddesiz [nun] (te’kîd [nun]’u) yerindedir. Benzer bir kullanım da ‘Alak 96:15’de [le nesfe‘an] fii... Devamı..

Kadın: “İşte (bakın!) beni hakkında kınadığınız, benim de kendisinden istifâde etmek isteyince (iffetli davranarak) kendisini koruyan (adam) budur. Eğer o, benim kendisine emrettiğimi yapmazsa, kesinlikle zindana atılacak ve perişan olacak.” dedi.

[Kişizadenin karısı:] “İşte hakkında beni kınayıp yerdiğiniz kimse bu!” dedi, “Evet, gerçekten de o’nun gönlünü çelmek istedim, ama o kendini (bundan) sakındı. Ne var ki eğer bundan sonra da istediğim şeyi yapmazsa mutlaka hapsedilecek ve kendini aşağılanmış kimselerin arasında bulacak!” ³⁰

30 Lafzen, “aşağılanmış/hor görülmüş kimselerden olacak”.

Azizin hanımı, “İşte kendisinden dolayı beni kınadığınız genç bu. Evet, ben onu arzuladım ama o namuslu davranarak beni reddetti. Yeminle söylüyorum eğer benim isteğimi yerine getirmezse kesinlikle hapse atılacak ve orada sürünecek.” dedi.

Kadın dedi ki: “Bakın, işte beni kendisinden dolayı kınadığınız kişi bu! Doğrusu ben onu baştan çıkarmaya çalıştım, ne ki o geçit vermedi. Ve eğer (bundan böyle de) arzumu yerine getirmezse, kesinlikle hapsi boylayacak ve sürüm sürüm sürünecektir.”[¹⁸⁵³]

[1853] Vahiy tam da burada, şu soruyu sorup yüreğimizde doğru cevaplamamızı istiyor: Mânevî kölelik mi, fizikî kölelik mi: hangisi daha büyük onursuzl... Devamı..

Zeliha da; "İşte hayran kaldığım için beni kınadığınız genç budur, evet ben onun nefsinden murâd almak istedim fakat o kaçındı, günaha girmek istemedi. Fakat andolsun ki, emrimi yerine getirmezse, muhakkak zindana atılacak ve zillete uğrayanlardan olacaktır" dedi.

(Kadın) Dedi ki: "İşte siz, beni bunun (Yusuf) için kınamıştınız! Andolsun ben kendisinden murâd almak istedim de o, kendini benden korudu. Ve eğer kendisine emrettiğimi yapmazsa, elbette zindana atılacak ve alçalanlardan olacaktır!"

Dedi ki: «İşte bu o kimsedir ki, bundan dolayı beni kınadınız. Yemin ederim ki, ben onun nefsinden muradımı istedim de o kaçındı (günaha girmek istemedi). Ve eğer benim O'na emretiğimi yapmaz ise elbette zindana atılacaktır. Ve elbette zillete düşmüş olanlardan olacaktır.»

Vezirin hanımı: “İşte, beni kınamanıza sebep olan genç! Yemin ederim ki ben ondan kâm almak istedim, ama o iffetli davrandı. Yine yemin ederim ki kendisine emredeceğim işi yapmaması halinde o mutlaka zindana atılacak, zelil ve perişan olacaktır! ”

(Kadın) Dedi ki: "İşte siz, beni bunun için kınamıştınız! Andolsun ben kendisinden murad almak istedim de o, iffetinden ötürü reddetti. Ama kendisine emrettiğimi yapmazsa, elbette zindana atılacak ve alçalanlardan olacaktır!"

Zeliha kadınlara: "Ona olan muhabbetimden dolayı beni levm itdiğiniz işte budur. Onunla münâsebeti ben taleb itdim, o imtinâ' iyledi. Eğer ona emr itdiğim şeyi icrâ itmez ise zindâna atılacak ve zelîllerden olacakdır." didi.

Kadın dedi ki “Beni ayıpladığınız kişiyi görün işte. Onun benim olmasını gerçekten çok istedim ama o hep kendini korudu[*]. Hele istediğimi yapmasın kesin hapse girer ve kendini itibarsız olanlar arasında bulur.”

[*] Kadının Yusuf için 'kendini korudu' demesinden anlaşılacağı üzere yaptığının sakınılması gereken ve insan fıtratına aykırı bir eylem olduğunun kad... Devamı..

-İşte hakkında beni kınadığınız budur. Arzuma uymasını istedim. Fakat O, kabul etmedi. Ona emrettiğim işi yine yapmazsa zindana atılıp, küçük düşenlerden olacak, dedi.

Kadın “İşte, beni kınadığınız şey bu,” dedi. “Ben ondan muradımı almak istedim, fakat o namuslu davrandı. Ama yemin olsun, dediğimi yapmazsa hapse girecek ve küçük düşecek.”

Kadın dedi ki: "İşte budur o, hakkında beni kınadığınız. Vallahi, ben onunla gönlümü eğlendirmek istedim de o masum bir tavırla bundan çekindi. Ama, eğer kendisine emrettiğimi yapmazsa yemin ediyorum hapse tıkılacak ve horlananlardan olacaktır."

eyitti: “şol oldur kim melāmet eyledüñüz beni anda daħı bayıķ istedi andan gendüzini pes śıġındı Tañrı’ya ya'nį yūsuf daħı eger anı kim buyururın anı zindaña givürinile. daħı ola ħorlardan.”

Döndi Zelīḫā eyitdi: Uşbu oldur ki beni anuñ‐çun ‘ayb itdüñüz. Daḫı benkendüme istedüm özini, rāżī olmadı, mümteni‘ oldı. Eger ben buyurġanıişlemese zindāna girür, ẕelīllerden olur, didi.

(Züleyxa qadınların özlərinə gəldikdən sonra kəsilmiş əllərinin ağrısından ah-vay etdiklərini və bu hərəkətlərindən xəcalət çəkdiklərini görüb onlara) belə dedi: “Bu, (könlümü ona vermədiyimə görə) məni qınadığınız (oğlandır). Mən onun olmaq istədim, o isə imtina etdi. (Bir daha deyirəm) əgər əmrimi yerinə yetirməsə, sözsüz ki, zindana atılacaq və zillətə düşənlərdən olacaq!”

She said: This is he on whose account ye blamed me. I asked of him an evil act, but he proved continent, but if he do not my behest he verily shall be imprisoned, and verily shall him of those brought low.

She said: "There before you is the man about whom ye did blame me! I did seek to seduce him from his (true) self but he did firmly save himself guiltless!(1680)....and now, if he doth not my bidding, he shall certainly be cast into prison, and (what is more) be of the company of the vilest!"

1680 Her speech is subtle, and shows that any repentance or compunction she may have felt is blotted out by the collective crowd mentality into which ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.