24 Nisan 2025 - 26 Şevval 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Yûsuf Suresi 21. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vekâle-lleżî-şterâhu min misra limraetihi ekrimî meśvâhu ‘asâ en yenfe’anâ ev netteḣiżehu veledâ(en)(c) vekeżâlike mekkennâ liyûsufe fî-l-ardi velinu’allimehu min te/vîli-l-ehâdîś(i)(c) va(A)llâhu ġâlibun ‘alâ emrihi velâkinne ekśera-nnâsi lâ ya’lemûn(e)

Mısır halkından olup onu satın alan kişi, karısına, buna izzetle muamele et, umarım ki bize faydası dokunur, yahut da onu evlat ediniriz demişti. İşte Yusuf'u, Mısır'da böylece yerleştirdik de ona rüya yormasını öğrettik ve Allah, yaptığı işte üstündür daima, fakat insanların çoğu, bunu bilmez.

(Nihayet Mısır’a vardıklarında, köle pazarında görüp) Onu satın alan bir Mısırlı (Aziz,) karısına: "Onun yerini üstün tut (ona güzel bak), umulur ki bize yararlı olabilir ya da onu evlat ediniriz" demişti. Böylelikle Biz, Yusuf’u yeryüzünde (Mısır’da) yerleşik kıldık. Ona sözlerin (ve düşlerin) yorumundan (olan bir bilgiyi) öğrettik. Allah, (her işinde, takdirinde ve) emrinde galip olandır, ancak insanların çoğu gerçeği bilmeyen (cahil ve gafillerdir).

Ve onu satın alan Mısırlı adam karısına, “O'na iyi bak” dedi. “Belki bize yararı olur. Kaldı ki, evlatlık edinebiliriz onu.” Böylece Yûsuf'a o ülkede iyi bir yer sağladık ki, ona olayların içyüzüne ve gerçek anlamına dair bir kavrama öğretelim diye. Allah şüphesiz istediğini yapmaya güç yetirendir. Fakat insanların çoğu bu gerçeği bilmiyorlar.

Onu satın alan Mısırlı, eşine:
“Onu konağa yerleştir, izzet ikramda bulun, güzel ağırla. Umulur ki bize faydası olur. Ve onu kendimize oğul ediniriz.” dedi. Böylece o ülkede, Yûsuf'a makam, mevki, güç ve itibar hazırladık. Ona, meselelerin, olayların tahlilini, ilmî esaslara dayalı yorumunu, doğacak sonuçları hesap edebilmeyi, akıl yürütmeyi, rüyaların tâbirini öğrettik. Allah'ın, planını icra etmeye gücü kudreti yeter. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.

Mısır'da onu satın alan kişi hanımına: "Buna iyi bak! Olur ki bize yarar sağlar yahut kendisini evlat ediniriz" dedi. Böylece Yusuf'u (o) yere yerleştirdik ki, kendisine rüyaların yorumunu öğretelim. Allah emrinde galibdir (mutlak güç ve irade sahibidir), ancak insanların çoğu bilmez.

Onu satın alan bir Mısır'lı (aziz,) karısına: 'Onun yerini üstün tut (ona güzel bak), umulur ki bize bir yararı dokunur ya da onu evlat ediniriz' dedi. Böylelikle biz, Yusuf'u yeryüzünde (Mısır'da) yerleşik kıldık. Ona sözlerin yorumundan (olan bir bilgiyi) öğrettik. Allah, emrinde galib olandır, ancak insanların çoğu bilmezler.

Mısır halkından Yûsuf'u satın alan (vezir), karısına şöyle dedi: “- Bunun yerini iyi yap, kendisine güzel bak, umulur ki, bize bir faydası dokunur, yahut onu evlâd ediniriz.” İşte, Yûsuf'u böylece Mısır memleketine yerleştirdik ve ona rüyaların tâbirini öğrettik. Allah, emrinde galibdir, (iradesi geri çevrilemez) fakat insanların çoğu bunu bilmezler.

Mısır’dan onu satın alan kişi, hanımına: “Ona güzelce bak! Bize faydası olabilir veya onu evlat ediniriz” dedi. İşte böylece, yeryüzünde Yusuf’a imkân sağladık. (Ki Mısır’da peygamberlikle görevlendirelim) ve ona olayların tevilini öğretelim. Şüphesiz Allah, istediğini yapmaya güç yetirendir. Fakat insanların çoğu bilmiyorlar.

Onu satın alan Mısırlı, hanımına, “Ona iyi bak, belki bize yararı dokunur ya da onu evlât ediniriz” dedi. Böylece biz Yûsuf'a o yerde güzel bir imkân verdik ki ona olayların yorumunu öğretelim. Allah, emrini yerine getirendir, fakat insanların çoğu bilmezler.

Bir Mısırlı satın aldı Yusuf'u, karısına dedi ki: «Bunu iyi bakasın, belki, bizlere faydası ola, ya da oğullanırız», böylelikle Yusuf'u Mısır'da yerleştirdik, ona, sözlerin tevilin öğrettik, Allahın buyrumu yerine gelir, insanların pek çokları bilmezler

Onu satın alan Mısırlı adam karısına: “Ona güzel bak, umulur ki bize bir yararı dokunur ya da (durumuna göre) onu evlat ediniriz” dedi. İşte bu şekilde biz, Yusuf'u o yere (Mısır'a) yerleştirdik. Ona olayların doğru yorumunu öğrettik. Zira Allah, emrini yerine getirmeye kadirdir. Fakat insanların çoğu (bunu) bilmez.

Hz. Yusuf’u satın alan adamın, o günkü Mısır’ın Maliye Bakanı Kıtfir olduğu ve hanımın adının Züleyha olduğu söylenmektedir. Yusuf’un serüveni Tevrat’... Devamı..

Ânı satın alan bir Mısırlı karısına didi ki: "Buna ikrâm it belki bir gün bize fâidesi dokunur yâhud evlâdlığa kabûl ideriz" Bu vecihle o memleketde Yûsuf’ı yerleşdirdik ve âna vekâyi’i keşf itmeği öğretdik. Allâh’ın emri mutlak icrâ olunur lâkin insânların ekserîsi bilmez.

Mısır'da onu satın alan kimse karısına: "Ona güzel bak, belki bize faydası olur yahut ta onu evlat ediniriz" dedi. Biz işte böylece Yusuf'u o yere yerleştirdik; ona, rüyaların nasıl yorumlanacağını öğrettik. Allah, işinde hakimdir, fakat insanların çoğu bunu bilmezler.

Onu satın alan Mısırlı kişi, hanımına dedi ki: “Ona iyi bak. Belki bize yararı dokunur veya onu evlat ediniriz.” İşte böylece biz Yûsuf’u o yere (Mısır’a) yerleştirdik ve ona (rüyadaki) olayların yorumunu öğretelim diye böyle yaptık. Allah, işinde galiptir, fakat insanların çoğu bunu bilmezler.

Onu satın alan Mısırlı adam karısına, “Ona değer ver, güzel bak! Umarım ki bize faydası dokunur veya onu evlât ediniriz.” dedi. İşte böylece Yûsuf’a orada bir yer sağladık ve bunu (rüyada görülen) olayların yorumunu ona öğretelim diye de yaptık. Allah, emrini yerine getirmeye kādirdir. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.

Mısır'da onu satın alan adam, karısına dedi ki: «Ona değer ver ve güzel bak! Umulur ki bize faydası olur. Veya onu evlât ediniriz.» İşte böylece (Mısır'da adaletle hükmetmesi) ve kendisine (rüyadaki) olayların yorumunu öğretmemiz için Yusuf'u o yere yerleştirdik. Allah, emrini yerine getirmeye kadirdir. Fakat insanların çoğu (bunu) bilmezler.  

 Tefsirlerdeki rivayete göre Hz. Yusuf’u himayesine alan bu zat Mısır’ın maliye bakanı idi. O, Hz. Yusuf’un zekâ ve kabiliyetini sezmiş, bu yüzden ile... Devamı..

Onu Mısır'da satın alan kişi, karısına, "Ona iyi bak, olur ki bize yararı dokunur, ya da onu evlat ediniriz," dedi. Böylece Yusuf'u yeryüzünde yerleştirip ona rüyaların yorumunu öğretiyorduk. ALLAH işini sonuçlandırandır; fakat halkın çoğu bunu bilmez.

Onu satın alan Mısırlı, eşine dedi ki: "Buna güzel bak. Bize faydalı olabilir, ya da evlat ediniriz." Yusuf'u böylece oraya yerleştirdik. Ona rüyaların tabirini de öğrettik. Allah emrinde galiptir. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.

Mısırdan onu satın alan ise haremine dedi ki: buna güzel bak, umulur ki bize faidesi olacaktır, yâhud evlâd ediniriz, bu suretle Yusüfü orada yerleştirdik; hem de ona hâdisatın mealini istihraca dair ılimler öğretelim diye, öyleya Allah, emrine galibdir velâkin insanların ekserisi bilmezler

Yûsuf’u satın alan Mısırlı (vezir), karısına, “Ona iyi bak, belki bize faydası olur yahut da (durumuna göre) onu evlat ediniriz” dedi. İşte böylece biz, Yûsuf’u o yere (Mısır’a) yerleştirdik ve ona rüyaların tabirini öğrettik. Allah her işinde mutlak galiptir. Fakat insanların çoğu (bunu) bilmez.

Onu satın alan Mısırlı, hanımına: “Ona iyi bak, bize faydası olabilir, belki de onu evlat ediniriz.” dedi. Böylece Yûsuf'u oraya yerleştirdik ve ona kimi hadislerin¹ yorumunu da öğrettik. Allah, takdir ettiğini yapandır. Ancak insanların çoğu bunu bilmezler.

1- Haberlerin, olayların.

Onu satın alan bir Mısırlı, karısına dedi ki: «Bunun makaamını (indimizde) şerefli tut. Umulur ki bize fâidesi olur. Yahud onu evlâd ediniriz», işte Yuusufu böylece arz (-ı Mısır) da yerleşdirdik ve ona rü'yâların ta'bîrini öğretdik. Allah emrinde (haakim ve) gaalibdir. Fakat insanların çoğu (bunu) bilmezler.

Onu satın alan Mısır'lı (vezir) ise, karısına: “Onun makamını şerefli tut (ona iyi bak)! Olur ki bize faydası dokunur veya onu evlâd ediniriz” dedi.(1) Böylece Yûsuf'u o yerde (Mısır'da) yerleştirdik (ki adâletle hükmetsin), bir de ona rüyâların ta'bîrini öğretelim(diye böyle yaptık).(2) Allah ise, emrinde galibdir (dilediği herşeyi yapar); fakat insanların çoğu bilmezler.

(1)İbn-i Mes‘ûd (ra) der ki: “İnsanların en ferâsetlisi üç kişidir: Birisi, esir pazarında Hz. Yûsuf(as)’ın kıymetini bir bakışta anlamakla Azîz-i Mıs... Devamı..

Onu satın alan Mısırlı (aziz,) hanımına: “Ona iyi bak, belki bize yararı dokunur ya da onu evlat ediniriz” dedi. Böylece biz Yusuf’a o yerde güzel bir imkân verdik ki ona olayların yorumunu öğretelim. Ve (zatım olan) Allah, emrine galiptir (dilediği her şeyi yapar). Fakat insanların çoğu (bu gerçeği) bilmezler. *

(*) Hz. Yusuf’u satın alan adamın, o günkü Mısır’ın Maliye Bakanı Kıtfir olduğu ve hanımın adının Züleyha olduğu söylenmektedir. Yusuf’un serüveni Tev... Devamı..

Şehirde Yusuf’u satın alan, karısına dedi ki “Onun için kalacak iyi bir yer hazırla, belki bize (ilerde) faydası dokunur veyahut da onu evlat ediniriz” dedi. Böylece Yusuf’a sözlerin nasıl yorumlanacağını (sonuç çıkarılacağını) öğretmek için, yeryüzünde kalacağı iyi bir mekâna yerleştirmiş olduk. Allah bütün işleri dilediği gibi sonuçlandırandır. Fakat insanların çoğu bunu bilmiyor.

Yusuf’u satın alan Mısırlı karısına şöyle dedi: "Ona iyi bak. Olur a, günün birinde işimize yarıyabilir. Belki de onu kendimize oğul ediniriz." Böylece Yusuf’u o ülkeye yerleştirdik. Ona olayları nasıl yorumlıyacağını da öğrettik. Allah kendi başına buyruktur. Ancak insanların pek çoğu bunu bilmezler.

Onu satın alan Mısırlı biri karısına «— Ona iyi bak, olabilir ki bize faydası dokunur veya onu oğul ediniriz» dedi. Bunun gibi [⁶] biz Yusuf/u Mısır toprağında mevki sahibi kıldık. Ona rüya tabirini de öğrettik. Allah fermanında [⁷] galiptir, fakat birçok nâs onu bilmez.

[6] Ölümden, kuyudan kurtardığımız, satın alan kimsenin kalbine muhabbet verdiğimiz gibi.[7] İradesi yerine gelir. Emrini tevkif edecek yoktur.... Devamı..

Onu satın alan Mısırlı⁵ karısına dedi ki: “Ona iyi bak! Belki bize faydası olur veya onu evlat ediniriz.” Böylece biz Yûsuf’u o yere yerleştirdik ki, ona olayların yorumunu öğretelim. Zira Allah buyruğunu yerine getirendir. Fakat insanların çoğu bilmezler.

5 Tevrat’a göre, yüksek rütbeli bu Mısırlı’nın adı, Potifar’dır. Bkz. Tekvin, Bab, 39, ayet, 1-2

Mısır'da onu satın alan kimse karısına, “Onun yerini yüce tut, belki bize faydası olur yahut da onu evlat ediniriz” dedi. Biz işte böylece Yusuf'u, kendisine (rüyadaki) olayların yorumunu öğretelim diye o yere yerleştirdik. Allah, işinde üstündür, fakat insanların çoğu bunu bilmezler.

Onu satın alan Mısırlı, kralın önde gelen vezirlerinden biriydi. Yûsuf’u alıp sarayına götürdü ve karısına dedi ki: “Ona iyi bak, en güzel şekilde yetişmesi için hiçbir fedâkârlıktan kaçınma. Çok zeki ve yetenekli bir çocuğa benziyor, belki bize ileride faydası olur, yahut onu kendimize evlat ediniriz.”
İşte böylece Biz,Yûsuf’ao ülkedegüzel bir ortam hazırladık verüyadagörülen olayları yorumlama ve meselelerin içyüzüne vâkıf olma bilgisini ona öğretmek için, kendisini katımızdan bir ilhâm ile destekledik. İşte Allah, irâdesini yerine getirmekte böylesine güçlüdür; ne var ki, insanların çoğu bunu bilmezler.

Mısır’dan / Şehir’den, onu satın almış kimse karısına dedi ki:
“Ona güzel bak! Umulur ki bize yarar sağlar veya onu evlad ediniriz”. Olaylar’ın yorumundan ona öğretelim diye Yûsuf’u Arz’da / Ülke’de güçlü konuma böyle getirdik. Allah kendi işine galiptir; ama İnsanlar’ın en çoğu bilmez”.

Onu satın alan Mısırlı vezir, karısına şöyle diyordu: " Ona iyi bak. İşimize yarayabilir. Bakarsın onu evlat bile edinebiliriz. " Bu şekilde Yusuf'un dünyadaki yerini berkittik. Çünkü ilerde ona, olayların yorumunu öğretecektik. Çünkü Allah işini bilirdi, ama çokları, olup biteni anında yorumlayamazdı...

Köle pazarında alışveriş için dolaşan zengin bir Mısırlı Yusuf’u çok ucuz bir fiyatla satın alarak evine getirdi. Karısına; "Ona iyi bak! Belki bize yararı dokunur ya da onu evlat ediniriz!" dedi. Böylece biz Yusuf’a yeryüzünde imkânlar verdik! Ona vereceğimiz nimetler için zemin hazırladık! Zamanı gelince ona rüyasındaki olayların sonucunu gösterelim! Allah emrini yerine getirendir ama insanların çoğu bilmezler.

Mısır’da onu satın alan kişi, hanımına şöyle demişti: “Ona değer ver (güzel bak)! Belki bize yararı olur veya onu evlat ediniriz.” [*] İşte böylece kendisine (rüyadaki) olayların yorumunu öğretmemiz için Yusuf’u o yere (Mısır’a) yerleştirmiştik. Allah işinde üstündür. Fakat insanların çoğu bilmezler. [*]

Hz. Yusuf’u köle pazarından satın alan Aziz’in bu sözü daha sonraki dönemlerde Hz. Musa’yı nehirden alan Firavun’un hanımının dilinden de dökülmüştür.... Devamı..

Mısır’da onu satın alan kişi karısına: “(Bu çocuğa) iyi bak, belki bize bir yararı dokunur, belki de onu evlât ediniriz.” dedi. Böylece Biz, Yûsuf’u, kendisine olayların açıklanmasına dâir (ilimler) öğretelim¹ diye oraya yerleştirdik. Allah ne yapacağını çok iyi bilir, fakat insanların çoğu bilmezler.

1 Âyetin bu bölümü, “Yûsuf’u oraya, kendisine rüya yorumuna dâir ilimler öğretelim diye yerleştirdik…” şeklinde de tercüme edilebilir.... Devamı..

Ve o’nu satın alan Mısırlı adam, ²¹ karısına: “Ona iyi bak;” dedi, “belki bize yararı olur; kaldı ki, evlatlık da edinebiliriz o’nu”. Böylece, Yusuf’a o ülkede iyi bir yer sağladık; [bunu yaptık]ki, o’na olayların iç yüzüne, gerçek anlamına dair bir kavrayış öğretelim. ²² İşte, Allah edip-eylediği işlerde böyle galiptir; ne var ki, insanların çoğu bunu bilmez.

21 Kur’an bu kişinin adından ve konumundan söz etmiyor; ama surenin devamında (30. ayette) kendisinden ‘azîz (“büyük [ya da “saygın/güçlü] kimse”) ola... Devamı..

Mısır’da Yusuf’u satın alan kimse, hanımına dedi ki; “Ona iyi bak; belki bize faydası dokunur ya da onu evlat ediniriz.” Böylece biz Yusuf’u oraya yerleştirdik. Ona rüyaların ve olayların yorumunu öğrettik. Allah takdir ettiği her işi gerçekleştirir, fakat insanların çoğu bunu bilmez. 28/8-9

Ve onu satın alan Mısırlı adam karısına dedi ki: “Ona iyi bak! Bakarsın bize yararı dokunur; ya da onu evlat edinebiliriz.” İşte böylece Yusuf için o ülkede sağlam bir zemin hazırladık. Yine (bu şekilde) ona olayların doğru yorumunu öğrettik.[¹⁸⁴²] Zira Allah murad ettiği işi başarıyla sonuçlandırandır; ve fakat insanların çoğu bunu bilmemektedir.

[1842] Aynı terkibin kullanıldığı 6. âyetin ilgili notuna bkz.

Onu satın alan Mısırlı (Mâliye Nâzırı) hanımına (Zeliha'ya); "Ona değer ver, güzel bak. Umulur ki bize faydası olur veya evlat ediniriz" dedi. İşte Yusuf'u biz böylece Mısır'a yerleştirdik ve ona rüya tabirini öğrettik. Allah her emrini yerine getirmeye elbette kâdirdir, fakat insanların çoğu bundan gâfildir. (Olayların içyüzünü bilmezler)

Onu satın alan Mısırlı kişi, hanımına dedi ki: "Ona iyi bak. Belki bize yararı dokunur veya onu evlat ediniriz. " İşte böylece biz Yûsuf’u o yere (Mısır’a) yerleştirdik ve ona (rüyadaki) olayların yorumunu öğretelim diye böyle yaptık. Allah, işinde galiptir, fakat insanların çoğu bunu bilmezler.

Ve O'nu satın alan Mısırlı, refikasına dedi ki: «O'nun mevkine güzelce riâyet et. Umulur ki, bize faideli olacaktır veya O'nu evlad ediniriz.» Ve işte Yusufu öylece Mısır'da yerleştirdik ve hem de O'na rüyaların tâbirini öğretelim diye. Ve Allah Teâlâ, emri üzerine galiptir velâkin nâsın ekserisi bilmezler.

Mısır'da Yusuf'u satın alan vezir, hanımına: “Ona güzel bak! ” dedi, “Belki bize faydası dokunur, yahut onu evlat ediniriz! ” Böylece Yusuf'un o ülkede yerini sağlamlaştırdık, ona imkân verdik ve bu cümleden olarak, ona rüyaların yorumunu öğrettik. Allah Teâlâ iradesini yerine getirmekte her zaman mutlak galiptir, fakat insanların çoğu bunu bilmezler. {KM, Tekvin 10, 6; Keza 39. bölüm}

Tevrat ve Talmud’a göre onu satın alan, kıraliyet muhafız alay komutanı idi. Hanımının adı Talmud’a göre Zeliha idi. İleride Hz. Yusuf ile evlenmesi ş... Devamı..

Onu satın alan Mısır'lı (hazine bakanı Kıtfir), karısı(Zeliha'y)a: "Ona iyi bak, belki bize yararı dokunur, ya da onu evlad ediniriz!" dedi. Böylece biz Yusuf'a o yerde güzel bir imkan verdik ki ona düşlerin yorumunu öğretelim. Allah, buyruğunu yerine getirendir, ama insanların çoğu bilmezler.

Onı satın alan Mısırlı, zevcesine: "Buna eyi bak ve ikrâm it. Olabilir ki ondan bize karşı menfa'at ola veyâhud onı kendimize evlâd ittihâz ideriz" didi. Bu sûretle Yûsuf'ı yeryüzünde temkîn iyledik. Ve ona ru'yâ ta'bîri 'ilmini öğretdik. Her emrinde Allâh Te'âlâ gâlibdir. Lâkin nâsın ekserîsi bunı bilmez.

Onu Mısır’da (kervancılardan) satın alan kişi karısına şöyle dedi: “Bunu değerli bir konumda tut; işimize yarayabilir ya da evlat ediniriz.” Böylece Yusuf’u o ülkede iyi bir yere yerleştirdik ki ona olayları nasıl yorumlayacağını öğretelim. Allah işinin üstesinden gelir ama insanların çoğu bunu bilmezler.

Mısır'da onu satın alan kimse, karısına: -Ona güzel bak, belki bize faydası olur veya onu evlat ediniriz, dedi. Yusuf'u biz, oraya böyle yerleştirdik. Ona olayların yorumunu öğrettik. Allah, işinde hakimdir fakat insanların çoğu bunu bilmez

Mısır'da onu satın alan kişi hanımına dedi ki: “Ona güzel bak. Belki bize bir faydası dokunur, yahut onu evlât ediniriz.” Yusuf'u böylece ülkede yerleştirdik. Ve ona rüya tabirini öğrettik. Allah, işlerini kendi dilediği gibi yapar; lâkin insanların çoğu bunu bilmez.

Onu satın alan Mısırlı, karısına şöyle dedi: "Ona iyi bak, kendisine güzel bir yer hazırla. Bize yararı dokunabilir. Belki de evlat ediniriz onu." İşte bu şekilde biz Yûsuf'a yeryüzünde imkân verip o toprağa yerleştirdik ki, ona olayların/haberlerin yorumunu öğretelim. Allah, kendi emrine Gâlib'dir/kendi emrine hükmeder. Ama insanların çokları bilmiyorlar.

daħı eyitti ya'nį 'azįz ol kim śatun aldı anı ya'nį 'azįz mıśrdan 'avratına ya'nį zelįhā “aġırla ŧuraġını ola kim aśśı eyleye bize yā dutavuz anı oġlan.” daħı ancılayın yirlendürdük yūsuf’ı yirde ya'nį mıśr-y-irinde daħı ögredevüz aña sözler tefsir eylemekden yaña daħı Tañrı ġālibdur iş üzere velįkin ādemįler eyreġi bilmezler.

Daḫı eyitdiler ol kişiler ki Yūsufı ṣatun almış idi Mıṣr şehrinden ‘avratınaki Zelīḫā idi: Yūsufı yaḫşı bisle, ola ki bir gün bize yaraya, yā özini oġulidinevüz, didi. Anuñ gibi berkitdük Yūsuf ḥükmini yir yüzinde, daḫı ög‐retmeg‐içün özine düşler te’vīlini. Tañrı Ta‘ālā ġālibdür emrine, lākin çoḳ kişi‐ler bilmezler.

(Yusifi) Misirdə satın alan (padşahın Əziz ləqəbli vəziri Qitfir) öz zövcəsinə belə dedi: “Ona hörmət et (yaxşı bax). Ola bilsin ki, bizə fayda versin və ya onu oğulluğa götürək!” Beləliklə, Yusifi o yerdə (Misirdə) yerləşdirdik, həm də ona yuxu yozmağı öyrətdik. Allah Öz işində (əmrində) qalibdir (istədiyini edəndir), lakin insanların əksəriyyəti (bunu) bilməz!

And he of Egypt who purchased him said unto his wife: Receive him honourably. Perchance he may prove useful to us or we may adopt him as a son. Thus We established Joseph in the land that We might teach him the interpretation of events. And Allah was predominant in his career, but most of mankind know not.

The man in Egypt(1659) who bought him, said to his wife: "Make his stay (among us) honourable:(1660) may be he will bring us much good, or we shall adopt him as a son." Thus did We establish Joseph in the land,(1661) that We might teach him the interpretation of stories(1662) (and events). And Allah hath full power and control over His affairs; but most among mankind know it not.(1663)

1659 Joseph is now clear of his jealous brethren in the land of Canaan . The merchants take him to Egypt . In the city of Memphis (or whatever was the... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.