Velemmâ beleġa eşuddehu âteynâhu hukmen ve’ilmâ(en)(c) vekeżâlike neczî-lmuhsinîn(e)
Ergenlik çağına girince ona hükmetme kabiliyeti ve bilgi verdik ve işte iyilik edenleri böyle mükafatlandırırız.
Erginlik çağına erişince (Yusuf’un) kendisine hüküm ve ilim verdik. İşte Biz, iyilik yapanları böyle ödüllendiririz.
Derken, ergenlik çağını aştığı zaman eğriyi doğruyu ayırmaya yetecek keskin bir muhakeme gücü ve derin bir kavrayış yeteneği bahşettik ona. İyilik yapanları, biz işte böyle ödüllendiririz.
O erginlik, yiğitlik çağına-onsekiz yaşına gelince, ona hükümranlık, yargı ve icra yetkisi, şeriat ve ilim verdik. İyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan müslüman önderleri, idarecileri, mü'minleri, işte biz böyle mükâfatlandırırız.
O erginlik çağına erişince kendisine hüküm ve ilim verdik. İşte iyilik yapanları böyle ödüllendiririz.
Erginlik çağına erişince, kendisine hüküm ve ilim verdik. İşte biz, iyilik yapanları böyle ödüllendiririz.
Yûsuf tam kemal çağına ( veya yaşına) varınca, kendisine hikmet ve ilim verdik (ilimle amel, dinde de anlayış bahşettik). İşte biz, güzel iş yapanlara böyle mükâfat veririz.
Yusuf, ergenlik çağına erişince, ona hüküm (peygamberlik) ve ilim verdik. Biz, kendilerini güzelce koruyanları böylece mükâfatlandırırız.
Yûsuf ergenlik çağına erişince, ona hüküm ve ilim verdik. İşte, güzel davrananları biz böyle ödüllendiririz.
Yiğitlik çağına eriştiğinde, biz ona, hem hikmet, hem bilim verdik, iyilik eyleyenlere böyle ödül veririz
(Yusuf) olgunluk çağına erişince ona bir muhakeme yeteneği ve bilgi yöntemi bahşettik. Ve işte iyiliği, güzel davranmayı huy edinenleri böyle mükâfatlandırırız.
Yûsuf sinn-i rüşde irdiği vakit âna ’ilim ve ’akıl virdik biz sabır iden muhsinlere mükâfât ideriz.
Erginlik çağına erince ona hikmet ve bilgi verdik. İyi davrananları böyle mükafatlandırırız.
Olgunluk çağına erişince, ona hikmet ve ilim verdik. İşte biz, iyi davrananları böyle mükâfatlandırırız.
Yûsuf olgunluk çağına erişince, ona hikmet ve ilim verdik. İşte güzel davrananları biz böyle mükâfatlandırırız.
(Yusuf) erginlik çağına erişince, ona (isabetle) hükmetme (yeteneği) ve ilim verdik. İşte güzel davrananları biz böyle mükâfatlandırırız.
Büyüyüp erginleşince ona bilgelik ve bilgi verdik. Güzel davrananları böyle ödüllendiririz.
O, tam erginlik çağına gelince, kendisine ilim ve hüküm verdik. İşte biz, güzel iş yapanları böyle mükafatlandırırız.
Vaktâ ki kıvamına irdi biz ana bir huküm ve bir ılim bahşettik ve işte muhsinlere böyle karşılık veririz
(Yûsuf) en güçlü ve kuvvetli olduğu erginlik yaşına gelince, ona (isabetli ve adaletli) hüküm (verme yeteneği) ve (görülen rüyaları en doğru şekilde tabir etme gibi kıymetli bir) ilim verdik. İşte biz güzel davrananları böyle mükâfatlandırırız.
Olgunluk çağına erişince ona hükmetme yeteneği ve bilgi verdik. İşte Biz, iyi davrananları böyle ödüllendiririz.
O, tam erginlik çağına girince kendisine hüküm ve ilim verdik, işte iyi hareket eden insanları biz böyle mükâfatlandırırız.
Nihâyet (Yûsuf'un) gücü kemâle erince, (biz) ona hikmet ve ilim verdik. İşte iyilik edenleri böyle mükâfâtlandırırız.
Ve (Yusuf) olgunluk çağına erişince ona hikmet (problem çözme bilimi, muhakeme gücü ve doğru hükmetme becerisi) ve ilim verdik. Ve işte sürekli iyilik yapanları (iyiliği, güzel davranmayı huy edinenleri) böyle mükâfatlandırırız.
Yusuf ergenlik çağına geldiğinde, ona hüküm verecek yetki ve ilim verdik. Biz iyilik yapanları böyle mükafaatlandırırız.
Yusuf erginlik çağına varınca ona doğruyu düşünmeyi, bilimi eriştirdik. Biz iyilik edenlerin karşılığını işte böyle veririz.
O, olgunluk/reşit çağına erişince, ona bir hikmet ve ilim verdik. Biz iyi ve güzel davrananları böyle mükâfatlandırırız.
O, kemal çağına geldiğinde kendisine hikmet ve bilgi verdik. İhsan sahiplerini işte böyle mükâfatlandırırız.
Böylece, aradan yıllar geçti. Yûsuf, gençlik dönemini bitirip olgunluk çağına ulaşınca, ona Allah adına hayata hükmetme, düzenleme yetkisi ve katımızdan derin bir ilimbahşettik. İşte Biz, güzel davrananları böyle mükâfatlandırırız.
Erginliğine ulaştığında ona ilim ve hüküm (hikmet) verdik. Muhsinler’i / İyilik-Güzellik Edenler’i böyle mükâfatlandırırız.
Yusuf ergin yaşa geldiğinde ona, siyasî güç yanı sıra bir takım bilgiler de yükledik. Zaten bizim, gönül erlerine karşılığımız hep böyle olmuştur.
Yusuf büyüyüp akıl muhakeme gücüne ulaşınca, gerçekler üzerine hüküm verme, ilmini geliştirme yeteneklerini kullanarak takdir edilen bir kişiliğe ulaştı. Güzel hareket edenleri böyle mükâfatlandırırız!
Olgunluk çağına erişince, kendisine hâkimiyet ve vahiy ilmi verdik. İşte Biz, iyilik yapanları¹ böyle ödüllendiririz.
Derken, ergenlik çağını aştığı zaman [eğriyi doğruyu ayırmaya yetecek] keskin bir muhakeme gücü ve [derin] bir kavrayış yeteneği bahşettik o’na: iyilik yapanları Biz işte böyle ödüllendiririz.
Artık olgunluk çağına ulaşınca, ona doğru karar verme yeteneği ve ilim verdik. İşte biz, iyileri böyle ödüllendiririz. 11/114, 55/60
Artık erişkinlik çağına ulaşınca[¹⁸⁴³] ona bir muhakeme yeteneği ve bilgi (yöntemi) bahşettik: Zira Biz iyileri işte böyle ödüllendiririz.
Yusuf erginlik çağma geldiğinde ona; hüküm (hikmet) ve ilim verdik, işte güzel davrananları biz böyle mükafatlandırırız.
Ne zaman ki rüşdüne/olgunluk çağına erişince, ona hikmet ve ilim verdik. İşte biz, iyi davrananları böyle mükâfatlandırırız.
Vaktâ ki ergenlik çağına erişti, O'na bir hüküm ve bir ilim verdik ve işte muhsin olanları öylece mükâfaatlandırırız.
O kemâl çağına geldiğinde kendisine hüküm ve ilim verdik. İşte güzel iş yapanlara biz böyle karşılık veririz.
(Yusuf), kuvvetli çağına erişince ona hüküm ve ilim verdik. İşte biz, güzel hareket edenleri böyle mükafatlandırırız.
Yûsuf sinn-i rüşde bâliğ oldukda ona hikmeti ve 'ilmi virdik. Ve biz muhsinleri böyle mükâfât ideriz.
Yusuf reşit olunca ona doğru karar verme yeteneği ve bir ilim verdik. Biz, güzel davrananları işte böyle ödüllendiririz.
Erginlik çağına ulaşınca ona hikmet ve ilim verdik. İyileri işte böyle ödüllendiririz.
Yûsuf gerekli olgunluğa ulaşınca ona hükmetme yeteneği ve ilim verdik. Güzel düşünüp güzel davrananları biz işte böyle ödüllendiririz.
daħı ol vaķt kim irdi ķuvvetine virdük aña [120b] hükm eylemek ya'nį peyġamberlıķ daħı 'ilm. daħı şundayuķ yanud virürüz eylük eyleyicilere.
Ol vaḳt ki buluġlik maḳāmına yitişdi. Virdük aña ḥükm‐ile ‘ilmi. Anuñ gibi cezā virür‐biz muḥsinlere.
(Yusif gəncliyinin) ən yetkin dövründə (17,18,21,30 yaxud 33 yaşına) çatdıqda ona hikmət (peyğəmbərlik) və elm verdik. Biz yaxşı işlər görənləri belə mükafatlandırırıq!
And when he reached his prime We gave him wisdom and knowledge. Thus We reward the good.
When Joseph attained(1664) His full manhood, We gave him power and knowledge: thus do We reward those who do right.(1665)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |