Nahnu nakussu ‘aleyke ahsene-lkasasi bimâ evhaynâ ileyke hâżâ-lkur-âne ve-in kunte min kablihi lemine-lġâfilîn(e)
Sana bu Kur'an'ı vahyederek kıssaların en güzelini hikaye edeceğiz ve bundan önce sen elbette onu bilmeyenlerdendin.
Biz bu Kur’an’ı vahyetmekle Sana kıssaların (ibretli ve hikmetli tarihi olayların) en güzelini aktarıyoruz; oysa daha önce Sen bundan haberdar değildin.
Ey Muhammed! Biz sana bu Kur'ân'ı vahyetmekle her türlü haberleri, sana en güzel ifade biçimiyle anlatıyoruz. Gerçek şu ki, sen bundan önce bu haberleri bilmeyenlerden idin.
Sana, bu Kur'ân'ı vahyetmekle, geçmiş milletlerin kıssalarını, kıssaların en güzelini biz anlatmış oluyoruz. Daha önce bunlardan senin haberin yoktu.
Biz, bu Kur'an'ı sana vahyetmekle kıssaların en güzelini sana anlatıyoruz. Oysa daha önce (bunlardan) haberi olmayanlardandın.
Biz bu Kur'an'ı sana vahyetmemizle, en güzel kıssaları gerçek bir haber (kıssa) olarak sana aktarıyoruz, oysa sen, daha önce, bundan haberi olmayanlardandın.
Sana bu sûreyi vahyetmemizle, en güzel kıssayı sana anlatacağız. Halbuki sen, daha önce bundan asla haberdar değildin.
Biz bu Kur’anı sana vahyetmekle, bu kıssayı en güzel şekilde senin hayatına uygulatıyoruz. Şüphesiz bundan önce sen, (bu kıssadan) habersizlerden idin..
Biz, bu Kur'ân'ı sana vahyetmekle, geçmiş milletlerin haberlerini en güzel bir şekilde anlatıyoruz. Gerçek şu ki, sen bundan önce bu haberleri bilmeyenlerdendin.
Biz, sana vahiy etmekle işbu Kur'anı, haberlerin en güzelini sana anlatıyoruz, her ne kadar önce bilmezdinse de
(Ey Resul!) Biz sana bu Kur'an'ı vahyetmekle, (aynı zamanda) geçmiş kavimlere ait haberlerin en güzelini anlatıyoruz. Hâlbuki daha önce bunlardan haberin yoktu.
Bu sûrede sana vahy iylediğimiz hikâyelerin en güzelini anlatacağız bu hikâyeden şimdiye kadar gâfil idin.
Biz bu Kuran'ı vahyederek, sana en güzel kıssaları anlatıyoruz.. Oysa daha önce sen bunlardan habersizdin.
Sana bu Kur’an’ı vahyetmekle kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Hâlbuki daha önce sen bunlardan habersiz idin.
Biz bu Kur’an’ı sana vahyetmekle (başka konular yanında) en güzel kıssayı da anlatıyoruz. Gerçek şu ki, sen daha önce bunları bilmiyordun.
(Ey Muhammed!) Biz, sana bu Kur'an'ı vahyetmekle geçmiş milletlerin haberlerini sana en güzel bir şekilde anlatıyoruz. Gerçek şu ki, sen bundan önce (bu haberleri) elbette bilmeyenlerden idin.
Sana bu Kuran'ı vahyederek, sana en güzel bir anlatımla tarihi aktarıyoruz. Sen daha önce bundan habersizdin.
Sana bu Kur'ân'ı vahyetmekle biz, sana kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Gerçek şu ki, daha önce senin bundan hiç haberin yoktu.
Sana bu Kur'anı vahyetmemizle biz bir kıssa anlatıyoruz ki ahsenülkassas senin ise doğrusu bundan evvel hiç hâberin yoktu
Biz, bu Kur’ân’ı vahyetmekle, sana kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Oysa sen daha önce, ondan (bu kıssadan) habersizdin.
Biz, Sana bu kuranı¹ iletmekle, daha önce hakkında bilgi sahibi olmadığın kıssaları en doğru şekilde bildirmiş oluyoruz.
Biz sana bu Kur'ânı (bu sûreyi) vahyetmek suretiyle en güzel beyânı kıssa olarak anlatacağız. Halbuki sen daha evvel bundan elbet haberdâr olmayanlardandın.
Biz, bu Kur'ân'ı sana vahyetmekle, sana kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Elbette(sen) ondan önce (bunlardan) habersiz olanlardan idin.
Bu Kur’an da sana vahyederek, kıssaların en güzelini anlatacağız ve sen bu güzel kıssayı daha önce bilmiyordun.
Biz bu Kur’an’ı senin gönlüne bildirmekle sana olaycaların en güzellerini anlatmış oluyoruz. Oysaki sen bundan önce bunlardan büsbütün bilgisiz bulunuyordun.
Biz bu Kur/an/ı [⁴] sana vahiy etmekle en güzel kıssayı [⁵] sana hikâye ediyoruz, gerçi sen evvelce ondan gafil isen de.
Biz bu Kur’an’ı vahyetmekle sana kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Oysa sen daha önce bunlardan habersizdin.
Biz bu Kur'an'ı vahyederek, sana en güzel kıssayı anlatıyoruz. Oysa daha önce sen bundan habersizdin.
Dinle, ey Muhammed! Sana gönderdiğimiz bu Kur’an ayetleri sayesinde, insanlık tarihinde yaşanmış öykülerin en güzelini anlatacağız. Yoksa sen, bundan önce geçmiş Peygamberlerin kıssaları hakkında hiçbir bilgiye sahip değildin. İşte, İbrahim oğlu İshak oğlu Yakup oğlu Yûsuf’un ibretlerle dolu hayat hikayesi:
Biz, bu Kur’ân’ı sana vahyetmekle, bundan önce elbette Gâfiller’den olduğun Kıssalar’ın en güzelini sana anlatıyoruz.
Biz bir taraftan sana Kuran’ı vahyederken bir yandan da öykülerin en güzelini anlatacağız. Çünkü daha önce sen, bunları bilmiyordun.
Okuduğunuz kitapta önceki hayatların gerçeklerini anlatıyoruz. Sana vahyimiz gelmeden önce anlatılan gerçeklerden haberdar değildin.
Biz sana bu Kur’an’ı vahyetmekle (eskilere dair) haberleri sana en güzel şekilde anlatıyoruz. [*] Elbette sen bundan önce habersizlerdendin.
Biz, bu Kur’an’ı sana vahyederek¹ daha önce hakkında hiçbir şey bilmediğin en güzel kıssayı,² anlatıyoruz.
Biz bu Kur’an’ı sana vahyettikçe, ⁴ [ey Peygamber,] bundan önce senin de [vahyin ne olduğundan] habersiz kimselerden olduğunu bilerek ⁵ onu sana mümkün olan en iyi, en güzel üslupla ⁶ açıklıyoruz.
Biz bu Kuran’ı sana vahyederek, kıssaların en güzelini sana aktarıyoruz. Hâlbuki sen, bu vahiyden önce bunlardan habersizdin. 11/120, 14/9, 28/3
Bu Kur’an’ı sana vahyetmekle[¹⁸²²] Biz, sana naklettiklerimizi en güzel, en açık seçik bir biçimde nakletmiş oluyoruz:[¹⁸²³] oysa sen, bu hitabtan önce (kitap ve imandan) habersizdin.[¹⁸²⁴]
Biz, bu Kur’ân’ı vahyetmekle sana kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Sen ondan önce bunlardan habersiz idin.
Biz sana bu Kur'an'ı vahyetmemizle sana en güzel kıssayı naklediyoruz. Halbuki, sen ondan evvel elbette bundan habersizdin.
Biz, bu Kur'ân'ı sana vahyetmekle, geçmiş ümmetlerin birtakım haberlerini en güzel şekilde beyan ediyoruz. Şu bir gerçek ki daha önce senin bundan hiç haberin yoktu.
Biz, bu Kur'an'ı vahyetmekle sana kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Sen ondan önce (bunları) bilmeyenlerden idin.
Biz, bu sûrede, Kur'ân'da sana vahy iylediğimiz kıssaların en güzelini nakl ideceğiz. Sen bu kıssayı evvelden bilmezlerden idin.
Şimdi, vahyettiğimiz bu âyet kümeleriyle sana hikâyelerin en güzelini anlatacağız.Oysaki daha önce sen bundan tamamen habersizdin.
Biz, sana bu Kur'an'ı vahyederek daha önce haberdar olmadığın en güzel olayı hikaye edeceğiz.
Sana vahyettiğimiz bu Kur'ân ile, Biz kıssaların en güzelini sana anlatıyoruz. Daha önce ise sen bunlardan habersizdin.
Biz bu Kur'an'ı sana vahyederek, hikâyelerin en güzelini anlatıyoruz. Oysaki sen, bundan önce bunlardan tamamen habersiz olanlardandın.
biz ḥikāyet eylerük saña ḥikāyet eylemek görklüregin anuñ-ile kim vaḥy eyledük saña uşbu ķur’ān’ı daħı bayıķ oldun andan ilerü ġāfillerden.
Biz ḥikāyet iderüz saña yā Muḥammed ḥikāyetlerüñ yaḫşısı[nı], biz saña vaḥyeyledügümüzle bu Ḳur’ānı. Egerçi sen Ḳur’ān indüginden burun sañaġāfil idüñ‐ise daḫı.
(Ya Rəsulum!) Biz bu Qur’anı sənə vəhy etməklə sənin üçün ən gözəl hekayəti (qissəni) danışırıq. Hərçənd ki, sən əvəlcə (ondan) əsla xəbərdar deyildin.
We narrate unto thee (Muhammad) the best of narratives in that We have inspired in thee this Qur’an, though aforetime thou wast of the heedless.
We do relate unto thee the most beautiful of stories,(1631) in that We reveal to thee this (portion of the) Qur´an: before this, thou too was among those who knew it not.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |